ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, endüstriyel sektörlerdeki iş gücünü etkileyen durumları ve geleceğe yönelik beklentilerini bizimle paylaştı. ManpowerGroup Türkiye’nin yayınladığı Endüstriyel Çalışma Dünyası 2024 Görünümü Raporu hakkında da kapsamlı bilgiler verdi.

Endüstriyel Çalışma Dünyası 2024 Görünümü Raporu’nun ana başlıklarını ve elde edilen sonuçları bizimle paylaşan ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, bu raporun iş dünyasının hızla değişen tüketici beklentileri ve teknolojik gelişmeler ışığında; dijitalleşme ve sürdürülebilirlik gibi konularda nasıl bir yol haritası izlemesi gerektiğine değindi. Çalışmalarının global ölçekte yetenek açığı, değişen iş modelleri ve yaşlanan iş gücü gibi önemli trendlere işaret ettiğini vurgulayan Narlı, bu trendlerin endüstri sektöründe karşılaşılan zorluklar ve fırsatlar açısından ne anlama geldiğini açıkladı. Ayrıca, işverenlerin bu değişimlere uyum sağlaması, yetenek yönetimini etkili bir şekilde gerçekleştirmesi ve genç jenerasyonun beklentilerine cevap verebilmesi için stratejiler hakkında da konuşan Narlı; “İşverenlerin çalışan taleplerine ve iş gücü trendlerine uyum sağlaması gerekiyor” dedi.

Manpower Group olarak endüstriyel sektörlerdeki iş gücünü etkileyen trendlerin incelendiği Endüstriyel Çalışma Dünyası 2024 Görünümü Raporunu hazırladınız. Öncelikle bu çalışmanın ana hatları ve ortaya çıkan sonuçları hakkında bize bilgi verebilir misiniz?

ManpowerGroup olarak insan kaynakları ve yetenek yönetimi alanında tüm sektörlerde hizmet verdiğimiz gibi, endüstri sektörüyle de çok yakın çalışma ve sektörün ihtiyaçlarını görme fırsatı yakalıyoruz. Dünyanın birçok ülkesinde insan kaynakları ve yetenek yönetimi alanında 360 derece hizmet vermemiz sayesinde hem çalışan hem de işveren perspektifinden beklentileri ve talepleri görerek analiz edebiliyor, uygun çözümler üretebiliyoruz. Endüstri alanında diğer tüm sektörlerde olduğu gibi çok hızlı bir değişim gerçekleşiyor. İş dünyası, tüketici beklentileri değiştikçe, talepleri karşılama yönünde strateji geliştiriyor. Endüstri Dünyası 2024 Görünümü Raporu, çalışma dünyasının yaşadığı değişimi ve yeni trendleri belirlemek amacıyla ortaya çıkan bir araştırma oldu. Sonuçları açısından oldukça önemli bu rapor; dijitalleşme, sürdürülebilirlik, değişen demografi ile iş dünyasında çalışma koşullarının son durumunu analiz ediyor. Endüstri sektöründe küresel ölçekte yetenek açığı yüzde 77’lik oranla önemli bir boyutta. İfade edilen bu oran işverenlerin aradıkları yeteneklere ulaşmada yaşadığı zorluğu belirtiyor. Diğer bir ifadeyle endüstri dünyasında her dört işverenden neredeyse biri aradığı yetenek setlerine sahip çalışanı bulabiliyor. Bunun yanında dünya, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme konusunda hızla gelişiyor. Sektörel açıdan buna uyum sağlamak, endüstri alanında da önemli bir ihtiyaç haline geldi. Biz de istihdam alanında doğru kişileri doğru işlerle buluşturarak, verimli çalışan şirketlerin varlığına katkı sağlıyoruz.

“Kadınların iş gücüne katılımı, yetenek kazanımı konusunda önemli faydalarda bulunacak”

Dünya genelindeki endüstriyel işverenlerin vasıflı yetenekleri bulmakta zorlanmasının temel nedenleri nelerdir? Bu sorunların çözümü için önerilerinizi dinlemek isteriz.

