Yatırım maliyeti, üretim maliyeti, kalifiye eleman, dijitalleşme, pandemi derken; verimliliği yüksek tutmak firmalar için epeyce zorlaştı. AİMSAD Dergisi de ağaç işleme makineleri sektörü için verimliliği yükseltecek altın önerileri bir araya topladı.

Üretim araçlarının nasıl verimli kullanılması gerektiği konusu, tüm sektörler için elzem. Konu makine sektörü olduğunda ise çok daha temel ve hayati bir konu. Verimlilik, hayata geçirdiğimiz her işte yüzümüzü güldürecek yegane sonuç. Burada soru şu: Verimliliği nasıl sağlayacağız? Daha doğrusu üretim araçlarını nasıl daha verimli kullanacağız?

Verimlilik deyince ilk akla gelen şey üretim.

Verimlilik, işletmelerin ve kurumsal yapıların temel stratejilerindendir aslında.

Şirketlerin ve kurumsal yapıların planlama, organizasyon, çalışma teknikleri değerlendirilerek mevcut değer ve üretim doğrulaması yapılıyor. Çalışanların verimlilik analizi hesaplanırken sadece iş aktiviteleri değil, iş kalitesi de önemli bir konu.

Verimlilik analizinde şu yöntem ve araçlar sıkça kullanılıyor: Mevcut durum, proje ekibi oluşturma, eğitim süreç ve metodu, ölçme ve değerlendirme, analiz etme, workshop, rapor ve sunum.

Verimliliği artırmada odaklanılacak en önemli konuların başında, boşa harcanan her şey geliyor aslında. Zaman, enerji, malzeme, tasarım, teknoloji, iş akışı, çalışanların tecrübesi ve eğitimi vb. Zamanı doğru yönetmek, enerjiyi doğru kullanmak, üretim malzemelerinin verimliğini ölçümlemek ve bakımını yapmak, faydalı ve tercih edilir tasarımlara imza atmak, teknolojinin imkanlarından faydalanabilmek, iş planını ve akışını efektif olarak yürütmek, çalışanların verimi ve eğitimini önemsemek gerekiyor.  Hangi ölçekte bir işletme olursanız olun; tüm bu konuları gerçekçi bir bakış açısıyla ele almak çok önemli. Bu doğrultuda beklentilerin gerçekliğe uygun olması da bir başka önemli konu. 

Enerji verimliliği AB’nin de gündeminde

Enerji verimliliğinden bahsederken, AB Komisyonu’nun yayınladığı bir bildiriden bahsetmek gerekiyor. AB Komisyonu tarafından Avrupa Parlamentosu’na, Konsey’e, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi ile Bölgeler Komitesine sunulmak üzere hazırlanan “Avrupa için Yenilenme Dalgası – Binalarımızı Yeşillendirme, İstihdam Yaratma, Yaşam Koşullarını İyileştirme” başlıklı bildiri, 14 Ekim 2020 tarihinde yayınlandı.

Bildiri 4 ana başlıktan oluşuyor

1. İklim-Nötr Olma ve Toparlanma için Bina Yenilemenin Hızlandırılması.

2. 2030 ve 2050’ye Doğru Binaların Yenilenmesi Hususunda Temel İlkeler.

3. Daha İyi Binalar için Hızlı ve Derin Yenileme Sağlanması.

4. Bina Yenilenmesi için Odak Noktaları.

Bildiriden çıkan sonuçlar ise şu şekilde:

* 2030 yılına kadar Avrupa’daki binalar gözle görülür biçimde başkalaşacaktır. Enerji ihtiyaçları, atık üretimi ve karbon salınımları azaltılarak döngüsel sistem içerisinde işletilen binalar daha dayanıklı, daha yeşil ve dijitalleşmiş toplumların küçük evrenlerine dönüşeceklerdir.

* Yeni meslekler ve uzman profiller ortaya çıkacak, inşaat sektöründeki yenilikler Avrupa’yı yenilikçi materyaller konusunda öncü konuma getirecek, olumlu etkiler (spill-over etkisi ile) diğer sektörlere de yayılacak, üretim ve finansman bakımından yeşil nitelikli inşaat sektörü pazarı gelişecektir.

* Özellikl,e Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Yönergeleri’nin gözden geçirilmesi ve 2030 izleme paketi bağlamında 2021 Haziran ayına kadar AB ETS’nin güçlendirilmesi yoluyla, yenileme önündeki mevcut engelleri ortadan kaldırmak için kapsamlı bir dizi politika ve düzenleyici eylem sunacaktır. Bu eylem paketi, Binaların Enerji Performansı Yönergesinin gözden geçirilmesi dahil ek eylem planında yer alan başka girişimlerle desteklenecektir.

