Modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale, Kırım Savaşı’nda Selimiye Kışlası’nda askerlerin ölüm oranlarını yüzde 43’ten yüzde 2’ye düşürürken, Nightingale’in izinden giden ilk Türk hemşire Safiye Hüseyin Elbi, Balkan Savaşı’nda Reşit Paşa Hastane gemisinde askerleri tedavi etti. Kendilerini hemşirelik mesleğine adayan bu iki kadın, farklı ülkelerde aynı amacı güderek savaş dönemlerinin ‘savaşmayan’ kahramanları oldu.

Modern hemşireliğin temellerini atan Florence Nightingale, 1820’de İtalya’nın Floransa kentinde dünyaya geldi. Küçük yaşlarda ailesinden de eğitimler alan Florence Nightingale, dönemin ünlü matematikçileri James Sylvester ve Arthur Cayley’den ders gördü.

Ergenlik çağlarında aristokratik bir sosyal çevrede sıradan biri olmak istemediğini, daha yararlı biri olmak istediğini hisseden genç Florence,1837’de günlüğüne şu satırları yazacaktı: “Tanrı benimle konuştu ve beni hizmetine çağırdı.”

Nightingale, insanlara yardım etmenin en iyi yolunun hemşirelik olduğu kanaatine vardı. 20 yaşında hemşire olmak için ailesinden izin istediğinde, ailesi buna karşı çıktı. Bekledi. 31 yaşında, babasından hemşire olmak için izni aldı. Almanya’da hemşirelik okudu ve iki yıl sonra Londra’da bir hastanede çalışmaya başladı.

1853’te Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki savaşta yılında İngiltere, Fransa ve Sardunya da Osmanlı Devleti’nin müttefiki oldu. Burada askerlerin kolera ve sıtmadan öldüğünü gazetelerden öğrenen genç hemşire, hemen Üsküdar’a geldi. Osmanlı Devleti, müttefiklerine hastane olarak kullanmaları için başta Selimiye Kışlası olmak üzere birçok kışlayı boşaltarak teslim etmişti. Ancak bu kışlalarda hastaların yatacak yeri yoktu, ameliyatlarda anestezi kullanılamıyordu, malzemeler eksikti, pek çok hastanede hijyen yok denecek kadar azdı, Selimiye ise pislik içindeydi. Florence Nightingale, ilk hafta 19 kere kanalizasyonu boşalttırdı, yüzlerce el arabasıyla pislikleri attırdı ve bahçedeki ölü hayvanları gömdürdü. Sadece bu düzenlemelerle 6 ayda askerlerin ölüm oranı yüzde 43’ten yüzde 2’ye düştü. Hastalar arasında efsane olan Nightingale, Selimiye Kışlası’nda gece karanlığında yaralı askerlerin arasında dolaşırken elinde lamba taşıdığı için ‘Lambalı Kadın’ olarak da tanındı. Ancak doktorlar, kendisine şüpheyle yaklaşıyordu.  Florence Nightingale, yaralı ama hâlâ cephede bulunan bir grup asker ile Selimiye’de hijyenik olmayan koşullar altında tedavi gören, benzer yaralara sahip askerlerin ölüm oranını karşılaştırdı. Cephede bulunan askerlerde ölüm oranı binde 27’yken Selimiye’nin hijyenik olmayan koşullarında bu oran binde 427’ye yükseliyordu. Nightingale, böylece Selimiye Kışlası’ndaki koşulların iyileştirilmesinin ölüm oranlarını düşürdüğünü ispatladı.

Kendi hemşirelik okulunu kurdu

İngiltere’ye döndüğünde, o artık bir kahramandı. Gücünü ve istatistiki verilerini kullanarak orduda bir sağlık komisyonu kurulması için çalıştı ve başarılı oldu. Daha sonra bu komisyonun tavsiyesi doğrultusunda askeri bir tıp akademisi kurulacak ve Florence’in veri tabloları benzeri veri tabloları hazırlanacak, hangi tedavilerin etken olduğu araştırılacaktı. 1860 yılında Nightingale, Londra’da bulunan St Thomas Hospital’da kendi hemşirelik okulunun kurulması ile birlikte profesyonel hemşirelik vakfının temellerini attı. Şu anda King’s College London’ın bir parçası olan, dünyanın ilk modern sivil hemşire okulu da böylece açıldı. Nghtingale, böylece modern hemşireliğin kurucusu oldu. Florence Nightingale, 13 Ağustos 1910’da Londra’da hayatını kaybetti. Doğum günü olan 12 Mayıs, her yıl Uluslararası Hemşireler Günü olarak kutlanıyor.

