Ekonomideki sıkıntılara rağmen ihracat odaklı büyümesini sürdüren Türk mobilya sektörü, 2025’te sürdürülebilir üretim, dijital dönüşüm ve esnek üretim modellerine yöneliyor. Sektör temsilcileri de rekabette öne çıkmak için yeni pazarlara açılma ve uluslararası fuarlarda güçlü bir varlık gösterme hedefinde. Ndesign Yönetim Kurulu Üyesi Abdulselam Güleç, “2025’in ilk yarısında yurt içinde ve yurt dışında düzenlenecek mobilya fuarlarının sektördeki yenilikleri ve trendleri takip eden alıcıların ilgisini çekeceğini ve bu şekilde piyasayı hareketlendireceğini bekliyoruz” dedi.

Türk mobilya sektörü, 2024 yılında ekonomik dalgalanmalar, artan enflasyon ve değişen tüketici alışkanlıkları gibi pek çok zorlukla karşılaştı. Ancak sektör, ihracat odaklı stratejileri ve yenilikçi üretim anlayışıyla bu süreci fırsata çevirmeyi başardı. 2025 yılına girerken, sürdürülebilirlik, esneklik ve teknoloji entegrasyonu ön plana çıkarken, uluslararası pazarlarda daha güçlü bir yer edinmek için çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Ndesign Yönetim Kurulu Üyesi Abdulselam Güleç ile sektördeki güncel gelişmeleri, ihracat hedeflerini ve 2025 yılı için öngörülen trendleri konuştuk.

  • 2024 yılı Türk mobilya sektörü için nasıl geçti?  2025 yılının ilk 3 ayı için beklentileriniz nedir?

2024 yılı, Türkiye mobilya sektörü için hem zorluklar hem de fırsatlar barındıran bir dönem oldu.  Ekonomik dalgalanmalar ve global ölçekteki siyasal sorunlar, artan enflasyon ve faiz oranları nedeniyle tüketicilerin harcama alışkanlıklarının değişmesi mobilya gibi büyük ve uzun vadeli harcamaların ertelenmesine ve inşaat-proje faaliyetlerinin azalmasına neden oldu. Her ne kadar zor bir yıl olarak değerlendirilse de ihracat ve üretim alanlarında kaydedilen gelişmeler, sektörün geleceği için umut verici bir tablo çiziyor. Piyasa normalleşmeye başladığında, birikmiş talebin açığa çıkmasını bekliyoruz. Sektörün iç pazardaki normalleşme ve ihracatın artmasıyla bu büyümeyi kaydetmesini öngörüyoruz.

2025’in ilk yarısında yurt içinde ve yurt dışında düzenlenecek mobilya fuarlarının sektördeki yenilikleri ve trendleri takip eden alıcıların ilgisini çekeceğini ve bu şekilde piyasayı hareketlendireceğini bekliyoruz. Kurumsal bir strateji olarak Ndesign küresel pazardaki gücünü artırmak ve uluslararası tanınırlığını güçlendirmek amacıyla uzun yıllardır İtalya, ABD ve Çin’de düzenlenen prestijli uluslararası fuarlara katılıyor. 2025 yılında da mart ayında CIFF Guangzhou ve nisan ayında da Salone del Mobile Milano Fuarları’nda yerini alacak ve sektörün önde gelen firmalarıyla bir araya gelerek, yenilikçi tasarımlarını global ölçekte müşterilere tanıtma fırsatı yakalayacak.

“Her bir rakip ülke Türk mobilya sektörünün pazar payını etkileyen farklı avantajlı özelliklere sahip”
  • Türk mobilya sektörünün en önemli rakipleri hangi ülkeler?

Türk mobilya sektörü, uluslararası pazarda birçok önemli global oyuncu ile karşı karşıya. Her bir rakip ülke kalite, tasarım, fiyat rekabeti, konum ve üretim kapasitesi açısından Türk mobilya sektörünün pazar payını etkileyen farklı avantajlı özelliklere sahip. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse İtalya; estetik, kalite ve işçilik açısından yüksek standartlara sahip olmasıyla özellikle lüks segmentte üretim yapan Türk markalarıyla rekabet halinde. Uygun fiyatlar ve büyük hacimlerde üretim yapabilen Çin, farklı kalite seviyeleri ve geniş bir ürün yelpazesi sunarak Türk mobilyalarının yanı sıra dünya genelinde birçok ülkeye güçlü bir rakip konumunda. Coğrafi konumu ve son yıllarda artan potansiyeli ile Polonya, uygun maliyetli üretim yapabilen bir ülke olması nedeniyle AB ve Ortadoğu pazarında Türk ürünleriyle rekabet ediyor. Ekonomik büyüklüğü ve kalite odaklı üretim anlayışı ile Almanya, mobilya sektöründe önemli bir aktör olarak öne çıkarken; modern ve şık tasarımları ile İspanya da Türk mobilyalarıyla benzer hedef pazarlara hitap ediyor ve Türkiye için önemli bir rekabet oluşturuyor.

