Sanayi üretiminde katma değeri ve ileri teknolojili ürünleri artırmak üzere başlatılan ‘Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı’nın ilki İzmir’de düzenlendi.
Kamu ve özel sektörünü, birbirinin stratejik ortağı ve paydaşı olarak gördüklerini açıklayan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, makine ve teçhizat ile ilgili bu toplantıda ele alacakları konuları hükümet programı yapmak için Bakanlar Kurulu’na sunacaklarını söyledi.
Sanayi üretiminde katma değeri ve ileri teknoloji ürünleri artırmak üzere başlatılan ‘Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı’ kapsamında ilk toplantı 15 Şubat 2018 günü İzmir’de yapıldı. Toplantıya AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Erol ile Genel Sekreter Arif Onur Kaçak da katılım sağladı.
‘Türkiye Makine Sanayi Zirvesi’ toplantısında konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde makine sektörünün çok özel bir konumu olduğunu ifade ederek, “Makine sektörü olmadan, sanayileşmeden bahsetmek, söz konusu olamaz. Makine varsa, sanayileşme vardır. Makine varsa, üretim ve katma değer vardır. Dengeli ve istikrarlı bir ekonomi için güçlü bir makine sanayinin varlığı şarttır” dedi.
Makine sektörünün üretim ve istihdam büyüklüğünün, sanayileşmenin temel göstergelerinin başında geldiğini söyleyen Özlü, “2017 yılının son çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre sanayi büyümesi yüzde 8,7 olarak gerçekleşti. Memnuniyetle belirtmek isterim ki 2017 yılındaki rekor büyümemizde sanayinin önemli katkısı oldu. Sanayi öncülüğünde büyümek, sağlıklı bir ekonominin en net göstergesidir” ifadelerini kullandı.
“Program’a katkı bekliyoruz”
Hedeflere ulaşmak için somut adımlar atmaya devam ettiklerini söyleyen Özlü, Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı’nı başlattıklarını dile getirdi. Özlü, “Bugünkü Makine Sektör Zirvesi’ni bu programın önemli bir aşaması olarak görüyoruz. Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı’na; tüm paydaşlarımızdan, tüm sektörlerimizden ve sanayicilerimizden, ciddi bir farkındalık ve katkı bekliyoruz. Türk ekonomisini güçlendirmek için anahtarın, güçlü özel sektörden geçtiğinin farkındayız. Dolayısıyla, kamu ve özel sektörünü, birbirinin stratejik ortağı ve paydaşı olarak görüyoruz. Bu anlamda; kanun yaparken, mevzuat hazırlarken, destek paketleri oluştururken, teknik düzenlemeler yaparken, sizlerle birlikte uyum içinde hareket etmek istiyoruz” dedi.
Bakan Özlü, makine ve teçhizat ile ilgili konuları ele alıp, bu konuları hükümet programı yapmak için bakanlar kuruluna sunacaklarını söyledi. Düzenlenen zirvelerin devam edeceğini de aktaran Özlü, odaklanılan 10 sektörde sorunların tartışılıp hükümete anlatılacağını ve hükümetin desteğini sanayini gelişmesi için arkalarına alacaklarını sözlerine ekledi.
“Her türlü yatırımda makine ve teçhizat alımını kolaylaştıracağız”
Bakan Özlü, 24 Ocak’ta Başbakan Binali Yıldırım’ın imzasıyla Yerlileştirme Yüksek Kurulu’nu hayata geçirdiklerini hatırlatarak, “Yerlileştirme Yüksek Kurulu, sanayinin ithalata bağımlığını azaltacak ve rekabet gücümüzü artıracak programları hayata geçirecektir. Bu kurul, yerli ve milli sanayimize bakışımızın, en somut ifadesidir. Ayrıca Maliye Bakanımız Sayın Naci Ağbal’ın da açıkladığı gibi ’makine yatırımlarında KDV muafiyetine’ hazırlanıyoruz. 2018 ve 2019 yıllarında, makine ve teçhizat alımlarında KDV almamayı hedefliyoruz. Bildiğiniz gibi şu anda ancak teşvik belgesi alan yatırımlarda KDV istisnası uygulanıyor. Yeni düzenlemede inşallah her türlü yatırımda makine ve teçhizat alımını kolaylaştırmış olacağız. Bilim Merkezi, Teknoloji Üssü, İleri Sanayi Ülkesi Türkiye hedefine hep birlikte yürüyeceğiz. Bugün bu önemli zirvede ele alınacak konular sadece makine sektörümüz için değil, Türk sanayisinin tüm sektörleri için yol gösterici olacaktır” diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından basına kapalı devam eden toplantıda BSTB Sanayi Genel Müdürü Zübeyde Çağlayan ve MAKFED adına Dr. Can Gürlesel sunumlarını gerçekleştirdi. Programın devam eden bölümünde ise TOBB Türkiye Makine ve Teçhizatı Meclisi Başkanı ve MAKFED Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu, ardından MAKFED yönetim kurulu üyeleri ve üye 18 dernek başkanı sektör üzerine değerlendirmelerde bulunurken İSO, EBSO, KSO, TÜSİAD ve MÜSİAD gibi sektör temsilcileri görüşlerini paylaştı.
