Kadınların iş dünyasındaki konumunu güçlendirmek için eşitlik ve dayanışma adına cesur adımlar atan Kadın Girişimci Selma Cengiz, ilham veren duruşuyla fark yaratıyor. Azmi ve vizyonuyla geleceğin kadın liderlerine rehberlik eden Cengiz, güçlü bir rol model olarak öne çıkıyor.
Kadınların iş dünyasında daha güçlü bir yer edinmesi ve eşitlik mücadelesinde ilerlemesi için fikirlerini dile getiren Kadın Girişimci Selma Cengiz hem liderlik duruşuyla hem de toplumsal dönüşüme olan inancıyla dikkat çekiyor. Kadınların karşılaştığı engelleri aşması ve kariyerlerinde yükselmesi için eğitim, mentorluk ve dayanışma ağlarının önemine vurgu yapan Cengiz, bu konularda aktif çalışmalar yürüterek toplumsal dönüşüme katkı sağlıyor.
- Öncelikle sizi biraz tanımak isteriz. İçinde bulunduğunuz iş dünyasında kendinizi nasıl tanımlarsınız?
1977 İstanbul doğumluyum. 45 yaşında üniversite eğitimine başladım ve Halkla İlişkiler bölümünden mezun oldum. Şu anda Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler 2. sınıf öğrencisiyim. Siyaset ve ülkelerin birbirleriyle ilişkileri her zaman ilgi alanım oldu. Bu nedenle akademik bir eğitim alarak bu alanda derinleşmek istedim. Gelecekte, edindiğim bilgi ve tecrübeleri toplum yararına sunmayı amaçlıyorum. İşim ve genel yaşantım gereği gençlerle sürekli bir aradayım. 20 ve 24 yaşında iki çocuk annesiyim ve ofisimizin yaş ortalaması 25. Aynı zamanda güncel ve teknolojik bir sektörde faaliyet gösteren bir şirketi yönetiyorum. Bu dinamik ortam, beni hem enerjik tutuyor hem de yeni fikirlere açık olmamı sağlıyor. 2010 yılında kurduğum Teferruat Reklam Hizmetleri, farklı sektörlerden müşterilere 15 yıldır ajans hizmetleri sunuyor. Ancak iş hayatım 30 yılı aşkın süredir devam ediyor ve bu süreçte birçok farklı sektörde deneyim kazanma şansım oldu. Bu tecrübeler, iş hayatında esnekliğin, hızlı adaptasyonun ve farklı bakış açılarının ne kadar önemli olduğunu bana öğretti. Ayrıca İstanbul Ticaret Odası 30. Bilgi İletişim ve Medya Komitesi Başkan Yardımcılığı ve 10.000 Kadın Girişimciler Derneği Başkan Yardımcılığı görevlerimle, kadınların iş dünyasında daha güçlü yer edinmeleri için aktif olarak çalışıyorum. Kendimi yeniliklere açık, günceli takip eden ve ekip ruhuna önem veren biri olarak tanımlıyorum.
“Kadın liderlerin sayısındaki artış, ekonomik büyümeyi olumlu etkiliyor”
- İş dünyasında kadın liderlerin sayısının artmasının Türkiye üzerinde nasıl bir etkisi olur?
İş dünyasındaki kadın liderlerin sayısındaki artış, öncelikle ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkiliyor. Çünkü en önemli getirisi sosyal eşitlik oluyor. Rol modellerin çoğalması genç kızlara ilham kaynağı olarak toplumsal dönüşümde önemli bir rol oynuyor. Bu değişim sadece iş dünyasında değil, aile yapısından eğitim sistemine kadar pek çok alanda kendini göstereceğine inanıyorum.
“Kadın dayanışması, bireylerin güçlenmesine ve ortak bazı engellerin birlikte aşılmasına yardımcı oluyor”
- İş dünyasında kadın dayanışmasının önemi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu dayanışmayı artırmak için neler yapılabilir?
Kadın odaklı birçok STK’da yer aldım ve almaya da devam ediyorum. Çünkü sivil toplum kuruluşlarının kadın dayanışmasını güçlendirmede büyük bir rol oynadığına inanıyorum. Sivil toplum, yasama, yürütme, yargı ve medyadan sonra gelen beşinci güç olarak tanımlanıyor. Kadınlara tavsiyem mutlaka bir sivil toplum kuruluşunda görev alsınlar. Kadın dayanışması, bireylerin güçlenmesine ve ortak bazı engellerin birlikte aşılmasına yardımcı oluyor. Ancak önemli olan bu dayanışmanın sürdürülebilir olmasıdır ve onun için de şu adımlar atılabilir;
- Kadın network ağlarının güçlendirilmesi: Sektörel bazda kadınların bir araya gelerek ve tecrübe paylaşımı yaparak birbirlerini destekleyeceği platformlar oluşturulabilirler.
