Türk ağaç işleme makine sektörünün son 10 yılda kat ettiği yolu değerlendiren Nesto Makina Firma Ortağı Mehmet Ersan, sektörde kalite, teknoloji ve hizmet anlayışındaki yaşanan olumlu gelişmeler neticesinde sektörün rekabet gücünün artığına ve buna bağlı olarak da ihracat oranlarının yükseldiğine değindi. İhracatın her işletme için hayati önem taşıdığına değinen Mehmet Ersan; “İhracat oranının yüksek olması, işletmeler için finansal istikrarı ve buna bağlı olarak da işletme yatırımlarının devamını sağlıyor” diye konuştu.

Fokus Röportajları kapsamında sorularımızı yanıtlayan Nesto Makine Firma Ortağı Mehmet Ersan, serktöre ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Kalifiye eleman sorununa değinen Ersan; İşletmeler olarak bizler teknik meslek liseleri ile, üniversiteler ile iletişim halinde olup iş birliği yapmalıyız. Belki işletmeler olarak endüstriyel akademiler kurup, personellerimizi sıfırdan yetiştirebilir, onlara özgüven ve iyi bir gelecek kazandırabiliriz. Bizler de bu yolla personel kazanmış oluruz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

  • Sektörün üretim faaliyetlerini genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Neler yapılmasını öngörüyorsunuz?

Özellikle Türk ağaç işleme makine sektörü son 10 yılda teknolojik ürünler üretme konusunda, kendisini oldukça geliştirdi. Geçmişte ağaç işleme sektörü yatırımcılarının ithal etmek zorunda kaldığı özelliklerdeki makineler artık bizler tarafından üretilebiliyor. Ayrıca sektör olarak atölye düzeninden fabrika düzenine geçiş, makine teçhizat yatırımları ve yalın üretim tekniklerinin uygulanmaya başlanması ile kalite ve verimlik de arttı. Kalitemiz, teknolojimiz ve hizmet anlayışımızdaki olumlu gelişmeler Türkiye ağaç işleme makine sektörünün özellikle Avrupalı rakipleriyle olan rekabet gücünün artmasına, buna bağlı olarak ihracat oranının yükselmesine ve ithalat oranının azalmasına vesile oldu. Sektör olarak gelişen bu yönlerimizi ülkemizin bulunduğu jeopolitik konumu ve iş gücü maliyet avantajlarımızı iyi değerlendirebilirsek, Türkiye ağaç işleme makine sektörünün önümüzdeki dönemde önünün oldukça açık olduğunu düşünüyoruz.

“TEKNOLOJİYİ YAKINDAN TAKİP EDEN SEKTÖR TEMSİLCİLERİ OLMALIYIZ”

  • Sektörün teknoloji odaklı faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Dijital dünyaya ayak uydurmak anlamında neler yapılmalı?

Teknoloji bugün yaşamamızın çok önemli bir parçası. İşletmelerde teknoloji, her birimde faydalandığımız farklı farklı argümanlardan oluşan bir nimet. Çağımızda teknolojiyi yakından takip eden, üretim aşamalarında teknolojiyi kullanan ve üreten sektör temsilcileri olmalıyız. Dijital dünyayı pazarlama ve satış organizasyonlarında aktif olarak kullanmalıyız. Nesto Makina olarak kısa sürede bulunduğumuz noktaya gelmemizde teknolojiyi kullanmamızın ve üretmemizin ve dijital argümanlardan faydalanmamızın çok büyük etkisi oldu. Teknoloji ürettiğimiz için tercih edilen bir firma olduk. Son 10 yılda yaşanan gelişmelere baktığımızda bu başarıyı teknoloji üreterek, teknoloji yatırımları yaparak elde ettik. Bu nedenle geldiğimiz nokta, takdire şayan.

“KRİZ DÖNEMLERİNDE İHRACAT ORANI YÜKSEK OLAN FİRMALAR DAHA AZ ETKİLENİYOR”

  • Sizce sektör bu dönemde iç pazara mı, ihracata mı, yoksa her ikisine de mi odaklanmalı?

Tüm sektör temsilcileri için iki pazarda çok önemli. Bu yadsınamaz bir gerçek. Ancak son dönemde iç pazarda yaşanan kur istikrarsızlığı ve yüksek enflasyon, yurt içi piyasada bir miktar durgunluğa sebebiyet verdi. Sektör yatırımcılarının birçoğu yatırım kararlarını ertelemek zorunda kaldı. Yaşanan bu sıkıntılarda, bir kez daha bizlere ihracatın önemini gösterdi. İhracat oranının yüksek olması, işletmeler için finansal istikrarı ve buna bağlı olarak da işletme yatırımlarının devamını sağlıyor. Biz de Nesto Makina olarak özellikle pandeminin başlangıcıyla ağırlığımızı yurt dışı pazarına vermeye başladık ve ihracat oranlarımızı artırdık. Kriz dönemlerinde ihracat oranı yüksek olan firmalar daha az etkileniyor. Bunu bir kez daha gördük. Günümüz koşullarında da bahsettiğim istikrarsızlık ve enflasyon ihracat oranı yüksek olan firmaların daha dengeli politikalar yürütmesini, yatırım planları varsa, Ar-Ge planları varsa bunları daha sağlıklı yürütmesine vesile oluyor. Dolayısıyla tüm bunları alt alta koyduğumuzda ihracat daha önemli ama iç piyasa da olmazsa olmaz.

