Avrupa Yeşil Mutabakatı ortaya atıldığı günden beri beraberinde birçok soruyu da getirdi. Mutabakat çerçevesinde AB’nin 2050’ye kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlanması hedefleniyor. Sistemin nasıl yürütüleceğine dair tüm plan ve programlar hazır. Ancak mutabakat sadece AB üye ülkelerini değil, AB ile iş birlikleri bulunan herkesi çok yakından ilgilendiriyor. Ticarette varlığını devam ettirmek isteyen herkes ekonominin anahtarının, çevreye uyum olduğunu artık kabul etmek zorunda.

İklim sorunu tüm dünyada etkili önlemler alınarak çözüme ulaştırılması gereken bir kriz halini aldı. Uzun yıllardır iklim değişikliği, sera gazı, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması gibi konularda çalışmalar yürüten Avrupa Birliği 2019 yılının kasım ayında Avrupa Yeşil Mutabakatını ortaya koydu.

Söz konusu mutabakat sadece AB üyelerini değil, AB ülkeleriyle ekonomik, siyasi bağlantıları olan tüm ülkeleri, kamu kurum-kuruluşlarını ve özel sektörü yakından ilgilendiriyor. AB’nin ekonomik etki alanı düşünüldüğünde mutabakatın çok büyük bir güce sahip olduğu da ortaya çıkıyor.

Peki ama AB Yeşil Mutabakatı nedir? Kimleri etkileyecek? Nasıl etkileyecek? Türkiye buna nasıl uyum sağlayacak? Tüm bu ve daha fazla sorunun cevabını bu sayımızda ayrıntılı bir şekilde inceledik. Gazeteci Çetin Ünsalan ve MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır kaleme aldıkları makaleler ile konuyu farklı noktalarından anlattılar. ABD Enerji ve Çevre Bakanlığı Kıdemli Ekonomisti, Öğretim Üyesi, Jove Global Sürdürülebilir Yatırım Şirketi Kurucu Danışmanı Olivia Manazagol ve HKTM Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Atıl ile gerçekleştirdiğimiz röportajlarda da Yeşil Mutabakatın Türkiye’ye getirilerini, piyasaların özellikle sanayinin geçireceği dönüşümü konuştuk.

Altın kural doğaya saygılı üretim

En baştan şunu söylemek de fayda var ki; Avrupa Yeşil Mutabakatı hepimizin hayatında köklü değişikler yapmasına yol açacak. Bildiğimiz, alışkın olduğumuz doğrular tamamen ortadan kalkacak. Doğaya saygılı üretim, ticaret yapanlar ödüllendirilirken, bunun dışında kalanları ise büyük maddi yaptırımlar bekliyor olacak. Çünkü söz konusu sistemle birlikte ürettiğiniz üründen, verdiğiniz hizmetten önce çevreye uygun hizmet verip vermediğinizi belgelerle kanıtlamanız gerekecek. Şayet firmanız karbon salınımı yüksek ürünlere sahipse, sınırda ek vergilerle karşı karşıya kalabileceksiniz. Hatta zaman içinde tercih edilmemeye, bu nedenle de ticari ilişkilerinizi kaybetmeye başlayabilirsiniz. Dolayısıyla Yeşil Mutabakata uyum sağlamak bir tercihten çok bir zorunluluk, gereklilik olacak. Doğaya saygı duyan, kendinden sonraki nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı kendine görev edinmiş her birey, kurum, kuruluş ve firmanın zaten bu getirilere isteyerek katılması gerekiyor. Kısacası bu ve benzeri uygulamaları ticari külfet olarak görmekten bir an önce vazgeçilmeli ve zaman varken aksiyon alınmalı. Durum sadece AB ile de sınırlı değil. Çin, ABD, Güney Kore, Japonya gibi karbon salınımı üst düzeyde olan dünya lideri ülkeler de birer birer karbon nötr hareketi çerçevesinde yeni kanunlar ve yaptırımları ortaya koyuyor.

Yedi politika çerçevesinde kurgulandı

AB Yeşil Mutabakatı; temiz enerji, sürdürülebilir sanayi, inşaat ve renovasyon, tarladan sofraya, kirliliğin ortadan kaldırılması, sürdürülebilir hareketlilik ve biyoçeşitlilik olmak üzere toplamda yedi politika çerçevesinde kurgulandı. AB, mutabakat kapsamında hedeflenen dönüşümün gerçekleştirilmesi sürecinde yol gösterici nitelikte olması ve araç görevi görebilmesi için bazı plan ve mekanizmalar da kurguladı. Bunlar; mutabakat kapsamında gerekli yatırımların yönetilmesi konusunda çerçeve niteliği taşıyan Avrupa Yeşil Mutabakatı Yatırım Planı, süreçten sosyoekonomik olarak zarar görme riski bulunan bölge ve toplulukların negatif etkilenmesinin önüne geçmek amacıyla kurgulanan Adil Dönüşüm Mekanizması, Avrupa’nın 2050’de iklim-nötr olması hedefinin gerçekleştirilebilmesine engel olabilecek ulusal uygulama farklarını ortadan kaldırmayı hedefleyen Avrupa İklim Yasası, yeşil ve dijital dönüşüm ile endüstri ve KOBİ’lerin desteklenmesini hedefleyen Avrupa Endüstriyel Stratejisi ve sürdürülebilir üretim ve tüketim pratiklerinin birlik içerisinde benimsenmesini hedefleyen Döngüsel Ekonomi Eylem Planı olarak karşımıza çıkıyor.

