Arap dünyasının tahmin edilmesi güç krallığı Suudi Arabistan, petrolün gücüyle büyüyen, güçlenen ve bununla yetinmeyip yeni ekonomik kaynaklar peşinde bir ülke. Bu sıralar Türkiye’ye uyguladığı ambargo ile gündemde olan krallık, yüksek refah düzeyiyle de dikkat çekiyor.

Türkiye’ye uyguladığı haksız ambargo ile adını şu sıralar sıkça duyduğumuz Suudi Arabistan, siyasi ve ekonomik hamleleriyle zaman zaman kafa karıştıran bir ülke. Üstelik, ambargonun sınırları sosyal medyanın gücüyle giderek genişliyor ve ilişkileri yıpratan bu tavır, başka Arap ülkelerine de yayılıyor. Petrol rüyası üzerinde yükselen krallık, geleceğin ekonomisinde yeni kaynaklarla ve gelir modelleriyle yer edinme kaygıları sonucu yeni açılımlar deniyor. Fakat tüm bu çabalar, bölgede yeni diplomatik ve siyasi krizlerin yanında, birtakım ekonomik istikrarsızlıklar yaratma potansiyelinde gibi görünüyor. Arap yarımadasının, Güney ve Güneydoğusunda Yemen, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bulunması sebebiyle Hint okyanusu ve Umman Körfeziyle deniz sınırları bulunan Suudi Arabistan’ın doğusunda Katar bulunuyor. Ülkenin batısında Kızıldeniz ve doğuda Basra Körfezi’ne deniz kıyısı yer alıyor. Suudi Arabistan aynı zamanda kuzeyinde Kuveyt, Irak ve Ürdün ile kara sınırına sahip. Krallıkla yönetilen ülkede, seçilmiş bir parlamento bulunmuyor.

Köklü ve değişmez kraliyet geleneği

Suudi Arabistan topraklarını oluşturan Hicaz ve Necid bölgelerinde, İslamiyet’in doğuşuna kadar bir devlet yapılanması söz konusu değil. İslam Devleti’nin kurulmasından kısa bir süre sonra İslam devletlerinin merkezi önce Şam’a, sonra da Bağdat’a kaymış, Mekke ve Medine’nin kutsallığı dışında Hicaz ve Necid adeta unutulmuştu. Osmanlı Devleti’nin çöküş döneminde petrole ilgi duyulmaya başlanmasına kadar da bu iki bölgede siyasi anlamda ciddi gelişmeler olmadı. İngilizlerin çabaları neticesinde Osmanlı Devleti’ne karşı mücadele eden aileler, 1’inci Dünya Savaşı’ndan sonra petrol topraklarında krallıklar kurdular. Necd ve Hicaz bölgesi Suud ailesinin payına düştü, Abdülaziz Bin Suud da Suudi Arabistan’ın ilk kralı oldu. 2015’ten beri ülkeyi Kral Selman yönetiyor. Suudi Arabistan’da seçilmiş bir parlamento bulunmuyor.

Türkiye ile yıldızı barışmadı

Ülke, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı uzun süren bir mücadelenin sonunda, 1’inci Dünya Savaşı’ndan 8 yıl sonra, Suud ailesi tarafından kuruldu. Bu nedenle, devletin kurulmasından sonraki dönemde, özellikle müttefikleri İngilizlerin propagandasının da etkisiyle, Türklere karşı genellikle olumsuz bir algı söz konusuydu.

Suudi Arabistan ve Türkiye arasında diplomatik ilişkiler, 3 Ağustos 1929 tarihinde kurulmaya başlandı. 1932’de Suudi Arabistan Krallığı ilan edildiğinde, ilk tanıyan ülke Türkiye olmasına rağmen, iki ülke arasındaki ilişkiler genellikle düşük düzeyde kaldı. Büyük kısmı inşaat işçiliği, lokantacılık, berberlik, oto tamirciliği, mobilyacılık gibi işlerde çalışan yaklaşık 100 bin civarında Türk’ün yaşadığı Suudi Arabistan, şeriat kurallarına dayalı bir krallık olması nedeniyle, yüzü Batıya dönük laik Türkiye Cumhuriyeti’nin uzun süre bölgede en uzak kaldığı devletlerin başında geldi.

