Vize alınamaması nedeniyle yurt dışı fuarlarına katılım, iş görüşmeleri ve müşteri ilişkileri gibi temel ticari faaliyetler olumsuz etkileniyor. Bu durum, özellikle ihracat yapan firmalar için ciddi zorluklar oluşturuyor ve Türkiye’den Avrupa’ya yapılan ticari seyahatlerde büyük engeller yaratıyor. Vize süreçlerindeki bu sıkıntılar, iş dünyasının verimliliğini doğrudan etkileyerek geniş çapta ekonomik sonuçlar doğuruyor. TIR şoförlerine yönelik vize başvurularındaki artan ret oranları, ihracat taşımacılığını olumsuz etkileyerek geciken teslimatlarla birlikte pazar kayıplarına ve diğer birçok soruna neden oluyor. Ticari vize kolaylığı ile ilgili gerek STK’ların gerekse hükümet kanadının bir dizi çalışma yönettiği edinilen bilgiler arasında.
1980 yılı sonrasında Türkiye’nin iç ve dış politikasında çeşitli reformlar yapılmaya başlandı. Bu dönemde, Türkiye’nin uluslararası imajını güçlendirmek, dış güvenliği artırmak ve yasa dışı göçü kontrol altına almak amacıyla birçok ülkeye vize uygulaması getirildi. 1983 yılında başlayan bu uygulama, öncesinde pasaportsuz seyahat edebilen birçok ülke vatandaşı için yeni bir dönemi başlattı. Vize uygulamasının getirilmesi, özellikle Doğu Bloku ülkeleri ile olan ilişkilerde güvenlik kaygıları göz önünde bulundurularak yapıldı. Soğuk Savaş döneminde Batı ile ittifak içinde olan Türkiye, doğudan gelebilecek göç ve casusluk faaliyetlerini kontrol altına almayı amaçladı. Ayrıca, bu dönemde batı ülkeleriyle daha sıkı müttefiklik ilişkileri kurma çabası içinde olan Türkiye, vize politikalarını bir nevi diplomasi aracı olarak kullanmaya başladı.
Son dönemlerde uluslararası alanda yapılan iş seyahatleri, vize işlemlerinde yaşanan aksaklıklar nedeniyle ciddi engellerle karşı karşıya kalıyor. Bu durum, iş dünyasının temsilcilerini harekete geçirerek, ticari vizeler için öncelikli işlem taleplerinin artmasına yol açtı. Özellikle uluslararası lojistik sektöründe faaliyet gösteren TIR şoförlerinin artan vize retleri, sadece bireysel mağduriyetler yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda ihracat taşımacılığını da ciddi şekilde etkiliyor. Bu, geciken teslimatlar ve sonuç olarak pazar kayıpları gibi zorlukları beraberinde getiriyor, böylece firmaların rekabet gücüne zarar veriyor. Biz de tüm bunlarla beraber kapak röportajları kapsamında Türkiye’deki vize sorunuyla ilgili, Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aras, Avrupa Birliği Uzmanı Can Baydarol ve Visa Vip Touristic Service Genel Müdürü Volkan Bayrak ile röportajlar gerçekleştirdik. Ayrıca makine sektörü temsilcileri ile de ticari vize sorunu ile alakalı görüş alışverişinde bulunduk. Yapılan röportajlarda genel olarak, vize süreçlerindeki engellerin ortadan kaldırılmasının, serbest piyasa ekonomisinin ve uluslararası iş birliklerinin önünü açacağına vurgu yapıldı. Bu bağlamda uzmanlar vize sorunun, iş dünyası için kritik bir öneme sahip olduğunu açıkça ifade ederek, sorunların çözümüne yönelik atılacak adımların süratle hayata geçirilmesinin büyük önem taşıdığının altını çizdi.
