Türkiye, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem sonrasında belki de tarihinin en uzun şubat ayını yaşadı. Sabaha karşı 04.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde, aynı gün saat 13.24’te ise 7,6 büyüklüğünde meydana gelen iki büyük deprem beraberinde 11 ili daha etkiledi ve Türkiye dördüncü seviye alarm verildiğini kamuoyu ile paylaştı. Deprem süresince olup bitenler, eksikler, hatalar, yaşananlar incelendi ve tartışıldı. Sonuç gösterdi ki, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak depremi bilmiyor, ciddiye almıyor ve onun etkilerini nasıl minimuma indirebileceğimizi bilmiyoruz. Eksiklerimiz, hatalarımız en önemlisi de eğitimsizlik ve bilgisizliğimiz nedeniyle bir daha bir doğa olayının bunlara sebebiyet verememesi için 6 Şubat 2023 tarihinin bir milat olması gerekiyor.

Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin, dalgalar halinde yayılarak yeryüzünü sarsması olarak tanımlanan depremin, bilinçsizlik, tedbirsizlik ve eğitimsizlikle nasıl bir felakete dönüşebildiğini 6 Şubat 2023 tarihinde bir kez daha çok acı bir şekilde tecrübe ettik.

Yüzyılın afeti olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli deprem Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ olmak üzere 11 ili direkt, tüm Türkiye’yi ise farklı başlıklar çerçevesinde dolaylı olarak çok ciddi etkiledi.

Deprem sonrası yine en çok öldürenin deprem değil, binalar olduğunu, deprem kuşağında olan bir ülkenin baştan sona bu konuyla ilgili nasıl bu kadar umursamaz ve bilinçsiz olduğunu konuştuk, durduk. Önümüzdeki günlerin gündem maddesi de bu olmaya devam edecek. Peki ya sonra? 99 yılında meydana gelen o büyük deprem gibi bu olayı da tarihin tozlu sayfalarına mı terk edeceğiz, yoksa ülke olarak yaşanan bu afetten gereken dersleri çıkarıp, aynı acı tecrübeleri bir kez daha yaşamamak için her şeye sıfırdan mı başlayacağız? Konuşmamız gereken, olup bitenler mi yoksa bundan sonra yapılması gerekenler mi?

DEPREMİN ETKİLERİ MİNİMUMA NASIL İNDİRİLİR?

Deprem, sel gibi, çığ gibi, heyelan gibi, volkanik patlama gibi bir doğa olayı, bunu afete çeviren ise eğitimsizlik. Deprem, sadece Türkiye’ye özel bir doğa olayı değil. Dünyanın birçok yerinde çok daha yüksek şiddetli depremler milyonlarca yıldır olup bitiyor. Önemli olan depremin bir gün bizim kapımızı da çalabileceği gerçekliğiyle birlikte, söz konusu depremin etkilerini minimuma indirmek için hepimizin gerekli bilince ve eğitime sahip olması. Bu bilince sahip olmak da beraberinde önlem almayı, ötelememeyi getirecek.

İşte burada da binlerce soru çıkıyor karşımıza. Bu konuda ne yapacağız? Nasıl deprem bilincini tabandan başlayıp, tüm ülkeye yayacağız? Bir daha ülkenin herhangi bir yerinde bir deprem gerçekleşmesi durumunda, sınıfta yeniden kalmamak için nelere dikkat edeceğiz? Kaçımız yaşanan bu felaket sonrası, bireysel önlemler almaya başladı, kaçımız hala minik bir deprem çantasının öneminin farkında dahi değil? Kaçınızın işletmelerinde afet eylem programı var ya da bu deprem sonrası bu doğrultuda bir çalışmaya başlayan kaç firma oldu? Aklımızdaki bu ve benzeri soruların cevaplarını almak, depremin hayatın her alanında nasıl yıkıcı etkiler yaratığını anlamak, gerek özel hayatlarımızda gerekse iş yerlerimizde neler yapabileceğimizi ve neleri yapmayı atladığımızı öğrenebilmek için 47. sayımızın kapak konusunu deprem üzerine kurguladık ve başlığımızı 6 Şubat 2023 neyin miladı? olarak attık ve sorularımızı konunun uzmanlarına sorduk.

