Uzun tarihi boyunca, büyük öneme sahip olan Erzincan, saklı doğal güzelliklerinin yanında, her köşesi tarihi hazinelerle dolu, harika bir şehir. Türkiye’nin en büyük kanyonlarından birine sahip olan şehir, tarihi boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Yıl boyunca birçok turun düzenlendiği Erzincan’a gittiğinizde tarihi bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Erzincan, doğuda Erzurum, batıda Sivas, güneyde Tunceli, güneydoğuda Bingöl, güneybatıda Elazığ, Malatya, kuzeyde Gümüşhane, Bayburt ve kuzeybatıda Giresun illeri ile çevrili. Tarihte Mengüçlü Beyliği’ne başkentlik yapan şehrin adı Ermeni kaynaklarında Erez, Erzng ve Erznga, Bizans kaynaklarında Aringam (Arıngan), Arsingan, Erzingan; Arap kaynaklarında ise Erzencan şeklinde geçiyor. Türk fetihlerinden sonra şehrin adı önce Erzingan, Ezirgan olarak söylenmiş, ardından da bugünkü şeklini almış. Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeybatı bölümünde yukarı Fırat Havzası’nda yer alan ve yüzölçümü 11 bin 903 kilometrekare olan Erzincan’ın deniz seviyesinden yüksekliği ise 1.185 metre.

Çayırlı, İliç, Kemah, Kemaliye, Otlukbeli, Refahiye, Tercan ve Üzümlü ilçelerinden oluşan Erzincan, birinci derecede deprem kuşağı üzerinde yer alıyor. 1939 depreminden sonra şehir merkezi şimdiki yerinde yeniden kurulmuş. 13 Mart 1992 tarihinde rihter ölçeğine göre 6,8 şiddetinde meydana gelen deprem ise bölgede yaşanan son büyük deprem olarak kayıtlara geçmiş.

DAĞLAR İL TOPRAKLARININ YÜZDE 60’INI KAPLIYOR

Genellikle dağlar ve platolarla kaplı olan Erzincan’da dağlar çeşitli yönlerde, belli bir sıra içerisinde uzanıyor. Güneybatıdan Munzur, kuzeybatıdan Refahiye Dağları il sınırlarına giriyor. Doğudan Erzurum’dan gelerek, batıya doğru uzanan Karasu Irmağı ve Kop Dağları, Erzincan’ı derinlemesine, aralarında geniş düzlükler bırakacak şekilde bölüyor. Erzincan’da dağlar il topraklarının yüzde 60’ını kaplıyor. Esence Dağları 3 bin 549 metre ile ilin en yüksek noktasını oluşturuyor. Erzincan’da bulunan diğer dağlar ve yükseklikleri ise şöyle; Köhnem Dağı 3 bin 045 metre, Sipikör Dağı 3 bin 010 metre, Mayram Dağı 2 bin 669 metre, Kop Dağı 2 bin 963 metre, Mülpet Dağı 3 bin 065 metre, Munzur Dağları 3 bin 449 metre, Kazankaya Dağı 2 bin 531 metre, Ergan Dağı 3 bin 256 metre, Dumanlı Dağları 2 bin 618 metre ve Coşan Dağı 2 bin 976 metre.

ERZİNCAN’DA OVALAR BİRBİRİNE BOĞAZLARLA BAĞLI

Ovaların doğu-batı ve kuzey-güney doğrultusunda uzanan dağ sıraları arasındaki çöküntü alanlarında yer aldığı Erzincan’da ovalar birbirine boğazlarla bağlı. Doğu-batı yönünde uzanan Erzincan Ovasının denizden yüksekliği 1.218 metre, uzunluğu 40 kilometre ve toplam alanı ise 500 kilometrekare. Ovanın kuzeyinde ise bir fay hattı bulunuyor. Kalın bir alivyon tabakasıyla kaplı olan ovada, sulu tarım yapılıyor. Orta verimlilikte olan ovada, buğday, şekerpancarı ve fasulye yetiştiriliyor. Fırat Vadisinin iki yanında Sansa Boğazına dek olan alandaki çok sayıda düzlükler, Tercan Ovalarını oluşturuyor. Bu ovaların en genişi 180 kilometrekare ile Çadırkaya Ovası. Denizden yüksekliği 1.450-1.500 metre olan bu ova kalın bir alüvyon tabakası ile örtülü.

