Türkiye’nin kalkınmasının sanayi sektörüyle ve sanayi sektörünün Ar-Ge olarak desteklenmesiyle gerçekleşeceğine inanan Çetinmak şirketi kurucusu Muammer Çetinoluk, bunun geliştirilmesi için el birliğiyle bir çözüm bulunması gerektiğini vurguluyor. “Elektrik ve elektronik anlamında çok fazla dışa bağlıyız. Türkiye’de elektrik otomasyon ve yazılım alanında eksiklerimiz var” diyen Çetinoluk, bu konuda çalışma yapan, yüksek teknoloji ürünleri üreten yerli firmaların Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından dikkatle takip edilmesi ve onlara maddi ve manevi anlamda gerekli olan desteklerin verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
1979 yılından beri içinde bulunduğu ağaç işleme makineleri sektöründe 1984 yılından bu yana kurduğu Çetinmak şirketi ile yer alan Muammer Çetinoluk, iş disiplinine verdiği önemi sebat etme prensibiyle bir araya getirip iş hayatına yansıtan bir iş adamı. Şirketi kurduğu günden beri sabahları en geç saat 07.30’da işinin başında olmayı prensip edinmiş olan Çetinoluk için iş hayatındaki başarının sırrı, verilen sözün arkasında durmakta ve müşteri memnuniyetini yakalamakta yatıyor. Firma olarak başarıyı elde etmek için geliştirdikleri stratejilerini “Ticarette verdiğiniz sözün arkasında durmak çok önemlidir. Memnun ettiğimiz her müşteri bize 5-10 müşteri olarak geri döner. Biz yıllardır bunu uygulamaya çalışıyoruz” diyerek açıklayan Çetinoluk, bu anlayış ile şirketi kurdukları günden bugüne sürekli büyüttüklerini açıklıyor. Şu anda yaklaşık 60 firmanın ürününü satan Çetinmak’ın müşterileri ile ilişkilerini çok kâr elde etmek üzerine değil güven üzerine kurulduğunu da dile getiren Çetinoluk, gerçekleştirdiğimiz sohbette firmasıyla ilgili bilgi vermesinin yanı sıra sektörün gelişim sürecini de değerlendirdi.
Türkiye’nin ağaç sanayi makineleri sektöründe büyük bir gelişme sağladığını vurgulayan Muammer Çetinoluk, ancak bazı makinelerin üretilebilmesi için ithalatın gerekli olduğunu söylüyor. “Elektrik ve elektronik anlamında çok fazla dışa bağımlıyız. Türkiye’de elektrik otomasyon ve yazılım alanında eksiklerimiz var” diyen Çetinoluk, bu konuda çalışma yapan, yüksek teknoloji ürünleri üreten yerli firmalara Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından maddi manevi anlamda gerekli olan desteklerin verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Çetinoluk, “Türkiye’nin kalkınması sanayi ve tarım sektörleri ile sanayi sektörünün Ar-Ge olarak desteklenmesiyle gerçekleşecektir. Bunun tesis edilmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Bugün inşaat sektörüne yapılan yatırımın yarısı sanayi ve tarım sektörüne yapılsa idi Türkiye çok daha farklı yerlerde olabilirdi” yorumunda bulunuyor. Muammer Çetinoluk, İzmir’de bulunan şirket merkezinde yaptığımız röportajda sorularımıza şu yanıtları veriyor:
Öncelikle okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız? Ağaç işleme makineleri sektörüne nasıl ve ne zaman girdiniz?
1979 yılından beri makine işinin içerisindeyiz. Şirketleşme sürecimiz 1984’te başladı ve faaliyetlerimizi günümüze kadar devam ettirdik. Şu anda Çetinmak Limited, FRD Makine Limited ve Çetinmak A.Ş. olmak üzere üç ayrı şirket olarak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Çetinmak Limited yerli makine, FRD Makine Limited İtalyan Biesse firmasının ithalat ve satışını, Çetinmak A.Ş mobilya hırdavatı ve aksesuarı ticareti yapmaktadır.
Firmanızın kurulduğu günden itibaren başarılı bir gelişim sürdürerek bugünlere gelişinde ne gibi faktörler etkili oldu? Başarınızın sırlarını bizimle paylaşır mısınız?