TOBB Sektör Meclisi’nde konuya ilişkin bir yol haritası da hazırlandı. Buna göre; bildirideki konularla ilgili destek ve teşvik sunan kurum ve kuruluşlar, kamu kurumları bir araya getirilerek, hazırlanan notların değerlendirilmesi ve akabinde sektör özelinde çalışmalara başlanılması ve oluşacak politika dokümanlarının en üst seviyede takip edilmesi planlanıyor.

‘Sağlam makine ve müşteri ilişkileri’

AİM sektöründe oldukça önemli olan makine verimliliği hakkında görüşlerine başvurduğumuz Onplus Teknoloji Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü Yavuz Öncü ise dijitalleşmeden önce sağlam makine ve müşteri hizmetlerine önem verilmesi gerektiğini söyledi.

Öncü, “Günümüzde her ne kadar baş döndüren hızda gelişmeler yaşanıyor olsa da benim görüşüm bazı temel konuların değerinin ne olursa olsun kaybetmeyeceği yönünde. Bana göre makine sektöründe başarı için vazgeçilmez iki unsur var: Bunlardan ilki, sağlam makinedir. Her ne olursa olsun üretimi aksatmayan makine, işletmelerin kıymetlisidir. Gelişen teknoloji ile tam oturmamış, sürekliliğe olumsuz etki edebilecek komponent ve süreçlerin makinelere uygulanması sağlamlık ilkesine ters düşebilir, buna dikkat etmek gerekir. İkincisi müşteri hizmetleridir. Kaliteli satış öncesi ve sonrası müşteri hizmetleri yapılabilecek en iyi pazarlama aktivitesidir” dedi. 

‘İşin sırrı işimizi iyi bilmek: ölçmek’

Dünya Gazetesi Yazarı, ekonomist Rüştü Bozkurt ise şu tavsiyede bulunuyor: “İşin sırrı ve ilk adımı işimizi iyi bilmektir.” Her işletmede makine-donanım ile süreç verimliliği arasında sıkı bir bağ olduğunu belirten Bozkurt; “Makinelerin kapasite ve teknik olanaklarının birbiriyle bütünleşmesi gerekir. Eğer bir işi tek bir makine, son ürün haline getirmiyorsa; makineler arasında uygun bütünleşmeleri işyeri yönetimlerinin bilmesi gerekir. Mevcut makine-donanımın kapasite ve teknik olanaklarını nerelerde sonuna kadar değerlendirdiğimizi, nerelerde boş kapasite yaratıldığını, makine performansı ile piyasaya sunulan ürünün fiyat-maliyet dengelerine etkilerini, kalite yaratmadaki önemi kavramadan makinede dijital geçiş yapıyorsak bir israf batağına saplanırız. İşimizi iyi bilmek ve hakim olmak da ‘ölçme’ ile ilgilidir. Dijital teknolojinin yarattığı en önemli etki ‘algılama/sensörler’ ve ‘ölçerek’ işe hakim olmayı sağlamasıdır. Siz, geleneksel makinelerinizin zayıf ve güçlü yanlarıyla ilgili bilgiye dayalı fikre sahip değilseniz, dijital uygulama yapanların sizi yanlış yatırımlara yönlendirmesi içten bile değildir” diye konuştu.

‘Bakımla arızalar azalıyor, verimlilik artıyor’

Takım tezgahlarında ve sanayi makinelerinin genelinde oluşan arızaların yüzde 70’inin bakımların zamanında yapılmamasından kaynaklandığını açıklayan Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD) Genel Sekreter Yardımcısı Samet Burçin Aydoğmuş, şu bilgilere dikkat çekti: “Periyodik olarak yapılacak makine bakımları ile üretim maliyetlerinde düşüş ve verimlilikte ciddi artışlar yaşanıyor. Yapmış olduğumuz araştırmalar, zamanında yapılan planlı ve periyodik bakım işleminin; bakım sürelerinde yüzde 25-30 oranında azalma, arızalarda yüzde 35-45 oranında azalma ve üretim verimliliğinde yüzde 20-25 oranında artış yaşandığını göstermektedir.”

‘Meslek liseliye maaş ve sigorta desteği verilmeli’

Verimlilik konusunda kalifiye elemanın önemi, kuşkusuz sektörel açıdan tartışılmaz bir gerçek. Nitelikli, iyi eğitimli çalışanlar bulmak maalesef kolay olamayabiliyor. Bu da üretimde verimliliğe, maliyetlerin artmasına ve kar oranının düşmesine neden olabiliyor. Buna karşın, meslek lisesi mezunlarının kendi alanlarında çalışma oranı oldukça düşük.  İstanbul-Üsküdar’daki Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Lütfü Cevahir, bunun nedeninin Türkiye’nin 81 ilinde özellikle teknik ve mesleki alan derslerinin aynı içerikte verilmesine bağladı. Mesleki eğitimin içeriğinin bölgelere göre farklılık göstermesi gerektiğini söyleyen Lütfü Cevahir, “Bizim öğrencilerimizin çoğu KOBİ boyutundaki işletmelerde iş bulabiliyor. Devlet belirli bir süre bu gençlerin maaşını desteklemeli, sigortasını ödemeli” açıklamasında bulundu.

