Akaryakıttaki yüksek fiyat artışları, ekonomideki durgunluk ve Schengen vizesi engelinden oluşan sorunlar yumağı, karayolu taşımacılığında sıkıntıya yol açtı. Yurt dışı taşımalarda Türk plakalı araç sayısının azalması ve çileye dönüşen vize sorunu nedeniyle iş hacmi daralırken, yurt içi taşımalarda ise maliyetlerin taşıma fiyatlarına yansıtılamaması nedeniyle seferlerin azaldığı belirtiliyor. 550 bine yaklaşan karayolu ticari yük taşıma filosunda arz-talep makasının hızla açıldığına işaret eden sektör temsilcileri, araç filosunun yaklaşık yüzde 40’ının atıl duruma düştüğünü belirtiyor.
Ekonomi Gazetesi’nden Aysel Yücel’in haberine göre; akaryakıttaki yüksek fiyat artışları, ekonomideki durgunluk ve Schengen vizesi engelinden oluşan sorunlar yumağı, karayolu taşımacılığında sıkıntıya yol açtı. Konu ile alakalı konuşan Türkiye Nakliyeciler Derneği (TND) Başkanı Hakkı Başman, “Yüksek enflasyonla gelen bu maliyet artışları karşısında başta lojistik firmaları ve TIR sahipleri olmak üzere ciddi bir sıkıntılar yaşıyoruz. Genel anlamda ticarette daralma var. İş hacmindeki daralmaya paralel neredeyse 10 kamyondan 4’ünün atıl durumda olduğunu söyleyebiliriz. Hatta tabiri caiz ise kontak kapatma düşüncesine kadar gelen firmalar var. Evde oturduğunda araç maliyeti daha az olduğu için sefere çıkmayan araç sahipleri var” diye konuştu. Başman, finansmana erişimde yaşanan sıkıntılara da değinerek, “Diğer yandan kredi faizlerinin bu kadar yüksek olması elbette araç kredileri kullanımını sıfıra indirmiş durumda” dedi.
“Finansa ulaşım çok zorlaştı”
Lojistik sektöründen tanınan isim olan TIRPORT Kurucu Başkanı Dr. Akın Arslan, pazarda çok ciddi sorunlar olduğuna değinerek, “Finansa ulaşım çok zorlaştı, işletme sermayesi yetersiz firmalar, kamyoncu ödemelerini finanse edemediklerinden iş çeviremiyor. Eskiden normal olan 45-60 gün vadeler artık artan maliyetlerle ciddi sıkıntı yaratıyor. Örneğin bir ödemenin ilave 2 hafta gecikmesinin bir firmaya maliyeti yüzde 4’ü bulabiliyor. Faktoring tarafında maliyetler artık aylık yüzde 7’lere geldi. Üretim ve ticaret ciddi düştü. Kayıp yüzde 30’larda, dolayısıyla kamyon çok, ama iş az” dedi.
Akın Arslan, Türkiye’deki TIR parkının güncel durumuna ilişkin şu bilgileri verdi: “Türkiye’de 16 ton ve yukarısı tonaja sahip yaklaşık 940 bin kamyon var. Bunların yaklaşık 550 bini ticari yük taşıması yapıyor. Bunların da yaklaşık 380 bini şahısların sahip olduğu kamyonlar. Türkiye’de günlük hafta içi çıkan FTL (tam kamyon) yük 450 binlerden bugünlerde 350 bin kamyona kadar geriledi. Türkiye’de 8 bine yakın lojistik/nakliye firması var. 550 bin ticari yük taşıması yapan kamyondan 60 bin civarında bir rakamı yurt dışına da çıkıyor.”
Yatırım amaçlı alınan araçlar da boşta kaldı
Kamion Kurucu Ortağı ve CEO’su Berkay Adlım, pandemiyle birlikte ivme kazanan e-ticaretin, kamyon ve çekici satışlarını hızlandırdığını, bu araçların özellikle geçen yıl yatırım enstrümanı olarak öne çıkmasının da piyasada arzın hızlı yükselmesine neden olduğunu hatırlatarak, bu durumun daralan pazarda yarattığı etkiyi şöyle anlattı: “Pandemide çok e-ticaret hızlı büyüme göstermiş, lojistiğe talep artmıştı. Faizler de düşük olduğu için firmalar kredi kullanabildi ve filoları büyüttüler. Dolayısıyla küçük büyük demeden öz mal araca yatırım yapan çok firma oldu. Hatta işi lojistik olmayanlar bile kamyon almıştı. Treyler bile yatırım aracı olmuştu. O kamyonlar da piyasada kaldı. Kamyon fazlalığı oldu. Şimdi faizler yükseldi. Bu büyüyen kamyon havuzu sürekli talep kovalıyor. Ancak yük hacmi eskisi kadar yok. Çünkü finansman maliyetleri yükseldiği için şirketler büyüme gitmiyor. Bu da kamyon piyasası açısından piyasada büyük oranda bir arz fazlasına neden oldu. Bizim ihaleye girdiğimiz müşterilerimizin satın alma müdürleri, ya da lojistik şirketi sahipleri 20 yıldır olmadığı kadar agresif bir piyasa gördüklerini, daha önce duyulmamış düşük kar marjlarında taşımacılık kontratları imzaladıklarını söylüyorlar. Yüksek enflasyon ve artan yakıt giderlerine paralel navlunun artması beklenirken, tersine hızla düşüyor.”
