Kızların okutulmadığı bir dönemde doğan Sabiha Gürayman, Türkiye’nin ilk kadın mühendisi ve Anıtkabir’in baş mühendisi oldu. Gürayman 2 yaşındayken kimya mühendisi olarak mezun olan Zamfirescu da Avrupa’da, bu erkek egemen alanda kendine yer edindi. 

Cumhuriyet, en çok kadınlar için devrimdi. Bir ülke, gelişimini kadınlara, kadınlar da gelimini ülkenin vizyonuna borçludur. Türkiye Cumhuriyeti sağlam temeller üzerine kurulduysa, bunda kuşkusuz kadınlara verilen önemin payı büyüktü.

Türkiye’nin ilk kadın inşaat mühendisi Sabiha Rıfat Gürayman, “Kadınların inşaatta ne işi var” denilen bir dönemde, bugünkü adı İstanbul Teknik Üniversitesi olan Yüksek Mühendis Mektebi’nde eğitime 1927’de başladı.

1910’da Makedonya Manastır’da bir subay kızı olarak dünyaya gelen Gürayman, çocukluğunu Kurtuluş Savaşı’nın çetrefilli atmosferinde geçirdi. İlköğretimini Beşiktaş Esma Sultan İlkokulu’nda okuyan Gürayman, 1925’te Nişantaşı Kız Ortaokulu’nu ve 1927’de kadar İstanbul Kız Lisesi’ni bitirdi.

Mustafa Kemal Atatürk, kız çocuklarının eğitimine çok önem veriyordu. Kızların okumasını istediği alanlardan biri de inşaat mühendisliğiydi. Buradan alınan feyizle olacak, 1927’de ilk kez kız öğrenci almaya başlayan Yüksek Mühendis Mektebi’ne kaydoldu. Kendisiyle birlikte eğitim gören bir diğer kız öğrenci ise, Melek Erbil’di, ancak Erbil eğitim hayatının ardından evlendi ve mesleğini yapmadı.

Türkiye’nin ilk kadın voleybolcusu

Sabiha Rıfat Gürayman, 1933’de okuldan mezun oldu olmasına ama okul hayatı boyunca, kadın olduğu için çok fazla psikolojik baskıya uğradı. Eğitim hayatında karşısına çıkan zorluklara aldırmayan Gürayman, bir başka alanda daha kadınlara öncü olacaktı. Eğitim hayatıyla eşzamanlı olarak, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün ilk kadın voleybolcusu oldu. 1929’da takım şampiyon olduğunda, kendisi takımın kaptanıydı.

Kimse inanmadı ama…

Gürayman, erkeklerle arasında bir fark olmadığının bilincindeydi. Korkmuyordu. Başarılı olacağına inancı tamdı. İlk görevi de Ankara Bayındırlık Müdürlüğü baş mühendisliği oldu. Burada da işler öyle pek kolay yürümedi. Kimse, baş mühendisin bir kadın olduğuna inanmıyordu. Ama o azmi sayesinde başarıya ulaşacaktı. Daha sonra Bayındırlık Bakanlığı’na geçti. Ülkenin değişik yerlerinde birçok okul, hükümet konağı ve resmi binanın yapımında görev aldı.

‘Dağ başında kadının ne işi var!’

Yüksek Mühendis Mektebi, en iyi mezunlarını şehir dışındaki projelere gönderiyordu. O da Ankara’nın Beypazarı ilçesindeki kemer Köprüsü’nün inşaatında görevlendirildi. Fakat zorluklar bitmiyor, çevreden şu sesler yükseliyordu: “Dağ başında, şantiyede kadının ne işi var!”

Bu tepkilere aldırış etmeyen Gürayman, şantiye hayatına kısa sürede uyum sağlayarak gece gündüz çalıştı. Sabiha Gürayman’ın çalışmalarını takdir eden köy halkı, köprüye “Kız Köprüsü” ismini verdi.