  • Firma olarak sizin yoğun olarak ihracat yaptığınız pazarlar hangileri? Yeni Pazar arayışlarınız devam ediyor mu?

Firma olarak bizim de yeni ihracat pazar arayışlarımız devam ediyor. Önümüzdeki dönemde yurt dışı fuarlarına katılım planlarımız var. Bu fuarla sayesinde yeni pazarlar bulacağımıza inanıyoruz. Balkan ülkeleri, Rusya, Polonya, Kuzey Afrika ülkeleri ağırlıklı olarak çalıştığımız ülkeler. Firma olarak bayilikler veriyoruz, yeni bayilik görüşmelerimiz devam ediyor.

  • Peki Rusya-Ukrayna arasında yaşanan kriz sebebiyle, o bölgeye yaptığınız ihracat etkilendi mi?

Elbette kısmı olarak etkilendik. Ukrayna ile yapmış olduğumuz görüşmeler vardı, onlar askıya alındı. Rusya’ya yaptığımız ihracat oranında eskiye göre bir düşüş yaşandı açıkçası. Ancak önümüzdeki dönemde düzeleceğini düşünüyoruz. Diğer Balkan ülkeleri de yaşanan bu savaştan ürktüler. Sonrasında ortaya çıkan enflasyon onları etkiledi. Dolayısıyla bu gölgeye yapmış olduğumuz ihracat oranı ülkelerde oluşan enflasyon oranının yüksekliğinden dolayı azaldı.

“DESTEK VE TEŞVİK ORANLARI ARTIRILMALI”

  • Sektör olarak devletten beklentileriniz neler?

Açıkçası bu hususta en büyük beklentimiz devlet teşvik ve desteklerinin daha da artması. Hem biz sektör temsilciler için hem de hitap etmiş sektörler için destek ve teşviklerin artırılması yönünde adım atılabilir. Özellikle KOSGEB desteklerini müşterilerimiz yoğun olarak kullanıyor. Malumunuz bu enflasyon ve döviz artışından dolayı satışını gerçekleştirdiğimiz ürünlerin rakamları da yükseldi. Ama sağlanan destek miktarı hala aynı, yerinde sayıyor. Bu oranlar artırılabilir diye düşünüyoruz.

  • AİMSAD’a önerileriniz var mı?

AİMSAD’a çok teşekkür ediyoruz. AİMSAD sektör işletmeleri için çok değerli bir dernek. Bilgilendirmeleri, çalışmaları, fuar organizasyonları için yapmış olduğu destekler bizleri ve diğer dernek üyelerini oldukça mutlu ediyor. Derneğimizin yürüttüğü çalışmalardan epeyce faydalanıyoruz.

“İŞLETMELER OLARAK ENDÜSTRİYEL AKADEMİLER KURUP, PERSONELLERİMİZİ SIFIRDAN YETİŞTİREBİLİRİZ”

  • AİM üreticileri için son derece önemli olan kalifiye eleman sorunu için düşünceleriniz nelerdir?

Kalifiye eleman her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de önemli ve çözüm bekleyen bir sorun. Hemen hemen her işletmede, yetişmiş ara eleman bulmak büyük bir sorun. Çalışan yaş oranı ne yazık ki bu alanda yüksek. Alttan gelen nesil mavi yakalı olmak istemiyor. Teknik ve meslek liseleri eğitimde ve öğrenciyi yönlendirmede yetersiz kalıyor. Aileler evlatlarının masa başı işlerde çalışmasını istiyorlar ve bu şekilde yönlendiriyorlar. Hal böyle olunca bırakın yetişmiş elemanı, yetiştirmek üzere personel dahi bulamıyoruz. Karşı karşıya olduğumuz böyle bir gerçek var. Çıraklık ve kalfalık kültürü ne yazık ki yol oldu, gitti. İşletmeler olarak bizler teknik meslek liseleri ile, üniversiteler ile iletişim halinde olup iş birliği yapmalıyız. Belki işletmeler olarak endüstriyel akademiler kurup, personellerimizi sıfırdan yetiştirebilir, onlara özgüven ve iyi bir gelecek kazandırabiliriz. Bizler de bu yolla personel kazanmış oluruz diye düşünüyorum.