Çetin Ünsalan – Gazeteci [email protected]

Ekonomide, bilhassa reel sektör adına zorlu bir süreçten geçiyoruz. Biliyorum ki bu dönemde, tüm firmalar finansal kaynaklara ulaşmanın telaşına düşmüş vaziyette. Bunun eleştirilecek bir yanı olmadığı gibi, haklılık tarafları da çok.

Fakat tüm bunlardan sıyrılarak kendinize birkaç soru sorup, yanıtını bulmanız gerekiyor. Öncelikle yeni finansman ihtiyacınız nereden kaynaklanıyor? Şayet hammadde alımı, işçilik ücretleri gibi günlük ve yarına katkısı olmayan başlıklar için sıkıştıysanız hesaplarınızı gözden geçirmeniz gerekiyor.

Bilhassa nakit akışınızı düzenlemeden, elinizdeki kaynağı doğru kurgulamadan ve bundan da önemlisi, yarına ilişkin gelir getirici hamleler yapmadan, bu kısır döngüden çıkmanın çok da mümkün olmadığının farkına varmak lazım.

O zaman ilk önce nakit akışlarını düzene koyup, tahsil edilemeyecek satışlardan kaçınmanın, zararına mal vermemenin önemi kadar, gelen nakdin doğru kullanımının da kritik olduğunu bilmemiz gerekiyor.

Aynı durum yeni finansa ulaşma adına da geçerli. Diyelim ki; finans arayışındasınız ve bu olanağa kavuştunuz. Paranın elinizde olduğunu düşünün. Peki o parayla ne yapacağınızı biliyor musunuz?

Gerçekten günlük harcamalar için kaynak arıyorsanız, bu sorunu nakitteki dengesizlikleri ve cari hesaplardaki toparlanmaları mercek altına alarak yapabilirsiniz. Doğru ve verimli iş yönetimiyle, şirketinizin içinden bir şirket daha çıktığına şahit olabilirsiniz.

Bunu hallettiyseniz, finans arayışına geçerken ne yapmalısınız? Öncelikle verimlilik artıracak yatırımlara yönelin. Bu üretim hatlarınızdaki verimsizlikten personelin eğitimine kadar bir dizi başlığı içeriyor. Buraya ayıracağınız kaynağı da harcama değil, yatırım olarak yorumlayın.

Prosesinizdeki düzenlemeleri yaptıktan sonra zaten iç kaynak tedarikini, giderlerin azalması ve birim kazançların artmasıyla göreceksiniz. Şayet bir finans kuruluşuna gidiyorsanız, bu hedeflemeler doğrultusunda yürüyün.

Bunların başında da yeşil enerji ve karbon emisyonlarının azaltılması geliyor. Şayet firmanızın enerji ihtiyaçlarını, yenilenebilir metotlarla çözmeyi projelendirir, bir etüt sonrası yapılacakları belirler, ürettiğiniz ürünlerde de çevreye uygun gelişimleri içeren projelere imza atarsanız, yüksek ihtimalle bankalardan da bu projelere kaynak bulabildiğinizi göreceksiniz.

Yeşil enerji bakış açısında dünyadan dahi fon ve hibelerin olduğunu unutmayın. Şayet enerjinizi yeşil hale getirirseniz, bir tarafta maliyetlerinizin azaldığını, diğer tarafta nakit dengenizin yoluna girdini, bir yanda birim kazançların arttığını ve öte yanda bankalar nezdinde de daha rahat finans kullanabildiğinize şahit olacaksınız.

Şayet bu tip projelerle dönüşümünüzü tamamlar ya da tamamlama yolculuğuna girerseniz, ne yeşil mutabakat hayatınızda sorun olacak, ne sınırda karbon vergisi, ne finansman ihtiyacı ne de kazançsız işler.

Gelin üretim hatlarınızı, iş yapış modellerinizi, enerji kullanımınızı ve verimliliğinizi mercek altına alın ve sonrasında müşterilerin bile tercih ettiği alan olmanın sonuçlarını görün. Bunların hiçbiri ‘sonra bakılacak işler’ değil.

Çünkü ‘sonra’ diye bir zaman kalmadı. Bir yıldan az bir süre içinde hepsinin hayatınızda etkisi olduğunu göreceksiniz. En önemlisi de o gün yeni sorunlarla boğuşmak yerine, boğuşanların arasından sıyrılıp, iş yapmak için bugünden hamle yapmalısınız. Aksi takdirde hayatınızda mevcutlara, yeni problemler eklenecek.