Anıtkabir’in inşaatında 10 yıl çalıştı

1939’da Remzi Gürayman ile evlenen Sabiha Rıfat Gürayman, 1941’de Kontrol Şefliği ve TBMM inşaatlarının kontrol şefliğini yaptı. Kuşkusuz meslek hayatının en önemli görevine 35 yaşında atandı. Anıtkabir’in inşaatının kontrol şefi Ekrem Demirtaş’ın 29 Aralık 1945’te görevinden ayrılmasıyla bu pozisyona geçti ve inşaatın sonuna kadar, tam 10 yıl bu görevi sürdürdü. Anıtkabir’de hem bir kadın mühendisin yer alması hem de başmühendis olması tüm dünyaya da örnek olmuştu. Anıtkabir inşaatı sırasında ziyarette bulunan Yunanistan Başbakanı Venizelos, şunları söylemişti: “Hayatımda ilk defa büyük bir işin başında bir kadın görüyorum. Sizi gerçekten tebrik ederim.”

Sabiha Rıfat Hanım’ın hiç çocuğu olmadı. 1963 yılında emekli olan Gürayman, 1993’te eşini kaybettikten sonra, İzmir’e yerleşti. 4 Ocak 2003’te 93 yaşında, ardında pek çok başarı bırakarak hayata gözlerini yumdu. Gürayman, Doğançay Mezarlığı’na defnedildi. Türkiye’nin ilk kadın mühendisi Sabiha Rıfat Gürayman, meslek hayatı boyunca elde ettiği tüm varlığını İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı’na ve Fevzi Akkaya Temel Eğitim Vakfı’na bağışladı.

Dünyanın ilk kadın mühendislerinden Zamfirescu

Mühendislik diploması alan ilk kadınlardan biri olan Elisa Leonida Zamfirescu, 10 Kasım 1887’de Romanya’nın Galati kasabasında dünyaya geldi. Büyükbabası da mühendis olan Zamfirescu’nun babası da tıpkı Gürayman’ın babası gibi subaydı.

86 yıllık yaşamında erkek egemen bir alanda kendine yer açan Zamfirescu jeoloji laboratuvarlarını yönetti ve Romanya’daki maden kaynaklarını inceledi. Bilimsel alanlarda kadınlara önyargılı yaklaşılması nedeniyle Bükreş’teki okullardan reddedilen Zamfirescu, 1909’da eski adı Charlottenburg Kraliyet Teknik Üniversitesi olan Berlin Teknik Üniversitesi’ne kabul edildi ve 1912’de kimya mühendis olarak mezun oldu.

Jeoloji laboratuvarlarına liderlik etti

Mezun olduktan sonra Romanya’ya dönen Zamfirescu, Romanya Jeoloji Enstitüsü’nde asistan olarak çalıştı. 1’inci Dünya Savaşı sırasında Kızıl Haç’a katılarak Romanya’da bir hastaneyi yönetti. 1917’de hastanesi, Alman ve Romanya orduları arasındaki Marasesti Savaşı’ndan yaralıları tedavi etti.

Aynı dönemde siyasetçi ve yazar Duiliu Zamfirescu’nun kardeşi olan kimyager Constantin Zamfirescu ile evlendi. Zamfirescu savaştan sonra Jeoloji Enstitüsüne döndü. Birkaç jeoloji laboratuvarına liderlik etti ve yeni kömür, şist, doğal gaz, krom, boksit ve bakır kaynaklarını tanımlayanlar da dahil olmak üzere çeşitli saha çalışmalarına katıldı.

Ayrımcılığa uğrasa da çok çalıştı

Dünyanın ilk kadın mühendislerinden olan Zamfirescu’nun yaşamı ilham verici olsa da uğradığı cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle epey zor geçti. Sabahtan akşama kadar, uzun saatler çalışan, kendini mesleğine adamış bir mühendis olarak hatırlanan Zamfirescu’nun Bükreş’te yaşadığı caddeye ölümünden 20 yıl sonra, 1993’te onun adı verildi. Bugün hala adının anılmasının bir diğer sebebi, 1997’den bu yana kendisinin adıyla verilen bir ödül. Premiul Elisa Leonida-Zamfirescu, teknoloji ve bilim alanlarına katkıda bulunan kadınları ödüllendiriyor. Kimya mühendisi olarak çalışmasının yanı sıra, silahsızlanmaya yönelik tutumu ile de bilinen Zamfirescu, 1963 yılında 75 yaşında emekli oldu. 25 Kasım 1973’te hayata veda etti.