Gümrük Birliği Anlaşması sadece ürünlerin taşınmasını değil, TIR sürücülerini de kapsamalı
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması kapsamında sanayi ürünleri için malların serbest dolaşımı sağlanıyor. Ancak Türkiye’den AB’ye yapılan şoförlü taşımacılık hizmetleri gibi bazı alanlar bu anlaşma kapsamında değerlendirilmiyor. Gümrük Birliği’nin sağladığı malların serbest dolaşımı, sadece ürünlerin taşınmasını değil, bu taşımayı gerçekleştiren TIR sürücülerini de kapsaması gerekiyor. TIR sürücülerinin, AB ülkelerine yönelik taşımalarında muhatap oldukları vize kısıtlamaları, taşımacılık faaliyetlerinin bütünsel bir parçası olarak değerlendiriliyor. Taşımacılıkta yük, araç ve sürücünün bir bütün olarak ele alınması gerektiği, böylelikle sürücülerin vize engeline maruz bırakılmasının, malların serbest dolaşımını kısıtlayan bir tarife dışı engel olduğu ifade ediliyor.
Ticari vizelerde, Türkiye’den yapılacak ihracatı destekleyici belgeler ve anlaşmalar etkili olabiliyor
Schengen Vizesi sürecinin başarıyla sonuçlanması için gerekli belgelerin eksiksiz ve doğru bir şekilde hazırlanması büyük önem taşıyor. Bu süreçte belgelerin güncel olması ve gerçek bilgileri yansıtması kritik olduğundan başvuru sahipleri; finansal belgeler, seyahat planı ve konaklama bilgileri gibi evrakları dikkatle hazırlamalı. Belgelerdeki bilgiler, konsolosluk yetkililerine başvuru sahibinin güvenilir ve ciddi olduğunu gösteriyor. Seyahat amacının net bir şekilde ifade edilmesi de başvuru sürecinde önemli bir adım. Ticari vize başvurularında yaşanan sorunlar, iş dünyası için önemli bir engel teşkil ediyor. Özellikle ticari vizelerde, Türkiye’den yapılacak ihracat faaliyetlerini destekleyici belgeler ve ticari anlaşmalar, başvurunun güçlü yönlerini ortaya koymada etkili olabiliyor. Ticari vizenin amacını ve planlarını net bir şekilde belirten detaylı bir iş planı, başvuru dosyasına eklenmeli. Bu plan içerisinde ziyaret edilecek şirketlerden alınan davet mektupları, yapılacak iş görüşmeleri, katılınacak fuar veya konferans bilgilerinin yer alması gerekiyor. Ayrıca şirketin finansal sağlamlığını gösteren güncel banka dökümleri, bilanço özetleri ve vergi levhaları gibi belgeler başvuru paketine dahil edilmeli. Bu belgeler, şirketin ekonomik durumunu ve vize süresince mali yükümlülüklerini karşılayabilecek kapasitede olduğunu kanıtlar nitelikte olması avantaj sağlıyor.
Vize sürecinde konsolosluklarla iletişimi düzgün kurmak sürecin sağlıklı ilerlemesi için önemli
Vize başvurularının reddedilmesinin sıkça rastlanan nedenlerinden biri, başvuru sahibinin ülkesine geri dönmeyeceği yönünde oluşan şüpheler olarak biliniyor. Bu durumun üstesinden gelmek için, Türkiye’deki iş yerinizden alınacak izin belgesi, maaş bordroları, tapu senedi veya aile bağlarını gösteren evraklar gibi kanıtlar sunmak, başvuru sahibinin ülkesine bağlı olduğunu ve geri döneceğini güçlü bir şekilde ifade etmek için faydalı olabiliyor. Başvuru sürecinde önceki Schengen Vizesi ihlallerinden kaçınmak oldukça önemli. Eğer daha önce Schengen Bölgesi’ne seyahat etmişseniz ve vize sürenizi aşmadıysanız, bu durumu belgeleyerek sunmak, güvenilir bir profil çizmenize yardımcı olur. Ayrıca, vize süreci boyunca konsolosluklarla açık ve saygılı bir iletişim kurmak, olası aksaklıklar veya belirsizlikler durumunda sorularınızı net bir şekilde ifade etmek ve gerektiğinde yüz yüze görüşmeler düzenlemek de sürecin sağlıklı ilerlemesi için önemli.