Türkiye’nin Katar ile yakın ilişkisi ve 2018’de muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesi gibi nedenlerle iki ülke arasındaki ilişkiler son yıllarda oldukça gergin durumda. İki ülke arasındaki tansiyon, Suudi Arabistan’ın Eylül 2020’de Türk mallarına ithalat yasağı getirmesiyle zirveye çıktı. Ülke, 1 Ekim 2020 tarihinden itibaren ‘Made in Turkey’ yazılı mallara ambargo koyma kararı aldı. Sosyal medyada Türk ürünlerine boykot çağrıları büyük ilgi görüyor. Türkiye’nin Suudi Arabistan’a 3,3 milyar dolar ihracatı ve 3 milyar dolar ithalat hacmi bulunuyor. Türkiye’den giden ürünlerde ilk sırada mobilya var. Yine ülkedeki otellerin neredeyse tüm ihtiyaçları Türkiye’den karşılanıyor.

Suudi nüfusun işsizlik oranı giderek yükseliyor

Batıda Kızıldeniz kıyısındaki Mekke, Medine ve Cidde; ortada başkent Riyad ve doğuda Dammam bölgesinde yoğun olan nüfusun tamamına yakını şehirlerde yaşadığı Suudi Arabistan’da ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 37’si yabancılardan oluşuyor. Hızlı nüfus artışı, özel sektörün daha düşük ücretle yabancı işçileri çalıştırmak istemesi, devlet tarafından her aileye geçinmeye yetecek bir gelir sağlanması, gibi nedenlerden dolayı zahmetli ve beceri gerektiren işlerin yabancılar tarafından yapıldığı ülkede Suudi nüfus için işsizlik oranları yükseliş eğiliminde.

Dünya petrollerinin yüzde 22’si bu topraklarda

Suudi Arabistan dünyada en fazla kanıtlanmış petrol rezervlerine sahip ülke konumunda. Petrol rezervleri tahmini olarak 266 milyar varil olan ülkenin dünya petrollerinin yüzde 22’sine sahip. Suudi Arabistan’daki petrol üretim tesisleri Doğu Bölgesi’nde yoğunlaşıyor. Ağır sanayi dallarına yapılan yatırımlara, uluslararası medya kuruluşlarının yaygınlaşmasına, su kaynaklarının azalmasına ve büyük şehirlerde hava kirliliğinin dikkat çekici boyutlara ulaşmasına bağlı olarak vatandaşların çevre bilinci artsa da çevrenin korunması Suudi Arabistan için hiçbir zaman öncelikli bir konu olmadı.

Su kıtlığı, tarımı ve sanayileşmeyi zorlaştırıyor

3000 metreye varan yüksekliğe rağmen ülke arazisinin genellikle düz olduğu ve bu yüksekliklerin ulaşıma engel olmadığı görülüyor. İklimin her mevsim sıcak ve kurak olmasından dolayı, ülkede akarsu ve göl bulunmamaktadır. Dolayısıyla hurma dışında sulama yapılmaksızın herhangi bir meyve ya da sebze yetiştirilmemektedir. Kızıldeniz kıyılarındaki bazı alanlara yeraltı sularını besleyecek kadar yağmur yağmasına rağmen, sahildeki Cidde kentine ve sahile yakın mesafedeki Mekke ve Medine şehirlerine yeterli miktarda yağış düşmemekte. Bu nedenle ülkenin yakın zamanda tarımsal açıdan kendi kendine yeterlilik konusunda hedeflerine ulaşabilmesi pek mümkün görünmüyor. Su kıtlığı, ülkede sanayileşmeyi de zorlaştıran bir unsur olarak duruyor.

Yüksek refah seviyesi ile öne çıkıyor

Suudi Arabistan’ın kamu gelirlerinin yüzde 85-90’ı, ihracat gelirlerinin ise yüzde 90’ı petrolden elde ediliyor. Ülkede hidrokarbon kaynaklarına ulaşılabilmesi sayesinde petrol arıtma ve petrokimyasal üretim kapasitesinde önemli artışlar sağlandı. Suudi Arabistan’daki zenginliğin büyük kısmı, bir sermaye ve finans merkezi olan Riyad’da ve Krallık ailesinin geldiği Necid’de toplanmış durumda. Petrol ve doğalgaz yataklarının, dolayısıyla da sanayinin doğu (Körfez) kıyılarında toplandığı görülüyor. Kızıldeniz kıyısındaki Hicaz bölgesinde yer alan Cidde Limanı ile Mekke ve Medine de diğer önemli bölgeler arasında. Suudi Arabistan halkı oldukça yüksek bir refah seviyesinde yaşıyor. Halkın barınma sorununun olmadığı ülkede, yaşam genellikle geniş ve serin evlerde sürmekte. Lüks arabalar yoğun talep görüyor, sağlık ve eğitim hizmetleri devlet tarafından temin ediliyor. Ev hizmetleri dahil tüm zahmetli işler, yabancılar tarafından yapılıyor.

