Ağaç ve orman ürünleri sektöründe çalışan firmaların enerji maliyetini düşürecek biomas yakıtlı kazan üretimiyle tanınan Isımek Makine Kazan San. Tic. Ltd. Şti, şimdi de evsel atıktan yenilenebilir enerji üretmeye dönük proje geliştiriyor.

Ağaç ve orman ürünleri sektöründe çalışan firmaların ısıtma ve kurutmada kullandıkları enerjinin maliyetini düşürecek biomas yakıtlı kazan üretimi ile tanınan Isımek Makine Kazan San. Tic. Ltd. Şti., Türkiye için yeni bir proje üzerinde çalışıyor. Evsel atıktan yenilenebilir enerji üretmeye dönük projesi TÜBİTAK desteği incelenme sürecinde olan Isımek Makine Kazan San. Ltd. Şti, bir yandan da ihraç pazarlarını geliştirmeye çalışıyor. Yurtdışı fuarlara katılan, yurtdışında ağırlıklı olarak bayilikler yoluyla varlık gösteren şirketin kurucularından Fuat Çakın, AİMSAD dergisi ekibini, Ankara Kahramankazan bölgesindeki üretim tesislerinde ağırladı. Fuat Çakın ISIMEK olarak sektördeki 17 yılını, gelecek dönem planlarını ve sektöre ilişkin değerlendirmelerini aktardı…

Bize firmanızdan ve kuruluş hikayenizden bahsedebilir misiniz?

Isımek firması 2002 yılında kuruldu, iki ortağız. Sinan Aksu ve Fuat Çakın olarak kurduk. Endüstriyel kazan üretimi yapmaktayız; kızgın yağ kazanları, kızgın su kazanları, buhar kazanları,  daha çok da biomas yakıtlı talaş, kümes atığı ve çöp yakıtlı kazanlar yapmaktayız. 

Müşteri kitlemiz yurtdışı pazarlar ağırlıklı olarak, Romanya, Bulgaristan, Ukrayna, Rusya ve Afrika’daki firmalardır. Yurtiçinde de yine bu sektörle ilgili müşterilerimiz var. Aynı zamanda Isımek firması kamu ihalelerine katılarak konusunda işler almaktadır. Bunlar arasında en belirgin olanları Soma termik santrali, ODTÜ’nün ısıtılması, karayolları ihaleleri gibi büyük çaplı resmi kamu işleridir.

Ben 1990 yılında iş hayatına başladım. 1990’dan 2002 yılına kadar bu sektörde çeşitli firmalarda ısıtma cihazları üreten firmalarda çalıştım. Yani mesleğin başından itibaren kazan üretiyorum.  Sonra da ortağımızla birlikte kendi firmamızı kurduk. 17 yıldır da Isımek firması ile faaliyet gösteriyoruz.

Sektör son 20 yılda nasıl bir gelişim gösterdi?

1990’lı yıllarda daha kaliteli kazanlar üretilirdi.  Ama sektörümüzdeki biomas yakıtlı, talaş yakıtlı üretim yapan firmalar o yıllarda bu denli profesyonel değildiler. Şu anda ise kazanlarda dünyadaki rakiplerimiz olan İtalyan ve Avusturyalılarla teknolojik olarak boy ölçüşecek kazanları üretmekteyiz. Biomas yakıtlı kazanlarda 90’lı yıllara göre kendimizi çok fazla geliştirdik. Türkiye’de bu konuda çalışan çok fazla firma yok.

Niye biomas yakıtlı kazanları tercih ediyoruz? Ülkenin şu anda doğalgaz, fueloil,  kömür gibi kaynakları pahalı. Talaş, kümes atığı gibi maddeleri yakarak firmalar daha rahat ayakta durabiliyor.  Diğer yakıtların maliyeti ise daha yüksek. Ülkemizde firmalar kendi atığını yakıyor,  depolama sıkıntısından kurtuluyor.

Biomas yakıtlı kazanların montajını biz ormanın daha çok olduğu Avrupa ülkelerinde yapmaktayız. Tanıtım ve pazarlaması için dünyadaki fuarlara katılıyoruz. En son Hannover fuarına katılacağız, Rusya fuarına katıldık. Bu ülkelerde ürünlerimizi pazarlamaya çalışıyoruz.

Şirket olarak siz 17 yılda nasıl bir büyüme sergilediniz?

