Devir teknolojinin, fark yaratmanın ve yeni olanın peşine düşmenin devri. Hal böyleyken, dünya da yeni tip koronavirüsün etkisi ile dönüşüyorken, elindeki hizmeti ya da ürünü farklılaştıran, yenilik üreten karlı çıkacak, diğerleri ise tarihin tozlu sayfalarında kaybolacak.

Dünya, Kovid-19 küresel salgının da etkisiyle bir dönüşüm çağında. Tarihte çağları başlatan ve bitiren olayları hatırlarsak, bu salgın da bu olaylar gibi iz bırakacak tarih kitaplarında.

Pandemi, sağlıktan sonra şüphesiz en çok ekonomileri sarstı, sarsmaya devam ediyor. Bu süreçte karlı çıkan ve çıkacak olanlar ise şüphesiz ‘fark yaratanlar’. Teknoloji çağında, dünyanın dönüşümüne ayak uydurmak için pek çok seçenek bulunuyor. E-ticaretin tavan yaptığı bu dönemde de sürece hızlı ayak uyduran e-ticaret firmaları fayda gördü. Türkiye tam da bu zamanda, önemli boşlukları dolduracak insan kaynağına, tecrübeye ve yeniliklere ayak uydurabilecek şirketlere sahip.  Üstelik, Ar-Ge ve inovasyonun önemini kavramış ve bu alanda aksiyon almaya başlamış durumda olan bir ülke. Bununla birlikte, ‘fark yaratma’ya yönelik motivasyon ve yol haritası konusunda pek çok şirketin kafasında soru işaretleri mevcut. Her şeyden önce, her sektörün, her firmanın, hatta her coğrafi konumun-hatta ilin bile-yenilikçi fikirler üretmek ve ortaya koymak anlamında başka başka dinamikleri mevcut. Yerellik ve globalliğin bu derece iç içe geçtiği bir çağı muhtemelen kimse hatırlamıyor. Ülkede Ar-Ge ve inovasyonun istenilen düzeye gelmesi, şüphesiz motivasyonun yanı sıra, şirketlerin bu konudaki vizyonlarıyla da ilgili.

O halde baştan başlayalım: Ar-Ge nedir? Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’na göre Ar-Ge kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yazılım dahil yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmalarına verilen ad. Ar-Ge faaliyetleri temel araştırma, uygulamalı araştırma ve deneysel geliştirme süreçlerini içinde barındırıyor.

İnovasyon ise kavram olarak, hem bir süreci-yenilemeyi-hem de bir sonucu yani yeniliği ifade ediyor. İnovasyon daha çok sıkıntıları giderme konusuna odaklanarak, var olan sorunlara çözüm bulmak olarak tanımlanabilir. İnovasyon bir buluş olmamakla birlikte, daha çok günümüzde var olan bir ürün, hizmeti ele alıp ürüne yeni etkin özellikler katmak ve yeniden insanlığın hizmetine sunmak şeklinde nitelendiriliyor. İnovasyon süreci, bilginin ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürülmesi olduğu için teknik, ekonomik ve sosyal süreçlerin oluşturduğu bir bütün. Bireylerde ve toplumda değişime olan istek, yeniliğe açıklık ve girişimcilik ruhuyla özdeşleşen bir kültür gerektiriyor. İnovatif düşünce kültürüne sahip bireyler yeni fikirler ortaya çıkarıyorlar.

Herkesin bildiği, dünya ölçeğinde çok büyük firmalar bulunuyor. Bu markaları bilmeyen yok. 2015 rakamlarına göre Ar-Ge harcamalarında başı çeken ilk 5 marka Volkswagen, Samsung, Intel, Microsoft ve Roche.

