MOBDER Başkanı Murat Tunç, mobilya sektörüne yönelik devlet teşviklerinin iyileştirilmesi halinde makine parkurunun yenilenmesine yönelik talebin artacağını söyleyerek, “AİMSAD’ın bizim yanımızda durmasını, sektörümüzün teknoloji yatırımlarının artması açısından çok önemli buluyoruz” dedi.

AİMSAD Dergisi olarak 2021 yılı itibariyle başlattığımız mobilya sektörü röportajları serimize, MOBDER ile devam ediyoruz. 2005 yılında marka mobilya firmalarını bir araya getirmek amacıyla kurulan ve mobilya sektörünün çatı kuruluşu MOSFED’in de üyesi olan Mobilya Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (MOBDER), 27 Nisan-2 Mayıs 2021 tarihlerinde gerçekleştireceği Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı’na hazırlanıyor.

Ağaç işleme makineleri ve mobilya sektörünün iş birliklerine ilişkin görüşlerini sorduğumuz MOBDER  Başkanı Murat Tunç ile hem mobilya sektörünü, hem pandemiyi, hem de dernek olarak çalışmalarını konuştuk. Mobilya sektörünün desteklenmesi halinde, makine parkurunun yenilenmesine olan talebin değişeceğini söyleyen MOBDER Başkanı Murat Tunç, “Ticaret Bakanlığı firmalara fuar ve yurtdışı yatırımlarıyla ilgili önemli teşvikler sağlarken, benzer destekleri makine ve ekipman konusunda göstermemektedir. Leasing yöntemiyle yapılan makine ve ekipman alımlarında KDV indirimi uygulanıyor; ancak kredi faizlerinin oranları konusunda henüz bir iyileştirme yapılmadı” diyerek AİM sektörü ve AİMSAD’dan destek istedi.

MOBDER’den kısaca bahseder misiniz?

Mobilya Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği MOBDER 2005 yılında Türkiye’nin en önemli ve vizyon sahibi markalarının bir araya gelip kurduğu, 26 üyesiyle yoluna devam eden bir sivil toplum örgütüdür. Derneğimiz uluslararası rekabete adapte olabilen ‘dünya markaları’ ile ‘Kaliteli Türk Mobilyası’ imajının oluşmasında öncülük etmektedir. Kalite ve tasarıma verdiği önemi her platformda dile getiren bir sivil toplum kuruluşu olan MOBDER, Avrupa Mobilya Üreticileri Federasyonu (UEA) üyeliğiyle de ülkemizi uluslararası platformda başarıyla temsil etmekte, uluslararası sektör trendlerini yakından takip etmektedir. Derneğimiz; mobilya sektörünün “çatı kuruluşu” olan Mobilya Dernekleri Federasyonu MOSFED’in de kurucu üyesidir. Türkiye çapında binlerce mobilyacının iradesini temsil eden bir kurum olan MOSFED’in çatısı altında katıldığı fuarlar ve diğer etkinliklerle federasyonun çalışmalarına değer katmaktadır. Derneğimiz MOSFED yanında; TOBB, İTO, İSO, İİB kurumlarının mobilya meclislerinde de kilit roller üstlenip sektörün kronik problemlerine kalıcı çözümler üretmek ve sektörün sesinin ilgili makamlarca daha net duyulmasını sağlamak adına yoğun çalışmalar yapmaktadır. MOBDER, üyeleri arasındaki dayanışmaya zemin hazırlamanın yanı sıra, diğer dernekler ve eğitim kurumlarıyla, sektöre yetişmiş ara eleman kazandırmak konusunda iş birliği yapmaktadır. Dernek kültürümüzün yansıması olarak gençlerimizin eğitimine katkıda bulunmak, ihtiyaç sahiplerine destek olmak, doğa ve çevre ile ilgili projeler geliştirmek gibi sosyal sorumluluk çalışmalarını da çok önemsiyoruz.

MOBDER olarak mobilya sektörüne yönelik çalışmalarınızı anlatabilir misiniz?

Olmazsa olmazımız: ‘Kalite ve tasarım’. Bu bağlamda omuz omuza yürüyen dernek üyelerimiz; yakın zamanda bir mobilya AVM’si projesinin hayata geçmesinde öncülük etmiş, İstanbul Seyrantepe’de ‘HOM DESIGN CENTER’ tasarım merkezini sektörümüze kazandırmıştır.

Daha önce de değindiğim gibi; birçok platformun sektör meclislerinde aktif rol alarak, Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan mobilya sektörünün hak ettiği değeri ve desteği görebilmesi için çaba sarf ediyoruz.

‘Fuar için kolları sıvadık’

Mobilya sektörü 2020’yi nasıl geçirdi? 2021 nasıl başladı, yılın geneline dair öngörünüz nedir?