- Başarı hikayelerinin paylaşılması: Kadınların başarıları görünür kılmalı ve diğer kadınlara ilham verilmesi sağlanmalı.
- Eğitim ve farkındalık çalışmaları: Cinsiyet eşitliği konusunda hem kadınların hem de erkeklerin bilinçlendirilmesi için düzenli etkinlikler ve eğitimler yapılabilir.
“Geleneksel medya, kadınların başarılarının görünürlüğünü artırmada kritik bir rol oynuyor”
- Kadınların iş dünyasındaki başarılarını görünür kılmak adına medya ve iletişim araçlarının rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geleneksel medya ve sosyal medya, kadınların başarılarının görünürlüğünü artırmada kritik bir rol oynuyor. Ulusal medyada yer almak her zaman mümkün olmayabilir. Ancak sosyal medya hem kolay ulaşımı hem de kullanım rahatlığı sebebiyle daha tercih edilebilir bir araç. Kadınların başarı hikayelerini, ilham verici projelerini ve liderliklerini öne çıkaran kampanyalar yapılmalı. Röportajlar, podcastler ve blog içerikleri gibi araçlarla daha fazla kadına ulaşılabilir. Son olarak bana ulaştığınız ve sesimi duyurmama vesile olduğunuz için sizlere çok teşekkür ederim. Daha fazla kadının sesi duyuldukça, bu hikayeler toplumsal algıyı değiştirecek ve gelecek nesillere daha güçlü bir miras bırakacak.
“Kadınların başarılı liderlerle bir araya gelmesi çok önemli”
- Kadınların iş hayatında yükselirken karşılaştığı cam tavan engellerini aşmak için sizce en etkili yöntemler neler olabilir?
Cam tavan tanımı bundan yıllar evvel henüz toplumsal cinsiyet eşitliğini bile konuşmaya başlanmamışken, adını koyamadığımız ama hissettiğimiz bir sorundu. Günümüzde artık bu sorunun adı kondu ve çözümler üretilmeye başlandı. Ancak daha fazla yol kat etmeliyiz;
- Daha fazla rol modelin varlığı: Kadınların başarılı liderlerle bir araya gelmesi ve ilham alabileceği hikayeler duyması çok önemli. Bu “O yaptıysa ben de yapabilirim” etkisi genç kadınları cesaretlendiriyor.
- Kapsayıcı şirket politikaları: Şirketlerin kurucularI ya da karar vericilerinin, üst düzey pozisyonlarda kadınlara daha fazla yer açması gerekiyor. İşe alım, terfi ve maaş gibi süreçlerde cinsiyet temelli ayrımcılığı önleyici şeffaf politikalar benimsemesi de bu engelleri aşmakta büyük rol oynuyor. Kadınlara tavsiyem asla bu durumu kabullenmeyin!
“Eşit iş için eşit ücret”
- İş dünyasında cinsiyet eşitliği adına yapılması gereken en acil 3 şey sizce nedir?
Eşit ücret politikalarının uygulanması: Bunun kökenini toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda uygulanmasını diliyorum. Kadın ve erkek çalışanlar arasında temsilde, atamada ve liyakat esasına dayalı eşitlikçi bir yaklaşım benimsenmeli. Bu sayede maaş farkları ortadan kaldırılmalı ve “Eşit iş için eşit ücret” anlayışı yalnızca bir hedef değil, bir norm haline gelmeli.
Doğum izni ve ebeveynlik haklarının iyileştirilmesi: İki çocuğunu da çalışırken dünyaya getirmiş ve büyütmüş biri olarak şunu söyleyebilirim; kadınların kariyerleriyle annelik rolü arasında bir tercih yapmak zorunda kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Bunun için devletin, iş veren ve çalışanları mağdur etmeyecek daha kapsamlı destekler sunması şart.
Kadın liderlerin desteklenmesi: Kadınların yönetim pozisyonlarına erişimini kolaylaştıracak eğitim programları, mentorluk imkanları ve kota uygulamaları gibi politikalar hayata geçirilmeli. Rol model kadınların sayısı arttıkça, bu durum diğer kadınlara cesaret verecek ve iş dünyasında yeni bir denge oluşmasına katkıda bulunacak.