‘Yazılımın öncelikli desteklenen sektörlerden olmaması üzdü’

Verimlilik konusunda elbette ki günümüzde olmazsa olmaz konulardan biri de dijitalleşme. Makineler söz konusu olduğunda yazılımın önemini daha çok hissettiğimiz bir ortamda, Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Gönül Kamalı’nın görüşlerine başvurduk.

Ülkemizde yazılım sektörünün durumunu ve pandemiden nasıl etkilendiğini anlatan Kamalı şunları söyledi: “Ülkemizde bilişim sektöründe, son yıllarda en büyük büyümeyi yazılım alanında görüyoruz. Bilişimin donanım ve hizmet alt grupları 2018 devalüasyonundan olumsuz etkilenirken, yazılım şirketlerimiz büyümeye devam ettiler. Türk yazılım sektöründe artık yurt dışı satış bir hayal değil, ciddi bir gerçek. YASAD olarak hem üyelerimiz hem de sektörden tanıdığımız firmalar arasından 10-30 ülkeye ihracat yapan yazılım şirketlerimiz olduğunu biliyoruz. Ülkemizde yazılım ihracatına dair net veriler elde etmek mümkün olmadığından yine üyesi olduğum Hizmet İhracatçıları Birliği Yazılım Komitesi ile bir envanter çalışması başlattık. Sonuçları birkaç aya kadar yayınlanacak.

Ülkemiz ve dünya 2020 Mart ayından beri oldukça büyük bir sınavdan geçiyor ve ne zaman biteceğini bilemiyoruz maalesef. Yaşam süreçlerimiz içerisinde ilk defa tüm dünyayı aynı anda etkileyen ve insanlığı çaresiz bırakan bir kriz yaşıyoruz. Fakat bu kriz bir yandan klasik ekonomiyi yerle bir ederken, öte yandan bilişim ve iletişimin ne kadar yaşamsal olduğunu da gözler önüne serdi. Bir anda sadece bilişim değil tüm şirketlerimiz uzaktan çalışmak, fiziksel iletişimi azaltmak fakat her türlü operasyonunu da buna rağmen sürdürmek durumunda kaldı. Uzaktan çalışırken işlerin nasıl yürüyebildiğini gördük ve yürütülebilmesinin koşullarını da bizzat yaşayarak gördük.

2020 pandemi süreci, yazılım firmalarımızın yeni proje almalarını ve yeni müşteri girişlerini olumsuz olarak etkiledi. Yazılım sektörünün öncelikli desteklenen sektörler arasında alınmaması da bizler için üzücü olmuştur. Öte yandan, toplumumuzun en önemli kültürel özelliklerinden olan hızlı adapte olma özelliğimizi yazılım şirketlerimizde de pandemi döneminde gördük. Hızla mevcut organizasyonları sosyal mesafe yapısına uygulayan, üretim, turizm, hizmet sektörlerinde takip ve kontrol görevi görecek yazılımlar üretilmeye başlandı. Uzaktan çalışma konusunda mevcut yazılımla şirketlerimizden bazıları ürünlerini ücretsiz kullanıma açarak sosyal sorumluluklarını da yerine getirdiler. Bütün bu gelişmeler, bizler için umut verici olmuştur.’

‘Yerli yazılım şart koşulmalı’

Yazılım sektörünün yakın gelecekte önünü açacak önlemlere değinen Kamalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde yazılım sektörünün önünün açılması için öncelikle yerli yazılım kullanımının kamu ve özel sektörde arttırılmasının veya bazı durumlarda şart koşulmasının çok önemli olduğuna inanıyoruz. Kamunun seçimleri daima ülkemizde yön gösterici olmuş, firmalarımızın uzun soluklu ve geniş bütçeli projeler alarak büyüyebilmelerine olanak sağlamıştır. Diğer bir ihtiyaç ise devlet destek ve fonlarının daha akışkan ve ön ödemeli yapılabilmesidir. Yazılım şirketlerimizin yegane sermayesi ve hammaddesi insan olduğundan özellikle istihdam konusunda verilecek sürdürülebilir destekler şirketlerimizin büyümesine büyük katkı sağlayacaktır.

Ülkemizde yazılım, gitgide önem kazanmakta, yazılım firmalarımıza her yıl yüzlercesi eklenmekte ve mevcut firmalarımız ülke dışına taşmaktadırlar. Pazar ihtiyaçlarına uygun geliştirilmiş derinliği olan yazılımların pazarda çiçeklenerek devam ettiğini ve yerli yazılım kullanan sanayicimizin, kendi üretim sektörünün ihtiyacı olan değişiklikleri yerli yazılımlar üzerinde hızlıca yaptırarak pazarda avantaj elde ettiğini görüyoruz. Tek ihtiyacımız olan biraz güven, bol sabır ve geleceğe umutla bakmak…”