Çeşitli meslek gruplarından 18 kadının 1997 yılında ortak iradesi ve hayaliyle kurulan Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) uzun yıllardır toplumsal cinsiyet eşitsizliği başta olmak üzere kadınların uğradığı her türlü ayrımcılıkla ilgili toplumda farkındalık yaratmayı amaçlayan projelere ve çalışmalara imza atıyor. 2017 yılından buyana KA.DER Genel Başkanlık görevini yürüten Nuray Karaoğlu, KA.DER’in kuruluş amacını, derneğin yapılanmasını, sürdürdükleri çalışmaları AİMSAD Dergisi’ne anlattı. KA.DER’in özellikle siyaset alanındaki eşit temsile önem verdiğine dikkat çeken Karaoğlu; “Siyaset alanında eşit temsil sağlanırsa, kadın erkek eşitliği bu noktadan her alana yayılacaktır” dedi.

Kadının yaşamın her alanında eşit haklara sahip olması, eşit temsil edilmesi için 25 yıldır çok önemli projelere imza atan KA.DER’in üye profili kadın hakları konusunda bilinçli, kadınların temsil oranını arttırmak için çalışmalar yürüten, kadın adayların önündeki engelleri kaldırmak için dayanışma esasıyla mücadele veren kişilerden oluşuyor. Türkiye’de ve dünyada kadınların hala eşit işe eşit ücret alamadıklarına dikkat çeken KA.DER Genel Başkanı Nuray Karaoğlu; “Kadınlar, sadece kadın oldukları için aynı işi yapsalar dahi erkek mevkidaşlarından daha düşük ücretlendiriliyorlar. İş hayatında öncelikle bu eşitsizlikten vazgeçilmeli. Biz her alanda eşit temsil, katılım ve karar alma süreçlerinde yer almayı savunuyoruz. Kadın erkek oranları eşitlenmediği, yönetim kademelerinde kota olmadığı, kadın CEO, CFO gibi her kademedeki yönetici kadın sayısı artmadığı sürece samimi bir dönüşümden bahsedemeyiz” dedi.

  • Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Bursa doğumluyum. Lisans eğitimini Uluslararası İlişkiler ve Yönetim Bilimleri alanında yaptım. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında üyeliklerim bulunuyor. 2002-2004 yılları arasında Göztepe Rotary Kulübü’nde başkanlık yaptım. 2002 yılında KA.DER’e üye oldum. Süreli dergi, eğitim yayınları üretimi ve satışı alanında faaliyet gösteren bir şirketin yönetim kurulu üyesiyim. Kadın girişimciliği, örgüt içi iletişim eğitimi, toplumsal cinsiyet ve kota eğitimi programlarının yanı sıra Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi, Erickson Denge Merkezi NLP Practitioner Sertifika Programlarına katıldım. 2017’den beri KA.DER Genel Başkanı olarak çalışmalarıma devam ediyorum. 

“KA.DER KADIN DAYANIŞMASINI ÖNEMSEYEN BİR ÖRGÜT”

  • KA.DER hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu? Kuruluş amacınız nedir? Proje ve çalışmalarınız nelerdir?

Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) 4 Mart 1997 yılında akademisyen, gazeteci, hukukçu gibi çok çeşitli meslek gruplarından 18 kadının ortak iradesi ve hayaliyle kuruldu. KA.DER, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, kadınlık bilincinin farkında olan, kadınların uğradığı her türlü ayrımcılıkla ilgili toplumda farkındalık yaratmayı amaçlayan, kadınların siyasete girmesinin önündeki engelleri kaldırmak için mücadele eden, kadınları siyasette ve diğer karar alma mekanizmalarında aday olmaya teşvik eden, cesaret veren, kadın dayanışmasını önemseyen bir kadın örgütüdür.

