Hasdem Makina Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Demir ve şirket yönetiminde aktif rol alan çocukları Didem Fatma Demir ve Yasin Demir iki kuşağın birlikte nasıl yol aldığını, aile şirketinin kendileri için ne ifade ettiğini, olası bir fikir ayrılığını nasıl çözüme ulaştırdıklarını anlattılar. Risk almayı ve yeni şeyleri denemeyi seven Hasdem Makina Yöneticileri, kendilerini yetkinlikleri farklı, çok sesli bir koro olarak tanımlıyorlar.

Hasdem Makina Yöneticileri Hasan Demir, Didem Fatma Demir ve Yasin Demir’den eski ve yeni kuşağın birlikte şirket yönetmesiyle ilgili fikirlerini aldık. Eskinin tecrübesi ve yeninin dinamik bakış açısını sentezleyen firma yöneticileri, kendi yetkinlik ve sorumluluk alanlarındaki rutin kararları kendileri alırken, şirketi etkileyecek gündem maddelerinde ve sorunlarda birbirlerinin fikirlerine başvurup ortak karar alıyor.

  • Türk reel sektörünün gerçeği KOBİ’ler onun da özelliği aile şirketleri… Peki aile şirketi olmayı siz nasıl tarif ediyorsunuz?

Hasan Demir: Ben aile şirketlerini gelişime ve büyümeye açık bir oyun alanı olarak görüyorum.

Didem Fatma Demir & Yasin Demir: Bizce aile şirketi olmak bir kimlik. Kendi kimliğinizin yansıması. İçinde büyüdüğünüz, kendi kimliğinizi yaratmanıza vesile olan bir nevi zaman ve mekan kırılımı aile şirketi. Sadece iş değil sizin için çünkü. Hayatımın belli bir bölümünü bu işe veriyorum ve karşılığında bunu alıyorum ve yoluma bakıyorum diyebileceğiniz bir anlaşmanız yok. Dışsallaştıramazsınız. Kimi zaman bir ev gibi; sürekli döndüğünüz, güvenle sığındığınız, güzelleştirmek istediğiniz bir yerken, kimi zaman da sizden bağımsız ama ilintili bir birey gibi; yeri geldiğinde sizinle çatışan, özgürlük isteyen, planlama gerektiren ve gelişimine odaklanmanız gereken bir varlık.

“YENİ NESİLLERLE BERABER DAHA FARKLI VE YENİLİKÇİ VİZYONLAR GELİŞİYOR”

  • Kurumsallaşmanın bu kadar konuşulduğu bir yerde aile şirketi olmak, buna hep tezat gibi anlatıldı. Oysa Avrupa’da kurumsallaşmış aile şirketleri var. Sizce bu denge nerede yakalanabilir?

Hasan Demir: Aile şirketlerinde görev alan üçüncü nesille beraber kurumsallaşma kaçınılmaz olarak kendiliğinden geliyor. Şirket yapısı tam olarak artık oturmuş oluyor, yeni nesillerle beraber daha farklı ve yenilikçi vizyonlar gelişiyor.

Didem Fatma Demir & Yasin Demir: Aslında şirkete aktif katma değer katan aile üyesiyle kurumsallaşma doğru orantılı bizce. Kurumsallaşmayı beraberinde getiren koşullara baktığımızda aile şirketlerini etkileyen iki önemli faktörle karşılaşıyoruz; şirket kimliğinin oluşması ve şirkete katma değer katan üyelerin çoğalması. Baktığınızda şirketler de organik. Doğuyorlar, büyüyorlar ve olgunlaşıyorlar. Babamız şirketi ilk kurduğunda, daha yeni doğmuş bir organizmadan bahsediyoruz. Evet, Hasan Demir’in bir iş yapış yöntemi, tecrübesi, tanınırlığı ve sektörde kazandığı güveni var. Henüz kurallar oluşmamış, süreçler oluşmamış, tek kişilik bir varoluştan bahsediyoruz. Zamanla, o organik yapı babamın önderliğinde kendi kişiliğini oluşturuyor, bir kimlik kazanıyor. Artık Hasan Demir’in ardında kaybolmak yerine, yine tabii Hasan Demir’le özdeşleştirilen bağımsız bir varlık oluyor. Akabinde yeni aktörlerle de karşılaşıyoruz. Bu durum hem süreçlerin doğru şekilde aktarılması için bir yöntem arayışı zorunluluğuyla birlikte branşlaşma sebebiyle bir de görev dağılımı sürecinin oluşturulması gerekliliğini beraberinde getiriyor. Ve işte çoktan kurumsallaşmaya başladınız bile, farkında olmasanız dahi.