“Karayolu ve demiryolu taşımaları büyük oranda düşüş gösterdi”
Dünya denizcilik devi MSC’nin lojistik şirketi Medlog’un Türkiye yöneticilerinden Necati Mürşitoğlu da nakliye piyasasındaki daralmaya dikkat çekti. Mürşitoğlu, konuyla ilgili şunları kaydetti: “Enflasyon nedeniyle her geçen gün artan işletme maliyetleri, piyasada müşterilerimizin krediye ulaşmasındaki zorluklar ve ihracatçının satış yapabilmesi adına ihtiyaç duyduğu döviz kurunun beklenen seviyede olmaması, ülkemizde yapılan taşımaların beklenenin altında kalmasına sebep oldu. Karayolu ve demiryolu taşımaları büyük oranda düşüş gösterdi. Nakliyecilerin sahip olduğu çekicilerin neredeyse yüzde 40’ı ve vagonların da yüzde 50’si yine atıl duruma geldi. Piyasadaki birçok nakliyeci belirttiğim sebeplerden dolayı hedeflerinden oldukça uzaktalar ve araçlarını elden çıkarmaya çalışıyorlar.” Ağır Ticari Araç Sektörü’nün mart ayı verileri de kamyon piyasasındaki durgunluğu teyit ediyor. 2024 yılı mart ayında ağır ticari araç pazarı yıllık bazda yüzde 25 azalarak 3.705 adet oldu. Geçen ay çekici satışları ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 45 azalarak 1.684 adet olarak gerçekleşti. 16 ton altı kamyon satışları da yüzde 34 oranında azalarak 400 adet oldu. Böylece, 2024 yılı Ocak-Mart dönemi ağır ticari araç pazarı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 oranında azalarak yaklaşık 10 bin adette kaldı.
“Yabancı araçlar yurt içine çalışıyor”
Akgül Depolama ve Uluslararası Nakliyat yönetim Kurulu Başkanı Ali Akgül, arz talep dengesizliğinin yaşandığı pazarda yabancı plakalı araçların da yurt içinde taşıma yapmaya başladığına dikkat çekerek, şunları dile getirdi: “Son dönemde ise artan şirket sayısı ile fiyat kırma durumları karlılıkları iyice aşağı çekti. Sektör genelinde baktığımızda ihracat kanalında çalışan ülkemizdeki araçlarda yüzde 30 dolayında bir fazlalık söz konusuyken buna bir de yabancı plakalı araçlar ekleniyor. Rekabetin çok çetin olduğu sektörde yabancı plakalı araçların geri dönüş yükü olarak oldukça cüzi rakamlara ürün taşıması bir yana dursun bazılarının iç yükleme yaparak yurt içi pazarda da faaliyet gösterdiğini gözlemliyoruz. Bu konuda denetimlerin sıklaştırılması ve bu tarz durumlara göz açtırılmaması gerekiyor.”
“Vizeler çıkmayınca araçlar tesislerde beklemeye başladı”
Uluslararası nakliyeciler son dönemlerde vize krizi yaşıyor ve yurt içi nakliye yapan şirketlerin yanı sıra uluslararası karayolu taşımacılığı yapan firmalar da zorlu bir yıl geçiriyor. Bu şirketler bir yandan artan maliyetler ve ihracat pazarlarında yaşanan daralmanın olumsuz etkisini yaşarken, diğer Schengen vizesi konusunda yaşanan sıkıntılar sebebiyle mağdur oluyorlar. Konuyla ilgili Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkan Yardımcısı Ayşem Ulusoy, “Maalesef işletme giderlerimiz inanılmaz arttı. Buna karşın, döviz beklenilenin altında kaldığı için masraflar karşılamıyor. Firmalar yedekli sürücü çalıştıramıyor. Vizeler çıkmayınca araçlar tesislerde beklemeye başladı. Sürücü istihdam problem zaten üst seviyedeyken elimizdeki sürücülere vize alamıyoruz” açıklamasını yaptı.