Çok zeki olmayabilirsiniz ama çok sebatkâr olursanız başarıyı yakalarsınız. Ben bu işe başladığımdan beri en geç sabah 07:30’da işimin başında olurum. Ticarette verdiğiniz sözün arkasında durmak çok önemlidir. Memnun ettiğiniz her müşteri fazlasıyla geri dönecektir. Bu çok önem verdiğimiz bir husus. Kaliteli mal satmak kadar, malınızın arkasında durmak da çok önemli. 13 kişiden ulaşan deneyimli bir servis ekibimiz var. Sattığımız malın arkasındayız ve ciddi yedek parça stoku bulunduruyoruz, bu sayede servise giden teknisyenlerimiz arızayı en kısa sürede sonlandırabiliyor. Para kazanıyorsak bunun karşılığını vermek zorundayız. Müşterilerimiz bizi mesai dışında bile arasalar, servis alabileceğini biliyor.
Sektöre yönelik satış yelpazenizi hangi ürünler oluşturuyor? Ürünlerinizle sektöre hangi konularda hizmet veriyorsunuz?
Şu an satışlarımızın yüzde 90’ı ahşap ve mobilya makineleri oluşturuyor. Satışımızın yüzde 10’luk kısmını ise alüminyum ve PVC makineleri oluşturuyor. Ürün çeşitlerimiz zaman içerisinde çok değişim gösterdi. Bugün daha çok satılan makineler seri imalata yönelik yüksek teknoloji ürünü makinelerdir.
Sizi diğer satış yapan firmalardan ayıran temel özellikler ve farklar nelerdir?
Öncelikli hedefimiz yüksek kâr marjları yerine minimum kâr marjları ile satışlarımıza devam etmektir. Bu özelliğimiz müşteriyi cezbediyor. Yılların verdiği bir güven var. Müşteriyle devamlı iç içe olduğumuz için de tercih ediliyoruz.
Şu anda bünyenizde kaç firmanın ürünü var? Yerli makineler ile yabancı makineleri birbirinden ayıran özellikleri neler?
Bünyemizde yaklaşık 60 firmanın ürünlerinin satışını gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda Biesse’nin Türkiye’deki tek bayisiyiz. Ferdi Çetinoluk yönetimindeki FRD Makine, Biesse’yi ithal edip satışını gerçekleştiriyor.
Firma olarak fuarlara katılıyor musunuz? Firmanıza katkıları nasıl oluyor? İZWOOD fuarı bu yıl 2.si düzenlenecek. Fuarla ilgili izlenim ve yorumlarınız neler?
1979 yılından 1987 yılına kadar her yıl İzmir Fuarı’na katıldık. Belediyelerin partizan ve siyasi yaklaşımları neticesinde, istenen ivmeyi yakalayamadığı gibi, zamanla köreldi makine ve hırdavat fuarını İstanbul’a kaptırdık. İzmir gibi bir şehirde özellikle makine ve hırdavat sektörü büyük sekteye uğradı. İzmir Fuarı halen uluslar arası Türkiye’nin tek fuarıdır. İZWOOD Fuarı bu yüzden sektör için çok önemli bir fuardır. Bu sene 2.si düzenlenen İZWOOD fuarının devam ettirilebilmesi için firmam ve şahsım adına gerekiyorsa yapmaya hazırız. Bu sebeple bu yıl 2. düzenlenen İZWOOD fuarına 2600 metrekare alanla destekliyoruz ve bu fuardan çok ümitliyiz.
Müşterilerinize, sağladığınız teknik servis hizmetlerinin kaliteli, sürekli ve hızlı olarak yerine getirilmesi için nasıl bir satış sonrası hizmet sistemi kurdunuz?
Öncelikle beraber çalıştığımız teknik servis ekibimizin tamamını sıfırdan yetiştirdiğimizi belirtmek isteriz. Teknik hizmetlerimizi aksatmadan devam ettirebilmek için bünyemizde Servis ve Yedek Parça birimi kuruldu. Bize gelen arıza ve yedek parça şikayet ve taleplerini bu birim takip etmekte, sırasına göre teknik servis personelimizi en kısa sürede yönlendirmeye çalışmaktayız. Ayrıca ithal makine konusunda teknik ekibimizi yılda 2 kez İtalyan Biesse firmasına gönderip yeni teknolojiler konusunda eğitimler aldırmaktayız.
