Türkiye, girişimcilik ekosisteminde hızla yükselirken, Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) sunduğu eğitim, mentorluk ve yatırım destekleriyle girişimcilere yol gösteriyor. BTM Genel Müdürü Dr. Önder Kul, merkezin çalışmaları ve Türkiye’deki start-up ekosistemi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Girişimcilere sağlanan desteklerden yatırım süreçlerine kadar birçok konuyu değerlendiren Kul, Türkiye’nin girişimcilik alanında giderek daha güçlü bir konuma geldiğini vurguladı.
Türkiye, girişimcilik sisteminde hızla yükselerek Avrupa’nın en çok yatırım alan ülkelerinden biri haline geldi. Yapay zeka, dijital ödeme sistemleri, sağlık teknolojileri ve yeşil dönüşüm gibi alanlarda dikkat çeken girişimler dünyada rekabet ederken, bu süreci destekleyen kurumların rolü de giderek artıyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından girişimciliği teşvik etmek amacıyla kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) sunduğu eğitim, mentorluk ve yatırım desteğiyle binlerce girişime yön veriyor. Merkezin faaliyetlerinden Türkiye’deki start-up sisteminin geleceğine kadar birçok önemli konuya dair değerlendirmelerde bulunan BTM Genel Müdürü Dr. Önder Kul; “BTM olarak bugüne kadar 6 binden fazla girişimi ve 10 binden fazla girişimciyi destekledik. Çok kısa bir süre önce de 90 ülkede 600’den fazla kuluçka ve hızlandırma merkezi verileriyle oluşturulan UBI Global tarafından, dünyanın en iyi 3. start-up merkezi olarak listelendik” dedi.
- Öncelikle BTM yapılanmasını anlatır mısınız? BTM çatısı altında girişimciler nelere erişim sağlayabiliyor?
Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM), İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından 8 yıl önce girişimcilik ekosistemini destelemek ve girişimciliği yaygınlaştırmak amacıyla kurulan bir start-up merkezi. İstanbul Fulya’da 3 bin metrekarelik bir alanda, yaş ve sektör ayrımı olmaksızın, girişimcilere iş fikirlerini ticarileştirme sürecinde ihtiyaç duydukları eğitim, mentorluk, 7/24 çalışma alanı, yatırımcı ağı ve iş birlikleri gibi çeşitli olanakları tamamen ücretsiz olarak sunuyoruz. 81 meslek komitesi ve 810 binden fazla üyesiyle İTO’nun bir iştiraki olan BTM, aynı zamanda güçlü bir yatırım ağına da sahip. Bu sayede girişimciler, ilgili komitelerle bir araya gelerek sektördeki uzmanlardan geri bildirim alıp projelerini geliştirebilirken, aynı zamanda bu etkileşimler müşteri veya yatırımcı kazanma fırsatı da sunuyor. Fikir aşamasından ölçeklenme aşamasına kadar her seviyedeki girişime göre bir mekanizmamız bulunuyor. Çok kısa bir süre önce de 90 ülkede 600’den fazla kuluçka ve hızlandırma merkezi verileriyle oluşturulan İsveç merkezli global endeks UBI Global tarafından, dünyanın en iyi 3. start-up merkezi olarak listelendik. Geçtiğimiz günlerde ise BTM bünyesinde Teknoloji Geliştirme Merkezi’ni (TEKMER) kurduk. Bu adımla birlikte öncelikli olarak yaklaşık 30 şirketin ve 200 girişimcinin TEKMER olanaklarından faydalanmasını ve TEKMER bünyesinde yetişen girişimcilerin, yerel ve global pazarlarda etkin rol oynayarak ekosistemimize değer katmasını sağlamak istiyoruz. Ayrıca başta İstanbul ardından da Türkiye’nin en büyük TEKMER’i olmayı hedefliyoruz.
“BTM girişimlerinin toplam satış rakamı 1 milyar TL’yi aştı”
- Şimdiye kadar BTM çatısı altında kaç girişim hayat buldu? Bu BTM destekli start-up’lardan uluslararası pazarda başarıya ulaşan örnekler var mı? Var ise bu projeler bu başarıya ulaşmak için nasıl bir strateji izledi?
BTM olarak bugüne kadar 6 binden fazla girişimi ve 10 binden fazla girişimciyi destekledik. Bu süreç içinde 135 BTM girişimine, 8 milyar 818 milyon TL değerleme üzerinden yatırım yapıldı. BTM girişimlerinin toplam satış rakamı ise 1 milyar TL’yi aştı. Uluslararası başarıya ulaşan girişimlerimizden bazıları yapay zeka, sağlık teknolojileri, finans teknolojileri ve sürdürülebilirlik alanlarında faaliyet gösteriyor. Bu start-up’lar, küresel rekabete adapte olabilmek için doğru pazarlama stratejileri geliştirerek, yatırımcılarla güçlü ilişkiler kurarak ve ölçeklenebilir iş modelleri oluşturarak büyüdüler. Ayrıca BTM’nin sunduğu programlar ve uluslararası iş birlikleri bu süreçte kritik bir rol oynadı.
“Dijital ödeme sistemleri, açık bankacılık ve blockchain tabanlı girişimler hızla artıyor”
- Türkiye’de özellikle hangi alanlarda start-up projelerinin yaygın olduğunu gözlemliyorsunuz?