Dünya tarihini etkileyen kültür

Köklü kültürü ile çağlar boyunca dünya tarihini etkileyen, İspanya’dan Çin’e, Rusya steplerinden Afrika ve Hindistan’a uzanan devasa bir kültür coğrafyasının en önemli aktörüne dönüşmüş olan bu topraklarda büyük imparatorluklar kuruldu. Arapçanın milyonlarca kelimeden oluşan engin birikimiyle edebiyat, sanat ve bilimin öncü nesilleri bu topraklarda yetişti. Arap aydınlarının ve sanatçılarının çoğu Riyad’da yaşıyor. Dünyanın en kaliteli markalarının ürünlerinin satıldığı alışveriş merkezleri etkileyici Arap mimari üslubunu yansıtırken, modernitenin ihtiyaçlarını da karşılıyor. Riyad’ın bu modern mimarisi içerisinde 99 katlı ve 300 metreyi aşan yüksekliğiyle Kraliyet Kulesi, diğer adıyla Burj al Mamlaka, farklı bir yere sahip.

İslam’ın doğduğu topraklar ve Hac turizmi

Her yıl milyonlarca müslüman tarafından Umre ve Hac ibadetleri esnasında ziyaret edilen kutsal Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere kentleri, İslam’ın doğduğu ve Kuran-ı Kerim’in Hz.Muhammed’e indirildiği topraklar. İslam tarihinin önemli mekanları, bu iki kutsal şehirde bulunuyor. Suudi Arabistan konaklama imkanları açısından çok zengin seçeneklere sahip. Kızıldeniz ve özellikle Arap Körfezi kıyısındaki Dammam, gelişmiş tatil köyleriyle dikkat çekiyor. Half Moon Körfezi’nde, sahil boyunca uzanan modern tatil köyleri ile kent, turizme de kucak açmış. Suudi Arabistan’ın hemen her noktasında görülen büyük alışveriş merkezleri, burada da dikkat çekiyor. Suudi Arabistan her bölgesinde farklı kültürel ve tarihi zenginlikler barındıran sürprizler dolu bir ülke. Yüksek dağların zirvelerine yakın kurulu Taif ise yumuşak iklimiyle de tercih edilen bir sayfiye beldesi.

Dünyanın en zengin mutfaklarından biri

Arap mutfağı dünyanın en zengin mutfaklarından biri. Baharat kullanımının yanı sıra deniz ürünlerinin de hemen her türüyle lezzetli yemekler yapılan ülkede, deve eti ile pişirilen geleneksel yemeğin adı ise ‘haşi’. Arap mutfağı Türk kültürüyle benzerlik gösterse de kullanılan yağ ve baharat miktarı ile farklı pişirme teknikleri önemli nüanslar oluşturuyor. Pilav, tavuk, kuru üzüm ve çeşitli baharatlarla oturtulan kuzu tandır yemeği olan kabsah tatmanız gereken lezzetlerin başında geliyor. Elle yemek yemenin çok normal karşılandığı Suudi Arabistan’ın yemek kültürü içinde pilav ve et insanların vazgeçemediği lezzetler arasında bulunuyor.

Dünyanın ilk robot şehri kuruluyor: Neom

Suudi Arabistan Hükümeti, 2016 yılında ülke ekonomisini sadece petrole dayalı olmaktan çıkarıp, ekonomik aktiviteleri çeşitlendirmek amacıyla, Vizyon 2030 olarak bilinen, geniş ve iddialı bir sosyo-ekonomik reform planını başlattı. Plan, ekonomiyi çeşitlendirmeyi, büyüyen bir nüfus için özel sektör işleri yaratmayı ve hükümet maliyesini daha sağlam bir temelde tutmayı amaçlıyor.

