Tütünü, 25 farklı çeşit üzümü ve o üzümlerden hazırlanan pekmezleri, dünyanın hiçbir yerinde tanık olamayacağınız eşsiz güzellikte Nemrut Dağı, bu dağ üzerinde yer alan Kommagene Krallığı’na ait görkemli anıt ve heykelleri ile Adıyaman, Türkiye’nin hem tarihi hem de coğrafi açıdan en etkileyici şehirlerinden biri.

Tarih boyu farklı devlet ve milletlerin egemenliği altına giren Adıyaman kuzeyde Malatya, batıda Kahramanmaraş, güneybatıda Gaziantep, güneydoğuda Şanlıurfa ve doğuda Diyarbakır ile komşu. Ortadoğu ülkelerinin merkezinde yer alan güneydoğu Torosların güneyinde, Zagros Dağları’nın batısında, Basra Körfezi’nin kuzeyinde, binlerce yıldır Bereketli Hilal olarak bilinen toprakların üst sınırını oluşturuyor.

Uzun yıllar boyunca Hısnımansur adıyla anılan şehrin içinde olduğu bölgede yerleşimin tarihi oldukça eski dönemlere kadar uzanıyor. Tarih boyunca bölgede Hitit, Hurri, Mitanni, Kummuh, Asur, Pers, Seleukos, Kommagene Krallığı ile Roma ve Bizans hakimiyeti görülmüş. 7. yüzyıldan itibaren İslam akınları bölgede görülmeye başlamış ve 670 yılında yerleşiminde içerisinde olduğu bölge Emevi hakimiyetine geçmiş. 758’de Abbasilerin egemenliğine geçen Hısnımansur, 926-958 yılları arasındaki Hamdaniler döneminden sonra yeniden Bizans hakimiyetine geçmiş. 11. yüzyılda Türk akınlarına uğrayan bölge, ilk defa 1066’da Selçuklu kumandanı Gümüştekin tarafından alınmış. Artuklu, Eyyubi ve Selçuklu, İlhanlı, Akkoyunlu, Dulkadiroğulları ve Memlüklü hakimiyetine giren Adıyaman 1515 yılında Osmanlı egemenliği altına girmiş.

16 FARKLI MEDENİYETE EV SAHİPLİĞİ YAPTI

Başlıca gelir kaynağı tarım ve hayvancılık olan Adıyaman’da toprak tarıma elverişli ve tarım gittikçe modernleşiyor. Bağ ve bahçenin bol olduğu şehirde 25 farklı üzüm yetiştiriliyor. Bunlardan en meşhuru ise Besni’de yetişen peygamber üzümü. Ayrıca şehirde tütün ekimi de yapılıyor. Kuruyemiş, pestil ve pekmezi ile meşhur olan Adıyaman’da pirinç, biber, kavun ve karpuz da oldukça fazla yetiştiriliyor. Halkın yüzde 80’inin tarımla uğraştığı ilde Antepfıstığı önemli bir gelir kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Tarih boyunca 16 farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan Adıyaman tarihsel ve doğal birçok güzelliği de içinde bulunduruyor. Ülke ekonomisine turizmin yanı sıra enerji, petrol ve yetiştirdiği tarım ürünleri ile katkıda bulunan Adıyaman, yurt genelinde çıkarılan ham petrolün yaklaşık yüzde 25’ine sahip. Ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma dayalı olmakla birlikte son yıllarda özelikle tekstil, gıda ve mermer sektörü yatırımlarında sanayileşme eğilimi görülüyor. Sanayisi büyük, orta ve küçük ölçekli işletmeler şeklinde olan Adıyaman’da sanayi işletmelerinin büyük bir çoğunluğu il merkezinde bulunuyor.