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda dijital ödeme sistemleri, açık bankacılık ve blockchain tabanlı girişimler hızla artıyor. Öte yandan mobil oyun geliştirme konusunda dünya çapında dikkat çeken bir konumdayız. Yapay zeka tabanlı analiz ve otomasyon çözümleri geliştiren girişimler, özellikle büyük veri işleme ve müşteri deneyimini kişiselleştirme alanında yükselişte diyebiliriz. Bununla birlikte tele-sağlık uygulamaları, biyoteknoloji ve medikal cihazlar alanında da önemli girişimler ortaya çıkıyor. Bir diğer önemli alan ise sürdürülebilirlik ve yeşil teknolojiler. Özellikle global bir konu olan sürdürülebilirlik ve yeşil teknolojiler önümüzdeki dönemlerde daha da önem kazanacak. Geçtiğimiz yıl T.C. Yatırım Ofisi tarafından yayınlanan 4 yıllık Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Stratejisi (UDY) kapsamında da yeşil dönüşüm konusunun önemi açıkça vurgulanıyor. Bu bağlamda çevre dostu teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi son derece önemli.
“Melek yatırımcıların sayısı her geçen gün artsa da bu konuda BTM gibi kurumlara çok iş düşüyor”
- Melek yatırımcılar, girişimlerin finansmana erişiminde önemli bir rol oynuyor. Türkiye’de melek yatırımcı sistemi ne kadar güçlü? Start-up’ların yatırım süreçlerini hızlandırmak için ne tür adımlar atılmalı?
Türkiye’de melek yatırımcı ağı giderek güçleniyor ancak halen gelişime açık bir alan. BTM olarak Türkiye’de bu anlamda bir ilke imza attık ve start-up’lara neden yatırım yapılması gerektiğine yönelik farkındalık oluşturduğumuz Yatırımcı Hızlandırma Programı’nı hayata geçirdik. Program kapsamında çeşitli eğitimler ve atölye çalışmaları düzenlendi ve start-uplara yatırım yapmanın önemi anlatıldı. Bu program sonrasında start-up’lara yatırım yapan birçok iş insanı oldu. Melek yatırımcıların sayısı her geçen gün artsa da bu konuda BTM gibi kurumlara çok iş düşüyor. Devletimizin de bu hususta önemli teşvikleri ve destek mekanizmaları mevcut. Özellikle TÜBİTAK, KOSGEB ve özel yatırım ağları gibi destek mekanizmaları da melek yatırım sistemini güçlendiren unsurlar arasında yer alıyor.
- Türkiye’de start-up’lara yönelik hibe, teşvikler hakkında bilgi verebilir misiniz? Bunlardan yararlanmak için nasıl bir yol izlenmeli?
İstanbul’daki Tüyap Fuar ve Kongre Merkezimiz, toplamda Türkiye’de girişimcilere yönelik birçok hibe ve teşvik mekanizması bulunuyor. TÜBİTAK 1512 (BİGG) Programı, KOSGEB Ar-Ge, Ür-Ge ve inovasyon destekleri, bunun yanı sıra Teknoparkların çeşitli vergi indirimi gibi destekleri söz konusu. Ayrıca Avrupa Birliği ve Dünya Bankası da çeşitli fon destekleri sağlıyor. Bu desteklerden yararlanmak isteyen girişimciler BTM gibi kurumlardan destek alarak, bu süreçlerde kendileri için en doğru desteklere kolaylıkla erişebilirler. BTM bünyesinde kurduğumuz TEKMER ile biz de mevcut desteklerimizi artık farklı bir seviyeye çıkarıyoruz. Bu desteklerden faydalanmak isteyen tüm girişimcileri BTM’ye bekliyoruz.
“Türkiye, tohum aşamasında Avrupa’nın en çok yatırım alan 2. ülkesi oldu”
- Türkiye’deki start-up endüstrisi hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne kadarlık bir ekonomik hacme sahip?
Türkiye’de start-up ekosistemi son yıllarda büyük bir ivme kazandı. Özellikle 2020 ve 2022 yılları arasına baktığımızda, Trendyol ve Getir’in decacorn, Peak Games, Dream Games ve Insider’ın ise unicorn olmasının bu sürece katkısı çok büyük. Startups.watch tarafından hazırlanan 2024 yılı Türkiye Girişimcilik Ekosistemi Raporu’na göre, Türk girişimlerine 469 yatırım turunda 1,1 milyar dolar yatırım yapıldı ve buna göre Türkiye, Avrupa sıralamasında 11. sırada yer aldı. 2024 yılında toplam CVC sayısı 91’e yükseldi ve Türkiye, tohum aşamasında Avrupa’nın en çok yatırım alan 2. ülkesi oldu. Dolayısıyla Türkiye, bölgesel bir girişimcilik merkezi olma yolunda ilerliyor. İstanbul Orta Doğu, Avrupa ve Asya arasında bir köprü konumunda olduğu için yatırımcılar ve girişimciler için cazip bir ekosistem sunuyor ve son yıllarda başarı hikayelerine imza atan girişimler de Türkiye girişimcilik ekosisteminin gücünü ortaya koyuyor.