Leitz Kesici Takımlar Genel Müdürü Cem Gül, mesleki hayatına yön veren değerleri, ilham aldığı isimleri ve yöneticilik anlayışını anlattı. Gençlik yıllarından bugüne uzanan kariyer yolculuğunu paylaşan Cem Gül; dürüstlük, ekip ruhu ve etik ilkelere bağlılığın iş dünyasındaki başarıda belirleyici olduğunu vurguladı.
  • Bugünkü bilgi ve deneyiminizle kariyerinizin başındaki halinize bir tavsiye verecek olsaydınız, bu ne olurdu?

Gençliğimizin bize sağladığı enerjinin en büyük düşmanı olan sabrın asla kaybedilmemesi gerektiğini kendime her gün hatırlatırdım. Bunun yanı sıra merakımı ve öğrenme isteğimi daha da artırırdım, zira teknoloji ve iş dünyası hızla değişiyor. Bilgi ve becerilerin güncel kalması için sektörel kitaplar okumak, yan sanayileri takip etmek, partner firmalardan daha çok geri dönüş talep etmek gerekirdi. Zaman zaman hata yapma korkusunun cesaretimle aynı seviyeye ulaşmasına izin vermedim. Hatalar, doğru yolu bulmamızın bir parçası. Önemli olan, hatalarımızı analiz edip düzeltmek ve sonrasında projeyi hatasız olarak sonlandırmak. Başarılarımızın temelinde tecrübelerimiz yatıyor; tecrübelerimizi de hatalarımızdan arındırdığımız kusursuz işler oluşturuyor. Önemli olan aynı hatayı iki kere yapmamak. Ayrıca mükemmel zamanlamayı beklediğim için geç aldığım bazı kararları daha erken almak isterdim. Bu sayede daha erken eyleme geçip daha fazla tecrübe kazanırdım. İşe olan tutkum sebebiyle zamanımı, bedenimi ve zihnimi tamamen kullanırdım ancak bugün, uzun vadeli başarılar için vaktimin ve enerjimin bir kısmını daha geniş network kurmak için kullanırdım.

“Rahmetli babamdan, her şartta doğruyu söylemeyi ve mütevazılığı öğrendim”
  • Kendinize ilham aldınız biri var mı?

Karakterimin yapı taşlarının oluşmasında ilham aldığım üç kişi oldu. Rahmetli babamdan, sonucu ne olursa olsun her şartta doğruyu söylemeyi ve mütevazılığı öğrendim. Benim gibi makine mühendisi olan rahmetli amcamdan, sınırları siyah ve gri olarak ayırmayı, net olmayı, mantık insanı olmayı ve mühendis gibi düşünmeyi öğrendim. Leitz Almanya’da Ar-Ge’nin başında olan Bay Pekec’ten ise teknik becerilerimin temelini edindim. Bana ilham olan bu üç kişinin bana kattığı değerler sayesinde, 25 yıldır çalıştığım şirketimde hiçbir müşterimize çalışmayacak ya da ihtiyaç dışı ürün satılmasına vesile olmadım ve yanlış yönlendirme yaparak işletmeyi hatalı yatırıma sürüklemedim.

  • İş hayatında sizi en çok geliştiren deneyim hangisiydi?

Halen genel müdürlüğünü yapmış olduğum şirketimde, satış müdürlüğü görevine getirilmeden yaklaşık 10 yıl önce, Leitz Almanya’da katılım sağladığım bir eğitimin hemen sonrasında planlanmamış bir Workshop’a katılmam istendi. Türkiye pazarında satılan ve satılması mümkün olan top 250 ürün listesi oluşturmam, bu ürünlere ait sipariş ve satış periyotlarını belirlemem istendi. Hedefimde henüz satış müdürlüğü bile yokken, bana bu görevi uygun görmeleri beni çok etkilemiş olup, sorgusuz sualsiz Leitz aidiyetini elbise gibi üstüme giydirdi.

“Etik değerlere sahip çıkmadan uzun vadeli başarılar elde etmek imkansız”
  • İş hayatınızda şu anda öncelik verdiğiniz en önemli hedef nedir?

