Caliform Mobilya Satış ve Pazarlama Müdürü Muharrem Aykız, 2025’in ilk çeyreğinde ihracat ve üretim tarafında yakalanan istikrarlı ivmeyi değerlendirirken, yılın geri kalanında Hindistan, Dubai ve Amerika gibi stratejik pazarlarda marka bilinirliğini artırmayı hedeflediklerini belirti. Yüzde 40 oranında yerli makineyle üretim yaptıklarını ifade eden Aykız, çevre dostu malzeme kullanımı, karbon ayak izi ölçümü ve yeşil sertifikasyon adımlarıyla sürdürülebilirlik vizyonlarını güçlendirdiklerini vurguladı.

Türk mobilya sektörü, 2025 yılında sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm ve esnek üretim modellerine odaklanarak küresel pazarda rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Bu dönüşümde önemli bir rol oynayan Caliform Mobilya, üretiminin yaklaşık yüzde 40’ını yerli makinelerle gerçekleştirerek, yerli üreticilerle iş birliğini güçlendiriyor. Ayrıca formaldehit oranı düşük MDF kullanımı, su bazlı vernik uygulamaları ve atık yönetimi sistemleriyle çevreye duyarlılığı artıran firma, 2025’in geri kalanında enerji verimliliği sağlayan makineler ve çevre dostu kumaşlarla sürdürülebilirlik vizyonunu daha da ileri taşımayı planlıyor. Caliform Mobilya Satış ve Pazarlama Müdürü Muharrem Aykız ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajda, firmanın 2025 hedeflerini ve sektördeki gelişmeleri konuştuk.

  • 2025 yılının ilk çeyreği nasıl geçti ikinci çeyrek için beklentileriniz nelerdir ?

2025 yılının ilk çeyreği, üretim ve ihracat faaliyetlerimiz açısından istikrarlı ve verimli bir dönem oldu. Özellikle modern koltuk ve mobilya grubundaki uzmanlığımız sayesinde, mevcut pazarlarda güçlü talep devam etti. Ocak ayında katıldığımız İstanbul Mobilya Fuarı ise firmamız açısından son derece başarılı geçti. Fuar yeni iş bağlantıları kurmamıza ve marka bilinirliğimizi artırmamıza önemli katkı sağladı. İkinci çeyrekte bu ivmeyi sürdürmeyi ve yeni pazarlara açılarak daha geniş bir müşteri ağına ulaşmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda Dubai, Amerika ve Hindistan gibi stratejik öneme sahip pazarlarda düzenlenecek uluslararası fuarlara katılmayı planlıyoruz. Özellikle bu fuarlar aracılığıyla, farklı coğrafyalarda Caliform markasının bilinirliğini artırmak ve kalıcı iş birlikleri geliştirmek öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor.

“Hindistan, Kuzey Afrika ülkeleri ve Orta Asya gibi bölgelerde Türk mobilyasına olan ilgi artıyor”
  • Türk mobilya sektörünün en önemli 5 ihracat pazarı hangileridir? 2025 yılı için bu pazarlara hangi yeni ülkelerin eklenebileceğini düşünüyorsunuz?

Türk mobilya sektörü, yüksek kaliteli üretim kabiliyeti, tasarım çeşitliliği ve esnek teslimat süreçleri sayesinde küresel pazarda güçlü bir konuma ulaşmış durumda. 2024 yılı itibarıyla Irak, Birleşik Krallık, ABD, Almanya ve Fransa, sektörün en yüksek ihracat gerçekleştirdiği 5 ülke olarak öne çıktı. Bu ülkeler hem lojistik avantajlarımızı kullanabildiğimiz hem de ürün çeşitliliğimizle fark yarattığımız pazarlar.

2025 yılına girerken, küresel ticarette yaşanan yön değişimleri ve tedarik zinciri arayışları, Türk mobilya sektörüne yeni fırsatlar sunuyor. Özellikle Hindistan, Kuzey Afrika ülkeleri ve Orta Asya gibi yapı sektörünün büyüme gösterdiği bölgelerde Türk mobilyasına olan ilgi artıyor. Bu pazarlarda, proje bazlı üretim kapasitemiz, hızlı uyum yeteneğimiz ve fiyat-performans avantajımızla öne çıkıyoruz. Sektör olarak, önümüzdeki dönemde yalnızca mevcut pazarlardaki konumumuzu güçlendirmekle kalmayıp, alternatif pazarlara daha agresif bir şekilde açılarak ihracat haritamızı genişletmeyi hedefliyoruz.

“Türk mobilya sektörü; Çin, Polonya, Vietnam, İtalya ve Malezya ile rekabet halinde”
  • Türk mobilya sektörünün en önemli rakipleri hangi ülkelerdir?

Türk mobilya sektörü, uluslararası alanda başta Çin, Polonya, Vietnam, İtalya ve Malezya ile rekabet halinde. Çin ve Vietnam, fiyat avantajlarıyla öne çıkarken, Polonya ise Avrupa bölgesindeki lojistik kolaylığıyla dikkat çekiyor. İtalya da yüksek tasarım algısıyla premium pazarda konumlanıyor. Türk mobilya sektörü ise bu rekabette kaliteli üretimi, özelleştirilebilir ürün seçenekleri ve kısa teslim süreleriyle fark yaratıyor.

“Çevre dostu üretim yaklaşımları 2025 trendlerinin merkezinde”
  • 2025 yılında mobilya pazarının trendleri neler olacak?