2002 yılında kurulduğumuzda büyük bir sermayemiz yoktu, OSTİM’de küçük bir atölyede hayata başladık. İkinci el makinelerle işimizi kurduk. Hızlı büyümeye çalışmadık, basamakları yavaş yavaş çıktık. Fazla riske girmeyi seven bir firma değiliz. İstikrarlı yol alarak, o günden bugüne kendi imalathanemizi, kendi fabrikamızı kurduk. Bugün kadromuzda 43 personelimiz var.

Isımek olarak ülkemizde ve dünyada yeriniz nedir?

Biomas yakıtlı kazanlarda kapasite olarak 10 megawatta kadar, 15 megawatta kadar kazan üretmekteyiz.  Dünyada bunu 30-40 megawatta kadar üreten firmalar var. Bizim amacımız bu tarzda, daha yüksek kapasitelere ulaşmak. Zaten bu konuda dünyada çok fazla firma yok, 3-5 firma ancak var.

Misyon ve hedefiniz nedir?

Misyonumuz kaliteden ödün vermeden enerji maliyetlerini düşürecek, profesyonel kadrosu ile kaliteli ve çevre dostu mamuller üretmektir. Vizyonumuz da ısıtma sektöründe modern teknolojik aletler kullanan, öncü bir kuruluş haline gelmektir. Bunlara bağlı olarak hedefimiz, dünyanın ihtiyacı olan enerji üretiminde, fosil yakıtları kullanarak çevre dostu yakıtlar tasarlayıp üretmektir.

Farkınız ya da avantajınız nedir?

Biz kömürün haricinde atıl vaziyette olan çöpleri yakıt olarak kullanarak verimli enerji elde edilmesine çalışıyoruz. Bu çeşit yakıtların yakılmasında çeşitli sorunlar ortaya çıkıyor, bizim bu sorunları çözmüş olmamız başlıca avantajımız.

Endüstriyel kazanlara kimler ihtiyaç duyuyor? Hedef kitleniz kimler?

Endüstriyel kazanları mobilya firmaları ısınma amaçlı kullanır. Kereste fabrikaları kereste kurutmada ve ısıtmada kullanır. Fırınlanmış kereste için. Ağaçla uğraşan her sektör için gereklidir: Kapıcılar, parkeciler, mobilyacılar, keresteciler, kurşun kalem, dondurma çubuğu gibi tüm üreticiler…

Kaplama ve kontrplak fabrikalarının çok fazla enerjiye ihtiyacı var, ayrıca çok fazla atık çıkarmaktalar. 

Türkiye’de aynı alanda kaç firma var?

Bizim gibi bu sektörde çalışan 2-3 firma var. İlk iki firmadan biriyiz.

Dövizde 2018 yılında gözlenen dalgalanmadan ne yönde etkilendiniz?

Kullandığımız ürünler armatürler ithal ürünler.  İthal satın alıyoruz, zaman zaman direkt ithalat yapıyoruz. Ülkenin ekonomik koşulları çok dalgalı. İthalattan dolayı döviz maliyetleri bizi de etkiliyor ama yurtdışı satışlarımız olduğu için bu dalganın etkisini nispeten azaltıyoruz. Ülkede kurlar her zaman değişken.

Ürün portföyünüzde neler bulunuyor?

Aslında çok çeşitli bir ürün yelpazemiz var. Sıcak su kazanları, kızgın su kazanları, buhar kazanları, kızgın yağ kazanları gibi. Kazanlar kendi aralarında kapasite, basınç gibi farklılıklar göstermektedir.

2018 yılı nasıl geçti, hedeflerinize ulaşabildiniz mi?

Hedeflerimize yüzde 80 oranında ulaştık.

2019 yılı için sektör ve şirketiniz adına öngörüleriniz neler?

2019’un göstergeler olarak daha zor geçeceğini söylüyorlar. Biz buna göre fabrikamızı da, yeni inşaatımızı da durdurduk. Çünkü ekonomik olarak yeni yatırım yapmamayı, günün koşullarına göre hareket etmeyi düşünüyoruz. Bu anlamda yurtdışı pazara ağırlık veriyoruz, yurtdışı müşterilerimizi ziyaret ediyoruz.

İç pazarda nasıl bir strateji izleyeceksiniz? Ürünlerinize talep nasıl?

