Kayahan Grup Yönetim Kurulu Başkanı, MAİB Başkan yardımcısı ve MAKFED DenetimKurulu üyesi Sevda Kayhan Yılmaz, “Kadınların hormonal kalkanları var; daha uzlaşmacı,daha anlayışlı oluyorlar ve bu bir avantaj. Sezgisellik, çoğunlukla kadınların sahip olduğu,çok özel bir yeti” dedi.

İş dünyası dediğimiz zaman, özellikle yöneticilerden bahsediyorsak yakın zamana dek aklımıza gelen sıfat belliydi; iş adamı. Sonra kadınların da iş yaşamında olduğu akıllara geldi ve iş kadını tanımı ortaya çıktı. Fakat bu da fazla cinsiyet odaklı bulunmuş olacak ki bugün herkesçe kabul gören sıfat belli: İş insanı. Üstelik bu gelişmeler yakın geçmişte yaşandı.

İş yaşamında kadın ya da erkek diye bir ayrım olmaması gerektiği, bireyin yetenek ve tecrübelerinin önemli olduğu düşüncesi artık toplumda yavaş yavaş yayılıyor. Hatta kadınlar, çalıştıkları şirkete farklı bakış açıları, güçlü sezgileri, planlama ve organizasyon yetenekleri ile çokça katkı sağlayabiliyor. Biz de AİMSAD Dergisi olarak bu düşünceyi daha çok anlatmak amacıyla İş Dünyasında Kadınlar başlıklı bir söyleşi dizisi oluşturmaya karar verdik. İlk konuğumuz Kayahan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sevda Kayhan Yılmaz oldu.

Makine sektörü, erkek istihdamının yoğun olduğu, kadın istihdamının toplam istihdam içindeki payının yüzde 15’lerde kaldığı bir sektör. Böyle bir sektörde kadın yönetici olarak var olan Yılmaz, kadınların sezgisellik özelliğinin özel bir yeti olduğunu söylüyor. Detaylı planlamalarda kadın çalışan ya da yöneticinin olması gerektiğini belirten Yılmaz, “Kadınların hormonal kalkanları var; daha uzlaşmacı, daha anlayışlı oluyorlar ve bu bir avantaj” diyor.

Kendinizden bahseder misiniz? Eğitim durumunuz, özgeçmişiniz hakkında bilgi alabilir miyiz? 

1965 yılında Konya’da doğdum. 1983 yılında Konya Anadolu Lisesi’nden, 1988 yılında ODTÜ İşletme Bölümü’nden mezun oldum. Üniversite eğitimi bitene kadar aile şirketlerinin çeşitli birimlerinde çalıştım. İngilizce biliyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim.

Aile şirketlerimizin Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğünün yanı sıra, AKDER Akışkan Gücü Derneği Başkan Yardımcılığı, Makine İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcılığı, Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyeliği ve MAKFED Türkiye Makine Federasyonu Denetleme Kurulu üyeliği görevlerini de yürütüyorum. Ayrıca, Konya Sanayi Odası Meclis Başkanlığı ve Makine İmalatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde de bulundum.

‘Matkapta, revolverde çalıştım’

Kaç yıldır bu sektördesiniz? Sektörde farklı kademelerde de görev aldınız mı?

Öğrenci olduğum dönemi de sayarsak 40 yılı aştım diyelim, fazla ipucu olmasın. Ancak, çıraklık dönemlerimi de sayarsak bu süre çok daha uzun. İlk paramı, döküm kumunun içindeki ergimiş madeni mıknatısla toplayıp, babama satarak kazandım. Sonra matkapta, revolverde çalıştım, montaj yaptım. Yani liseyi bitirene dek aslında yaptığım vasıfsız işçilikti. Üniversiteden sonra büroya geçtim, hemen hemen her bölümde çalıştım: Teknik resim çizdim, maliyet muhasebesi yaptım, ithalat/ihracat işlemlerini öğrendim. Sonra firmaya ve kendime bir hedef koydum: Güçlenmek için yurt dışında müşteri bulmalıydık. Böylece dış ticarete başladık. Her ne kadar işletme fakültesini bitirsem de gönlüm makinalarda. 1999-2000 yıllarında Selçuk Üniversitesi Makine Fakültesi’nde ihtiyacım olan dersleri takip ettim, konuk olarak. İhtiyacım vardı, öğrenmeye çalıştım. Kısacası çocukluk yıllarımda başlayan makina sektöründeki çalışmalarıma halen aynı şevkle devam ediyorum.