2020 yılı Mart ayında Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen ‘pandemi’ süreci binlerce işletmeye zarar veren ve maalesef yüzlerce işletmeyi piyasadan silen ve sonuç olarak da iş ve istihdam kaybına yol açan endüstriyel ve ekonomik bir felaket olarak yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bu süreç tüm dünyada olduğu gibi; Türkiye’de de endüstriyel, ekonomik ve sosyal anlamda derin bir etki bırakacaktır. Bütün otoriteler bu ekonomik darboğazın en az bir iki yıl etkisini sürdüreceğini öngörmektedir. Pandemi sürecinin başlarında Avrupa’da ve Çin’deki rakiplerimizin çoğu düzenli olarak çalışmaya devam ederken, Türkiye’de yaşanan kilitlenme Türk şirketlerini daha az rekabetçi bir duruma düşürmüştür. 2020 yılı ikinci yarısından itibaren kısıtlamaların nispeten azalmasıyla bir nebze olsun toparlanmalar ve talep artışları oluşmaya başladı. Yılsonuna gelindiğinde ‘hedef-gerçekleşen’ karşılaştırmasında olağanüstü negatif bir sonuçtan bahsedemeyiz. 2021 yılına gelince kısıtlamaların azalacağını varsaydığımız mart, nisan aylarından sonra toptan ve perakende taleplerinin artacağını düşünüyoruz. Genel olarak bahsetmek gerekirse; aşılama süreçleri ve seyahat kısıtlamalarının belirleyici olacağı 2021 yılı 2020’ye göre bir nebze daha iyi olacaktır.

Bütün bu olumsuz sayılabilecek tabloya rağmen, sektörümüzü ve piyasayı canlandıracağına inandığımız, Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı’nı gerçekleştirmek için derneğimiz özelinde ve federasyonumuz çatısı altında kolları sıvamış durumda çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

27 Nisan-2 Mayıs 2021 tarihleri arasında Yeşilköy Fuar alanı ve Tüyap Fuar  ve Kongre Merkezi’nde eş zamanlı olarak gerçekleştirmeyi planladığımız Türkiye’nin tek uluslararası mobilya fuarına, özellikle yabancı misafirleri getirmek için yoğun bir çaba içerisindeyiz. MOBDER üyeleri TÜYAP yerleşkesinde profiline yakışır bir hol tasarımıyla misafirlerini ağırlayacak. Bu da bizi çok heyecanlandırıyor.

‘2020 hedeflerini tutturduk’

Pandemi ortamında işleriniz nasıl etkilendi? İç pazar ihracat oranında bir değişim oldu mu?

Mobilya ve tasarım sektörü, Türkiye ekonomisinin sürekli dış ticaret fazlası veren ‘lokomotif sektörü’ dür. Bu sıfatın içini rakamlarla dolduracak olursak mobilya sektörü; 60 milyar TL iç pazar büyüklüğüne sahip, yüzde 90 oranında yerli ve milli, 36 bin civarında üretim yapan firma ile yaklaşık 500 bin kişiye istihdam olanağı sağlayan en önemli sektörlerden biridir. Pandeminin hemen hemen tüm sektörlerde yarattığı olumsuzluklar maalesef mobilya sektörünü de etkiledi. 2020 aslında çok iyi başlayan bir seneydi ve uluslararası seyahat kısıtlamalarına kadar, yılın ilk yarısında yoğun bir ihracat talebi söz konusuydu. Kısıtlamaların başlamasıyla birlikte doğal olarak ciddi bir talep daralması hem toptan hem de perakende düzeyde, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında maalesef yaşandı. Ancak rakamlar gösteriyor ki; yılın ikinci yarısından itibaren hızlı bir toparlanma ile 2020 hedefleri yaklaşık olarak tutturuldu. Bu da hem sektör hem de ülke ekonomisi için sevindirici bir durum.

Ar-Ge, marka ve imaja yatırım

Özellikle marka mobilyaya odaklanan bir kurum olarak, önümüzdeki dönemde mobilya sektörünün neler yapması gerektiğini ve neler olacağını düşünüyorsunuz?

Sektörümüzün ve derneğimizin çok değerli markalar ve firmalardan oluştuğunun ve bunun getirdiği sorumluluğun farkındayız. Yurtiçi marka imajımızı dünya pazarlarına nasıl taşırız, bunu konuşmak lazım. Sektördeki her firma kendi tecrübe ve profesyonelliğini ortaya koyarak, Türk Mobilyası’nın dünyada hak ettiği yeri almasını sağlamalıdır. Bu elbette kolay bir iş değildir. Çok emek ve zaman ayırmak gerekiyor.