“Makine sektörü stratejik öneme sahip”
‘Türkiye Makine Sanayi Zirvesi’ toplantısında konuşan Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Adnan Dalgakıran, 18 makine derneğinden oluşan bir federasyon olduklarını belirterek, 13’ünün Avrupa’da 20 federasyonda görev aldığını aktardı. Sektörle ilgili bilgi veren Dalgakıran, “13 bin işletmede 220 bine yakın istihdam ile 60 milyar TL ciro ve bu yıl 15 milyar dolara yaklaşan ihracata sahip makine sektörü, imalat ve hizmet sektörleri ile etkileşimi bakımından stratejik öneme sahip bulunuyor. Bu yüzden yüksek gelir düzeyine erişmiş olan gelişmiş ülkelerin tamamında güçlü bir makine sektörü görülüyor” dedi.
“Makinelerin teminata sayılması sektör için çok önemli”
Açılış konuşmalarının ardından basına kapalı devam eden toplantıda konuşan AİMSAD BaşkanıMustafa Erol, makinelerin teminata sayılmasının sektör açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Bununla ilgili bir kanununun yayınlandığını ancak hâlâ bankaların bunu teminat olarak saymadığını dile getiren Erol, “Bu bizim için çok büyük bir sıkıntı. Dünyada artık makinelerin satılmayacağı, kiralanacağı söyleniyor. Lütfen artık gerekli teminatları veriniz, makineler teminata sayılsın” çağrısında bulundu. Sektör için önemli olan diğer bir konunun, yatırım teşvik belgesi ile ilgili olduğuna değinen Erol, “Makineciler olarak Ekonomi Bakanlığı’na yurtiçinde üretilen makinelerin satış ve üretim listesini verdik. Bakanlığın Yatırım Teşvik Şubesinde bu liste var. Ekonomi Bakanlığı, metal işleme makinelerini kaldırın dedi. Bu konuda da gereğinin yapılmasını istiyoruz” dedi.
KOSGEB ile ilgili geçen yıl eylül ayında KOBİ-GEL projelerinin açıklandığını, binlerce fatura kesildiğini ancak gerekli açıklamanın henüz yapılmadığını hatırlatan Erol, bu nedenle makine alımının olmadığını kaydetti. Erol, bu noktada makine alımlarının gerçekleşmesi için gerekli açıklamanın yapılmasını rica etti. Leasing ile alımlarda KDV yükünü üreticinin çektiğini belirten Erol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu tam tersi haline getirsek, KDV yükü üreticide değil de leasing firmalarında kalsa bu bizim için çok daha iyi olacaktır. Bu husus içinde desteğinizi bekliyoruz. Ayrıca STK’larla ortak hareket ederek liseleri meslek liselerine dönüştürmek mümkün. Biz ekipman ve eğitim konusunda her türlü desteği vermeye hazırız. Ama devlet ayağında da neler yapılacağını görmek lazım. Hamilik programları yaptık ve çok başarılı oldu. 15 okulda 15 farklı sektörde hamilik projesi yürütüyoruz. Bu şekilde liseleri etkinleştirebileceğimize inanıyoruz.” KOSGEB’in belli bir çalışan sayısı altında olan firmalara destek vermemesi gerektiğini de dile getiren Mustafa Erol, “Zorla yetiştirdiğimiz nitelikli elemanlarımız bir araya gelerek, iş kuruyorlar. Desteğini de KOSGEB veriyor. Ancak, bu noktada bizler mağdur oluyoruz” bilgisini verdi.