Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, AA muhabirine Türk makine sektöründeki yatırım ve ihracat faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dalgakıran; “2023’te Türkiye’nin serbest bölgeler dahil toplam makine ihracatı yıllık yüzde 11 artışla 28,1 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin makine ve teçhizat yatırımları, pandemi dönemi ve sonrasında son 16 çeyrektir büyüme gösteriyor” dedi.

Türkiye Makina Federasyonu’nun (MAKFED) 2014 yılında kurulduğu bilgisini veren MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, bu süreçte yaklaşık 55 bin firmayı temsil eden, 33 derneğin üst kuruluşu olarak faaliyet gösterdiklerini söyledi. Dalgakıran, makine pazarının 60 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığına dikkati çekerek, sektörün yaklaşık 500 bin kişiye istihdam sağladığını bildirdi. Türkiye’nin makine ihracatının 2022 yılında serbest bölgeler dahil 25,5 milyar dolarla rekor kırdığını anımsatan Dalgakıran, Kovid-19 salgınına rağmen son 5 yılda makine ihracatında yüzde 75’e yakın artış kaydedildiğini dile getirdi. Dalgakıran, makine sektörünün ekonominin itici gücü olduğuna ve küresel rekabetin yükseldiği dönemde verimlilik düzeyinin daha da artırılması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu; “Dünyanın yerinde saydığı 2023’te, Türkiye’nin serbest bölgeler dahil toplam makine ihracatı yıllık yüzde 11 artışla 28,1 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin makine ve teçhizat yatırımları, pandemi dönemi ve sonrasında son 16 çeyrektir büyüme gösteriyor. Bu durum, önemli pazarımız olan Avrupa’daki durağanlığa rağmen 2024 için 30 milyar dolarlık ihracat hedefimize olan inancımızı perçinledi.”

“2023’te büyümenin üçte biri üretken kapasitemizi artıran makine ve teçhizat yatırımlarından geldi”

Dalgakıran, ihracat artışında sektörün kilogram başına ihraç fiyat ortalaması olan 6,2 doların, 2023 yılında 7,2 dolara yükselmesinin de önemli bir etken olduğuna dikkati çekerek, bu artışı Ar-Ge ve inovasyonla, Avrupa ortalaması olan 15 dolara çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2023 yılına ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) verileri değerlendirmesinde, “2023’te büyümenin yaklaşık üçte biri üretken kapasitemizi artıran makine ve teçhizat yatırımlarından geldi.” ifadesine atıfta bulunan Dalgakıran, şunları kaydetti; “Türkiye’nin makine ve teçhizat yatırımlarının pandemi ve sonrası son 16 çeyrektir büyüme göstermesinde, salgın şartlarında değişen dengelerin özellikle Avrupa için Türkiye’nin cazibesini artırmasının yanı sıra ülkede uygulanan büyüme odaklı politikalar da etken. Bu durum şüphesiz yurt içi makine talebini tetikliyor. Buna karşın pandemi sonrasında arkasına aldığı sübvansiyonlarla agresifleşen Uzak Doğu politikaları, son 4 yılda makine ithalatımızın yüzde 85 artışla 45,6 milyar dolara ulaşmasını körükledi. Küresel rekabette Uzak Doğu’nun niteliksiz ve dampingli mallarının, haksız rekabetinden korunmak için etkin tedbirler alınması şart.”

Dalgakıran, yatırım teşvik mevzuatının ithalatı kolaylaştırır yönlerinin gözden geçirilmesi ve yerli malını destekler yapıya kavuşturulması gerektiğini belirterek, devletin doğrudan veya dolaylı olarak dahil olduğu Kamu İhale Kanunu ve istisnaları yanı sıra kamu-özel iş birliği projeleri gibi alımlarda yerli malını tercih eden uygulamaların etkinleştirilmesini beklediklerini anlattı. 12. Kalkınma Planı’ndaki tedbirler arasında olan “niteliksiz malların piyasaya arzını engelleyecek eylemlerin 2024’te hızlandırılmasının” çok önemli olduğunu vurgulayan Dalgakıran, bu konuda MAKFED’in üye dernekleriyle yapılacak çalışmalara destek olacağını söyledi.

“Rakiplerimiz gibi müşteri finansman araçlarını geliştirebilmeliyiz”

Makine imalatında, gelişmiş ülkelerin sahip olduğu müşteri finansmanı yapısı eşdeğerindeki uygulamaların Türkiye’de yeterli düzeyde olmamasının imalatçıların rekabet gücünü olumsuz etkilediğine dikkati çeken Dalgakıran, şunları söyledi; “Gelişmiş çoğu ülkede görüldüğü üzere firmalar, iç ve dış pazardaki müşterilerini makine satışında uzun vadeli düşük faizli finansal araçlarla destekleyebiliyor. Bu durum, kalite ve fiyat bakımından avantajlı makineleri imal edebilseler dahi uygun finansal çözümlerin olmaması nedeniyle imalatçı firmaları pazarda savunmasız kılabiliyor. Dolayısıyla Türk Eximbank’ın makine ihracatında müşteri finansmanı enstrümanları yanı sıra Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ve kamu bankaları için iç pazarda yerli malı makine yatırımlarında cazip kredilendirme unsurları geliştirilmesini önemli görüyoruz. Rakiplerimiz gibi müşteri finansman araçlarını geliştirebilmeliyiz.”