AİMSAD Genel Sekreteri Arif Onur KAÇAK

2022 yılının ilk sayısıyla karşınızda olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Yeni yılda pandeminin bitmesi başta olmak üzere herkese sağlık, huzur ve bol kazançlar diliyorum.

Bazı güzel haberleri vererek yazıma başlamak istiyorum. Sektörümüz 2021 yılı sonunda da ihracat rekoru kırarak, üst üste dördüncü kez rekorunu egale etmiş oldu. Kısaca bahsetmek gerekirse, 2021 yılı sonunda ihracatımız bir önceki döneme göre yüzde 15 artarak 127 milyon dolar, ithalatımız ise yüzde 65 artarak 76 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2021 yılı sonu itibariyle tüm zamanların en çok ihracatı gerçekleştirilirken, ithalat ise 2016 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. İthalatta öne çıkan husus ise Çin… Almanya ve İtalya’yı geride bırakarak Çin’den 26 milyon dolarlık bir ithalat gerçekleşmiş olması. Daha önceki yıllara baktığımızda ise Çin’in ilk defa ithalat sıralamasında ilk sırada yer aldığını görüyoruz.

Dernek olarak, 2022 yılını ihracat yılı olarak belirledik. Sektör ihracatının artmasında büyük rol oynayan üyelerimizin yoğun katılımıyla 17-20 Mayıs 2022 tarihleri arasında partnerimiz TÜYAP tarafından organize edilen Ukrayna Kiev’de All4Wood Fuarı’nı gerçekleştireceğiz. Ukrayna’nın 1,2 milyar dolar mobilya ihracatı mevcut. Öte yandan Ağaç İşleme Makineleri sektörüne baktığımızda ise 100 milyon dolara yakın ithalat gerçekleştirmekte. Ülkemiz ile çok yakın ilişkilere sahip olan Ukrayna ile Serbest Ticaret Anlaşması da gündemde. Tüm bu verilere baktığımızda fuarın çok doğru bir proje olduğunu düşünüyorum. Fuarın yüzde 90’ı yerli imalatçılardan oluşacak. Umuyorum ki bu fuar Türk Ağaç İşleme Makinesi sektörünün bir gövde gösterisi olacak. Şimdiden katılan tüm firmalara bol kazançlı ve başarılı bir fuar diliyorum.

Elbette bizim olduğu kadar birçok sektörde de ihracat hedefi mevcut. Ancak, üretmeden de ihracat beklemek mümkün değil. Bugün geldiğimiz noktada üreticilerimiz birçok sorunla karşı karşıya kalıyor ve kendi yağında kavrulmak zorunda bırakılıyor. Yakın zamanda yaşadığımız elektrik kesintileri ise buna bir örnek. Öyle ya da böyle üreticiler bir şekilde bu sorunların altında kalkıyor ancak ihracatı arttıracağız ya da rekor kıracağız gibi ulusal bazda bir çağrı yapılıyorsa bu gibi sorunlarla da karşı karşıya kalmamaları gerektiğini düşünüyorum. Buradan hem üreticilerin hem de devletimizin bir ders çıkararak, firmaları yenilenebilir enerjiye yüzde 100 teşvikle yönlendirmesi yerinde olur diye düşünüyorum. Koca koca binaların çatıları en azından güneş panelleri için çok müsait. İlgili kamu kurumumuz firmaların çatılarını kullanabilir ve üretilen elektrik firma ile paylaşılarak kazan kazan modeli geliştirilebilir. İşin uzmanı değilim elbette ama bu gibi sorunların üretime çok büyük sekte vurmaması için bazı önlemlerin belki mevzuatlarla alınması gerektiği düşüncesindeyim.

Aralık ayında dört ilde yaptığım üye ziyaretlerimizde ortaya çıkan en büyük taleplerin öncelikle yetişmiş eleman ve fabrika için yer tahsisi olduğunu gözlemledim. Birçok üyemiz yerlerini büyütmek istiyor. Bir üyemiz büyütmek için baktığı arazinin maliyeti ve üzerine yapılacak olan inşaat için minimum 100 milyon TL ayrılması gerektiğini iletti. Fabrikasını büyütmesi durumunda ise, en az 100 ilave istihdam yapabileceğinden bahsetti. Bir başka üyemiz, olduğu yerde ya da başka bir yerde istediği ölçüde arazi, bina bulamayınca, farklı lokasyonlarda dört-beş fabrika binası almış, kiralamış ya da inşaat yapmış. Düşünsenize dört-beş fabrika binasının operasyonel giderlerini, oluşan zaman kaybını. Halbuki, arazi isteyen firmalara kiralama usulüyle bir arazi tahsis edilse, üreticilerimizde ellerindeki sermayeyi Ar-Ge’ye, teknolojiye ve istihdama ayırsa kaynaklarımızın verimli kullanılması açısından daha faydalı olmaz mı?

Yetişmiş eleman konusunda ise, bazı mesleklerin cazibesinin arttırılması gerekiyor. Özellikle meslek lisesi mezunlarından başlayarak. Okullardaki eğitim ve donanım kalitesinin artması, belki de mülakat ile meslek liselerine kayıt yapılması gibi birçok yenilik yapılabilir. Aksi durumda, puanı yetmeyen ya da en azından elinde mesleği olsun mantığıyla birçok genç istemeden bu okulları okuyor ve akabinde mesleğini yapmıyor. Sınavla kazananlar da zaten üniversiteyi tercih ederek, teknisyen olmayı tercih etmiyorlar. AİMSAD başta olmak üzere; birçok oda, kurum, firma kendi imkanları doğrultusunda mesleki eğitim için bir şeyler yapma gayreti içindeler ancak bunun ulusal bazda yapılması ve kalitenin çok yukarılara çıkarılması gerekiyor.

Yepyeni içeriklerle hazırlanan dergimizi keyifle okumanızı diliyorum.