Türkiye’nin 2023-2030 hedeflerine kılavuzluk etmesi düşünülen İhracat Ana Planı, yakın zamanda Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan tarafından açıklandı. Plana göre hedef ürün, hedef pazara yaklaşımı ile 17 ülke belirleyen Türkiye, beş ana sektörde ise hedef pazarlardaki ihracat payını en az ikiye katlayacak. Makine, otomotiv, elektrik-elektronik, kimya ve gıda sektörlerinin merkezinde, Akıllı İhracat Platformu ile desteklenecek plan, özellikle KOBİ’lerin yüzde 75’inin Eximbank destekleriyle ivme kazanması açısından kritik öneme sahip. Söz konusu planın makine sektörü açısından ele aldığımızda ise artık daha hızlı katma değer üretecek yeni bir döngünün fitilinin ateşlendiğini söylemek mümkün.

Hedef ülkelerin ithalatından alınan pay iki kat artacak

‘Hedef ülke hedef sektör’ yaklaşımı ile Türkiye’den yapılan ithalatı 17 ülkede ikiye katlamayı öngören planın makine sektörü açısından kritik öneme sahip olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Türkiye’nin yüksek teknoloji üreten başat sektörleri arasında yer alan makine sektörü için Eximbank kredisi ve Ar-Ge teşvikleriyle ivme kazanmak kritik öneme sahip. Bu sayede KOBİ’lerin etkin olamadığı pazarlara dahi girmesi söz konusu olacak.

Bununla beraber, artık küresel ticarette yüksek teknoloji rekabetinden kaynaklı ortaya çıkan korumacı politikaların bir bakıma teknolojiyi belirleyen ülkelerin ekmeğine yağ sürdüğü bir dönemde Türkiye’nin yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatından aldığı payı artırmayı bir devlet politikası olarak benimsemesi ise makine sektörü için güçlü bir argüman sunuyor. 17 hedef ülkede makine sektörünün yaptığı ihracatta da şöyle bir bakarak, İhracat Ana Planının sektör açısından önemini de ortaya koymak mümkün. Söz konusu pazarlar yoğun nüfus ve tüketim bakımından potansiyel arz etmesine rağmen mevcut durumda sınırlı kalan makine ihracatının yeni planla birlikte ivme kazanması ağaç işleme makineleri grubu için de dinamik bir yapının kurulmasını sağlayacak.

Pastadan daha fazla pay almak için neden olmasın?

Türkiye makine sektörü, 17 hedef ülkeye 2018 yılının tamamında 1,8 milyar dolarlık makine ihracatı yapmış. Farklı bir ifadeyle Türkiye, yaklaşık 4,4 milyar kişinin ikamet ettiği bu ülkelere son derece sınırlı rakamlarla makine ihraç etmiş. Ülke ülke ihracat rakamlarına baktığımızda ise Türkiye 2018 yılında ABD’ye 418, Brezilya’ya 25, Çin’e 62, Etiyopya’ya 24, Fas’a 88, Güney Afrika’ya 58, Güney Kore’ye 48, Hindistan’a 115, Irak’a 192, İngiltere’ye 232, Japonya’ya 12, Kenya ve Malezya’ya 20’şer, Meksika’ya 61, Özbekistan’a 269, Rusya’ya 267 ve Şili’ye de yaklaşık 23 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmiş. Hedef pazarlardaki tüm makine ihracatının yüzde 1.46’lık kısmını ise ağaç işleme makineleri meydana getiriyor. Yukarıdaki rakamlar bizlere Türkiye makine sektörü için aslında potansiyeli çok yüksek olan bu pazarlarda henüz arzu edilen pastanın alınamadığını gösteriyor. İhracata ana planındaki iki kat artış hedefi ise bir bakıma pastanın kremasından biraz daha pay almanın ilk adımı olması açısından stratejik bir adım olarak dikkat çekiyor.  

Sonuç olarak bugüne kadar teknolojik anlamda büyüme ve olgunlaşma dönemini yaşayan beş sektörümüz için ihracat ana planıyla hayata geçirilmek istenen teknolojik adımların global vizyonu olan KOBİ’ler için önemli fırsatlar sunacağını söyleyebiliriz. Bununla beraber hedef pazarlarda yakalanacak ivmenin yabancı ortaklıkların kapısını da açacağını söylemek mümkün. Söz konusu ortaklıklar üst düzey teknolojilerin ülkeye transferi anlamında sektörlerimizin ivmelenmesini sağlayabilir. Buradaki kritik konuyu söylemeden geçmeyelim. Bakalım işletmelerimiz de en az devlet yönetimi kadar bu işe dört elle sarılacak mı? Çünkü bir işteki başarıyı o işe tarafların duyduğu açlık belirliyor. İktidarın ihracata duyduğu açlık ortada iken işletmelerimizin de teknolojik anlamda yenilenmeye en az hükümet kadar açlık duyması gerekiyor.

Arif Onur KaçakAİMSAD Genel Sekreteri