Trendlerden söz ederken de konuştuğumuz gibi, genç çalışanların imalat alanında ya da fiziksel güç harcanması gereken rollere, mesafeli olduklarını görüyoruz. Ancak teknolojik yatırımların artışıyla kirli olarak tabir edilen bu rollerin artık çok daha az beden gücüne ihtiyacı olduğunu görebiliyoruz.

Çalışan beklentileri, artık çok daha hızlı değişiyor ve işverenler bu değişime uyum sağlayarak kazançlı çıkabiliyor. Endüstriyel işverenlerin de benzer şekilde çalışan taleplerine ve iş gücü trendlerine uyum sağlaması gerekiyor. 2024 yılında yayınladığımız 2024 İş Gücü Trendleri Raporumuz günümüzün iş dünyasının insan kaynakları alanında uygulamalarına yer verdik. Bu raporda yayınlanan 14 trend işverenler için rehber niteliğinde. Öncelikle nesiller arasında deneyim akışını doğru biçimde sağlamak gerekiyor. Genç nüfus artışının yavaşladığı, günümüzde, emekli olan baby boomerlar, şirketlerin yetenek ve deneyim kaybını ortaya çıkarıyor. Yeniden beceri geliştirme, teknik ve kişisel becerilerin kombinasyonunu sağlayabilme, işverenler için yetenek açığı savaşını kazanmalarını sağlayacak. Bunun yanında kadınların iş hayatına teşvik edilmesi ve iş gücüne katılımı, yine yetenek kazanımı konusunda önemli faydalarda bulunacak. Endüstri alanında dünyada yüzde 30 oranında bulunan kadın çalışan oranının artırılması, yetenek açığı ile savaşta işverenlere fayda sağlayabilir. Çeşitliliğini koruyan, eşitliği sağlayan, kapsayıcılığı teşvik eden ve aidiyeti geliştiren çalışma kültürlerinin modern çağda yeni zorlukların üstesinden gelmek için daha iyi konumlandığını gösteriyor. Bunun yanında teknoloji yatırımının artışı, özellikle üretimde büyük katkı sağlıyor. Doğru insan ve teknoloji kombinasyonu da üretkenlik ve verimlilik artışını beraberinde getirecek.

“Uyumlanmayı ve gelişimi ön plana almalılar”

Gelecek beş yıl için düşünürsek, endüstriyel sektörlerin iş gücü ile ilgili en önemli gündem maddeleri ne olacak?

Gelecek beş yılın en önemli başlıklarından biri, adaptasyon. Tüm sektörlerde olduğu gibi endüstriyel sektörlerde de hem şirketler hem de bireyler uyumlanmayı ve gelişimi ön plana almalılar. Şirketler için teknoloji kullanımı ve bu yolla verimlilik artışı oldukça önemli hale geldi. Bununla birlikte yetenek açığı ile başa çıkabilmek için işverenlerin çalışanları birey ve rol bazında analiz etmeliler. Robotik ve otomasyonun yoğun kullanımıyla yeniden yetenek kazanımı ve yetenek geliştirme konusunda kişiselleştirilmiş gelişim fırsatları sunmalılar. Bunun yanında tutundurma, tüm sektörlerde olduğu gibi endüstriyel sektörlerde de insan kaynakları birimlerinin en önemli görevlerinden biri. Geçişkenliğin ve talebin yüksek olduğu endüstri alanında, işverenlerin bağlılığı ve aidiyeti sağlamak için çalışan beklentilerinin titizlikle dikkate alınması gerekiyor. Gelecek yılların en önemli bir diğer başlığı sürdürülebilirlik. Yeni nesil tüketiciler, işletmelerin çevresel konularda doğru adımları atmalarını bekliyorlar. Sürdürülebilir ürünlere artan talep tüm jenerasyonlarda karşımıza çıkıyor. 2024 yılında yayınladığımız İş Gücü Trendleri Raporumuzda farklı yaş gruplarındaki tüketicilerin yüzde 51’i, sürdürülebilirliğin kendileri için öneminin arttığını belirtiyorlar. Neredeyse yarısı, sürdürülebilir bir ürün için ek ücret ödeyebileceklerini belirtiyorlar. Dünyanın en büyük şirketlerinin birçoğu, sıfır sera gazı salınımına ulaşmayı hedeflerken, şirketlerin yüzde 93’ü emisyon düşürme hızını iki katına çıkarmayı hedefliyor. Araştırmalarımıza katılan her 10 şirketten sekizi sürdürülebilirlik konusunda oluşturulan ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) stratejilerini belirlemiş durumda. Ancak burada yine şirketlerin yüzde 94’ünün bu konuda yetenek kıtlığı ile savaştığını görüyoruz. Bu açıdan incelediğimizde yakın geleceğin bir diğer önemli başlığı sürdürülebilirlik ve çevre sağlığına uygun üretim olacak. Bu nedenle yetenek yönetimini de bu bakış açısıyla şekillendirmek gerekiyor.

