Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) ve İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İSDER) Genel Sekreteri Oğuz Yusuf Yiğit; “STK’ların yönetimler üzerindeki etkinliği o ülkeleri daha çağdaş ve demokratik hale getirmektedir. Bu nedenle STK’lar demokrasinin olmazsa olmaz unsurları olarak toplumsal hayatımızın odak noktasında yer almalıdır. Çağdaş bir toplumda, STK’ların çoğulcu yapıda olmasıyla demokratik dengeler sağlanır ve tüm bunlar kamu yararına gerçekleşir” dedi.

Tüm ülkeler için STK’ların büyük önem taşıdığına değinen İMDER ve İSDER Genel Sekreteri Oğuz Yusuf Yiğit, STK’ların demokrasinin olmazsa olmaz unsuru olduğunu belirtti. “STK’lar faaliyetlerini sürdürürken elbette üye firmaların üzerine bazı sorumluluklar düşmektedir” diyen Yiğit; “Firmaların iş birliği kültürünü benimsemesi ve müzakereci tutum sergilemeleri STK’ların güçlenmesi adına oldukça önemlidir” dedi.

  • Pandemi dönemi mevcut sorunlarınızın üzerine yeni ne tür sorunlar eklendi? Bu sorunların çözümü için STK olarak nasıl bir aksiyon alıyorsunuz?

Hem iş makineleri sektörü hem de istif makineleri sektörü olarak, ülkemizin genel ekonomisinden ve döviz kuru hareketlerinden yoğun olarak etkilenmekteyiz. Bu etmenlerden ötürü 2018 yılında daralma yaşayan sektörlerimiz 2019 yılı itibariyle ihracat stratejileri geliştirerek yukarı doğru ivme kazanmayı hedefledi. Bu süreçte görülen iyileşme 2020 için olumlu beklentiler yarattı. Ancak 2020’de ülkemizde görülen ilk Covid-19 vakası ile birlikte bu beklentiler yerini belirsizliğe bıraktı. Pandeminin ilk etkilerinden biri tedarik zincirlerinde yaşanan aksamalar oldu. Kriz dönemlerinde çıkış yolu olan ihracat, bu süreçte lojistik engeller, uluslararası kısıtlamalar ve talep daralması gibi nedenlerden dolayı verimli bir şekilde yapılamadı. Ek olarak her iki sektörümüz de karantina süreçleri nedeniyle yaşanan iş gücündeki eksilmenin olumsuz bir etki oluşturmaması için var gücüyle çalıştı.

Pandemi döneminde yaşanan tüm bu olumsuzluklara karşı İMDER bünyesinde algılarımızı, reflekslerimizi ve öngörülerimizi ortaya koyacak birçok sektörel araştırmada bulunduk. MAİB’in katkılarıyla hazırladığımız İnşaat, Madencilik ve Makine Sektörleri Etkileşim Raporu sektöre kazandırdığımız mihenk taşlarından biri oldu. Diğer yandan İSDER olarak hem yurt dışında hem de yurt içindeki tüm sektörel kuruluşlarla ortak çözüm arayışına girdik ve koordinasyon içinde çalıştık. Bu doğrultuda yönetim kurulunda yer aldığımız FEM-Avrupa İstif Makinaları Federasyonu ve MAKFED-Makine Federasyonu ile iletişimimizi güçlü tutuyoruz. Böylece hem salgının AB ekonomisindeki etkilerini yakından takip ediyoruz hem de sektörün bu süreçten asgari düzeyde etkilenmesi için yapılabilecekler konusunda ortak çalışmalar yürütüyoruz.

Bu süreçte çalışma biçimlerimizi ve sektörel hakimiyetimizi uzaktan çalışma gibi edindiğimiz yeni normaller çerçevesinde sürdürüyoruz. Yaşanan süreçte sektörlerimizin öne çıkan ihtiyaçları ilgili STK bünyesinde hızla yorumlanırken, pandemi çerçevesinde odak noktalarımızda da revizyona gitme davranışımız her zaman gündemimizdeydi.

“STK’lar demokrasinin olmazsa olmaz unsurlarıdır”

  • Pandeminin yaratmış olduğu yeni dönemde STK’ların önemi daha da arttı. Sizce bir ülkenin gelişmesinde STK’ların önemi nedir?

STK’lar geçmişten bugüne toplumların gelişiminde önemli roller üstlenmiştir. Firmaların taleplerini sivil toplum kuruluşları aracılığı ile hükümetlere iletmesi ve bu taleplerin hükümetler tarafından dikkate alınarak hukuk düzenine uygun bir şekilde karşılanması STK’ların demokratik düzendeki önemini ortaya koymaktadır. STK’lar, sivil toplumun kurumsallaşmış yapı mekanizmaları olarak hareket eder ve sosyal sermayenin gelişmesine katkı sağlar. Aynı zamanda toplum inşası ve toplumu güçlendirme stratejilerinin de parçasıdırlar. Daha geniş bir sivil ve modern toplumun refah sisteminin parçası olurken devlet ve iş dünyasının yanında yeni bir kurumsal yapı oluştururlar.