HEM DOĞUYA HEM DE BATIYA AÇILAN BİR KAPI

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri arasında köprü vazifesi üstlenen kent Akdeniz Bölgesi’nin özelliklerini de kısmen taşıyor. Bu yönü ile hem doğuya hem de batıya açılan bir kapı konumunda olan Adıyaman, iklimi ve bitki örtüsünün çeşitliliğinde de bu üç bölgenin özelliklerini yansıtıyor. Adıyaman’ın dağlık kuzey kısımda kışları yağışlı ve soğuk, yazları sıcak ve kurak geçerken, güneyde kışlar ılık ve yağışlı, yazlar kurak ve sıcak geçiyor. Ayrıca Adıyaman, Akdeniz ikliminin değişik deniz iklimi ile kara iklimi hüküm süren Türkiye’deki tek il.

GÜNEYDOĞU ANADOLU’NUN EN YEŞİL ŞEHRİ

Güneydoğu Anadolu’nun en yeşil ili olan Adıyaman’ın yüzde 17’si ormanlık alanlarla kaplı. Güneydoğu Anadolu’nun bitki örtüsü bakımından en zengin ili konumunda olan Adıyaman’ın kuzeyindeki dağların yamaçlarında meşe bozuğu korusu ve meşe baltalığı, yükseklerde de çam bulunuyor. Şehri boydan boya kuşatan Fırat Nehri, irili ufaklı pek çok akarsu ve derinliklerde kaynayan şifalı suları Adıyaman’ı su bakımından zengin bir şehir yapıyor. İl topraklarının Fırat Nehri ile sınır oluşturan büyük bölümü, dünyanın sayılı barajları arasında yer alan Atatürk Barajı’nın suları altında. Başkent Samosata’yı suları altında tutan Atatürk Baraj Gölü, kent sosyal yaşamına farklı bir renk katıyor. Bir tatil kasabası görünümü sergileyen yöre, çeşitli su sporlarının yanı sıra her yıl organize edilen yelken yarışlarına da ev sahipliği yapıyor.

TANRILARIN TAHTI’NDA GÜNEŞİN DOĞUŞU

Atatürk Barajı’nın büyük bir bölümü il sınırları içinde bulunduran Adıyaman’ı tüm dünyaya tanıtan ise “Tanrıların Tahtı” olarak adlandırılan Nemrut Dağı ve orada tüm haşmetiyle yükselen Kommagene Krallığı’na ait görkemli anıt ve heykeller. Nemrut Dağı Ören Yeri, Pütürge’nin Büyüköz Köyü ile Adıyaman’ın Kahta ilçesi sınırları içerisinde yer alıyor. Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için Nemrut Dağı’nın yamaçlarına yaptırdığı mezar ve anıtsal heykeller, Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarından. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girmiş olan Nemrut Dağı’nda güneşin doğuşu ve batışı dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar görkemli bir şekilde hayat buluyor. Bu nedenle de her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlıyor.

KOMMAGENE KRALLIĞI’NIN BEŞ BÜYÜK KENTİNDEN BİRİ

Kommagene Krallığı’nın beş büyük kentinden biri olan Perre Antik Kenti, Melitene’yi (Malatya) başkent Samosata’ya (Samsat) bağlayan yol güzergahı üzerinde olması nedeniyle geçmişte jeopolitik bir öneme sahipti. Perre Antik Kenti, Bizans Dönemi’nden sonra önemini yitirdi ve eski parlak dönemini bir daha yakalayamadı. Antik kentin asıl yerleşim kısmı üzerinde bugün Örenli Mahallesi olarak geçen ancak özünde köy görünümüne sahip geç dönem yerleşimi mevcut. Burada bulunan kaya mezarları kayalıklar içine oyularak yapılan ve harika bir görünüme sahipler.

HARÇ KULLANILMADAN YAPILAN KÖPRÜ

Roma Köprüsü veya Septimius Severus Köprüsü olarak da bilinen Cendere Köprüsü, Antik Cabinas (Cendere) Çayı üzerinde yer alıyor. Biri ana kemer ve biri tahliye kemeri olmak üzere iki kemerden oluşan köprü her biri tonlarca ağırlıkta olan düzgün kesme taşlardan yapılmış. 7 metre genişliğinde, 30 metre yüksekliğinde ve 120 metre uzunluğunda olan köprünün en ilginç mimari özelliği harç kullanılmadan yapılmış olması. Köprü, her iki tarafından rampa biçiminde yükselerek orta kısımda birleşiyor. Bu özellik köprünün hem statik olarak dayanıklılığını artırıyor hem de köprüye anıtsal bir görünüm kazandırıyor.

