MOSDER Başkanı Davut Karaçak, 2024 yılının sonlarına doğru mobilya sektörünün hem iç hem de dış pazarlardaki durumuna dair değerlendirmelerde bulundu.

TÜİK tarafından açıklanan tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) yıllık yüzde 48,58, aylık yüzde 2,88 olarak gerçekleştiğine dair bilgiler ışığında değerlendirmelerde bulunan Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Davut Karaçak, yüksek enflasyonun, tüm sektörleri etkilediği gibi mobilya sektörünü de derinden etkilediğini belirtti. Karaçak; “İç pazarda yaşanan durgunluk, işletmeler açısından büyük zorluklar getirdi. Yüksek enflasyon ve sıkı para politikasına yönelik alınan tedbirlerin etkisiyle iç piyasa iyice daraldı. Sektörümüz, özellikle son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve yüksek enflasyon oranları nedeniyle ciddi bir baskı altında. Artan fiyatlar, mobilya satın almayı zorlaştırıyor. Mobilya fiyatlarının bir önceki yıla göre katlanarak artması, bu durumu daha da kötüleştiriyor. Hükümetimizin çok acil kısa, orta ve uzun vadeli planlarla duruma çözüm getirmesi gerekiyor” dedi.

2024 yıl sonu enflasyon hedefinin tahmin edilenin az da olsa üzerinde gerçekleşmesini ön gördüklerini belirten Davut Karaçak, daralan iç piyasada, üreticinin can simidinin ihracat olduğunu dile getirerek şunları söyledi; “İhracatın önündeki en büyük engel de kurlar. İhracatta düşük kur sebebi ile yaşadığımız sıkıntıları devamlı dile getiriyoruz. Hükümetimiz tüm dengeleri gözetecek bir çözüm üzerinde ilerliyor ancak birçok sebepten dolayı yeterli sonuç elde edilemiyor. Artık umudumuz 2025 yılına kaldı. 2025 yılında bu problemlerin çözümü için daha somut ve güçlü adımlar atılacağına inanıyoruz. Gelecek yıl Merkez Bankası’nın kademeli olarak faiz indirmesiyle yüzde 20’nin altında bir enflasyon hayal değil.”

“Üretim ve istihdamı daha da artırmak için faiz oranlarının düşmesi gerekiyor”

Artan enflasyonla birlikte yükselen faizlerin tüketimi ciddi şekilde frenlediğini ve üreticilerin yatırım yapmasını zorlaştırdığını belirten Davut Karaçak, bu faiz oranlarıyla yeni yatırımın mümkün olmadığını vurguladı. Karaçak, “Mobilya sektörü, 45 binden fazla işletmesi ve yaklaşık 250 bin çalışanıyla Türkiye imalat sektörünün yüzde 10’una yakın bir bölümünü oluşturuyor. Üretim ve istihdamı daha da artırmak için faiz oranlarının düşmesi gerekiyor. Mevcut koşullarda yatırım yapmak ve istihdama katkı sağlamak mümkün değil” dedi.

“2025 yılında döviz, kredi ve lojistik alanlarında piyasalara istikrar geleceğine inanıyoruz”

Karaçak, ihracatın önemine dikkat çekerek sözlerine devam etti; “2025 yılından öncelikli beklentimiz, başta kur piyasasında istikrar sağlanması ve enflasyonun düşük oranlarda seyretmesidir. İlaveten düşük maliyetli krediye ulaşım imkanlarının olması ve istihdamın desteklenmesidir. Her şeye rağmen 2024 yılında sektör ihracatının 4 milyar dolar seviyelerinde olacağını öngörüyoruz. Önümüze, 4-5 yılda, yani orta vadede 10 milyar dolarlık ihracat düzeyini yakalama hedefimiz var. Dolayısıyla kendi adımıza konuşmak gerekirse 2024 yılı sektörümüz için zor bir yıl oldu. Bin bir zorlukları aşarak geldiğimiz bu noktadan geri değil ileri gitme hedefi ve gayretindeyiz. 2025 yılında döviz, kredi ve lojistik alanlarında piyasalara istikrar geleceğine ve enflasyonla mücadeleyi kazanacağımıza inanıyoruz.

“2030 yılına gelindiğinde mobilya sektörünün büyüklüğünün 29 milyar dolar seviyesine ulaşacağını öngörüyoruz”

Mobilya sektörünün üretim gücü, teknolojisi ve insan kaynakları açısından dünya ile rekabet edebilecek bir seviyede olduğunu ifade eden Karaçak, Türkiye’deki yıllık mobilya üretiminin ortalama 11-12 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini belirtti. Sektörün her yıl ortalama %10 civarında büyümesini beklediklerini dile getirerek, bu büyüme oranıyla 2030 yılına gelindiğinde mobilya sektörünün büyüklüğünün 29 milyar dolar seviyesine ulaşacağını öngördüklerini söyledi. Karaçak, “Geleceğimize dair ülkemize ve hükümetimize güvenimiz tam. Ekonomide sağlanacak istikrar sadece sektörümüze değil, tüm Türkiye’ye kazanç getirecektir” dedi.

“Türk mobilyası algısını güçlendireceğiz”

Davut Karaçak; “İhracatta diğer önemli nokta da katma değerli ürün ihraç etmek ve birim ihracat fiyatını yükseltebilmektir. Bunu yapmanın yolu, ülkemizin güçlü markalara sahip olmasından geçiyor. Markalı ürün ihracatını artırmamız, güçlü bir ‘Türk Mobilyası’ algısı oluşturmamız gerekmektedir. Yaklaşan İstanbul Mobilya Fuarı da bu amaçla bize büyük katkı sağlayacaktır. İstanbul Mobilya Fuarı’nda Türk mobilyasının kalitesini bir kez daha gözler önüne sereceğiz. Ekonomide istikrar sağlandığı taktirde ve tabi sektörümüzün de tüm bu çabalarıyla, 2025 yılını çok daha iyi geçireceğimizi düşünüyoruz. MOSDER olarak bu hedeflere ulaşmak için çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.