Çetin Ünsalan Gazeteci – [email protected]
İklim krizi ve sürdürülebilirlik üzerinden sadece yaptırımları değil, fırsatları da eş zamanlı olarak konuşmamız gereken bir sürecin ortasındayız. Sektör özelinde baktığımızda ahşabın yükselişine şahit oluyoruz ama nedenlerini de iyi okumakta fayda var.
Öncelikle doğaya uyumlu üretimlerin ister idealizm açısından, isterseniz de bunun bir tarife dışı engel olarak uygulanacağı gerçeğinden bakın yeni gündem konumuz olacağını iyi bilmemiz gerekiyor.
Doğaya uyumlu malzemelerin ön plana çıktığı, hatta yeniliklerin bile doğadan ilham alınarak gerçekleştirildiği bir ekonomi ortamında meseleyi görmezden gelirsek, bugün için fırsatı, yarın için de rekabet edilebilirliği kaçırırız.
Ahşap hem doğal malzeme olması hem de insanların bu konuda duyarlılığının artması nedeniyle yükselen trend olarak gözüküyor. Sadece evlerde değil, yatlardan çevrenin yönetilmesine kadar ahşabın dikkat çekici bir cazibesi var.
Fakat resme biraz daha genelden bakalım. Son 100 yıldır çalışmaları sürdürülen, ama son 20 yıldır bir ekonomi başlığı olarak kabul edilip, dünya çapında firmaların finanse ettiği başlık biyoinovasyon. Buna biyoilham ya da biyomimetik de deniliyor.
Temel felsefesine baktığınızda özetle doğadan ilham alan ve doğa gibi tüketmeyen, atığından üretim metotlarına kadar her şeyin döngüsel olarak nitelendirildiği başlıkların esas alındığı bir yaklaşım.
Dünyadaki start-upların bu konudaki çalışmalarına baktığınızda kimi zaman kelebekten, kimi zaman mantardan, yapısal ve yaşamsal çalışma prensibinden ilham alarak oluşturulan teknolojileri patentliyorlar.
Örneğin mantardan, yani fabrikanızın arka bahçesinde ürettiğiniz üründen, basit bir metotla plastikten daha mukavim biyoplastiktiklerin üretilebilir hale geldiğini biliyor musunuz? Diyelim ki bir sandalye yaptınız ve kırıldı.
Atık yönetimini nasıl yapacaksınız? Bahçeye atacaksınız ve bu toprağa karışarak doğaya dönüşecek. Peki bu çalışmaların içinde en çok incelenen alan ne? Ormanlar ve ağaçlar… Ağaçların yaşam süreçleri, bu süreçteki reaksiyonları her şeyiyle yeni ekonominin ilhamı haline geldi.
Ormanların en büyük özelliği sıfır atık olması ve tamamen birinin atığının diğerinin girdisi halinde yaşam döngüsüne sahip olması. Önümüzdeki süreçte bu eğilimin güçlenerek devam edeceğini düşünebilirsiniz.
Çünkü bugün dünya çapındaki firmaların hepsinin buradaki çalışmaları finanse ettiği ve patente konu endüstriyel üretimlere başladığını unutmamalısınız. Hatta Avrupa’da orman ilhamlı farklı üretimleri buluşturan, birinin atığı, diğerinin girdisi olarak kurgulanan organize sanayi bölgeleri dahi var.
Tüm bunları alt alta düşündüğünüzde ağaç makinelerinin ön plana çıktığı, doğru yöntemlerle geliştirilirse, bu dönüşümün ana teknoloji üreticilerinden biri haline geldiği bir potansiyelden bahsediyoruz.
Bu alandaki çalışmalar açık kaynak. Özellikle buna yönelik geliştirilen yapay zeka uygulamalarıyla her türlü kaynağa ulaşabilirsiniz. Yeter ki “Benim şimdi ilham alacağım ne çalışmalar var” diye sorgulamaya ve yaratıcılığınızı tetiklemeye odaklanın.