İşverenlerin işe alımlarda izleyecekleri yol haritasını açıklayan 5 trend

Rapor 5 trende işaret ediyor. İş dünyası için oldukça önemli olan bu 5 trend nedir? Ayrıntılarını paylaşabilir misiniz?

Endüstride gerçekleşen değişim ve gelişmeler farklı yetenek setlerinin de gerekliliğini ortaya çıkardı. Raporda yer alan ve gelecekte işverenlerin işe alımlarda izleyecekleri yol haritasını açıklayan beş trend, sektörün geleceğine de ışık tutuyor.

  • Bu trendlerin ilki, teknolojinin etkisi ile ortaya çıkan yeni üretim araçlarının getirdiği yetenek ihtiyacını açıklıyor. Araştırmamıza katılan işverenlerin yüzde 59’u teknolojik gelişmelerin iş gücü artışına olumlu etki edeceğini düşünüyor. Bununla birlikte robotik ve otomasyon sistemlerinin kullanımının artışı, yapay zeka, sanal gerçeklik gibi teknoloji araçlarının entegrasyonu, yeni yetenek ihtiyaçlarını karşımıza çıkarıyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde iş gücünün yetkinlik kazanımı ve eğitimi önemli bir başlık haline gelecek gibi görünüyor.
  • Bir diğer trend, değişen iş modelleri ve üretim alanından başlayarak müşteri ile kullanıcı deneyiminin değişimini vurguluyor. Önümüzdeki dönemde artışı planlanan PaaS yatırımları, 3D baskı teknolojilerinin gelişimi ve online satış deneyiminin bu sektörde artışıyla kullanıcı deneyiminin de önceliğinin artması bekleniyor.
  • Üçüncü trend, jeopolitik gelişmelerin iş gücüne etkisini gözler önüne seriyor. Dünyada yaşanan gelişmeler imalat alanında yer değişimi etkisini de beraberinde getiriyor. ABD ve Avrupa’da faaliyet gösteren imalatçıların yüzde 70’i operasyonlarının yakın bölgelere ya da ülke içerisine taşınması için projeler yürütüyor. Bu durum vasıflı iş gücünü erişimde rekabeti artıracak. İşverenler ortaya çıkacak bu rekabetten kazançlı çıkmak için işe alım stratejilerini yeniden gözden geçirmeliler.
  •  Dördüncü olarak, günümüzde dünyada şirketlerin öncelikli konusu haline gelen sürdürülebilirlik, iş gücü alanında da etkilerini göstermeye başladı. Yetenek açığının yüksek seviyelerde ifade edildiği çalışmamıza katılan işverenlerin yüzde 70’i sürdürülebilirlikle ilişkili rollerde işe alım yaptıklarını ya da planlamalarını bu yönde gerçekleştirdiklerini ifade ediyorlar.
  • Araştırmamızda yer alan son trend, yaşlanan iş gücü konusunda çarpıcı gelişmeleri içeriyor. Yaşlı nüfusun artışıyla risk altında bulunan ülkelerin aynı zamanda mevcut genç iş gücü konusunda yaşadığı rekabet istihdam açısından belirli zorlukları getiriyor. Genç iş gücü, imalat sanayindeki rolleri kirli olarak tanımlıyor ve üretim alanındaki pozisyonlara mesafeli duruyor.
“Z kuşağını anlayabilmek, işverenler için kritik bir önem taşıyor”