İI toplam alanının, 1/20’sini yaylalar kaplıyor. Güneyde Munzur Dağlarının uzantıları üzerinde, özellikle Koşan Dağı yöresindeki yaylalar, seyrek ve kısa otlarla kaplı. Yer yer de meşeliklere rastlanıyor. Daha doğuda, Erzurum-Erzincan-Bingöl sınırında bulunan Cemal Dağlarının, Erzincan’da kalan uzantıları üzerinde, verimli yaylalar bulunuyor. Çimen, Melan ve Sarıçiçek Yaylaları zengin bitki örtüsüne sahip.

FIRAT IRMAĞI, İLİN EN BÜYÜK VE EN ÖNEMLİ AKARSUYU

Sulama, enerji ve su sporları amaçlarıyla kullanılan Fırat Irmağı, ilin en büyük ve en önemli akarsuyu. Tercan Ovalarında Fırat’a, kuzeybatıda Keşiş dağlarından çıkan, Çayırlık Dere ile güneydoğuda Tuzla Suyu katılıyor. Tercan Ovasında suların birleştiği yerden itibaren Fırat’ın en büyük kolu Karasu adını alıyor. Fırat Irmağı, Erzincan Ovasından sonra, Bağıştaş’a kadar derin bir yatak içerisinde akıyor. Kemaliye ilçesinde Kadıgölü Suyu ile Miran Suyunu aldıktan sonra, ilçenin güneydoğusunda Başpınar yakınlarında Keban Barajı ile Elazığ il sınırına giren Fırat, Refahiye ilçesinden çıkan suların dışındaki tüm suları bünyesinde topluyor. Refahiye ilçesinin suları ise Çukurdere aracılığı ile Kelkit Çayına dökülüyor. Bölgedeki bütün akarsular kısa boylu sel karakteri taşıyan dere ve çayları olarak karşımıza çıkıyor. İlkbahar mevsiminde eriyen kar suları ve yağan yağmurlarla kabaran akarsular, zaman zaman taşkınlara neden oluyorlar.

SİBİRYA SOĞUKLARI SERT KIŞ GÜNLERİNE SEBEP OLUYOR

Karasal iklim özelliğine sahip Erzincan’da yüzey şekilleri, ovalar ve dağlarla çevrili bir yapıya sahip olmasından dolayı yer yer değişik karakterli iklimler ortaya çıkıyor. Doğu Anadolu bölgesinde yer alan Elazığ ve Malatya dışındaki diğer tüm illerden daha ılıman bir iklime sahip olan Erzincan’da yıllık sıcaklık ortalamaları 16,6 °C olarak kayıtlara geçmiş. En soğuk ay olan ocak ayı ortalamasının -3,7 °C, en sıcak ay olan ağustos ayı ortalamasının da 23,9 °C olduğu görülüyor. Kış mevsiminde doğudan gelen Sibirya kaynaklı hava kütlelerinin tesirinde kaldığı için oldukça sert kış günlerinin yaşandığı Erzincan’da en yağışlı mevsim ilkbahar.

Yağışın yüzde 39’u ilkbaharda, yüzde 26’sı sonbaharda, yüzde 22’si kış ve yüzde 13’ü de yaz mevsiminde kaydediliyor. Ayrıca yıllık nem ortalaması ise yüzde 62 seviyesinde.

İI TOPRAKLARININ YAKLAŞIK YÜZDE 77’Sİ EROZYONA MARUZ

Erzincan’da akarsu boylarında görülen kavak ve söğütlerin dışında genel olarak kısa ömürlü cılız otsu bitkiler yaygın olarak görülüyor. Bitki örtüsü Ormanlar, Refahiye ve Kemah çevresinde meşe, gürgen, dış budak ve sarı çam olarak yoğunlaşmış. İI topraklarının yaklaşık yüzde 76.57’si erozyona maruz durumda.