‘Kadınların hormonal kalkanları var’

Bu noktaya gelinceye dek neler yaşadınız? Türkiye’de bir kadın olarak sizin pozisyonunuza ulaşmak zor mu?

Üst düzey yöneticilik ya da patronluk açısından düşünürsek erkek olmak zor asıl bu sektörde; çünkü erkekseniz ve sanayiciyseniz toplumun sizden beklediği bir “Ağalık” rolü var. Yaparsanız insanoğludur; kibre kapılabilir. Kötüdür. Kadınsanız, sizi asla ağa olarak görmezler zaten. Erkek olmanın başka bir zorluğuysa, tıpkı doğadaki liderlik savaşı gibi ailede yetki devri zamanlaması ve yetkiyi kimin alacağı konusudur. Ailede sürtüşmelere sebep oluyor. Ben buna “Testosteron zehirlenmesi” diyorum. Kadınların hormonal kalkanları var; daha uzlaşmacı, daha anlayışlı oluyorlar ve bu bir avantaj. Kadın olmak bana hiç yük gelmedi, belki de beklentim düşüktü zaten.

‘Detaylı planlamalarda kadınlar olmalı’

Sektörünüzde kadın varlığının ne gibi katkılar sunduğuna inanıyorsunuz?

Sezgisellik, çoğunlukla kadınların sahip olduğu, çok özel bir yeti bence. Ve karar süreçlerinde akılcılık kadar da etkili… Kadınların yönetimdeki başarıları da buradan geliyor; özellikle akılcı ve analitik düşünme yapısına sahip kadınlar bir de sezgilerini doğru kullanmayı başarıyorlarsa, önlerinde kimse duramıyor.

Kadınların bir diğer özelliği de detaycı olmaları. Bu özellikleri de onların, özellikle detay planlama ve kalite gerektiren işlerde daha iyi olmalarına neden oluyor.

Mevcut verileri toplayıp iyi analiz edip, detayları görüp, sezgilerini de kullanarak olabilecekleri tahmin edebilen bir yönetici, bunu planlamada kullandığında çok isabetli ve az sapmalı planlar yapabiliyor. Özellikle bütçe, yeni yatırımlar, etkinlik, proje vb. geleceğe yönelik tahminlerin de yer aldığı detaylı planlamalarda, mutlaka bu tip bir kadın çalışan/yöneticinin olması gerekir diye düşünüyorum.

Kadınlar birçok konumdan kendileri vazgeçiyorlar, ısrarcı davranmıyorlar. Mücadeleye girmektense çekilmeyi yeğliyorlar. Fazla risk almaktan hoşlanmıyorlar. Bu da doğaları gereği sanırım.

Sektörde kadın olmanın zorlukları var mı? Sizce kadınlar hangi dezavantajlı durumlara maruz kalıyor iş hayatında? Örneklerle anlatır mısınız? Bu konuların çözümü noktasında neler yapılmalı?

İşletmecilikte mor inek kavramı vardır: farklı olan ilgi çeker. Ben de sanayide her zaman fark edildim. Sanırım kadın olmak bir avantaj bu konuda. Ancak, ondan sonrası için de kişinin kendini kanıtlaması en önemli vazifesi. Elbette ki sonrasında hep çalıştım, içten davrandım.

‘Her türlü ayrımcılığa itirazım var’

Hiç mobbinge uğradınız mı?