“KURUMSALLAŞMA BİZİM İÇİN KAÇINILMAZ BİR DENEYİM”

  • Her aile şirketi kurumsallaşmalı mıdır?

Hasan Demir: Ben her aile şirketinin kurumsallaşması gerektiğine inanıyorum. Çünkü firmalar kurumsallaşmazsa büyüyemez ve ticari ömrü kısa olur.

Didem Fatma Demir & Yasin Demir: Bu sorunun cevabı o şirketten ne beklediğinize göre, aktörlerinizin niceliği ve niteliğine göre de değişir. Bizim için kaçınılmaz bir deneyim. İki kardeş olarak farklı yetkinliklerimiz var. Yine iki kardeş olarak farklı hedeflerimiz ve hayallerimiz var, lakin Hasdem Makina olarak ortak arzularımız da var. Bunları sistematik, planlanabilir ve gerçekleştirilebilir bir paydada buluşturmak için kurumsallaşma zorunluluğumuz da var.

“ÖNEMLİ OLAN İKİ KUŞAĞIN DA BİRBİRİNİ ANLAMASI İÇİN ÇABA GÖSTERMESİ”

  • Şu an Türk işletmelerine baktığımızda büyük ölçüde kuşak değişimi yaşandığını görüyoruz. Siz kuşak çatışması yaşadınız mı?

Hasan Demir: Elbette biz de zaman zaman kendi içimizde çatışmalar, fikir ayrılıkları yaşayabiliyoruz. Ama burada önemli olan iki kuşağın da birbirini anlaması için çaba göstermesi. Biz de kendi içimizde birbirimizi anlamaya özen gösteriyoruz.

Didem Fatma Demir & Yasin Demir: Zaman zaman yaşıyoruz. Bu durumlarda, “Biz ne anlatmak istiyoruz?” ve “Babamız bize ne anlatmak istiyor?” sorularının cevaplarını anlamaya çalışıp, bugünün koşuluyla nasıl bir tepki gerektirdiğini analiz etmeye çalışıyoruz.

  • Değişen bir ekonomiden ve onun yarattığı krizden söz ediliyor? Yıllarca krizlerle boğuşmuş bir firma olarak geminizi bu zamana nasıl getirdiniz?

Hasan Demir: Tecrübelerimizle.

Didem Fatma Demir: Benim için işin sırrı babamda.

Yasin Demir: Ortak görüşümüz hep çok çalışmak. Babamın tecrübeleriyle beraber sabır ve fırsatları değerlendirmek de diğer önemli etkenler.

“YENİ NESLİN ASLINDA NE İSTEDİĞİNİ, BUNUN ARKASINDAKİ MOTİVASYONLARI GÖZLEMLEMEK GEREK”

n Yeni bir ekonomi, yeni şartlar, farklılaşan bir yaklaşım. Sizce firmalar bu dönüşümü nasıl yönetmeli?

Didem Fatma Demir & Yasin Demir:  Dünya değişiyor hem de çok hızlı. Bu değişimin bir parçası da biziz, bizim kuşağımız ki bizim de yetişemediğimiz şeyler oluyor tabii. Yeni neslin hayata bakışı, normları ve öncelikleri değişiyor, dolayısıyla bir işten beklentileri ve o işi yapış yöntemleri de önceki neslin beklediğinden, vaat ettiğinden veya yaptığından farklı. O sebeple, önce yeni neslin aslında ne istediğini, bunun arkasındaki motivasyonları gözlemlemek ve işleyişe onları da dahil edecek revizyonlar getirmek artık yükümlülüğümüz. “Biz böyle gördük” ya da “Biz böyle yaptık zamanında, doğruymuş ki bizi buraya getirdi, siz de bu şekilde yapmalısınız” yaklaşımından çıkıp yeni nesli daha çok dinlemeli ve verimi koruyarak şartları yeni beklentilere göre iyileştirmeliler.

n Yeni kuşağı şirket içinde görevlendirirken nelere dikkat ettiniz?

