PwC’nin Ekim ve Kasım 2022’de 105 ülke ve bölgede 4 bin 410 CEO, Türkiye’den ise 87 CEO’nun katılımı ile gerçekleştirdiği 26. Küresel CEO araştırmasına göre, CEO’ların yaklaşık yüzde 73’ü küresel ekonomik büyümenin 2023’te yavaşlayacağını düşünürken, bu oran Türkiye’deki CEO’larda yüzde 77’ye çıkıyor.

PwC’nin 26. Küresel CEO Araştırması’nın sonuçları Dünya Ekonomik Forumu Davos Yıllık Toplantısı’nda açıklandı. Farklı ülke ve bölgelerden araştırmaya katılan CEO’ların yüzde 73’ü, küresel ekonomik büyümenin 2023 yılında yavaşlayacağını düşünüyor. Bu görünüm, 12 yıl önce bu soru ilk defa sorulduğundan beri CEO’ların küresel ekonomik büyüme konusunda sahip oldukları en kötümser bakış açısı olmasının yanı sıra 2021 ve 2022’de araştırmaya katılanların üçte ikisinden fazlasının ekonomik büyümenin iyileşeceğini düşündüğü iyimser görüşlerden kayda değer bir sapma olduğunu da ortaya koyuyor.

Zorlu koşullara ek olarak, CEO’ların yaklaşık yüzde 40’ı şirketlerinin mevcut gidişatlarına devam etmesi halinde, önümüzdeki 10 yılda finansal olarak varlığını sürdüremeyeceğini düşünüyor. Araştırmaya göre; CEO’ların kendi şirketlerinin büyüme beklentilerine olan güveni de geçen yıldan bu yana yüzde 26 oranında azaldı. Bu yüzde 58’lik bir düşüşün kaydedildiği 2008-2009 mali krizinden bu yana en büyük düşüş olarak kaydedildi.

Araştırmada öne çıkan sonuçlar:

  • Bir yıl önce siber ve sağlık alanındaki tehditler en önemli endişeler iken, bu yıl ekonomik gerilemenin etkisi CEO’lar için ilk sırada yer alıyor. Enflasyon ve makroekonomik dalgalanma önümüzdeki 12 ay ve önümüzdeki beş yıl boyunca CEO’lar gündemindeki tehditlerin başında geliyor. Hemen ardından ise finansal olarak jeopolitik çatışma, siber riskler ve iklim değişikliği geliyor.
  • Avrupa’daki savaş ve dünyanın diğer bölgelerindeki artan jeopolitik çerçevedeki endişeler CEO’ların iş modellerini çeşitli yönleriyle yeniden ele almalarına neden oldu. Katılımcıların neredeyse yarısı jeopolitik çatışmaya maruz kalırken, siber güvenlik veya veri gizliliğine yapılan yatırımları artırarak, tedarik zincirlerinde düzenlemeler yaparak, pazardaki payını yeniden değerlendirerek veya yeni pazarlara açılarak ya da ürün-hizmetlerini çeşitlendirerek daha geniş bir yelpazedeki olasılıkları stratejilerine ve kurumsal operasyonel modellerine dahil ettiler.
  • Mevcut koşullar karşısında, CEO’lar maliyetleri düşürmenin ve gelir artışını teşvik etmenin yollarını arıyor. CEO’ların yüzde 52’si (Türkiye yüzde 74) operasyonel maliyetlerin düşürüldüğünü, yüzde 51’i (Türkiye yüzde 75) fiyatların yükseltildiğini ve yüzde 48’i (Türkiye yüzde 48) ürün ve hizmetlerin çeşitlendirildiğini belirtiyor. Bununla birlikte yarısından fazlası, yani yüzde 60’ı, önümüzdeki 12 ay içinde işgücünü azaltmayı planlamadıklarını söylüyor. Katılımcıların yüzde 80’i yetenekleri elde tutmak ve işten ayrılma oranlarını azaltabilmek için personel ücretlerini düşürmeyi düşünmüyor.
  • CEO’lar, uzun vadeli toplumsal değer yaratmak için güven inşa etmek ve sürdürülebilir sonuçlar elde etmek için çok çeşitli paydaşlarla iş birliği yapma ihtiyacına değiniyor. Araştırma sonuçları, şirketlerin sürdürülebilir kalkınma, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık ve eğitim için ticari olmayan kuruluşlarla iş birliği yaptığını ortaya koyuyor.