Nightingale’inizinden: Safiye Hüseyin Elbi

İngiltere’de ateşenavlık hizmetinde bulunan Ahmet Paşa’nın kızı olan Safiye Hüseyin, öğrenimini Avrupa’da tamamladı. Türkiye’de modern hemşireliğin gelişmesine büyük katkısı olan Safiye Hüseyin Elbi, saltanat döneminde Almanya ve İsviçre’de düzenlenen milletler arası kongrelere katıldı. Cumhuriyetin ilanından sonra da pek çok hayır kurumunda çalışan Elbi, Çanakkale Savaşı başladığında gönüllü hasta bakıcı oldu. Reşit Paşa Hastane gemisinin baş hasta bakıcısı olarak atanan Safiye Hüseyin Elbi, ilk olarak Kızılay Hemşiresi olarak Balkan savaşında gönüllü çalıştı.

Çanakkale Savaşları başladığında birçok vapur hastane gemisine dönüştürmüştü. Hastane gemileri Akbaş veya Kilya iskelesinden alınan yaralılar İstanbul hastanelerine, Hilal-i Ahmer ve Vatan Hastanesi’ne sevk ediliyordu. Reşit Paşa da bu dönemde hastane gemisi yapılan vapurdan biriydi.

Reşit Paşa Vapuru, Akbaş İskelesinde demirlemiş, gelen yaralılara ilk müdahaleler bu hastane gemisinde yapılmıştı. Gemiye sürekli yaralı taşınmakta, yüzlerce yaralı Mehmetçik, günlerce denizde acılar içinde kıvranıyordu. Aldığı yaralıları Hilal-i Ahmer Hastanesi’ne taşıyordu.

Florance Nigthingale Madalyası’nı kazanan ilk ve tek Türk kadını

Çocuk yaşlarda Florance Nightingale’e hayranlık duyarak mesleğin öncülerinden olan Safiye Hüseyin Elbi, bir röportajında şunları söyleyecekti: “Büyükbabam Miralay Şükrü Bey, Kırım Harbi sırasında Florence Nightingale’i Kırım’a götüren geminin süvarisiydi. Çocukluğum hep Florence Nightingale’in hikâyeleri, efsaneleri ve hayatını dinleyerek geçti.’’

Safiye Hüseyin Elbi, savaş sonrasında meslek gelişimi için birçok yayını Türkçeye kazandırdı. Kendisi ‘Mesleki Nitelik Kodlarını o zamanlar belirledi ve bu özellikleri barındıran bir lider oldu. İlk hemşirelik okulu olan ‘Kızılay Hemşirelik Okulu’nun da kurucuları arasında yer alan Elbi, ayrıca Yeşilay Cemiyetin’in ilk üyesi ve Türk Kadınlar Derneği’nin kurucularından. 1921’den beri her yıl verilen Florance Nigthingale Madalyası’nı kazan ilk ve tek Türk kadın olan Safiye Hüseyin Elbi, yurt dışından da hizmetleri için çeşitli madalyalar aldı.

Safiye Hüseyin Elbi, yönetmenliğini Serdar Akar ve Kemal Uzun’un yaptığı Çanakkale Yolun Sonu adlı 2013 yılı Türkiye yapımı filmde Behice Hemşire karakteriyle seyirciyle buluşturuldu. İsmail Bilgin, Elbi’nin hayatını “Safiye Hüseyin Çanakkale’nin Kadın Kahramanı” adlı romanda ele aldı ve anılarını paylaştı. Türkiye’nin Florence Nightingale’i, 1964 yılında hayata gözlerini yumdu.