Türk mobilya sektörünün gerek Rusya gerekse Ukrayna ile çok yoğun ticari ilişkileri olmadığını söyleyen MOSFED Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, iki ülke arasında yaşanan krizin mobilya sektörü üzerinde olumsuz bir etkisinin görülmeyeceğini belirtti.

Rusya-Ukrayna arasında yaşan krizin mobilya sektörü üzerindeki olası etkilerini konuştuğumuz MOSFED Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, beklenin aksine sektörün bu krizden olumsuz etkilenmesini beklemediklerini söyledi. Rusya ve Ukrayna ile çok derin ilişkiler içinde olmadıklarını ifade eden Ahmet Güleç, kriz sonrası Türkiye mobilya sektörü için önemli avantajların ortaya çıkabileceğine değindi.

  • Rusya-Ukrayna krizinin sektörünüze etkileri baş göstermeye başladı mı? Başladıysa sorunlar nelerdir? Eğer etkileri henüz hissedilmeye başlamadıysa sürecin nasıl ilerlemesini ön görüyorsunuz?

Mobilya sektörü ne ihracatta ne de ithalatta söz konusu iki ülke ile çok derin bir ilişki içerisinde değildi. Özellikle 2015 sonrası Rusya’nın uyguladığı ithal ikameci politikalar sebebiyle sektör ihracatımız gerilemişti. Bu sebeple ihracat ve ithalat kalemlerini toplayarak baktığımızda bile 100 milyon doların altında bir ticari hacimden bahsediyoruz. Bu sebeple, bu krizin sektör üzerinde olumsuz bir etkisini göreceğimizi düşünmüyorum. Aksine, savaşın uzamasının ardından üretim sorunları yaşanması durumunda Rusya pazarı tekrar mobilya ihracatçımız için açılırsa yeni bir başarı hikayesini meslektaşlarımız bu pazarda yazacaktır.

“OLASI FIRSATLAR İÇİN TEYAKKUZDA BEKLEMEMİZ GEREKİYOR”

  • Her iki ülkeyle de iş yapan firmalar nasıl bir strateji uygulamalı? Mobilya sektörü olarak süreci nasıl yönetiyorsunuz?

Krizin devam ettiği şu noktada mobilya sektörü olarak olası fırsatlar için teyakkuzda beklememiz gerektiğini düşünüyorum. Rusya ile yapılacak bir açık kapı anlaşışı ile bu pazarlarda daha güçlü satışlara erişmemiz mümkün. Krizin sonrasını sabırla ve hazır şekilde beklemek gerek.

“TÜRKİYE KISA VADEDE SON DERECE ÖNEMLİ BİR POZİSYON ALABİLİR”

  • Avrupa ve Rusya arasında bir yaptırım gerginliği var ancak aynı zamanda birbirleriyle ticari partner konumundalar. Bu durumda Türkiye her iki tarafın ticaretini yürütmesi için tarafsız bir bölge haline dönüşebilir mi?

Kesinlikle evet. Avrupalı tüccarlar büyük ihtimal ticaretlerinin devamı için yeni çözümler arayacak. Türkiye kısa vadede bu geçiş için son derece önemli bir pozisyon alabilir. Son 15 günde 100 bin Rus vatandaşının gelip ülkemizde hesap açması bunun en güzel göstergesi niteliğindedir.

“HIZLI DEĞİŞİMLERE HAZIR OLMALIYIZ”

  • Eklemek istediğiniz başka bir konu var mıdır?

Son olarak bölgemizde yaşanan bu önemli krizin ülkemize pozitif çıktılarının olması mümkün. Bunu her zaman göz önünde bulundurmalı ve hızlı değişimlere hazır olmalıyız. Zaten girişimcimizin en büyük özelliği çok esnek yapıya sahip olması. Bu gelişmelerin de hem ülkemize hem de sektörümüze olumsuzdan çok orta vadede pozitif etkisi olacağına inanıyorum.