Anlat Bize’nin bu sayıdaki konuğu olan AİMSAD Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Sıla Acar, hayatına yön veren iki tavsiyeyi, en sevdiği yemeği, kullandığı mobil uygulamaları ve karşılaştığı iş zorluklarını dergimize anlattı.

Çocuk yaşlarda babası tarafından verilen tavsiyenin, hayatını şekillendirdiğinden söz eden AİMSAD Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Sıla Acar, zamanda yolculuk yapmak yerine anı yaşamayı tercih ettiğini belirtti.

  • Şimdiye kadar size verilen en iyi tavsiye nedir?

Bu sorunun iki cevabı var aslında. Biri daha duygusal ama aynı zamanda beni ben yapan bir tavsiye, diğeri ise 30’lu yaşlarımda kendime verdiğim bir tavsiye. Ben babamı 12 yaşında kaybettim ve ben çocukken hatıra defterleri vardı. Babamın yazdığı bir-iki yazısı var bu hatıra defterlerine. Bunlardan birinde; “Her ne olursa olsun, haklıdan, doğrudan ve sana ihtiyacı olanlardan yana ol” yazmıştı. Ben de hep bu çizgide kalmaya özen gösterdim. Diğeri de, Seyir adlı bir kitaptan. Kitap kısaca şunu anlatmaya çalışıyor; geçmiş geçti, gelecek ise gelecek ve bizim ne geçmiş üzerinde, ne de gelecek üzerinde bir etkimiz, bir yaptırım gücümüz yok. Biz sadece anı şekillendirebiliriz. Dolayısıyla kendime şöyle bir öğretim oldu; “O, o zamanki Sıla’nın problemi” Birkaç gün sonraki bir durumla ilgili şimdiden stres yapmaya, üzerine kafa yormaya gerek yok. Onu, zamanı gelince düşünür ve halledersin.

  • En sevdiğiniz yemek nedir, en çok nerede yemek yemeyi tercih edersiniz?

En sevdiğim yemek; annemin yaptığı etli yaprak sarması. Üstüne tanımam. Özellikle şu mekanda, şu yemeği yemeyi severim gibi bir alışkanlığım yok. Ama kendimce bir hobim var, farklı kokteylleri denemeyi seviyorum. 11 Kadıköy adında hem klasik kokteylleri bulabileceğiniz hem de mekana özel kokteylleri deneyebileceğiniz sevdiğim bir mekan var.

  • Sosyal Medya uygulamaları dışında, favori mobil uygulamanız hangisi?

Belgesel, biyografi ve otobiyografi izlemeyi çok seviyorum. Bu nedenle de dijital platformların hepsinde üyeliğim var. Sosyal medyada vakit geçirmiyorsam büyük ihtimal buralarda bir şeyler izliyorumdur.

  • Zamanda yolculuk yapabilseydiniz, nereye gitmek isterdiniz?

Ben iki seçenek arasında kolay karar verebilen insanlardan değilim. Geleceğe gitmek isterim ya da illa geçmişe gitmek isterim diyemem. Ancak geçmişe gitme şansım olsaydı çocukken babamla Tatilya’ya gitmiştik, o güne dönüp, yeniden babamla o günü paylaşmak isterdim. Geleceğe gitme şansım olsaydı da, çok uzak bir geleceğe gitmek istemezdim. Her ne kadar yaşarken, zaman zaman zorlansak, yıpransak ya da üzülsek de yine de o anı kendi içinde, büyüsüyle yaşamayı tercih ederim. Maksimum bir-iki yıl sonraya gidip hayatımda neler olup bittiğini görmek isterdim.

  • İş hayatındaki en büyük motivasyonunuz nedir?

Yazmak benim için en büyük motivasyon ve şu anda yaptığım iş, yazmak üzerine olduğu için ekstra bir motivasyon kaynağına çok ihtiyaç duymuyorum. Ama elbette sağlıklı, huzurlu, rahat iletişim kurabildiğim bir ekiple çalışıyor olmak benim için büyük bir şans.

  • Şu anda karşılaştığınız en büyük iş zorluğu nedir?

Bunu kendi yaptığım iş üzerinden değerlendirmek sanırım daha doğru olacak. Benim karşılaştığım en büyük iş problemlerinden biri birçok firmada, hala kurumsal iletişim, sosyal medya, PR, basın vb. departmanların olmayışı ya da bu hizmetleri dışarıdan satın alabilecekleri bir ajanslarının bulunmayışı. Genellikle firmalarda birilerinin üzerine devredilmiş bir görev. Kurumsallaşmayı hedef edinmiş tüm firmaların bu departmanlara ayrı yatırım yapması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sizin yaptığınız işin tanıtımını bu  işin profesyonelleri en doğru ve en iyi şekilde yapabilir.