Değer verdiğim konuların başında; çalışanlarımızın dürüstlük, çalışkanlık, yenilikçilik, şeffaflık, araştırma, süreklilik, şirkete aidiyetin sağlanması, uyumlu çalışma ve ekip çalışmasından ödün vermemelerini sağlamak geliyor. Ne yazık ki günümüzde pek çok şirket, kısa vadeli başarı uğruna bu değerleri göz ardı ediyor. Bu şirketler, çalışanlarına yatırım yapmak yerine yüzeysel araştırmalar yapıyor ve halk arasında “copy-paste” mantığıyla faaliyetlerini sürdürüyor. Kısa vadede başarılı olabilirler ama asıl önemli olan, uzun vadede başarılı olmak. Etik değerlere sahip çıkmadan uzun vadeli başarılar elde etmek imkansız. Uzun vadeli başarı elde etmek için firmaların Ar-Ge ve Ür-Ge departmanlarını nitelikli personellerle oluşturup sabırla yenilik çalışmaları yapmaları gerekiyor. Yüksek maliyetler sebebiyle bunu yapan çok az firma kaldı; bunun yerine hazır ürünleri kopyalayan, hatta patentleri bile korkusuzca delen firmalar mevcut. Şahsi olarak bu etik dışı hareketlere üzülüyorum ve bunu emek hırsızlığı olarak görüyorum. Benim hedefim; çalışma arkadaşlarımın iş tatminini, motivasyonunu, refahını, konforunu ve aidiyet duygusunu artırarak, birlikte ortaya koyacağımız yüksek performans sayesinde belirlediğimiz hedefler doğrultusunda aldığım kararları uygulayarak şirketimizin uluslararası sektör liderliğini pekiştirmek.

“Zamanı durdurabilmek isterdim”
  • Eğer bir süper gücünüz olsaydı, ne olmasını isterdiniz ve neden?

Bunu iki farklı senaryo ile açıklamak istiyorum. Özel hayatımda kullanabileceğim bir süper gücüm olsaydı, zamanı durdurabilmek isterdim. Çünkü zaman en değerli kaynak ve bir daha geri alınamaz. Zamanı durdurabilmek; sevdiklerimizle daha fazla zaman geçirmek, sadece dinlenebilmek, yoğun anlarda derinlemesine düşünmek, daha iyi kararlar almak için harika bir fırsat olurdu. Aynı zamanda öğrenmeye ve gelişmeye daha fazla zaman ayırmak mümkün olurdu. İş hayatında kullanabileceğim özelliğin ise insanların büyük ya da küçük yalanlar söylemesini engellemek olmasını isterdim. Yalan söylemenin iş dünyasındaki olumsuz etkilerine yönelik aklımda olan bir iki örneği paylaşmak isterim; Bir çalışan yalan söylediğinde, diğer meslektaşları şüpheci olur ve her bilginin kontrol edildiği hissi zaman kaybına ve verimsizliğe yol açar. Müşteri ilişkilerinde güven kaybı, şirketin itibarının zedelenmesi nedeniyle müşteri kaybına yol açabilir. Şirket içi yanlış bilgilendirmeler, şirketlerin zarar etmesine hatta iflas etmesine bile neden olabilir. Yalanların yarattığı güvensizlik sadece bireysel ilişkileri değil, tüm kurum kültürünü de etkiler. Zehirli bir ortam yaratılır ve çalışanlar kendilerini birbirlerine karşı savunur hale gelir. Bu durum, yenilikçiliği ve yaratıcılığı engeller ve iş yerinin geriye gitmesinde önemli rol oynar.

  • Şimdiye kadar sizi en çok etkileyen film, kitap ve şehir hangisi oldu?

Film: The Shawshank Redemption ‘’Esaretin Bedeli’’.

Kitap: Fyodor Dostoyewski’den ‘’Suç ve Ceza’’.

Şehir: Doğduğum Zürih ile yaşadığım İstanbul arasında hala bir seçim yapamadım.