KA.DER’in özellikle siyaset alanındaki eşit temsili öncelemesinin sebebi, siyaset alanında eşit temsil sağlanırsa, kadın erkek eşitliğinin bu noktadan her alana yayılacağına olan inancıdır. KA.DER olarak yerel, ulusal ve uluslararası birçok faaliyet ve proje gerçekleştirmekteyiz. Örneğin; Siyaset Akademisi KA.DER’in geliştirdiği ve KA.DER ile özdeşleşen, markalaşmış bir projedir. Bunun yanı sıra yerel yönetimlerle; toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme, stratejik planda toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi, toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalık çalışmaları, belediye izleme ve değerlendirme çalışmaları, yerel yönetimlerde kadınları güçlendirme kapsamında projeler yapmaktayız.

“KADIN ADAYLARIN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ KALDIRMAK İÇİN DAYANIŞMA ESASIYLA MÜCADELE VERİYORUZ”

  • Dernek içinde nasıl bir yapılanma mevcut? Yönetim kurulunuz ve üyelerinizden bahseder misiniz?

KA.DER genel merkez bünyesinde yönetim kurulu, disiplin kurulu, denetleme kurulu ve danışma kurulu olmak üzere dört kurul ile yapılanmıştır. Genel başkan tüzük gereği siyasi parti üyesi olamaz. Rotasyon ilkesi gereği hiçbir yönetim kurulu üyesi iki dönemden fazla kurul üyeliğini sürdüremez. Karar alma ilkesi olarak oy çokluğu, oy birliğinden ziyade uzlaşma yöntemini benimser. Genel merkezin yanı sıra şube ve temsilcilikleri vardır ve bu sayede geniş bir örgütlenme ağına sahiptir. Ankara, Adana, İzmir, Mersin, Kadıköy şubeleri ile Doğu Akdeniz ve Tuzla Temsilcilikleri bulunmaktadır. Genel yönetim kurulu dokuz kişiden oluşmaktadır. 25. yılına yaklaşan KA.DER’in üye profili, kadın hakları konusunda bilinçli, kadınların temsil oranını arttırmak için çalışmalar yürüten, kadın adayların önündeki engelleri kaldırmak için dayanışma esasıyla mücadele veren kişilerdir. KA.DER’i güçlü kılan en önemli özelliklerden biri, neredeyse tüm siyasi partilerden üyeleri olduğu gibi siyasi parti üyesi olmayan ve feminist siyaseti benimseyen üyeleri olmasıdır. Bu üye çoğulculuğu barışçıl bir demokrasi tesisine örnek teşkil ederek ve mikro düzeyde bunu uygulayarak hizmet eden kuvvetli bir araç olduğu gibi, kadınlar olarak yaşadıkları ortak sorunlara ortak bir kavrayış geliştirme, kadın bakış açısıyla karar alma mekanizmalarının tamamında eşit temsil edilerek çözümlerini dahil etme yolunda herhangi bir ideolojik duruş sergilemeden yalnızca kadınlar lehine olan tüm yaklaşımları destekleme ve eşit mesafe ilkesine göre hareket etme pratiği, alanı sağlamaktadır.

  • Dernekte yürütmekte olduğunuz görev haricinde kaç yıldır profesyonel iş hayatının içindesiniz? Farklı kademelerde görev aldınız mı?

40 yıldır iş hayatının içindeyim. Yöneticiliğin farklı uzmanlık alanları ve kademelerinde yer aldım.

“HER ALANDA EŞİT TEMSİL, KATILIM VE KARAR ALMA SÜREÇLERİNDE YER ALMAYI SAVUNUYORUZ”

  • Geçmiş yıllarda iş dünyası erkek egemenliği altındaydı. Ancak artık alışkın olunan düzen hızlı bir değişim geçiriyor ve kartlar yeniden dağıtılıyor. Siz bu dönüşümü nasıl değerlendirirsiniz?