TARİHİ ÇARŞI: OTURAKÇI PAZARI

Adıyaman şehir merkezi içerisinde bulunan Oturakçı Pazarı, bölgeye gelen turistlerin, dönmeden önce mutlaka uğradıkları bir lokasyon. Bu tarihi çarşı içerisinde Adıyaman’ı simgeleyen birçok hediyelik eşyanın satışı gerçekleştiriliyor.

MAVİ VE YEŞİLİN BİRLEŞTİĞİ NOKTA

Fırat Nehri ile Atatürk Barajı’nın birleştiği nokta bulunan Gerger Kanyonu; ziyaretçilerine gerçek anlamda, tam bir göz zevki yaşatıyor. Öyle ki yeşilliğin ve mavi-yeşil gölün birleşimi, bir kartpostal havası oluşturuyor. Gerger Kanyonu, 2004 yılında turizme kazandırılmış olup; yeterli yatırım yapılmadığı için fazla tanınmıyor.

ŞEHRİN EN TANINMIŞ TÜRBESİ

Abuzer Gaffari Türbesi Adıyaman merkeze yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta olan Ziyaret Köyü’nde yer alıyor. Adıyaman’ın en tanınmış ziyaretgahlarından biri olan türbenin IV. Murat tarafından Bağdat seferi dönüşünde yaptırıldığı rivayet ediliyor.

KRAL I. ANTİOCHOS’A AİT ANIT MEZAR

Toplam hacmi 30 bin metreküp olan kırma taşların yığılması ile oluşturulan Nemrut Dağı Tümülüsü’nün, Kommagene Kralı I. Antiochos’a ait anıt mezar olduğu biliniyor. Orijinal yüksekliği 55 metre olmasına karşın yüz yıllar boyu süren doğa ve insan etkisi sonucu tümülüsün yüksekliği 50 metreye düşmüş.

BÖLGENİN EN ÖNEMLİ ESERLERİNİN BULUNDUĞU MÜZE

1982 yılından itibaren şehir merkezinde, tek katlı bir binada hizmet veren Adıyaman Müzesi’nde arkeolojik, etnografik ve sikke olmak üzere üç koleksiyon mevcut. 1983 yılında yapılan Samsat kazısında ortaya çıkarılan Kommagene Krallığı’nın en önemli hükümdarı I. Antiochos’un başı, müzenin arkeoloji bölümünün en önemli eserlerinden. Bir diğer ünik eser de 1970 yılında Kahta ilçesine bağlı Çıralık Köyü, Kilisik Mezrası’nda bulunan kült heykel. M.Ö 7500-7000 yılına tarihlenen heykel Şanlıurfa Göbekli Tepe’deki heykellere benzerliği ile dikkat çekiyor.

TÜRK MUTFAĞINI ŞEKİLLENDİREN ADIYAMAN LEZZETLERİ

Kendine has bir zenginliğe sahip olan Adıyaman mutfağı, Türk mutfağına önemli değerler katmış. Et, sebze, buğday ve bakliyat ürünlerinin ağırlıklı olarak kullanıldığı Adıyaman mutfağında hemen hemen birçok yemekte biber salçası, soğan, sarımsak, pul biber ve maydanoz kullanılıyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin mutfak kültürünü taşıyan Adıyaman mutfağında, genellikle yemeklerin yanında farklı salatalar servis ediliyor. Adıyaman mutfağında öne çıkan lezzetler ise şöyle; çiğköfte, besni tavası, buhara pilavı, içli köfte, kavurmalı hıtap, yarpuzlu köfte, tevenk sarması, Adıyaman köftesi, dövmeç, tırşik, meyir çorbası, mahluta çorbası, burma tatlısı ve şillik tatlısı.