AB ile sürdürdüğü iş birliklerinin aksamaması adına Türkiye’nin mutabakat kapsamında özellikle tarım, elektronik, ambalaj, plastik, tekstil ve inşaat alanlarında değişim geçirmesi gerekiyor. Bu doğrultu da bazı önemli adımlar atılmaya başlandı. Öncelikle; Ticaret Bakanlığı AB Yeşil Mutabakatı Eylem Planını yayımladı. Bununla beraber Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planına ilişkin genelge yayımlayarak, eylem planının uygulanmasını takip etmek ve gerekli koordinasyonu sağlamak üzere Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu oluşturulduğunu duyurdu.

Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu oluşturuldu

Söz konusu çalışma grubu ile ilgili Erdoğan şu bilgileri verdi; “Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB politikalarında öngörülen değişikliler, uluslararası ticaret ve ekonomide meydana gelen dönüşüm ile 2023 ve kalkınma hedeflerimiz doğrultusunda; ekonomimizin lokomotifi olan ihracatımızda rekabetçiliğimizin korunması ve geliştirilmesi, AB ile Gümrük Birliği kapsamında tesis edilen ileri ekonomik bütünleşme ile ülkemizin küresel ekonomiye ve tedarik zincirlerine sağladığı entegrasyonun güçlendirilmesi bakımından büyük önem arz ediyor. Eylem Planının uygulanmasını takip etmek, küresel politika gelişmeleri doğrultusunda çalışmaları yönlendirmek ve gerekli koordinasyonu sağlamak üzere Ticaret Bakanlığının ilgili Bakan Yardımcısının başkanlığında, Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu tesis edilmiştir.”

32 hedef – 81 eylem

Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan AB Yeşil Mutabakat Eylem Planında Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan ihracatta rekabetçiliğin korunması ve geliştirilmesi, Türkiye’nin Gümrük Birliği sayesinde AB ile sağlamış olduğu bütünleşmenin derinleştirilmesine katkı sağlanması hedeflendiği belirtildi. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile öngörülen kapsamlı değişiklikler başta olmak üzere bu alandaki dönüşüme hızlıca uyum sağlanması ve karşı karşıya kalınacak risklerin fırsata çevrilmesi amacıyla hazırlanan eylem planı 9 ana başlık altında toplam 32 hedef ve 81 eylemi içeriyor. Eylem planına, Ticaret Bakanlığı’nın resmi internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

Eylem Planı Hedefleri

  • Sınırda Karbon Düzenlemeleri
  • Yeşil ve Döngüsel Bir Ekonomi
  • Yeşil Finansman
  • Temiz, Ekonomik ve Güvenli Enerji Arzı
  • Sürdürülebilir Tarım
  • Sürdürülebilir Akıllı Ulaşım
  • İklim Değişikliği ile Mücadele
  • Diplomasi
  • Bilgilendirme ve Bilinçlendirme Faaliyetleri

AB Yeşil Mutabakat Eylem Planında yer alan sınırda karbon düzenlemeleri kapsamında:

  • Sınırda karbon düzenleme mekanizmasının enerji yoğun ve kaynak yoğun sektörlere etkilerinin senaryolar bazında modellenerek sektör bazında çalışılması ve yapılması gereken eylemlerin belirlenmesi hedefleniyor.
  • Karbon Düzenlemesine tabi olabilecek öncelikli imalat sanayi sektörlerinde sera gazı salımının azaltılmasını desteklemek amacıyla Türkiye’nin yol haritası veya faaliyetleri belirlenecek.
  • Türkiye’nin uygun bir karbon fiyatlandırma mekanizmasına yönelik çalışmalar kapsamında, AB’nin sınırda karbon düzenlemesi dikkate alınarak karbon fiyatlandırma konusundaki Türkiye’nin pozisyonunu belirlemeye yönelik çalışmalar yürütülecek.
  • Türkiye’de de bir karbon fiyatlandırma mekanizmasına yönelik değerlendirme çalışmalarına paralel olarak, sektörler üzerinde oluşacak ilave maliyetlere ve ekonomik etkilerine yönelik çalışmalar yapılarak, artan maliyetlere yönelik destek mekanizmaları değerlendirilecek.
  • Sanayiden kaynaklı sera gazı emisyonlarının izlenmesine yönelik sistem, ihtiyaçlara göre geliştirilecek.
  • AB tarafından belirlenecek metodoloji-standartlar çerçevesinde belgelendirme faaliyeti gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar yürütülecek ve raporlamaya ilişkin teknik destek sağlanacak.