Ağaç işleme makine sektörünün genç ve başarılı isimlerinden Unimak Satış Direktörü Duygu Bölükbaşı, şirketin yüzde 80’lere ulaşan ihracatının arkasındaki hikayeyi anlattı. 2025’te devreye girecek 40 dönümlük Yalova tesisinde “Karanlık Atölye” konseptiyle tam otomasyonlu üretime geçeceklerini belirten Bölükbaşı, TÜBİTAK destekli Ar-Ge projeleriyle sektörde fark yaratmaya devam edeceklerinin altını çizdi.
Sektörde özgün tasarım ve inovasyonla öne çıkan Unimak’ın başarı hikayesinde genç bir yöneticinin imzası var. 12 yıllık kariyerinde teknik bilgiden yönetim becerilerine uzanan ve zengin bir deneyim kazanan Unimak Satış Direktörü Duygu Bölükbaşı, sektörün zorluklarından yeni tesis yatırımına, şirketin başarı öyküsünden gelecek hedeflerine kadar pek çok konuda bilgi paylaşımında bulundu.
- Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Kaç yıldır profesyonel iş hayatının içerisindesiniz?
Ben Duygu Bölükbaşı. 1990 İstanbul doğumluyum. Liseyi Marmara Koleji’nde okudum. Liseden mezun olduğum yaz İngiltere’nin Bournemouth şehrinde King’s School’da İngilizce dil eğitimi aldım. Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Pazarlama Bölümünde lisans eğitimimi tamamladım. Stajımı AGT firmasının insan kaynakları bölümünde yaptıktan sonra Unimak’ta işe başladım. Öncelikle firmanın web sitesi, katalog, promosyon ve sosyal medya portalları ile ilgilendim. Bu süreç Unimak ürün gamında bulunan makineleri tanımamı ve teknik bilgilerine hakim olmamı sağladı. Bu alanda Unimak kurumsal yapılanmasını tamamlayıp, devamlılığı için ekip oluşturduktan sonra çok geçmeden satış departmanına geçiş yaptım. 12 yıldır Unimak’ta çalışıyorum ve firmamızın satış direktörüyüm. Satış-pazarlama ve insan kaynakları departmanları ile ilgileniyorum.
“Yapılmayanı yapmak, üretilmeyeni üretmek gerekli”
- Genç bir yönetici olarak ağaç işleme makine sektörünün mevcut durumunu nasıl değerlendirirsiniz? İhracat rakamlarının artması ve pazarların çeşitlenmesi için neler yapılmalı?
Ağaç işleme makineleri sektörü, ülkemizde büyümekte olan bir sektör. Ancak sektörel ihracat rakamlarının henüz çeyrek milyar dolara bile ulaşamamış olması (Bu rakam dünyada pazar payı olarak lider bir firmanın ihracat rakamlarının dörtte biri bile değil) aslında pek de fazla yol kat edememiş olmamızın bir göstergesi. Sektörel olarak baktığımızda ülkemizde onlarca firma birbiri ile aynı ürünleri üretiyor ve dolaysıyla birbiriyle rekabet ediyor. Oysa bunun yerine pazar araştırması yaparak, pazarın talebi olan ancak ülkemizde üretilmeyen makinelerin üretilmesi hedeflense, ithalatın azaltılmasına katkı sağlanacağı gibi ihraç edilerek döviz girdisi sağlanacak. Ayrıca iç rekabet yerine uluslararası rekabete girişilecek, bu rekabette makinelerimizin uluslararası pazarda rekabet gücünü artıracak. Pazar çeşitliliği için mutlak suretle herkesin yaptığını değil yapılmayanı yapmak, üretilmeyeni üretmek gerekli. Mutlak suretle doğru ürünle, uluslararası standartlarda yurt dışı fuar katılımlarıyla yeni pazarlar aranmalı. Ucuz değil, doğru fiyat politikası uygulanmalı. ‘’Sattım gitti’’ anlayışından kurtulunmalı, satış sonrası hizmet veremeyeceğimiz makineyi sadece satmak için satmamalıyız. Arkasında durulamayan her satış ülke adına pazar kaybı nedenlerinin başında geliyor.