SİGORTANIN ÖNEMİ BİR KEZ DAHA  ORTAYA ÇIKTI

Sanayi kentlerinde deprem riskini konuştuğumuz TOBB Türkiye Sigorta Acenteliği İcra Komitesi Başkanı Levent Korkut, Türkiye’de sigortaya daha fazla önem verilseydi, yaşanan deprem sonucu bu kadar büyük maddi kayıplar olmayacağından söz etti.

OLASI İSTANBUL DEPREMİ BERABERİNDE BÜYÜK EKONOMİK VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ GETİRECEK

Depremin sosyo-ekonomik etkilerini ve kentsel dönüşümü masaya yatırdığımız Avukat Cihat Demirbağ, deprem tedbirlerinin, desteklerinin ve kurallarının çok sert ve disiplinli şekilde kontrol edilmesi gerektiğine parmak basarak, olası İstanbul depreminin bu tedbirsizliklerle yaşanması durumunda, ülke ekonomisinin ve psikolojisinin çok ağır etkiler alacağını ifade etti.

İSTİHDAM GÖÇÜNE DİKKAT!

Depremin sanayi ve endüstriye etkilerini değerlendiren TÜGİAD ve DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel istihdam göçüne dikkat çekerek, “Güvenli bölgelerde sağlam kalıcı konutların inşası bir an önce tamamlanmalı. O zamana kadar da konteyner kentlerin OSB’lere ve fabrika alanlarına yakın yerlerde kurularak insanların yeniden işlerine dönmeleri sağlanmalı” dedi.

FİRMANIZIN ACİL EYLEM PLANI VAR MI?

Firmaların acil eylem planlarını nasıl oluşturmaları gerektiğini anlatan Yankı Solutions Acil Durum ve Kriz Yönetimi Eğitmeni Irkın Çubuk ile afet ve acil durumun farkını, 6 Şubat depremi sonrası yaşanan kaosun sebeplerini konuştuk. Bu röportajı büyük bir dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum. Çubuk, afet dönemlerinde yapılması ve en önemlisi de yapılmaması gerekenleri tek tek anlattı.

ÇALIŞAN PSİKOLOJİSİNE NE KADAR ÖNEM VERİYORUZ?

Deprem sonrası çalışan psikolojisini, iş verenin ve çalışanın süreci en doğru şekilde nasıl yönetebileceğini, örgüt ve endüstri psikolojini ise Endüstri ve Örgüt Psikoloğu, BC Consulting Kurucusu Banu Koç Çakan ile konuştuk.

Röportajları okurken yanınızda muhakkak not tutacağınız bir defteriniz ve kaleminiz olsun. Hepimizin üzerine düşen çok fazla sorumluluk var, bu süreçte yapılacak en büyük hata ise ötelemek olacaktır.

6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde, aynı gün saat 13.24’te ise 7,6 büyüklüğünde başka bir deprem daha meydana geldi. Artarda yaşanan depremler sonrası 11 ilde ağır yıkımlar yaşandı. Yaşanan iki büyük deprem sonrasında da söz konusu bölgede büyük bir deprem zinciri yaşanmaya başladı. Peş peşe meydana gelen artçı depremler, iki büyük depremde güçlükle ayakta kalan binaları enkaza çevirdi. Binlerce insan hayatını kaybederken, insanların alışkanlıkları, hayatları, kültürleri, işleri, evleri, okulları enkazların altında kaldı.

