Heyelanın şekillendirdiği Yedigöller, yedi gölü çevreleyen zengin bitki örtüsü ve eşsiz ekosistemiyle doğaseverleri büyülüyor. Minerallerin göllere kazandırdığı renkler ve topografik çeşitlilik, bölgeyi biyolojik çeşitlilik açısından benzersiz kılıyor. Yedigöller, su kuşlarından endemik türlere kadar pek çok canlıya ev sahipliği yapan sürdürülebilir bir doğa harikası olarak karşımıza çıkıyor.
Yedigöller Milli Parkı, Bolu’nun 42 kilometre kuzeyinde, Batı Karadeniz Bölgesi’nde yer alan ve 1965 yılında milli park ilan edilen, 1.636 hektarlık bir alana sahip. Heyelan sonucu oluşmuş olan ve yüzeysel ile yeraltı akışlarıyla birbirine bağlı Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl isimli yedi göl, kuzeyden güneye doğru sıralanmış durumda. Milli park, 465 metre ile 1.488 metre arasında değişen rakımlara sahip ve Büyükgöl, 15 metre derinlik ve 24 bin 895 metrekare yüzey alanıyla en büyük göl konumunda. Bölgede zambak, sıklamen, çiğdem ve orkide gibi birçok bitki türü ile kayın, gürgen, köknar, çam, meşe ve yabani kiraz gibi ağaç türleri bulunuyor. Yaban hayvanları arasında ise 100’den fazla kuş türü yer alıyor.
Mayıs ve eylül ayları arasında sportif olta balıkçılığına olanak sağlayan ve zengin bitki ile hayvan çeşitliliğiyle bilimsel araştırmalar için önemli bir alan oluşturan park, doğa severler için eşsiz bir kaçış alanı sunuyor. Kapankaya Tepesi, anıt ağaçlar, gülen kayalar, şelaleler ve geyik üretme istasyonu gibi dikkat çekici ziyaret noktalarına sahip olan parkta, karavanla konaklama yasak olup sadece günübirlik ziyaretlere izin veriliyor.
Jeolojik ve ekolojik zenginlikleri
Yedigöller Milli Parkı’nın oluşumunda bölgenin jeolojik yapısı önemli bir yere sahip. Heyelan sonucu oluşan yedi göl, çevresindeki topografik çeşitlilikle birlikte ekosistemin zenginleşmesine katkıda bulunuyor. Göllerin suyunda bulunan mineraller, her birine kendine özgü renk ve doku kazandırırken, bu doğal zenginlikler bölgedeki bitki örtüsü ve yaban hayatıyla bütünleşerek eşsiz bir ekosistem yaratıyor. Göller ve çevresindeki mikro iklim koşulları, su kuşları, küçük amfibiler ve endemik türler için ideal bir yaşam alanı sunarken, volkanik topraklar ve kayalıklar biyolojik çeşitliliği artırıyor. Bu özellikleriyle Yedigöller, bilim insanları ve doğaseverler için hem doğal bir laboratuvar hem de korunması gereken sürdürülebilir bir yaşam alanı olarak öne çıkıyor.
Göletlerin çevresinde kartal ve atmaca gibi yırtıcı kuşlar gözlemleniyor
Zengin bir yaban hayatına ev sahipliği yaparak doğaseverlere farklı türleri gözlemleme imkanı sunan Yedigöller Milli Parkı’nda geyik, karaca, yaban domuzu, tilki ve sincap gibi memeli hayvanlar sıkça görülürken, kuş çeşitliliği de oldukça dikkat çekici. Özellikle kuş gözlemcileri için önemli bir nokta olan milli parkta şahin, kartal ve atmaca gibi yırtıcı kuşların yanı sıra ördek ve su tavuğu gibi su kuşları da göletlerin çevresinde gözleniyor. Ormanlık alanlar ve göllerin çevresi, küçük sürüngenler ve amfibiler için ideal bir yaşam alanı sunarken, bu zengin ekosistem farklı yüksekliklerdeki bitki örtüsü ile uyum içinde çalışıyor.
Kamp yapma ve piknik gibi aktiviteler için uygun bir yer
Yedigöller Milli Parkı, doğa yürüyüşü, fotoğraf çekimi, kamp yapma ve piknik gibi aktiviteler için uygun bir yer olarak dikkat çekiyor. Parkın içinde ziyaretçilerin rahatça gezip keyifli zaman geçirebileceği yürüyüş parkurları, dinlenme alanları ve kamp yerleri bulunuyor. Milli park, aynı zamanda alabalık yetiştiriciliği ile de biliniyor ve bu yönüyle de farklı bir ilgi odağı oluyor. Ziyaretçiler, göl kenarında oturup doğanın sakinliğini hissederken, aynı zamanda bu güzel ortamda keyifli bir gün geçirebilir.
Yüzlerce bitki çeşidini barındıran zengin ekosistem
Karadeniz ikliminin etkisiyle zengin bir bitki örtüsüne sahip olan Yedigöller Milli Parkı, hemen hemen her mevsim farklı bir doğal güzellikle ziyaretçileri karşılıyor. İlkbaharda kayın, meşe, gürgen ve kestane ağaçları taze filizlerle doğayı canlandırırken, yaz aylarında sarıçam ve köknar ağaçlarının gölgesinde serin yürüyüşler yapılabiliyor. Sonbaharda sarı, turuncu ve kırmızı tonlarına bürünen ağaçlar, parkta büyüleyici bir manzara oluştururken, kışın karla kaplanan köknar ve sarıçamlar bölgeye huzurlu bir atmosfer katıyor. Orman altı bitki örtüsünde orman gülü, eğrelti otları ve çalılar göze çarparken, göllerin çevresinde sazlıklar ve yosunlar doğal dengeyi sağlıyor. Zambak, sıklamen, çiğdem ve orkide gibi çiçek türlerinin yanı sıra kayın, meşe, gürgen, köknar, çam ve yabani kiraz gibi ağaç türleri, parkın 236’dan fazla bitki çeşidini barındıran zengin ekosistemine katkıda bulunuyor.