Firmalarımızın sadece fiyat ve ürün endeksli olmak yerine tasarıma, Ar-Ge’ye, markaya ve imaja yatırım yapması çok önemlidir. Bu ortak hedefimiz olmalıdır. Geleneksel bir yapıya sahip firmaların kurumsallaşması, bunun için gerekli yatırımlarını yapması ve gelişip dönüşmek için vizyon geliştirmesi şarttır. Önümüzdeki dönemde Ar-Ge, tasarım, teknoloji ve dijitalleşmenin, özellikle e-ticaret yapılanmasının gereklerini yerine getiren firmaların bir adım önde olacağını söyleyebiliriz. Bunun yanında pandemi döneminde daralan talepleri genişletmek için tüketiciye daha da yakınlaşmanın yollarını aramak gerektiğini düşünüyorum.

Sektör genelinde yeni makine parkuru yatırımları yapma isteği ve imkanı ne düzeyde? Sizin üyelerinizde bu konuda bir motivasyon söz konusu mu?

Geride bıraktığımız dönem her ne kadar verimsiz ve kaygı dolu olarak anılsa da üyelerimiz yüksek motivasyonla işlerine sarılmışlardır.

Güncel ekonomik gelişmeler belirsizlik ortamını iyice derinleştirdiği halde, ‘Krizi fırsata nasıl çevirebiliriz?’i sorgulayarak değerlendiren firmalarımız kapasitelerini artırmak için mevcut makine parkurlarını geliştirmek için hem adet hem de teknolojik olarak yatırımlar yapmıştır ve yapmaya da devam etmektedirler. Pandeminin sona ermesinden sonraki dönemde kaynakların doğru kullanılması şartıyla üretim kapasitesinin artırılması için makine yatırımı anlamında bugünden yeni motivasyonlar yaratılabilir.

Makine alımlarına destek yeterli değil

Ağaç işleme makineleri sektörü ve AİMSAD’dan istekleriniz veya sektöre iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Bizler sektörümüzün tüm paydaşlarının eşgüdüm içerisinde çalışmasının ortak menfaatler için önemli olduğunu düşünüyoruz. Özellikle bu zor zamanları iş birliğini geliştirmek için bir fırsat olarak görmeliyiz. Karşılıklı arz-talebin daha farkında olarak ve birbirimizi dinleyip anlamaya çalışarak yeni iş birlikleri geliştirebiliriz. Mesela en önemli konulardan biri: Devlet teşvikleri. Ticaret Bakanlığı firmalara fuar ve yurtdışı yatırımlarıyla ilgili önemli teşvikler sağlarken, benzer destekleri makine ve ekipman konusunda göstermemektedir.

Örneğin leasing yöntemiyle yapılan makine ve ekipman alımlarında KDV indirimi uygulanıyor ancak kredi faizlerinin oranları konusunda henüz bir iyileştirme yapılmadı. Bu konu düşük faiz oranlarıyla desteklenirse eminim ki, sektörümüzün makine parkurunun yenilenmesine olan talebi ve bakışı değişecektir. Bu ve benzer konularda AİMSAD’ın bizim yanımızda durmasını ve Ticaret Bakanlığı ve hükümet nezdinde devlet destekleri ile ilgili gerekli taleplerde bulunmasını sektörümüzün teknoloji yatırımlarının artması açısından çok önemli buluyoruz.

‘Pandemi, geleceği tasarlamak için fırsat’

Ağaç işleme makineleri sektörü veya AİMSAD ile iş birlikleri hakkında ne düşünürsünüz? Ne tür iş birlikleri olabilir?

Mobilya sektörü tüm paydaşlarıyla bir bütündür. Yan sektörler bizim vazgeçilmezimizdir. Özellikle tasarım yapan firmalarımızın ‘trend’ makineleri tanımak isteyeceğini düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz hassas dönemleri yeni teknolojiler, ağaç işleme makine pazarı ve makine üretici ve ithalatçı firmalarınızla ilgili düzenli bilgi akışı ile değerlendirebiliriz.

Pandemi dolayısıyla artık elektronik ortamlarda gerçekleşen sektör buluşmalarının sağlanması ilişkilerimizi geliştirecektir. Kısa zamanda bu ve benzeri bir organizasyonda buluşabiliriz.

Özel ve iş hayatımızın bir an önce normale dönmesi en büyük dileğimizdir. Ancak bu dönemi de mevcut ve gelecekteki iş birliğimizin oturacağı zemini birlikte tasarlamak için bir fırsat olarak görebiliriz. İçinde bulunduğumuz durumu kabullenip, olumlu bakış açısıyla proaktif yaklaşımlar geliştirerek firmalarımıza ve global bakarsak da sektörümüze fayda sağlayacağımıza inanıyorum.