“2025’te mobilya pazarında sürdürülebilirlik, esneklik ve teknoloji öne çıkacak”
  • 2025 yılında mobilya pazarının trendleri neler olacak?

2025 yılında mobilya pazarında sürdürülebilirlik ön planda olacak; geri dönüştürülmüş ve doğal malzemelerle üretilen ürünlere talep artacak. Minimalist tasarımlar ve doğadan ilham alan organik formlar tercih edilirken bir yandan canlı renk ve desenler genç tüketicilerin ilgisini çekecek. Özellikle, tamamen doğal liflerden yapılan veya geri dönüştürülebilir malzemelerle üretilen mobilyalar, çevre bilinci yüksek tüketiciler tarafından daha fazla tercih edilecek. Ayrıca çevre dostu üretim yöntemleri ve etik iş gücü uygulamaları, firmaların marka imajını güçlendirecek ve bu da tüketici sadakatini artıracak. Sürdürülebilirlik, yalnızca malzeme seçimi ile sınırlı kalmayacak; aynı zamanda üretim süreçlerinde enerji verimliliği ve atık yönetimi gibi konular da önem kazanacak. Ev ofislerinin yaygınlaşmasıyla birlikte ergonomik çalışma alanları tasarlanacak. Ayrıca akıllı ev sistemleriyle uyumlu mobilyalar, teknolojiyle entegre olacak. Modüler mobilyalar, alan kullanımı ve esneklik sağladığı için popülerleşecek. Bu doğrultuda, mobilya üreticileri hem fonksiyonellik hem de estetik açısından daha sürdürülebilir ve yaratıcı çözümler geliştirecekler. Sonuç olarak, 2025 yılında mobilya pazarında sürdürülebilirlik, esneklik ve teknoloji ile entegrasyon ön planda olacak. Bu trendler, mobilya tasarımındaki yeniliklerin ve tüketici alışveriş davranışlarının evrimini şekillendirecek.

“Osmanlı ve Selçuklu’dan ilham alınan desenler uluslararası arenada öne çıkıyor”
  • Türk mobilya sektörünün uluslararası arenada hangi tasarım ve stil özellikleriyle öne çıktığını düşünüyorsunuz?

Türk mobilya sektörü köklü ve zengin geçmişi sayesinde, Osmanlı motiflerinden modern minimalist çizgilere kadar geniş bir tasarım kabiliyetine ve global trendleri takip eden, yenilikçi tasarımlar sunan dinamik bir sektör yapısına sahip. Osmanlı ve Selçuklu’dan ilham alınan desenler, çağdaş çizgilerle birleşerek özgün ve estetik bir stil oluşturuyor ve uluslararası arenada modern ve klasik tasarımları başarılı bir şekilde harmanlamasıyla öne çıkıyor. Zengin topraklarımızın sunduğu değerli mermer ve çeşitli ahşap türleri ile cam ve metal sanatının harmanlanması hem estetik hem de fonksiyonel açıdan özgün ve zamansız tasarımlar ortaya çıkmasına imkan sağlıyor. Bununla birlikte özellikle son yıllarda şehir hayatına uygun, yer tasarrufu sağlayan modüler ve çok amaçlı mobilyalar, fonksiyonelliği ön planda tutarak Avrupa ve Asya pazarlarında büyük ilgi görüyor. Minimalist ve sade tasarımlar da yükselişe geçerken, yumuşak geçişler, pastel tonlar ve zarif detaylarla İskandinav ve Japon tasarım anlayışlarına rakip olacak ürünler geliştiriliyor. Tüm bu unsurlar, Türk mobilya sektörünü hem estetik hem de fonksiyonellik açısından rekabetçi ve özgün kılarak, farklı kültürlerden tüketicilere hitap eden geniş bir ürün yelpazesi sunmasını sağlıyor.

“Üretimimizin önemli bir kısmını da yerli makinelerle gerçekleştiriyoruz”
  • Türk ağaç işleme makinelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Üretiminizin ne kadarlık bir bölümünü yerli makinelerle sağlıyorsunuz?

Türk ağaç işleme makineleri, yüksek kalite ve verimlilik sunan yenilikçi çözümleriyle sektörde önemli bir yer edindi. Bu makineler, özellikle yerli üreticilerin üretim süreçlerini daha hızlı ve verimli hale getirmelerine olanak tanıyor. Firma olarak, en kaliteli üretimi gerçekleştirebilmek için sürekli olarak en iyi makine ve malzemeleri araştırıyoruz. Bu süreçte, dünyadaki en profesyonel makine sistemlerini kullanırken, üretimimizin önemli bir kısmını da yerli makinelerle gerçekleştiriyoruz. Yerli üretim, maliyet etkinliği ve yerel pazarın ihtiyaçlarına hızlı yanıt verebilme açısından önemli avantajlar sunuyor. Bu alanda, Türk ağaç işleme makinelerinin gelecekte dünya çapında büyük bir potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz.