Hasan Demir: Sistemi temelinden öğrenmeliler ki güçlü yanlarını görüp koruyabilsinler, açıklarını görüp geliştirebilsinler. O yüzden en alt tabandan yukarıya doğru kademe kademe seviyelendirerek görev verdim.

“YENİLİKLERİ TAKİP EDİP, ONLARI UYGULAMAYA ÇALIŞIYORUZ”

n Eski kuşaktan farklı olarak hayata geçirdiğiniz ya da geçirmeyi planladığınız yenilikler var mı?

Didem Fatma Demir & Yasin Demir:  Tabii ki var. Aile işi de olunca bütün hayatınız işiniz oluyor. Ama şirketi salt iş yeri olarak düşünmekten çıkıp, kendimiz için daha sosyal bir alan haline getirmeye çalışıyoruz. Yenilikleri takip edip, onları uygulamaya çalışıyoruz. Biz risk almayı ve yeni şeyler denemeyi daha çok seviyoruz.

n Sözün senet olduğu yıllardan, çekin ödenmediği yıllara geldik. Dünden bugüne bu bozulmayı okurken yeni kuşaklara tavsiyeleriniz neler?

Hasan Demir Öncelikle sistemli çalışmaları lazım. Havayı koklayıp ileriyi görebilme becerisi kazanacak şekilde kendilerini geliştirmeleri lazım. Bunlar sonucunda iyi analizler yapıp temkinli olmakta da fayda var.

“AİMSAD, SEKTÖRÜMÜZÜN TANINMASI VE SİSTEMLİ GELİŞİMİNE ÇOK FAZLA KATKI SAĞLADI”

  • AİMSAD’ın çalışmaları hakkında neler söylemek istersiniz?

Hasan Demir: Kuruluşundan itibaren AİMSAD, sektörümüzün tanınması ve sistemli gelişimine çok fazla katkı sağladı. Tutarlı ve sistemli çalışmalarıyla ve ileriye dönük programlarıyla, sektörümüzü daha da üst noktalara getireceğini inanıyorum.

Didem Fatma Demir & Yasin Demir: AİMSAD’ın sektöre bir standart kazandırmaya çalıştığını düşünüyor ve bu yaklaşımını destekliyoruz. Sektör tanıtımına harcadıkları emekten mutluyuz. Sektörümüzün derneğimizle beraber daha da büyüyeceğini görüyoruz ve teşekkür ediyoruz. 

“BİZ ÇOK SESLİ BİR KOROYUZ ASLINDA”

  • Yönetim biçimleri de değişiyor. Eskinin sert yönetici tipi, şimdi iletişimi yüksek, ortak karar alabilen bir özelliğe dönüştü. Aile işletmesi olarak bu dengeyi kurarken, yol haritanız ne oldu ya da olacak?

Hasan Demir: Sorun veya yenilik fark etmeksizin her gündem maddesini tartışarak, çözüm önerileri arayarak ve en önemlisi ortak karar alarak bir sonuca ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu bizim en önemli yol haritamız diyebilirim.

Didem Fatma Demir & Yasin Demir: Biz çok sesli bir koroyuz aslında. Hepimizin yetkinlikleri de farklı. Kendi yetkinlik ve sorumluluk alanımızdaki rutin kararları kendimiz alırken; sınırlara iz düşüm yapan konularda, şirketi etkileyecek gündem maddelerinde, sorunlarda birbirimizin fikirlerine başvurup ortak karar alıyoruz.

  • Son olarak, birbirinizin rollerini değiştirseniz, diğer kuşağa tavsiyeniz ne olur?

Hasan Demir: Yeni deneyimlere daha çok fırsat vermesini tavsiye ederim.

Didem Fatma Demir & Yasin Demir: Biraz daha sakin ve temkinli davranmamızı, bize tecrübe getirecek her olaya özenle yaklaşmamızı tavsiye ederdik.