TİCARET VE SANAYİ İL MERKEZİNDE YOĞUNLAŞMIŞ

Halkın geçimini tarım, hayvancılık ve ticaretle sağladığı Erzincan’da ticaret ve sanayi il merkezinde yoğunlaşmış durumda. Yaklaşık 373 hektar alan üzerine kurulu Erzincan Organize Sanayi Bölgesi şehrin tek sanayi faaliyetinin sürdürüldüğü alan. Bulunduğu coğrafi konum ile tarıma yatkın bir şehir olan Erzincan’daki tarım üretiminde buğday, arpa, çavdar, patates ve şekerpancarı en fazla payı alan ürünlerin başında geliyor. Şehir ayrıca küçükbaş, büyükbaş hayvan varlığı ve arı kovanı sayısı bakımından önemli bir paya sahip.

ET AĞIRLIKLI BİR MUTFAĞA SAHİP

Farklı yemek kültürü ile ön plana çıkan Erzincan’da özellikle et yemekleri ön planda yer alır. Gendime çorbası, soğuk ayran aşı, Erzincan çorbası, kelecoş, pirpirim aşı, ekşili köfte, bükmeli sırın, Erzincan lokumu, kete, un çorbası, buğu kebabı, ayva kalye, sarı burma tatlısı Erzincan mutfağının öne çıkan lezzetlerinden sadece birkaçı.

GİRLEVİK ŞELALESİ

Çağlayan Beldesinde bulunan Girlevik Şelalesi Türkiye’nin en büyük şelalelerinden biri. Şelale dağlardan gelen suları üç ayrı katta, üç ayrı şelale gibi aşağı indiriyor. Bu eşsiz güzelliği tam olarak görmek için şelaleye uzaktan bakmak gerekiyor. Erzincan şehir merkezine 35 kilometre uzaklıktaki şelale hafta sonları piknik yapmak ve stres atmak için birebir.

DÜNYANIN EN BÜYÜK KANYONLARINDAN: KARANLIK KANYON

Hem Türkiye’nin hem de dünyanın en büyük kanyonları arasında yer alan devasa Karanlık Kanyon, Kemaliye ilçesi sınırlarında yer alıyor. Yılın her mevsimi kaya tırmanma, dağcılık, trekking ve kampçılık gibi etkinliklerin gerçekleştirildiği Karanlık Kanyon, ismini de koyu renkli yüzlerce metrelik duvarlarından alıyor. Sarp uçurumlarında kuş bakışı doğa manzaraları izleyebileceğiniz Karanlık Kanyon’da binlerce yıllık mağaraları da keşfe çıkabilirsiniz.

ERZİNCAN’IN YEŞİL CENNETİ

Erzincan denilince akla ilk gelen alanlardan biri olan Dumanlı Yaylası, özellikle yaz aylarında binlerce yerli ve yabancı turist ağırlıyor. Yeşil cennet olarak adlandırılan ve Refahiye ilçesinde Erzincan merkezine yaklaşık 1 saat uzaklıkta yer alan Dumanlı Yaylası, el değmemiş büyüleyici güzelliğiyle 2017 yılında tabiat park ilan edilerek koruma altına alındı.

KARA SAVAŞLARININ SAVUNMA ALANI

Erzincan’ın Kemah ilçesinde bulunan ve aynı ismi taşıyan Kemah Kalesi, şehrin tarihi turistik alanlarından biri. Çok eski bir yerleşim alanı olan Kemah’taki kale, tarihte birçok medeniyet görmüş ve önemli olaylara tanıklık etmiş. Özellikle kara savaşlarında önemli bir savunma alanı olan kale ile ilgili Evliya Çelebi, Seyahatname adlı kitabında detaylı bilgi vermiştir.

MELİK GAZİ TÜRBESİ

Erzincan ve çevresinde uzun süre hüküm süren Mengücek Beyliği’nin kurucusu olan Melik Gazi için tasarlanan Sultan Melik Türbesi, Erzincan’ın Kemah ilçesinde Fırat Nehri kıyısında tablo güzelliğinde bir manzara sunuyor. Kesme taşlarla inşa edilmiş iki katlı yapısı ve beş silindir siyah kubbesiyle dikkat çeken tarihi türbenin 1071 ile 1228 yılları arasında yapıldığı tahmin ediliyor. 1991 yılında aslına uygun olarak restore edilen Sultan Melik Türbesi’ni ziyaret ettikten sonra Fırat Nehri’nde panoramik manzaralarını da inceleyebilirsiniz.