“2025’de Karanlık Atölye’de üretime geçiyoruz”
- Gerek şirket yönetiminde gerekse üretimde yeni teknolojilere adapte olmak ve şirketinizi rekabet avantajıyla öne çıkarmak adına uyguladığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
Bizim için en önemlisi müşterilerimizin memnuniyeti için teknik servis ihtiyacını minimize edecek kalitede özgün makineler ve onları birbiriyle entegre edecek otomasyon sistemleri üretmek. Bu yüzden kurumsal ve teknik çözüm ortaklarımızdan, imalathanemizde kullandığımız makine ve teçhizatlarımıza kadar, konusunda en kaliteli olan markalarla çalışıyoruz. Bu denli bir kaliteli yapılanmadan çıkan işin kalitesi de yüksek düzeyde oluyor ve rekabet gücümüzü artırıyor. Diğer yandan yeni yatırımlarla üretim alanları inşa ederek, son teknoloji makine ve ekipmanlarla donatıyoruz. Mayıs 2025’te üretime geçmeyi planladığımız Unimak Yalova üretim tesislerimizde ‘’Karanlık Atölye’’ olarak da adlandırılan insansız atölyelerde üretim yapmayı hedefliyor, makine ve teçhizat yatırımımızı bu yönde yapıyoruz. Öte yandan, üretimini yapmakta olduğumuz makinelerde yerlilik oranını artıracak ve tedarik ettiğimiz ekipmanları “Entegre Üretim” mantığıyla kendi bünyemizde üretecek projeler geliştiriyoruz.
- Genç bir yönetici olarak, ekibinizi motive etmek ve performanslarını artırmak adına uyguladığınız yönetim stratejileri neler?
Öncelikle balıktan uçmasını, kuştan yüzmesini beklemiyoruz. Herkes Unimak’ta istediği, mutlu olduğu, kendini ve yeteneklerini en rahat şekilde ifade edebildiği pozisyonlarda görev alıyor. Bunun yanında, gençlerin en çok kaygılandığı nokta ise gelecek hedefleri. Bu hedefleri birlikte planlıyor, maddi ve manevi olarak rota belirliyoruz. İş dışında futbol maçları gibi çeşitli aktiviteler yapıyoruz. Gerçekten gençler sahada kıran kırana, ertesi gün Unimak için aynı çatı altında omuz omuza mücadele ediyorlar. Bu onlarda ekip ruhunu pekiştiriyor. Sadece kendilerini değil, değerli eşlerini de mutlu ediyoruz. Unimak’ın kuruluş yemeğinde içinde onlarca ev aletinin, televizyonun bulunduğu bir çekiliş yaptık, ardından müzikli yemeğe geçildi. Çanakkale gezisi, kadınlar gününe özel sadece kadınlara yurt dışı gezisi gibi birçok etkinliğimiz oldu. Yani sadece onlar değil, onların aileleri de Unimak için çok değerli. Ek olarak sıkıcı çalışma ofislerinden kaçınıyoruz. Nizamettin Bey cuma günleri öğleden sonra odasında dünya klasiklerinden bir plak seçiyor ve çalıyor, sesi tüm ofislere yumuşak bir şekilde dağılıyor. Kahvesini alan haftanın yorgunluğunu masasında atıyor. Bu çok önemli bir şey. Çalışma masanıza baktığınızda üst üste evraklarla dolu, her daim soluksuz çalışma enerjisi olan bir alan değil aynı zamanda dinlenebildiği, stand-by’a da geçebildiği bir yerdir orası. İnsan kaynakları ile performans değerlendirmesi yaparken yeni başlayan bir personele ‘‘Unimak’ta en çok ne dikkatini çekti?’’ diye sorduğumda aldığım cevap şu şekildeydi; ‘‘Bir bakıyorum iş dışı bir gündemden kahkahalarla sohbet ediyoruz, sonrasında bakıyorum ki herkes ekranına ve masasına dönmüş müthiş bir ciddiyet ve sessizlikle işine kaldığı yerden devam ediyor. Bunu yapmak için ne bir zil çalıyor ne bir üst birim uyarıyor. Bu kendiliğinden gelişiyor ve ben bundan çok etkilendim.’’ demişti. Bu beni de çok etkiledi çünkü muazzam bir disiplin iliklerimize kadar işlemiş diyebilirim. Bu disiplin arka kapıdan çıkan en ufak bir yedek parça kalitesine kadar yansıyor.
“İş hayatında lider diye tanımladığım kişilerin başında şüphesiz ki babam Nizamettin Coşkun geliyor”
- İş hayatınızda ilham aldığınız bir lider var mı? Bu liderden öğrendikleriniz nelerdir?