Ayrıca STK’lar insanın doğasında olan “yararlı olma” duygusunu, bir amaca bağlayarak içinde bulunduğu topluma bir değer katma ihtiyacını karşılaması için uygun atmosferi sağlamaktadır. STK’ların yönetimler üzerindeki etkinliği o ülkeleri daha çağdaş ve demokratik hale getirmektedir. Bu nedenle STK’lar demokrasinin olmazsa olmaz unsurları olarak toplumsal hayatımızın odak noktasında yer almalıdır. Çağdaş bir toplumda, STK’ların çoğulcu yapıda olmasıyla demokratik dengeler sağlanır ve tüm bunlar kamu yararına gerçekleşir.

STK’lar olarak, farklı bakış açılarından, benzer ilgilere sahip insanların bir araya gelmesine olanak sağlıyoruz. Bu yapımızdan ötürü, sektörel problemlerin çözümlerine katkı sağlamaktayız. Bünyemize üye olan firmalarımızın sosyal vizyonlarının ifade edilmesiyle ilgilenirken ülkemize katma değer sağlıyoruz. Tüm bu hedeflerimize kurucularımızdan yöneticilerimize, üyelerimizden yararlanıcılarımıza benimsediğimiz ortak değerlerle ulaşıyoruz.

“Firmaların iş birliği kültürünü benimsemesi STK’ların güçlenmesi adına oldukça önemli”

  • Türkiye’de STK’ların daha da güçlenmesi için firmaların üzerine düşen görevler nelerdir?

Günümüzde küresel düzeyde artan rekabet, firmaları görece avantaj elde etmek için geleneksel ticari faaliyetlerinin dışında etkinliklerde bulunmaya zorluyor. Bu gibi durumlarda devreye STK’lar ve STK’ların firmalara sağladığı sayısız olanaklar giriyor. STK’lar, sektörün sorunlarına çözüm arayan, özel sektörün ve kamu kuruluşlarının kesişiminde yer alan kurumlardır. Firmaların sektördeki ihtiyaçlarını ve problemlerini STK’lara iletmesi büyük önem arz etmektedir. Böylelikle STK’lar hem kendilerinin öngörmüş olduğu ihtiyaçlara hem de firmaların kendilerine iletmiş olduğu maddelere yönelik çalışmalar gerçekleştirebilmektedir. STK’lar, herhangi bir konuyla ilgili giderilemeyen sorunları sektörde güç birliği oluşturarak daha iyi ifade edilmesini sağlayıp, ilgili Bakanlıklara ileterek çözüm aramaktadır.

STK’lar tüm bu faaliyetlerini sürdürürken elbette üye firmaların üzerine bazı sorumluluklar düşmektedir. Firmaların iş birliği kültürünü benimsemesi ve müzakereci tutum sergilemeleri STK’ların güçlenmesi adına oldukça önemlidir. Bu sayede firmalar STK’lar için elverişli ortam yaratılmasına katkı sağlamaktadır.

  • Kendi temsil ettiğiniz sektörlerle ilgili 2022 öngörüleriniz nelerdir?

Uzun vadeli ve keskin bir öngörüde bulunmak, halen içerisinde bulunduğumuz pandemi şatlarında oldukça zor. Çünkü Corona virüs salgını, ekonomik ve sosyal alanlarda tam anlamıyla bir küresel kilitlenmeye yol açıp tüm iyimser senaryoların boşa çıkmasına yol açtı. Fakat toplumsal olarak yaşantımızın ve ülke ekonomimizin normal işleyişine ve sürdürülebilirliğine katkıda bulunan istif makineleri sektörü, ekipmanları ve sağladığı çözümler ile 2022 yılında da vazgeçilmez sektörlerden olmaya devam edecektir.

İş makineleri sektörü diğer tüm sektörlerin tedarik zincirinde önemli bir noktada bulunduğu için, 2022 yılında da önemini korumaya devam edecektir. Bu özelliği sayesinde de sektörün bu yıl içerisinde geçtiğimiz yıllara kıyasla kayda değer bir büyüme sergileyeceğini ve iç pazarda da mevcut statüsünü koruyacağı kanaatindeyiz. İMDER olarak ana destekçisi olduğumuz ve 2022 yılının mart ayında Antalya’da gerçekleştirilecek olan KOMATEK Fuarı ile birlikte sektör temsilcilerini uzun süre sonra bir araya getirerek pandemi öncesinde özlenen iş birliği atmosferini yeniden yakalayacağız. Diğer taraftan İSDER olarak yine ana destekçisi olduğumuz Kirala Türkiye Fuarı’nı gerçekleştireceğiz. Bu doğrultuda İSDER ve İMDER olarak çalışmalarımıza ve projelerimize 2022 yılında da ara vermeden devam edeceğiz.