Gelecek dönem yapılanma planlarınız neler? Kısa ve orta vadede satış artırıcı çalışmalarınız var mı? Yeni ürünler ve firmalar yelpazenize eklenecek mi?
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik şartları göz önünde bulundurarak yeni yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Yıllardır süren satış politikalarımızla küçük ve orta ölçekli esnaflarımızın tamamen yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Belli oranlarda hiçbir teminat istemeden vadeli satışlarımız devam etmekte, bu sayede yeni mobilya imalatçılarını sektöre kazandırmaya devam etmekteyiz. Türkiye’de ticaretin belli kurallara oturtulması ve tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yıllardır satıcı-alıcı, borç-alacak konularında sıkıntılar yaşanıyor. Vadeli satışlar; çek ve senetle yapılıyor. Senetle satışlarda senetler, çekler gibi takip altına alınmalı, hatta anlaşmalı matbaalara bastırılarak resmileştirilmeli, talep eden kurum ve şahıslara imza karşılığı teslim edilmelidir. Bu sayede ticaret daha güvenli bir ortamda devam ettirilebilecek. Firma olarak sektörde teknoloji takip ederek, yeni ürün yelpazesini portföyüne kazandırmaya devam edeceğiz.
Firmayla ilgili bilgilerinizi aldıktan sonra biraz da sektörle ilgili görüş ve yorumlarınızı öğrenmek isteriz. Ağaç işleme makineleri sektörünün gelişimini yıllar itibarıyla anlatır mısınız? Sektöre girdiğiniz günden bugüne neler değişti?
Türkiye, ağaç işleme makineleri sektörü açısından büyük bir gelişme sağladı. Ancak bu gelişmenin daha iyisi olabilirdi. Fakat bazı makineleri üretebilmemiz için ileri teknoloji ürünlerini ithal etmemiz gerekiyor. Maalesef bu da ciddi bir ithalat girdisi oluşturuyor. Dünyada elektrik ve elektronik otomasyonu konusunda 5-6 tane öne çıkmış firma var. Ama Türkiye’de böyle bir marka yok. Bugün ülkemizde güzel makineler üretiliyor ama bu makineleri üretmek için dışarıdan almak zorunda kaldığımız ürünlere yüksek miktarlarda para ödemek zorunda kalıyoruz. Elektrik ve elektronik anlamında çok fazla dışa bağımlıyız. Bu konuda imalat yapan firmaların kesinlikle desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanlığının üretici firmaları desteklemesi gerektiğine inanıyoruz.
Türk sanayisindeki makineleşme sürecini nasıl yorumlarsınız? Gelişen sanayi sektörü içinde makine kullanımının yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Türkiye’de makine imalat sektörü bazı konularda çok iyi durumda. Buna metal makineler sektörünü de koyabiliriz. Avrupa’nın çok çok altında fiyatlara üretim yapabiliyoruz. Bunun geliştirilmesi için ne gerekiyorsa el birliğiyle bir çözüm bulunmalı. Türkiye’nin kalkınması sanayi sektörüyle, sanayi sektörünün Ar-Ge olarak desteklenmesiyle gerçekleşecektir. Bu göz ardı edilmemelidir. Bugün inşaat sektörüne yapılan yatırımın yarısı sanayi sektörüne yapılsa Türkiye bugün çok daha farklı bir yerde olurdu.
Türkiye pazarındaki dinamizmin orta vadede süreceğine inanıyor musunuz? Sektörün gelişimini hızlandıracak faktörler neler olacaktır?
Türkiye’nin gelişimi bize göre sanayi ve tarımın desteklenmesiyle oluşabileceğine inanıyoruz. İthalat ve ihracat arasındaki dengenin sağlanabilmesi için hem sanayi sektöründe hem tarım sektöründe üretimin arttırılması ve ihracatın örgütlenerek yapılmasıyla oluşacağı kanaatindeyiz. Orta ve uzun vadede Türkiye’ye soluk aldırabileceği inancındayız. Komşularından başlayarak ihracatımızı arttırabilir, ithalat ve ihracat dengesini sağlayabiliriz. Sanayi ve tarım alanındaki imalat eksikliklerinin tamamlanması ve el birliğiyle ne gerekiyorsa yapıp, Türkiye’yi bu sıkıntılardan kurtarmamız gerektiği inancındayız.