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere iş hayatında lider diye tanımladığım kişilerin başında şüphesiz ki babam Nizamettin Coşkun geliyor. 11 yaşından beri içinde bulunduğu çetin çalışma şartları ve adım adım ilerleyen müthiş bir başarı hikayesi. Daha çok küçük yaşlarda bu dünyaya ne bırakmak istediğine karar verip, bunun hem teorik hem de pratik eğitimlerini alıp, bunları kendi başına kusursuz planladı. Geldiği noktada Unimak bir dünya markası ve konusunda en çok tercih edilen marka haline geldi. Mevcut 4 dönümlük yeri devam ederken 10 kat büyüme hamlesi yaparak Yalova’da 40 dönümlük bir fabrika yatırımı yaptı. Bunların yanında Türk bayrağını okyanus ötesinde de gururla dalgalandırdı ve Unimak Kuzey Amerika’yı faaliyete geçirdi. Azmi, dürüstlüğü, özgün olmayı kendisinden öğrendim. Ona göre imkansız diye bir şey yok. Onun için esas olan, imkanlı kılabilmek için zor şartlara göğüs germek ve kararlılık ile yola devam etmek.
- Yoğun bir iş temposu içinde kariyer ve özel hayat dengesini sağlamak adına nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?
Ben çok erken saatte uyanan bir insanım. Bazen okyanus ötesi seyahatlerde jetlag olduğum günlerde inanın dünyam kararıyor. Sabahı kaybeden günü kaybeder gerçekten. Bir de bu konuda AGT’de staj yaptığım dönemde değerli büyüğüm Mehmet Semih Söylemez’in bir cümlesi bana çok ilham verdi; “İyi planlanmış bir güne neler sığmaz ki” tam da bu cümle mottom diyebiliriz. İş hayatı insana bir disiplin aşılıyor ve azalan zamanı daha değerli hale getiriyor. Siz de o değerli zamanı en efektif şekilde kullanmak için yollar buluyorsunuz, bu da pratik zekayı güçlendiriyor. 12 yıllık çalışma hayatımda öz bakımımdan ve sosyokültürel aktivitelerimden hiç eksik kalmadım. Aslında her şeyin başı istek ve azim. Unimak tutkum ve kültürel aktivitelerimle ruhumu beslemem beni daima zinde tutuyor.
“En önemli network alanı fuarlar”
- Networking konusunda genç profesyonellere önerileriniz nelerdir?
Dünyada online network portalları kilit bir rol oynuyor gibi gözükse de sektörümüzde en önemli network alanı fuarlar. İlgilendiğiniz meslek ile alakalı sektörel fuarlarda profesyoneller ile ilişkiler kurmak, deneyimlerinden faydalanarak gelişimlerine yarayabilecek bilgiler edinebilir, fırsatlar oluşturabilirsiniz. Bu yüzden alanınızdaki uzman kişilerle tanışmaya ve onlarla ilişki kurmaya odaklanın.
“Standımızda ağırladığımız ziyaretçilerimizin yüzde 82’si gerçek alıcı”
- Son olarak WoodTech Fuarı firmanız için nasıl geçti?
Sektörümüz ve ülkemiz adına oldukça önemli fuarlardan biri olan WoodTech Fuarı, ağaç işleme makineleri sektörünün Avrasya’daki en büyük buluşma noktası. Ürünlerimizi ve yeniliklerimizi uluslararası ziyaretçilerimize tanıtabilmemiz için iyi bir fırsat ve firmamız Woodtech Fuarı’na kurulduğu yıldan bugüne her yıl aralıksız katılıyor. Fuar sonrası değerlendirmelerimizde çıkan sonuca göre, standımızda ağırladığımız ziyaretçilerimizin yüzde 82’si gerçek alıcı.
“Makine imalatçılarının önümüzdeki 10 yıl içerisinde en büyük ve en ciddi sorunu kalifiye iş gücü sorunu olacak”
- Sizce sektörün kalıplaşmış en önemli 3 sorunu nedir? Bu sorunlarla ilgili çözüm önerileriniz var mı?