İç pazarda oldukça daralma var, bunu hissediyoruz. Bizim fabrika yatırımlarımızı durdurduğumuz gibi onlar da yatırımlarını durdurdular.  Bu anlamda iç pazarda elimizde devam eden işlerimiz var. 2018’de toplam ciromuzun yüzde 50’si iç Pazar, yüzde 35’i dış Pazar, yüzde 15’i de bizim resmi işlerimizden oluştu. Önceki senelerde iç pazar daha fazla idi, yüzde 60’lar civarındaydı. 

Devlet desteklerinden yararlanıyor musunuz?

KOBİ gelişim destek programı, KOBİGEL KOSGEB desteğimiz onaylandı. Bu anlamda ilave personel aldık, alıyoruz. Personeli daha da artırıyoruz.

Yurtdışı fuar desteği, makine tesisat desteği, katalog desteği, eleman desteği TÜBİTAK desteği,  tüm bunlardan yararlanıyoruz. TÜBİTAK projemizin yazılım desteği onaylanmak üzere.

Biraz TÜBİTAK projenizden bahsedebilir misiniz?

Evsel atıkları yakıp yenilenebilir enerji üretmeye dayalı bir proje bu. Biz enerjide yurtdışına bağımlı kalmayıp, Türkiye için gerekli knowhow’u getirmeye çalışıyoruz. Türkiye’de hiçbir firmanın elinde böyle bir sistem olmadığı için projemiz TÜBİTAK tarafından kabul gördü. Ülkemizde katı yakıtı modelleyecek akademisyen sayısı yetersiz.

Ülkede son zamanlarda yeterince destek var,  bence iyi destekler bunlar. Türkiye’de 2500 firmaya KOBİGEL verildi.  Bunlardan birisi biziz.  Ben bu desteğin daha fazla firmaya verilmesini istiyorum.

Destekler kadar bunlara erişmenin yollarını bilmek de önemli tabi. Siz sektörün bu konuda yeterince bilinçli olduğunu düşünüyor musunuz?

Biz bu konuda özel eleman istihdam ediyoruz.  Firmalar kendi başına desteğe başvurmayı yeterli sanıyor, ama bu şekilde çok zor. Bu konuda kadronuzda bir eleman bulunması gerekiyor.  Çünkü destek sonrasındaki yol da önemli.  Makine, tesisat, yazılım alacaksınız. Zamanında başvurmalısınız.

İşinizin en zor kısmı nedir?

Müşteri, montaj, Pazar hepsi zorludur ama en zor kısmı imalattır.  Çünkü kazan üretmede son zamanlarda çok fazla etken var. Bunlardan biri sertifikasyon, belgelendirme, emisyon, çevre. Yani üretmiş olduğumuz kazanın çevre emisyonlarını sağlayabilmesi üretici için zor işlerdir. Bizim işimizde belgelendirme ve kalite önem verilmesi gereken konulardır. Bütün kazanlarımız belgelidir, ürettiğimiz kazanların hepsinde CE belge zorunluluğu vardır. Ayrıca ISO var, kaynakçı sertifikası, malzeme analizleri var, en sonunda CE geliyor. Avrupa’ya CE sertifikası olmadan ürün satamazsınız. Bu ülkemiz için de geçerli…

Yurtdışında yeni ihraç pazarları bulma yönteminiz nedir?

Yurtdışında bayilik şeklinde çalışıyoruz. Çünkü bir kişiye ürün satmakla pazara ulaşamıyoruz.  Bu nedenle bayilik vererek, o pazarda sürekli olmayı tercih ediyoruz. Bunda daha başarılı oluyoruz, geçmiş yıllarda bayilik düzeni oturtamadığımız için çok zaman kaybettik. Son yıllarda bu yöntemle her ülkeye senede 3-5 kazan satmayı başarıyoruz. Bu da bizim için yeterli.

Biz işyerimizi de büyütüyoruz, 8 bin metrekare alanımız var. Amacımız yurtdışı pazarı yüzde 60 seviyesine çıkarmak, şu an ihracat toplam ciroda yüzde 35 40 bandında seyrediyor.

AİMSAD hakkındaki düşünce ve beklentilerinizi öğrenebilir miyiz?

Dünyada Almanya, Rusya fuarlarına katılıyoruz ama ülkemizde her yıl Ekim ayında yapılan TÜYAP fuarına katılamıyorum. Çünkü yer sorunu var, daha Ocak ayında başvuruda bulunduğumuz halde düzgün bir yer bulamadık. Bu konuya AİMSAD’ın el atmasını bekliyorum.