Instagram’da gerçekleştirdiği CeoTalk programı ile pandemi sürecinde iş dünyasının sesi olan gazeteci Selçuk Ergenç, sürecin belirsizliğine dikkat çekerek, “Bu belirsizliği çözemiyor ve gelecek için hedefler koyamıyorsak, değişik destek paketleri ile iş dünyasının ihtiyaç duyduğu kaynakları sağlamak gerekli” dedi.

Tüm dünyada dijitalleşme süreçlerini hızlandıran yeni tip koronavirüs salgını, iş dünyasının planlama süreçleri ve beklentilerini değiştirdi. İş dünyasını yakından tanıyan, pandemi süreciyle Instagram’da başladığı CeoTalk yayınları sayesinde hem ekonominin nabzını tutan hem de medyanın değişimine de ışık tutan gazeteci Selçuk Ergenç, pandemi nedeniyle yaşanan belirsiz ortama dikkat çekerek, iş dünyasının belirsizlik istemediğini söyledi.

Ekonomist ve Capital dergileri Proje Müdürü de olan Ergenç, “Eğer bu belirsizliği bugünden çözemiyor ve gelecek için hedefler koyamıyorsak, yapılması gereken, bu süreç bitene kadar değişik destek paketleri ile iş dünyasının ihtiyaç duyduğu kaynakları sağlamak olmalı. Ayrıca yüksek kur nedeniyle ithalatın çok maliyetli olduğu bu dönemde, yerli ürün ve hizmet üreten firmalara ayrıca destekler verilerek, ithal ürünlerin yerliden temini için çok hızlı kararlar alınmalı” şeklinde konuştu.

Ergenç ile iş dünyasını, iş dünyasının beklentilerini, hangi sektörlerin dijital dönüşüme daha hızlı ayak uydurduğunu ve pandeminin medya üzerine etkilerine söyleştik…

Teknolojik alt yapı şirketleri hizmetlerine devam edebildi

Pandemi sonrası yeni normale adapte olmaya çalıştığımız bu süreçte, Türkiye’de iş dünyası neler yapıyor?

Bireysel olarak kendi önlemlerimizi aldık. Ancak şirketlerin bunu yapma lüksü yok maalesef. Sahip oldukları kısıtlı kaynakları kaybetmeden yeni normalin getirdiği süreçlere uyum sağlayarak işlerini devam ettirmek zorundalar.

Türkiye özelinde ise durum her zamanki gibi daha hareketli. Son yıllarda ekonomide yaşadığımız iniş ve çıkışlar, Türk iş dünyasını ve onu yöneten iş liderlerini krizlere karşı daha korunaklı yaptı. Pandeminin ülkemize daha geç gelmiş olmasının da artısıyla, özellikle teknoloji alanında alt yapı hizmetleri sağlayan şirketler hazırlıklarını tamamlayarak ürün ve hizmetlerine kesintisiz devam edebildiler. Özellikle enerji, telekom, e-ticaret, lojistik, gıda perakendeciliği bunların başında geliyor. Kamuyu da unutmamak gerekiyor. Son yıllarda dijitalleşme üzerine önemli yatırımlar yapan kamu tarafı, bu dönemde de hizmetlerine devam etti.

Ancak tüm bunlar yeterli olmadı. Büyüme hedefleri üzerine bir ekonomisi olan Türkiye, pandemi ile birlikte tüm dünyadaki ekonomik küçülmeden olumsuz etkilenmiş durumda. Krizin başından beri pek çok ülke destek paketleri ile reel sektörün sıkıntılarını gidermeye çalışıyor. Türk hükümeti de pandeminin ilk dönemlerinde açıkladığı destek paketleri ile bir nebze de olsa yangının ateşini söndürme gayreti içinde oldu. Verilen teşvikler ve düşürülen kredi faiz oranları ile iç piyasada önemli bir hareketlilik sağlanmış oldu.

İş dünyasının en sevmediği şey belirsizlik. Ne yazık ki bunu yaşadığımız bir süreç içerisindeyiz. Pandemi sonrasında dijitalleşmiş ve bütün dünyaya daha entegre olmuş bir iş dünyasını göreceğimize inanıyorum.

Plazalarda çalışanlar uzun süre ofise dönmeyecek

Evden çalışma modeli oturdu mu? Hangi sektörler ve meslekler ağırlıklı olarak bu sürece daha rahat uydurdu? Bu süreç daha kalıcı ve yaygın olacak mı size göre? 

Evden çalışma ya da uzaktan çalışma çok kısa sürede hepimizin entegre olmak zorunda olduğumuz bir süreci gösterdi bize.

CEO Club etkinliğinde konuşan LC Waikiki Kurucusu Vahap Küçük şunları paylaştı; “Dünyanın pek çok ülkesinde ofislerimiz var. ABD’de yapacağımız 2-3 saatlik bir toplantı için 2-3 gün seyahat etmek zorunda kalıyordum. Oysa şimdi dünyanın dört bir yanına yayılmış olan ofis ve mağazalarımızdaki yöneticilerimiz ile bir bilgisayar etrafında toplantı yapabiliyorum”. 