İş dünyasına her yıl milyonlarca genç jenerasyon katılıyor. Ancak onların iş dünyasına bakışları ve beklentileri alışılmışın çok dışında. Genç jenerasyondan en doğru şekilde faydalanabilmek adına iş verenlerin dikkat etmesi gereken unsurlar nelerdir?

2030 yılına kadar Z jenerasyonu iş gücünün yüzde 58’ini oluşturacak. Z kuşağını doğru biçimde anlayabilmek ve beklentilerine mümkün ölçüde karşılık verebilmek işverenler için de kritik bir önem taşıyor. Dünya genelindeki çalışanların yüzde 93’ü, iş yeri trendleri konusunda 20’li yaşlarındaki meslektaşlarının etkisi altında olduklarını belirtiyor. Çalışma hayatının geleceği değişime uğrarken çalışan beklentileri genellikle 5 başlık altında toplanıyor;

  • İş – özel hayatın sınırlarının çizilmesi
  • Yeni teknolojileri kullanabilme
  • Kariyer başarısı için destek
  • Adil ücret politikası
  • İşverenlerin toplumsal konulardaki rolü

Aynı zamanda Z kuşağı çalışanların yüzde 60’ı, işverenlerinin düzenli rehberlik, eğitimli mentorlar ve kişisel hedeflere uygun şeffaf ilerleme planları sunmasını bekliyor. Gelecek odaklı şirketler, gelişmiş analizler ve geri bildirim süreçlerini kullanarak çalışan deneyimini kişiselleştirmeli. Kişiselleştirilmiş onboarding programları, özel beceri eğitimi modülleri, kişiselleştirilmiş öneriler sunan fayda seçimi algoritmaları gibi kaynaklar ile çalışan deneyimlerle, talebe bağlı olarak bir güncelleme yapılabilir. Çalışanlar aynı zamanda yaptıkları işlerin değerli olduğunu hissetmek istiyorlar. Anketlerimizin sonuçlarına göre çalışanların yüzde 70’i yönetim tarafından takdir edilmek ve iş sonuçlarının görülmesini bekliyorlar. Güvenebilecekleri ve iş yerinde iyi geçindikleri bir takımın parçası olmayı bekliyorlar. Ayrıca, 2023 yılında yayınladığımız The New Human Age raporumuzda da yer alan sonuçlarda, araştırmamıza katılan Z kuşağı çalışanların yüzde 52’si şirketlerin sürdürülebilirlik ve çevre konusunda yeterli aksiyon almadıklarını düşünüyor. Küresel ölçekte çevreye duyarlı kurumlara yapılan iş başvurularında yüzde 67 oranında artış ve iş teklifi kabul edilirken, adayların Yüzde 68 oranında daha olumlu yanıt verdiğini görüyoruz. İşverenleri belirli aksiyonlar ile hem elinde olan yetenekleri tutmak hem de yeni kazanımlar için çalışan deneyimlerini yeniden ele alıyorlar. 2024 yılı ilk çeyreği için yayınladığımı İstihdama Genel Bakış araştırmamıza katılan işverenlerin;

  • Yüzde 33’ü çalışma saatlerinde esneklik uyguluyor.
  • Yüzde 32’si çalışma yeri ile ilgili esneklik sunuyor.
  • Yüzde 30’u ücret artışı uyguluyor.
  • Diğer yandan yüzde 28’i yetenek açığı ile başa çıkmak için yeni yetenek havuzlarını değerlendiriyor.
  • Yüzde 23’ü bonus sunmayı planlıyor.
  • Yüzde 19’u yeterlilik gereksinimlerini azaltıyor.
  • Yüzde 18’i uluslararası işe alım tercihlerini değerlendiriyor.