İş dünyasının hala erkek egemenliği altında olduğunu söylemek mümkün. Rakamlara baktığımızda evet bir dönüşüm yaşanıyor ama şu an için yeterli değil. Biz her alanda eşit temsil, katılım ve karar alma süreçlerinde yer almayı savunuyoruz. Kadın erkek oranları eşitlenmediği, yönetim kademelerinde kota olmadığı, kadın CEO, CFO gibi her kademedeki yönetici kadın sayısı artmadığı sürece samimi bir dönüşümden bahsedemeyiz.

“KIZ ÇOCUKLARINA, EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİNİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN DESTEK SUNULMALI”

  • Tüm Türkiye’de iş hayatında cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadın istihdamının daha da artırılması için neler yapılmalı?

Öncelikle bilinçlendirme faaliyetleri ile toplumsal dönüşüm sağlanmalı. Ataerkil toplumsal cinsiyet rollerinin getirdiği önyargı, engelleme ve baskıları kırmak için dönüştürücü bir niyet ve irade ortaya konulması, buna göre vizyon kurularak stratejik planlar geliştirilmesi ve bu dönüşümün hayata geçirilmesi için uygulamalar üretilmesi, bütün bunların eşitlikçi bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerekir. İyi örnekler ön plana çıkartılmalı, kız çocuklarına eğitimde fırsat eşitsizliğinin önüne geçmek için destek sunulmalı, kadınlara mesleki eğitimler verilmeli, kadının güçlendirilmesi, donanımlı hale gelebilmesi ve istihdama katılımları için projeler üretilmeli. Bunlar yalnızca basit örnekler. Bütüncül bir perspektiften tüm hayatı dönüştürmek için hayatın her alanında yedi gün, yirmi dört saat erkeklerin doğal hak alanı olarak görülen her şeyin kadınların da güvenceli bir şekilde erişebilmeleri için hayatın her adımını düşünmeliyiz.

“GELECEĞİ KADINLAR KURACAK O  SEBEPLE ASLA UMUTLARINI YİTİRMESİNLER”

  • Yeni mezun ya da iş hayatına yeni atılacak kadınlara tavsiyeleriniz nelerdir?

Bu topraklarda feminist mücadele Osmanlı döneminden beri var ve gelişiyor, kadın hakları konusunda bizlere öncü olan birçok değerli kadın var. Belki iş hayatları kolay olmayacak ama asla vazgeçmesinler, güçlü olsunlar ve kendilerine inansınlar. Çağa ayak uydurmak, kendini geliştirmek çok önemli. İş hayatındaki bir kadın mutlaka bir başka kadına rol model oluyor, onu cesaretlendiriyor. Bu bilinçle hareket etsinler. Geleceği kadınlar kuracak o sebeple asla umutlarını yitirmesinler.

“TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA KADINLAR HALA EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET ALMIYORLAR”

  • İş dünyasında kadın olmanın avantajları ve dezavantajları sizce nelerdir?

2022 yılında hala Türkiye’de ve dünyada kadınlar eşit işe eşit ücret almıyorlar. Sadece kadın oldukları için aynı işi yapsalar dahi erkek mevkidaşlarından daha düşük ücretlendiriliyorlar. İş hayatında öncelikle bu eşitsizlikten vazgeçilmeli. Diğer dezavantajlardan bazıları; öncelikle kodlanmış toplumsal cinsiyet rolleri, kadınlar üzerindeki geleneksel önyargı, engelleme ve baskılar, kadınların istihdam alanına girememesi, işyerinde taciz, kadın çalışanların terfi ettirilmemesi ve cam tavanların kırılamaması, ev içi işlerin kadınların sorumluluğuna yüklenmesi, iş yerinde kreş vb. imkanların sağlanmaması, mansplaining olarak sayabiliriz. Ancak toplumsal cinsiyet rolleri sebebiyle iş yaşamına katılım, kriz yönetme ve sorun çözme, annelik, ev işçiliği gibi birçok işi bir arada yapmak zorunda olan kadınların çoklu işlem yapabilme kabiliyeti iş hayatı için avantajdır diyebiliriz.