BİR AFET SONRASINDA İŞYERLERİNİN YÜZDE 43’Ü BİR DAHA AÇILAMIYOR

Çalışma hayatı da yaşanan depremden payına düşeni aldı. Depremin yaşandığı 11 ilde binlerce iş yeri de kullanılmaz hale geldi. Neredeyse herkesin tedarik zincirinde kopmalar yaşandı. Fabrikalar, büyük-küçük işletmeler, sayısız KOBİ vb. birçok iş yeri depremle birlikte maalesef yok olup gittiler. Uzmanlar, yaşanan afetlerin yaratmış olduğu olumsuz ekonomik ortamla ancak üretimin yani çalışma hayatının sekteye uğramaması ile başa çıkılacağını söylüyorlar. Bunun da olması için özellikle olası İstanbul depremi öncesinde büyük-küçük fark etmeksizin tüm iş yerlerinin kendi acil eylem planlarını hazırlamaları gerekiyor. Yapılan araştırmalar, bir afet sonrasında işyerlerinin yüzde 43’ünün bir daha açılamadığını, açılmayı başaranların da yüzde 25’inin bir yıl içerisinde başarısızlığa uğradığını gösteriyor. Bu tablonun değişmesi için sanayi ve endüstride çok sistematik, iyi takip edilen, denetlenen bir değişim programı uygulanması gerekiyor. Gerek yeni programlar gerekse var olan programlar iş dünyasına çok iyi anlatılmalı ve programlara teşvik edilmeliler. “Ben tek başıma ne yapabilirim?” algısı yerini “Benim tek başıma alacağım önlemler çok şeyin değişmesine yardımcı olabilir” algısına bırakmak zorunda.

AFETLERE HAZIRLANMAK İÇİN 20 İPUCU

2011 yılında Van’da yaşanan yıkıcı deprem sonrası, Dünya Ekonomik Forumu ve Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği (CSR Türkiye) tarafından “Türkiye için İş Afet Direnç Programı” diğer adıyla Sağlam KOBİ başlıklı bir afete hazırlık girişimi geliştirildi. Sağlam KOBİ’nin resmi web sitesi www.saglamkobi.com’da yer alan “Afetlere Hazırlanmak için 20 İpucu” başlıklı çalışmada, işletmelerin öncelikle yapması gereken 20 adım tüm ayrıntılarıyla paylaşılıyor. Söz konusu çalışmaya göre işletmelerin afetlere hazırlanması için atması gereken 20 adım şöyle;

1- Planınızı oluşturacak bir ekip kurun

2- Üst yönetime ulaşın

3- Afet planınızı basit tutun

4- Karar süreçleri için gerekli olan önemli doküman ve bilgileri toplayın

5- Önemli operasyonlarınızı ve süreçlerinizi tanımlayın ve önceliklendirin

6- Tehlikeleri, çalışmalarınızda meydana gelebilecek olası aksaklıkları tanımlayın

7- Planınızı inşa edin ve bir “al ve git” dosyası hazırlayın

8- Acil durum çalışan, bayi/tedarikçi ve önemli kişiler irtibat listelerinizi güncelleyin

9- Gönüllü çalışanlardan eğitimli acil durum müdahale ekipleri oluşturun

10- Acil durum malzemelerini depolayın

11- Hazırlanmış bir iş gücü geliştirin – işyeri hazır bulunma çalışması, işyerinde sonlanmaz.

12- Önemli kayıtlarınızı ve verilerinizi yedekleyin ve koruyun.

13- Ekipmanlarınıza, binalarınıza ve tesislerinize olası etkileri hafifletecek önlemleri alın

14- Afet nedeniyle yok olmadan ve satacak hiçbir şeyinizin kalmamasından önce envanterinizi ve deponuzu koruyun.

15- Bir kriz sırasında çalışanlarınızın, tedarikçilerinizin, müşterilerinizin ve kamunun gerçekleri direkt olarak sizden öğrendiğinden emin olmak için gerekli iletişimleri sağlayın.

16- Ortaklıklar kazanın

17- Planınızı uygulayın ve test edin

18- Planınızı güncel tutun

19- Planınızı uygulayın

20- Yerel ekonomi ile bağlantıda olun