Pandemi ile birlikte online toplantıların hayatımızı kolaylaştırdığını söyleyen Küçük, bundan sonra yurt dışındaki toplantılar için ülke ülke gezemeyeceğini söylüyor. Vahap Küçük önemli bir noktayı da şu şekilde vurguluyordu; “Şimdiye kadar pek çok bina alarak ofisler açtık. Bu ofislerde binlerce personelimiz çalışıyor. Çok büyük yatım maliyetiydi bu. Oysa şimdi pek çok işimizi evlerinden sürdüren çalışanlarımız var. Bir daha bu kadar ofis yatırımı yapacağımız düşünmüyorum”.

Vahap Küçük’ün de dediği gibi, uzaktan çalışma sistemine alıştık. Büyük plazalarda, ofis ortamında çalışan beyaz yakalıların uzunca bir süre ofislere dönmeyeceğini düşünüyorum. Bu ofislere büyük yatımlar yapan şirketlerin de yeni dönemde bu yatımlarını azaltarak ofis ve evden çalışma şeklinde esnek çalışma sistemini benimseyeceklerine inanıyorum.

İş dünyası belirsizlik istemiyor

İş dünyasının bu yeni dönemde ne gibi ihtiyaçları ve/veya beklentileri var?

İş dünyasındaki pek çok önemli iş insanı ile haber ve röportajın yanı sıra, özel sohbetlerimiz de oluyor. Hemen hemen hepsinin ortak düşüncesi ve beklentisini şu şekilde özetleyebiliriz: İş dünyasının en sevmediği ortam, belirsizlik ortamıdır. Çünkü kısa, orta ve uzun dönemli yatımlarla stratejik planları vardır. Pandemi ile birlikte ne yazık ki bunu yaşıyoruz. Tüm bunlara bir de kurlardaki yükselişi eklediğimizde, zor bir dönemden geçtiğimizi söylemek doğru olacaktır.

İş dünyası krizleri atlatacak güce ve bilgiye sahip. Ancak belirsizlik istenmiyor. Eğer bu belirsizliği bugünden çözemiyor ve gelecek için hedefler koyamıyorsak, yapılması gereken, bu süreç bitene kadar değişik destek paketleri ile iş dünyasının ihtiyaç duyduğu kaynakları sağlamak olmalı.

Özellikle kredi oranlarında yükseliş olmamalı. Kısa dönem çalışma ödeneğine devam edilmeli. Prim ödemelerinin ertelenmesi tek başına yeterli olmayacağından çalışılmayan dönemlerdeki primlerin ödenmiş sayılması da iş dünyasının yükünü hafifletecektir. Tüm sektörlerin gözden geçirileceği ve durum değerlendirmesini yapılacağı bir rapor hazırlanarak bu süreçte en çok etkilenen sektörlere özel teşvikler sağlanması gerekiyor. Örneğin turizm sektörü. Ayrıca yüksek kur nedeniyle ithalatın çok maliyetli olduğu bu dönemde, yerli ürün ve hizmet üreten firmalara ayrıca destekler verilerek, ithal ürünlerin yerliden temini için çok hızlı kararlar alınmalı.

Ana akım TV’ye çıkan 3-4 kişiyi saatlerce izlemeyeceğiz

CeoTalk ile yeni döneme hızlıca adapte olarak fark yarattınız. Hem medya hem de iş dünyası için farklılaşma yollarına dair öngörülerinizi paylaşır mısınız?

Dünya tarihinde salgın ve savaşlar nedeni ile yaşanılan kriz dönemlerinde insanlar, radyo dinlerlerdi. Çünkü kendi hayatlarını devam ettirebilmenin yanı sıra, ülkelerinde ve dünyada neler olup bittiğini de öğrenmek istiyorlardı. CEO Talk yayınları, bu düşünce ile iki önemli görev ile başladı. Öncelikle evlerde olan bizlere merak ettikleri konularda bilgi sağlamayı hedefledim. İkincisi ise işlerinin başında olan, ürün ve hizmetlerine kesintisiz devam eden iş dünyasının sesi olmaya çalıştım. Sanırım bunu başardık. CEO Talk yayınları medya haber sitelerinin yapmış oldukları analizlere göre reyting noktasında birinci oldu. Yayına katılan iş liderleri işlerinin başında olduklarını anlatırken, yayını izleyen izleyicilere de moral verdi. İzleyiciler de akıllarından geçen tüm soruları sorma imkanına sahip oldular. Her ayın sonrasını yüzlerce teşekkür mesajı almak tarifi zor bir mutluluk oldu.

Pandemi ile birlikte medya sektörü de değişiyor ve değişmek zorunda kaldı. Sektördeki dijitalleşme çok hızlı bir sürece girdi. Gazete ve dergilerin baskılı halinden ziyade, internet üzerinden takip oranları arttı. Gelecek dönemde bu süreç biraz daha kişiselleşerek devam edecek gibi gözüküyor. Yani ana akım bir TV programına çıkan 3-4 kişiyi saatlerce izlemek zorunda olmayacağız. İlgimizi çeken onlarca özel yayın sosyal medya kanalları üzerinden bize ulaşıyor olacak.