Bir keresinde “Tornacılık bilmeden bu şirketi yönetemezsin” demişti birisi. Ben sertifikalı CNC operatörüyüm; hem dik işleme merkezinde, hem tornada. Tabii yıllardır ne program yazdım, ne işleme yaptım ama talaşı görüp hatayı anlayacak kadar da bilirim işlemeyi. Ancak, o erkeğe bu şekilde açıklamak yerine ona ne tornacılığın, ne şirket yönetiminin cinsiyetle alakası olmadığını onun anlayacağı şekilde anlattım. Sanırım anlamış olacak ki konuya devam etmedi. Her türlü ayrımcılığa itirazım var. İnsanlar, insan olduğu için saygıyı ve sevgiyi hak eder.

Sektörünüzde kadın istihdam oranları yeterli mi? Sizin şirketinizde çalışanların yüzde kaçı kadın?

Yönetim kurulumuzun yüzde 66’sı, çalışanlarımızın yüzde 15’i kadın. Biz gerek Konya gerekse ülke ortalamasının üstünde bir kadın istihdamına sahibiz; yine de yeterli görmüyoruz.

‘Makine sektöründe kadın istihdamı yüzde 25 olmalı’

Dünyada iş yapma koşulları değişti, kadınlar artık her sektörde var ve çok aktifler, sektörünüzün geleceği açısından değerlendirirsek, gelecekte sizin sektörünüzde kadın istihdam oranları nasıl olacak?

Yönetim kurullarında yüzde 50, çalışanlarda ise en az yüzde 25 kadın istihdamı olması için çalışmalıyız, diye düşünüyorum.

Kadın çalışanlara hem sektörünüz hem genel olarak iş dünyasında başarılı olmak için vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?

Sabırlı ve çalışkan olsunlar. İyi niyet ve samimiyetle ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışsınlar. Kesinlikle vazgeçmesinler ve başaracaklarına inansınlar….

‘Pandemi döneminde temiz enerji kullanmaya başladık’

Son olarak pandemi koşulları en çok çalışan kadınları etkiledi. Evden iş yapma süreçlerinde annelik, ev işleri ve iş insanı rolleri çakıştı. Bu süreci hem kadın hem de bir iş insanı olarak değerlendirebilir misiniz?

Eski normal çalışma düzenine göre daha çok çalıştığımız bir gerçek; her cephede var olmaya ve başarmaya çalışıyoruz. Ancak, daha verimli olduğumuz da bir gerçek; normal çalışma/mesai düzeninde boşa harcanan ne kadar çok zaman olduğunu keşfettik; özellikle toplantı gidiş gelişleri için. Toplantılar elektronik ortamda olunca, öncelikle yolda harcanan zamandan, sonrasında ise çay-kahve-sohbet için harcanan zamandan tasarruf ediyorsunuz. En büyük sıkıntı insan sıcaklığını özlememiz bence… Kaybettiklerimiz olmasa, ben halimden memnunum doğrusu. Üretkenliğim arttı, evde daha fazla zaman geçirmenin memnuniyetini yaşıyorum.

İşlerin azaldığı bu dönemi gerek şirketin kurumsal gelişimi gerekse yeni yatırımlarla geleceğe hazırlanması açısından bir fırsat olarak değerlendiriyoruz biz. Bu dönemde birçok yeni projeye başladık ve işlerin açılacağı dönemler için hazırlık yaparak kendimizi güçlendirdik. 2021’in ikinci yarısından itibaren hızlı bir açılma bekliyoruz. Pandemi sonrasında, büyük reset olsa da olmasa da çevre ön plana çıkacak. Bu döneme hazırlanıyoruz. Çatı GES (Çatı üzeri güneş enerjisi sistemi) kurduk, pandemi döneminde. Temiz enerji kullanmaya başladık ki ihracat müşterilerimizden büyük takdir topladık bu konuda.