Özgün tasarım ve imalat noksanlığı
Kalifiye işgücü eksikliği
Vize sorunu
Çözüm Önerileriniz:
- Alınan eğitim ve tecrübeler doğrultusunda, yurt dışındaki fuarları gezmek ve Türkiye’de üretilmeyen, ithal edilen ve talep gören ürünleri tespit ederek bu ürünlerin üretimini gerçekleştirmek büyük önem taşıyor. Ülkemizin üretime ve çeşitliliğe oldukça ihtiyacı var. Burada önemli olan, zaten üretilmiş bir ürünü kopyalamak değil; Türkiye’de bulunmayan ürünler için kapsamlı bir pazar araştırması ve fizibilite çalışması yaparak, ithalatın önünü kesecek ürünler üretmek. Böylece hem kendinize hem de ülkenize fayda sağlamış olursunuz. Kötü kopyanın ülke imajını zedelemekten başka bir yanı yok.
- Firmaların büyüme çabalarının, üretimde verimin artmasıyla, üretimde verimin artması ise uygun nitelikte işgücü potansiyelinin varlığıyla doğrudan etkili. Makine imalatçılarının önümüzdeki 10 yıl içerisinde en büyük ve en ciddi sorunu kalifiye iş gücü sorunu olacak. Nitelikli işgücü yaratılması konusunda özellikle meslek okullarının işlevselliğinin ve sayısının arttırılması ciddi düzeyde önemli. Sürekli değişen müfredatlarla iyice tahrip olan eğitim sistemimizin, yeniden ele alınarak ulusal menfaatimiz doğrultusunda politikalarla “yap-boz” mantığından uzak yapılandırılmalı.
- Vize krizinden en çok etkilenenlerin başında ihracat yapan makine imalatçıları geliyor. Unimak olarak 2024 yılı ihracat oranımız yüzde 80’lerde. Satılan makinelerin kurulum ve teknik desteklerinin yanı sıra, fuar katılımları konularında Schengen ülkelerine olan vize krizi nedeniyle zorlanıyoruz. İhracat rakamlarını artırmak, yaptığınız ihraç ürünlerinin öncelikle dünya pazarlarında kabul görecek standartlara haiz ve kaliteli olması gerekiyor. Bunun yanında kurulum, yedek parça, teknik servis hizmetlerini zamanında ve kaliteli olarak vermek gerekiyor. Bunu sağlayabilmek için ihracat yaptığınız ülkelere kolay seyahat edebilmemiz şart durumda. Bunun içinde elbette vize kolaylığı sağlanmalı. Vize engeliyle karşılaştığımız ülkelere ihracat yaptıktan sonra, satış sonrası hizmetleri seyahat engeli sebebiyle veremezsek, ihracat sürekliliğini sağlayamayız. Bu da karşımıza ihracat için dış pazar kaybı olarak çıkıyor. Bu konuda devletimizden vize kolaylığı için etkili adımlar atmasını bekliyoruz.
5 yılda 5 hedef
- İş hayatınızla ilgili gelecek 5 yıl içindeki en önemli 5 hedefiniz nedir?
2025 yılı mayıs ayında Yalova OSB’de bulunan 40 dönüm kapalı alana sahip Unimak Yalova Tesisimizin faaliyetine başlaması ile mevcut kapasitemizi, artan talebe cevap verebilecek seviyeye çıkarmak.
Unimak olarak TUBİTAK Sanayi ve Ar-Ge projelerini destekleme kapsamında 3 ayrı ürün için desteklenmeye layık görüldük. Bunun yanında ISIF İstanbul Uluslararası Buluş (Teknofest) Fuarı’nda ülkemizin gelişimine değer katacak buluş, Ar-Ge ve İnovasyon faaliyetleri kapsamında 3 ayrı dalda olmak üzere 2 gümüş ve 1 bronz madalya almaya hak kazandık. Bu tip Ar-Ge faaliyetlerimize hız kesmeden devam etmek.
Unimak bünyesinde bir akademi kurmak, Yalova OSB bünyesinde kurulacak olan Meslek Lisesi ve Üniversite ile ‘’Sanayi-Üniversite, Sanayi-Meslek Lisesi” eğitim iş birliği kurarak uygulama eğitimlerini tesisimiz bünyesinde oluşturacağımız sınıflarda gerçekleştirmek.
Daha çok insansız ve otomasyona dayalı dijital üretim ve yönetim anlayışı.
Dünyaya ürün satan Çin’e ve Japonya’ya makine üretmiş, müşteri memnuniyetini üst düzeyde sağlamış bir firma olarak bu pazarlarda daha fazla Unimak kullanıcısı oluşturarak, gelecek 5 yılda pazar ve ciro hedeflerimize ulaşmak.