Türkiye, inovasyon indeksinde 43’üncü

İnovasyon anlamında, 2017 global inovasyon indeksi sıralamasına bakıldığında ilk 10 sırada İsviçre, İsveç, Hollanda, ABD, İngiltere, Danimarka, Singapur, Finlandiya, Almanya, İrlanda gibi ülkeler yer alıyor. Bu ülkelerin sıralamaya baz olan skorları 67.7-58.1 arasında değişiyor. Türkiye ise 43’üncü sırada, 38.9 skorla yer alıyor. Global sıralamada 2013’ten 2017’ ye gerçekleşen ön sıralara doğru eğilim Türkiye’yi 68’inci sıradan 43. sıraya taşıdı ve aynı dönem için ülkenin skorundaki değişim nispeten daha küçük adımlarla 36.1’den 38.1’e yükseldi.

Önemli göstergelerden biri olan Ar-Ge harcamalarının gayri safi milli gelire oranına bakıldığında, Türkiye 2000’li yılların başından beri izlediği olumlu artış trendi umut verici. Nispeten düşük bir eğimle artan grafikle son yıllarda Ar-Ge ve inovasyon konusunda yapılan çalışmaların başarısının yanında, artış hızının düşük olduğunu söylemek mümkün. Dünya ülkeleri ile kıyaslandığında; Ar-Ge ve inovasyonda öncü ülkelerin rakamları 2- 4.25 bandında değişiyor. Bu rakamlarla Türkiye’nin rakamları kıyaslandığında, ülke genel durumun oldukça gerisinde. Aradaki farkı kapatmak için hızlı ve akılcı çözümlerin hemen uygulanması gerekiyor.

Patent başvurularında da gerilerde

2000’li yıllardan bu yana Ar-Ge’de çalışan insan sayılarına bakıldığında, 15 yıllık bir sürede sayının 3 katına çıktığı biliniyor. Sürekli artış eğiliminin olması sevindirici olmakla beraber, diğer ülkelere kıyasla pek çok araştırmacıya, doktoralı mühendislere, iyi yetişmiş teknik personele ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor.

Ülkelerin devlet olarak Ar-Ge’ye yaptıkları harcamalarda Türkiye’nin 2015 değeri bin 771,79 milyon dolarken Almanya 16 bin 280,30, Japonya 12 bin 730,45, Güney Kore 9 bin 161,06, ABD 59 bin 028, Çin 70 bin 818,47 milyon dolarlık seviyelere sahip. Türkiye’de devlet tarafından Ar-Ge harcamaları yetersiz. Türkiye’nin patent başvuru sayısı 6848’ken Güney Kore, ABD, Çin, Almanya için 67,899-1,338,503 arasında değişiyor. Patent başvurularında da Türkiye’nin gerilerde olduğu görülürken, ülke en yakın gelişmiş ülkenin 10’da biri kadar bir değerde.

21’inci yüzyılda marketçilik en yenilikçi sektör

Uzun yıllar Ekonomist ve Capital gibi ekonomi dünyasına yön veren dergilere iz bırakan Rauf Ateş, bu sayımızın kapak röportajının konuğu oldu. Yenilikçiliğin ne olduğunu ve önemini anlatan Fast Company Yayın Direktörü Ateş,

“19’uncu yüzyıldaki lider şirketlerin belki de tamamına yakını, yaptıkları işin sonsuza kadar aynı şekilde devam edeceğini düşünüyorlardı. Baktığınızda haklı da görünebilirlerdi. Çünkü, şeker ya da pamuk yağı üretmek, sigara işi, gaz dağıtımı, lastik yapma ve metal işleme, hiç değişmeyecek gibi gelebilirdi. Oysa, belki de iş dünyasının en eski işlerinden biri marketçilik, son yılların en yenilikçi sektörlerinden biri haline geldi. Wal Mart’ın yarattığı iş modeli, Zara’nın ortaya koyduğu yenilikçi yaklaşım bunların en iyi örneği. Onların daha kurulmadığı dönemde, ABD’nin liderleri arasında yer alan perakendecilerden bazıları yok oldu, bazıları da küçülerek yollarına devam ettiler” diyor.