Mobilya sektörü, 2025 yılında hem kullanıcı alışkanlıklarının hem de küresel yaşam dinamiklerinin etkisiyle önemli bir dönüşüm sürecine girdi. Bu dönüşüm yalnızca tasarımsal estetikle sınırlı kalmayıp; işlevsellik, sürdürülebilirlik ve teknoloji gibi çok boyutlu kriterleri de kapsıyor. Öne çıkan en belirgin trendlerin başında, modüler ve çok amaçlı mobilyalar yer alıyor. Özellikle kent yaşamında artan küçük metrekareli yaşam alanları, mobilya tasarımında işlevselliği zorunlu hale getiriyor. Katlanabilir, dönüştürülebilir ve saklama alanı sunan ürünler, tüketici tercihlerinde ön plana çıkıyor. Bir diğer dikkat çeken eğilim ise doğal malzemelere dönüş. Ahşap, keten, jüt gibi organik dokular hem estetik hem de doğaya duyarlı bir yaşam tarzını yansıttığı için tasarımlarda daha sık yer buluyor. Bu eğilim, sürdürülebilirlik bilincinin yükselmesiyle paralel ilerliyor.

Çevre dostu üretim yaklaşımları da 2025 trendlerinin merkezinde. Geri dönüştürülebilir malzemeler, su bazlı vernikler ve enerji verimliliği sağlayan üretim sistemleri, markaların fark yaratmasında kritik rol oynuyor. Artık tüketici, yalnızca ürünün görünümüne değil, arkasındaki çevresel etkiye de odaklanıyor. Renk paletinde ise minimalist ve doğal tonlar hakimiyetini sürdürüyor. Bej, açık kahve, zeytin yeşili ve toprak tonları; iç mekanlara sakinlik ve doğallık katan vazgeçilmez tercihler arasında.

Teknolojinin mobilyaya entegrasyonu 2025 itibarıyla hız kazanmış durumda. Akıllı çözümler, entegre şarj istasyonları, hareket sensörleri ve ışık kontrollü sistemler gibi özellikler, kullanıcı deneyimini ileri taşıyor. Bu sayede mobilyalar artık yalnızca bir eşya değil, yaşamı kolaylaştıran bir yardımcı haline geliyor. Caliform olarak bu dönüşümleri sadece takip etmekle kalmıyor, tasarım ve üretim süreçlerimizi de bu yeni beklentilere göre şekillendiriyoruz. Ürünlerimizi hem estetik hem işlevsel hem de çevreyle uyumlu şekilde geliştirerek global pazarlardaki yerimizi daha da güçlendiriyoruz. 2025 yılı, mobilya sektörünün estetik, fonksiyonellik ve sorumluluk kavramlarını yeniden tanımladığı bir dönem olacak gibi görünüyor.

  • Türk mobilya sektörünün uluslararası arenada hangi tasarım ve stil özellikleriyle öne çıktığını düşünüyorsunuz?

Türk mobilyası, uluslararası pazarda modern çizgilerle geleneksel işçiliği birleştirme yeteneğiyle öne çıkıyor. El işçiliğine dayalı detaylar, yüksek kaliteli döşeme ve özelleştirilebilir üretim kabiliyeti, Türk mobilyasını benzersiz kılıyor. Özellikle Avrupalı ve Körfez bölgesi müşterileri, Türk ürünlerinde hem estetik hem fonksiyonellik hem de maliyet avantajını bir arada bulabiliyor.

“Çevre dostu kumaşlarla sürdürülebilirlik vizyonumuzu daha da ileri taşımayı planlıyoruz”
  • Sürdürülebilirlik küresel trendlerin bir parçası haline geldi. 2024’te çevre dostu üretim konusunda atılan adımları göz önüne alırsak 2025 yılının geri kalanı için bu alanda nasıl bir yol haritası çizmeyi planlıyorsunuz?

2024 yılında, üretim süreçlerimizde formaldehit oranı düşük MDF kullanımı, su bazlı vernik uygulamaları ve atık yönetimi sistemleriyle çevreye duyarlılığı artırdık. 2025’in geri kalanında ise enerji verimliliği sağlayan makineler, geri dönüştürülmüş ambalaj malzemeleri ve çevre dostu kumaşlarla sürdürülebilirlik vizyonumuzu daha da ileri taşımayı planlıyoruz. Ayrıca karbon ayak izi ölçümünü standart bir uygulama haline getirerek yeşil sertifikasyon süreçlerine de adım atacağız.

“Yerli üreticilerle çalışmanın bize sağladığı en büyük avantajlardan biri, hızlı ve erişilebilir servis ağı”
  • Türk ağaç işleme makinelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Üretiminizin ne kadarlık bir bölümünü yerli makinelerle sağlıyorsunuz?

Türk ağaç işleme makineleri son yıllarda ciddi bir teknolojik gelişim gösterdi. Özellikle kesim, kenar bantlama ve pres sistemlerinde hem yazılım hem de donanım anlamında yerli üreticilerin sunduğu çözümler artık uluslararası standartları karşılayabilecek düzeyde. Caliform olarak üretimimizin yaklaşık yüzde 40’lık bölümünü yerli makinelerle gerçekleştiriyoruz. Yerli üreticilerle çalışmanın bize sağladığı en büyük avantajlardan biri, hızlı ve erişilebilir servis ağı. Makine arızalarında veya yazılım güncellemelerinde ihtiyaç duyulan teknik destek, çok daha kısa sürede ve düşük maliyetle sağlanabiliyor. Ayrıca yedek parça temininde yaşanan kolaylık, üretim sürekliliğimiz açısından kritik bir rol oynuyor. Bununla birlikte, özel formlu ürünlerde veya ileri seviye CNC işlemlerinde hala ithal makineleri tercih ettiğimiz alanlar da bulunuyor. Ancak uzun vadede, yerli makine parkurumuzu daha da artırmak ve bu alanda teknoloji iş birliklerine gitmek, stratejik hedeflerimiz arasında yer alıyor.