Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5,1 büyüyerek OECD ülkelerindeki büyüme ortalamasını ikiye katladığını belirterek, “Türkiye’de beklentileri bozmak isteyenlerin elinde malzeme kalmadı. FED faiz artışı, bilanço küçültme, AMB’nin likidite daraltması hepsi balon çıktı ve yüzlerine patladı. Son dönemde milli güvenlik ve bekamız için hayati olan terörle mücadele operasyonlarını manipüle edip toplumu kışkırtmak amacıyla devlete ‘katil’ deme cüretini göstermelerinin nedeni bu” dedi.
Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5,1 büyümesini değerlendiren Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, “Büyüme rakamı çok iyi ama daha kaliteli hale getirmeliyiz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat. Bunlardan birisi olmayan ekonomiler kaliteli büyüyemez ve ayakta kalamaz. OECD ülkeleri büyüme ortalaması yüzde 2.4 iken, yüzde 5,1 büyüyen Türkiye’yi görmezden gelenlerle, 2008 ABD ekonomik krizini çıkaran aynı odak” diye konuştu.
Türkiye’de beklentileri bozmak isteyenlerin elinde malzeme kalmadığını kaydeden Gedikli, “Son 4 yıldır söylediğim gibi FED faiz artışı, bilanço küçültme, Avrupa Merkez Bankası’nın (ABM) likidite daraltması hepsi balon çıktı. Şimdi malzeme arıyorlar ama bulamıyorlar. Bakalım yeni sözlü yönlendirme bahaneleri ne olacak” şeklinde konuştu.
Küresel ekonominin alacakaranlık kuşağına ve kısır döngüye girdiğini kaydeden Gedikli, şu açıklamalarda bulundu:
“FED ve AMB her ikisi de kilitlendi, hareket alanları yok. FED faiz artıramıyor, faiz artıramadığı için bilançosunu daraltması da zorlaştı. Çin ağır borç yükü ve faiz ödemeleriyle karşı karşıya. Sermaye çıkışları hızlandı, ekonomileri iyice yavaşlayacak. Küresel ekonomiyi etkileyen tek bir vektör yok artık. Bütün vektörler etkileşim halinde ama bunun sonucu gelişmiş ülkelerin resesyona girmesi olacak. Bu resesyon Türkiye için çok önemli fırsatlar oluşturuyor ve oluşturacak. Herkes bunun farkında olmalı. Örneğin hammadde fiyatları, emtia fiyatları düşük kalmaya devam edecek. Petrol fiyatlarına gelince şu anda dolar düştüğü için fiyatları arttı. Makro-ekonomik göstergelere baktığımızda, büyümenin devam edeceğini görüyoruz. Asıl önemli nokta büyümenin kalitesini artırmamız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ayakta kalacak ekonomi olmanın şartları. Siyasi istikrar da ayrıca dünyanın içinde bulunduğu kaos ortamında adeta bulunmaz Hint kumaşı kadar değerli. Bizde kurların daha aşağı gitmesi riskli, çünkü ihracatı zora sokar, şirketlerin karlılığı düşer, bu da istihdam sorununu doğurur. Merkez Bankası elindeki araçları kullanarak kurlara müdahil olmalıdır. Yapısal reformlara acilen geçilmeli ama projeler BES’teki gibi olmamalıdır. Bakanlıklar açıkladıkları strateji ve eylem planlarını, bunların geri dönüşünü yakından takip etmeli. Bürokrasi siyasi iradenin hızına yetişebilsin, hızlı karar alıp uygulayabilsin diye cumhurbaşkanlığı sistemine geçtik. Türkiye’de beklentileri bozmak isteyenlerin elinde malzeme kalmadı. FED faiz artışı, bilanço küçültme, AMB’nin likidite daraltması hepsi balon çıktı ve yüzlerine patladı. Son dönemde milli güvenlik ve bekamız için hayati olan terörle mücadele operasyonlarını manipüle edip toplumu kışkırtmak amacıyla devlete ‘katil’ deme cüretini göstermelerinin nedeni bu. Büyüme ve ihracat artacak, enflasyon ve işsizlik düşecek. Bu süreçte siyasi istikrar ve toplum huzurunun korunması çok önemli. Yeni Gezi olayları ve 15 Temmuz olayları gibi alçaklıklara karşı dikkat.“