Bu kapsamda Suudi Arabistan’ın Tebuk Bölgesi’nde planlanan Neom projesi, ilk olarak 24 Ekim 2017’de Prens Muhammed bin Selman tarafından duyuruldu. Projenin en dikkat çekici yanı, Neom’un robot sayısının insan sayısından fazla olacağı dünyanın ilk kenti olarak tasarlanmış olması. Neom’un ilk bölümünün 2025 yılına kadar tamamlanması hedefleniyor. Projenin tahmini maliyeti 500 milyar dolar. Projenin tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenmesi, şehrin toplam 26 bin 500 kilometrekarelik bir alanı kaplaması planlanıyor. Doğal kaynaklara bağımlılığı azaltma hedefleri doğrultusunda bir diğer proje olan ‘Kral Abdullah Şehri’ isimli yeni bir şehir oluşturma planı da uygulanmaya başlandı. 30 milyar dolar harcanarak oluşturulacak bu şehrin bir sanayi şehri olması planlanıyor.

Türk mallarına yönelik Suudi ambargosu yayılıyor

Türkiye’nin Katar ile yakın ilişkisi ve 2018’de muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesi gibi nedenlerle iki ülke arasındaki ilişkiler son yıllarda oldukça gergin durumda. Suudi Arabistan son 1 yıldır örtülü olarak sürdürdüğü Türk malları ambargosunu genişletme kararı aldı. Temmuz ayından bu yana firmalardan Türkiye’den mal alınmayacağına yönelik resmi taahhüt alan hükümetin ambargosu 1 Ekim’de başladı. Geçen yıl Türkiye’nin 3,1 milyar dolarlık ihracat pazarı olan Suudi Arabistan’ın ambargosu en fazla kimyasal madde, hazır giyim ve halı satan iş insanlarını etkileyecek. Resmi makamların ve büyük iş dünyası örgütlerinin konu hakkında sessiz kalması dikkat çekiyor. Suudi Arabistan’da dört büyük süpermarket zincirinin de katılmasıyla büyüyen Türk mallarına karşı boykot, Fas, Tunus ve Mısır gibi ülkelere de yayılmaya başladı. Birleşik Arap Emirlikleri de İsrail ile ekonomik ilişkileri geliştirme yönünde girişim başlattı. 10 Ekim’de Türkiye’nin önde gelen sivil toplum ve meslek kuruluşlarının çağrısına rağmen, boykot sosyal medya aracılığıyla daha da büyüyor. Lojistik sektörü temsilcileri Mısır ve Tunus gümrüklerinde Türkiye’den gelen malların bilinçli olarak bekletilmeye başladığını aktarıyor. Lojistikçiler ve ihracatçılar Dubai’de de benzer bir durum yaşanmasından endişe ediyor.

İhracattaki payı çok yüksek değil ama önemli

Türkiye’nin Suudi Arabistan’ın toplam AİM ihracatı 2017’de 1 milyon 671 bin dolarken, 2018’de bu rakam 909 bin dolara düştü. 2019’da ise 1 milyon 95 bin dolar seviyesine yükseldi. Suudi Arabistan’ın toplam AİM ithalatı ise 2017’de 31 milyon 294 bin dolar, 2018’de 26 milyon 369 bin dolar, 2019’da ise 19 milyon 557 bin dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin toplam AİM ithalatı da 2017’de 83 milyon 821 bin dolar, 2018’de 102 milyon 511 bin dolar, 20192’da 98 milyon 17 bin dolar oldu.

Türkiye, 2019’da Suudi Arabistan’a 434 bin dolar ile en fazla 846599 kodlu Diğerleri kategorisinde ihracat yaptı. 2’inci sırada 219 bin dolar ile testere makineleri yer aldı. 3’üncü sırada ise 173 bin dolarla taşlama, zımparalama veya parlatma makineleri bulundu. Suudi Arabistan’ın toplam AİM ithalatının son 3 yılda düşüş eğiliminde olduğu gözlenirken, Türkiye bundan kısmi oranda pay aldı, hatta çok da etkilenmedi. Türkiye’nin AİM sektöründe bu ülkeye toplam ihracatının, toplam ihracatı içerisinde çok yüksek bir payı olmadığı, ancak önemli bir pazar olduğu görülüyor.