Yıllardır ithalatın içindeki bir iş adamı olarak Türkiye’de ithalat konusunda ne gibi sıkıntılar yaşanıyor, bilgi verir misiniz?
Türkiye ithalat konusunda çok istekli, arzulu duruyor. Özellikle Çin sanayi sektörü, dünyada bir sıkıntıya yol açtı. İthalatı çok iyi gözden geçirmemiz gerekiyor. ‘Önümüze gelen her ürünü satalım’ mantığı bana çok akıllı gelmiyor. Dolayısıyla bence bunlara ilgili bakanlıkların eğilmesi gerekiyor.
Sektör temsilcilerinin dile getirdiği en önemli sıkıntıların başında ‘kalifiye elemana sahip olamamak ve çalıştıramamak’ sorunu geliyor. Siz de sektörde bu eksikliği hissediyor musunuz? Bu konuda çözüm öneriniz nedir?
Türkiye’nin kanayan yarası, kalifiye eleman ve teknisyen sıkıntısıdır. Bu eğitim sistemiyle kalifiye eleman sorununu aşmamız söz konusu bile olamaz. Bir çocuk 7 yaşında okula başlıyor. 19 yaşında liseden mezun oluyor, 19 yaşından sonra bir çocuğa çıraklık yaptırabilir misiniz? Tabi ki hayır. Ağaç yaşken eğilir. Meslek liselerine önem vermek gerekir. Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu ara elemandır. Elektrik, torna, duvar, sıvacı, mobilyacı teknisyeni, aklınıza hangi alan geliyorsa teknisyen yetiştirmeliyiz. Bunun için çocuklarımızı belirli yaşta takip edip çeşitli testlerden geçirip, kabiliyetini bulup, o yönde desteklemek gerekiyor. Önemli olan çocuğu çağında yakalayıp, çocuğun kabiliyetini bulup, bu özelliklerine göre eğitime kanalize etmektir. Teknik meslek liselerine önem vermemiz gerekiyor. Yanımızda çalışan teknik servis elemanlarının neredeyse tamamını sıfırdan yetiştirdik. 18-20 senedir bizimle çalışan arkadaşlar var. İtalyan Biesse makineleri için senede birkaç arkadaşımızı İtalya’ya gönderiyoruz. Çalışanlarımıza kendimiz verdiğimiz eğitimlerle, bu açığı kapatmaya çalışıyoruz.
GELİŞMEK İÇİN AR-GE ŞART
Ağaç işleme makineleri sektöründe hizmet veren firmalara gelişimlerini hızlandırmaları için neler yapmalarını tavsiye edersiniz, önerileriniz nelerdir?
Herkes mesleğiyle ilgili her detayı ve gelişmeyi takip etmelidir. İmalat yapabilmek için ise öncelikle bunun içinde yetişmek gerekir. Türkiye’nin ancak imalat sektörüyle birlikte gelişebileceğine inanıyorum. Makine sanayisinde makine imalatçılarımız elinden gelen gayreti gösteriyor. Gittikçe de iyiye gidiyorlar. Bu gelişimi devamlı kılmak için, üretici firmaların kendini yenilemesi ve geliştirmesi gerekiyor, bu da ancak kendi Ar-Ge’lerini kurmaları ile mümkün olur.
Kuruluşundan bugüne dernek adına yaptığınız çalışmaları kısaca özetler misiniz? Yola çıkış amaçlarını hayata geçirme noktasında derneğin geldiği noktayı başarılı buluyor musunuz?
AİMSAD kurulduğundan bu tarafa çok özverili çalışan bir başkanımız var. Aynı zamanda hiçbir beklentisi olmadan bu dernek çatısı altında çalışan çok değerli arkadaşlarımız var. Birlik beraberlik açısından bu çok önemli. Sesimizi duyurabilme, bakanlıklara kadar ulaşabilme adına güzel etkinlikler yapılıyor. Başkan Mustafa Bey ve ekibi bence takdirle karşılaşacak bir çalışma içindeler. Dernek her şeyden evvel ahşap sanayi makineleri sektörünü bir araya getirdi. Eskiden herkes kendi çabasıyla bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Dernek kurulunca sektör elemanları tek ses oldu ve tek sesi duyurmak daha kolay. Bu nedenle AİMSAD, devamlı desteklememiz gereken bir dernek özelliği taşıyor.