Ar-Ge desteklerine başvurmak mümkün

Türkiye’de, destekler eskiye nazaran oldukça arttı ve birçok devlet kurumu tarafından, yasal mevzuata konu edilerek Ar-Ge destekleri geliştirildi.

KOSGEB, TÜBİTAK, AB fonları, İŞKUR, çeşitli bakanlıklar ve bakanlıklara bağlı kurumların destekleri, gibi pek çok olana erişim sağlamak mümkün. Bunlar hibe, vergi indirimi ya da istisnaları ve krediler. Yeter ki bir firma, farklılaşmak, kalıcı ve başarılı olmak istesin. İnsan kaynağının önemini anlasın ve bu kaynağa güvensin. Bu insan kaynağı da mevcut ürünü ya da hizmeti farklı sunmanın bir yolunu muhakkak bulacaktır. Verilen desteklerden bazıları şöyle:    

KOSGEB

KOBİ Teknoyatırım Destek Programı çerçevesinde, Koronavirüs (COVİD-19) Salgınından Korunmak Üzere Alınan Tedbirler Kapsamında Üretilecek Ürünlere yatırım projesi bütçesinin 10 Milyon TL’yi aşmaması koşulu ile üretimi destekliyor.

Teknoparklar

TÜBİTAK, KOSGEB, TTGV ve Kalkınma Ajanslarının sunmuş olduğu proje bazlı nakit destek programlarından farklı olarak Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (Teknoparklar), Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri yapısı altında da firmalara çeşitli destek ve muafiyetler sağlanıyor. Faaliyete geçen teknoparklarda 5 bin 638 firma faaliyet gösteriyor. Teknoparklarda faaliyet gösteren firmaların 34 bin 988’i Ar-Ge projesini tamamlamış, 9 bin 903’ü projeyi geliştirmeye devam ediyor. Yapılan çalışmalar kapsamında 89 milyar TL yurtiçi satış, 4,6 Milyar

dolar ihracat gerçekleştirildi. Tescillenen patent sayısı 1132, tescillenen faydalı model sayısı 409 ve tescillenen endüstriyel tasarım sayısı 122.

TÜBİTAK

TÜBİTAK 1507 kodlu “KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı” çerçevesinde açılan çağrı kapsamında, Kovid-19’un teşhis ve tedavisinde kullanılan ürünler, ortam koşullarının iyileştirilmesine yönelik ekipmanlar ile hastalıkların önlenmesinde etkili koruyucu ürünlerin geliştirilmesine yönelik şu örnekleri verilen konularda sunulacak Ar-Ge projelerine hızlı destek veriliyor: Dezenfektanlar, maske, koruyucu kıyafetler,

tanı kitleri, yoğun bakım ünitelerinde kullanılan cihazlar, ilaç, aşı, salgının doğrudan veya dolaylı sonuçlarına etki edebilecek bilişim uygulamaları

EUREKA

Kovid-19 Konulu EUREKA Network Çağrısı kapsamında Türkiye ile birlikte Avusturya, Danimarka, Hollanda, İspanya, Fransa’dan fonlayıcı kuruluşlar destek sağlıyor. Ar-Ge projeleri desteklenecek konular ise şöyle: Enfeksiyonun önlenmesi ve korunması, sanitasyon teknolojisi, teşhis ve test, terapötikler, aşılar ve ilaçlar, hastalık izleme teknolojisi, sağlık sistemleri için analitik çözümler, Kovid-19 hastaları için akıllı teknoloji, kilit altında kritik üretim ve tedarik zincirleri için akıllı teknolojiler ve destek sistemleri, güvenli hareketlilik: göç verileri ve eğilimleri, bölgesel risk izleme, yalıtılmış ve risk gruplarının korunması, toplu taşıma araçlarının güvenli kullanımı, eğitim teknolojileri ve dijital çalışma alanı.