“2025 daha yeşil bir gelecek için sağlam adımlar atmak üzerine şekillenecek”
  • Sürdürülebilirlik, küresel trendlerin bir parçası haline geldi. 2024’te çevre dostu üretim konusunda atılan adımları göz önüne alırsak, 2025 için bu alanda nasıl bir yol haritası çizmeyi planlıyorsunuz?

2024, çevre dostu üretim ve sürdürülebilirlik alanında önemli adımların atıldığı bir yıl oldu. Bu yıl, sektördeki birçok firma enerji verimliliği, geri dönüşüm ve atık yönetimi gibi konularda yenilikçi çözümler geliştirmeye odaklandı. Ancak sürdürülebilirlik yolculuğu devam etmeli ve bu alanda daha fazla adım atılmalı.  2025 için planladığımız yol haritası, bu ilerlemeyi pekiştirmek ve daha yeşil bir gelecek için sağlam adımlar atmak üzerine şekillenecek. Çizdiğimiz yol haritası, çevre dostu üretimi sadece bir trend olarak görmekten çok, sürdürülebilirliği işimizin kalbinde bir yer haline getirmeyi hedefliyor. Bu alandaki gelişmeler, yalnızca çevreye katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda tüketicilerin artan talepleri doğrultusunda sektördeki rekabetçi gücümüzü de artıracak.

“Mobilya ihracatında en fazla ihracat yapılan ülkeler: Irak, Almanya, ABD, Fransa ve Romanya”
  • Türk mobilya sektörünün en önemli 5 ihracat pazarı hangileri? 2025 yılı için bu pazarlara hangi yeni ülkelerin eklenebileceğini düşünüyorsunuz?

2024 yılında Türkiye’nin mobilya ihracatında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla Irak, Almanya, ABD, Fransa ve Romanya oldu. Bu ülkeleri değerlendirdiğimizde;

2024 94 GTIP (Tüm Mobilyalar) Toplam FOB/USD

  • Irak: 609.298.721
  • Almanya: 371.572.538
  • Birleşik Devletler: 243.984.179
  • Fransa: 232.559.952
  • Romanya: 219.110.715

Sınır komşusu olması, lojistik avantaj sağlaması, Türk mobilyalarının fiyat-performans açısından cazip olması ve Irak’ta yerel üretimin yetersizliği, Irak’ı Türkiye’nin en büyük ticaret ortaklarından biri haline getiriyor. Almanya ve Fransa, Avrupa’daki en büyük mobilya tüketim pazarları arasında yer alıyor. Yerel üreticilerin maliyetlerinin yüksek olması ve Türkiye’de kaliteli ürünlerin rekabetçi fiyatlarla sunulması, ithalatı cazip hale getiriyor. ABD, dünyanın en büyük mobilya ithalatçılarından biri olup, son yıllarda Çin’e uygulanan ek gümrük vergileri ABD’li ithalatçıları alternatif arayışına yöneltti ve Türkiye bu noktada önemli bir tedarikçi haline geldi. Romanya ise hem AB üyesi olması hem de Türkiye ile uzun süredir gelişen ticari ilişkileri nedeniyle önemli bir pazar konumunda. Ülkede inşaat sektörünün canlı olması, mobilya talebini de artırıyor.

2025 yılında Türk mobilya sektörünün uluslararası arenada daha fazla yer edinmesi için yeni pazarlara açılma stratejilerini hızlandırması gerekiyor. Gelişen teknolojiler ve inovatif tasarımlar sayesinde, Türk mobilyasının kalitesini ve özgünlüğünü dünya genelinde tanıtmak en önemli hedeflerden biri olmalı. Ne yazık ki mobilya sektörü son yıllarda aynı pazarlara sıkışmış durumda ve bu pazarlarda oluşan siyasal ve bölgesel sorunlar sektörü olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, özellikle Asya, Afrika ve Orta Doğu gibi hızla büyüyen pazarlara yönelerek, tüketici taleplerine uygun ve sürdürülebilir ürünler sunmayı hedeflemek gerekiyor. Aynı zamanda, ihracat odaklı politikalar uygulayarak yerli üreticilerin rekabet gücünü artırmak ve sektörü küresel ölçekte daha da güçlendirmek amaçlanmalı. Böylece Türkiye, mobilya alanında markalaşma çabalarını sürdürerek dünya pazarında saygın bir konuma ulaşacak.