2023 yılında 120 bin 876 vize başvurusu reddedildi
Schengen Bölgesi’ne yapılan vize müracaatlarında en fazla reddedilen ülkeler sıralamasında Cezayir ve Hindistan’ın ardından üçüncü sırada olan Türkiye’nin, ret oranının artmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Schengenvisainfo.com’un yayınladığı verilere göre, Türkiye, Schengen Vizesi başvurularında en fazla başvuru yapan ülkeler sıralamasında Rusya Federasyonu’nu geçerek lider konuma yükseldi. Rusya bu konuda ilk defa ikinci sırada yer aldı. 2022 yılında Türk vatandaşları tarafından yapılan Schengen Vizesi başvuruları, 271 bin 977’den, 778 bin 409’a çıktı. Vize başvurularına verilen ret sayısı ise 2021 yılında 45 bin iken, 2023 yılında bu sayı ciddi bir artış kaydetti ve 120 bin 876’ya yükseldi. 2022 yılında Türkiye’den en çok başvuru yapılan yer 223 bin 699 ile Almanya’nın büyükelçilikleri, konsoloslukları ve vize merkezleri oldu. Almanya’yı, 164 bin 829 başvuru ile Yunanistan ve 115 bin 114 başvuru ile Fransa izledi.
Vize reddi alanlara iade edilmeyen toplam ücret 13,40 milyon euro
2022 yılında Türkiye’ye yapılan vize başvurularının sayısı 778 bin olarak kaydedilmişti. Yıl içinde toplamda başvuru sahipleri tarafından 62,2 milyon euro başvuru ücreti ödendi. Ancak başvuruların yüzde 9,6’sı, yani yaklaşık 75 bin başvuru reddedildi. Bu reddedilen başvurular için ödenen ücretlerin iadesi yapılmıyor. İade edilmeyen toplam ücretin ise 13,40 milyon euro civarında olduğu biliniyor. 2023 yılında artan ret oranları ve yüksek maliyetlerle birlikte bu maliyetleri geri iadesinin olmaması bireylerin yanı sıra iş dünyası için vize politikalarının gözden geçirilmesi gerektiği yönünde çağrılara neden oldu. Özellikle, vize reddi sonrasında ikinci bir başvuru veya itiraz sürecinin karmaşık ve maliyetli olması, bu problemleri daha da pekiştiriyor.
“İTO olarak vize başvurularına öncelik verilmesi için birçok ülkenin konsolosluklarıyla temastayız”
Ticari vize sorunları ile ilgili görüş aldığımız İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, özellikle Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile yaşanan vize sorunlarına dikkat çekerek, vize başvurularında geçen sürenin ve ret oranlarının arttığını ve başvuru sırasında verilen evrak miktarının aşırı abartılı olduğunu ifade etti. Şekib Avdagiç; “Vize başvurusunda geçen süre ve ret oranları artıyor. Başvuru için bir klasör kadar evrak veriyorsunuz. Aşırı abartılı bir evrak paketiyle vize talebinde bulunuyoruz. Geçmiş dönemlerde çok rahatlıkla iki ile üç yıllık vize alınırken, şu anda çok daha kısa süreler için vize verildiğini görüyoruz. Öte yandan yaz mevsiminin yaklaşmasıyla turistik vize talebi büyük ölçüde arttı. Vize başvuru sayılarına bakıldığında pandemi öncesi döneme göre ciddi bir artış var. Bu noktada İstanbul Ticaret Odası olarak ticari vize başvurularına öncelik verilmesi için birçok ülkenin konsolosluklarıyla temastayız. İTO olarak birtakım formüller üzerinde çalışıyoruz” dedi.
“Şoför vizesi nedeniyle araçlar çıkamıyor, kapasite kullanımı düşüyor”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Üyesi Başaran Bayrak, geçtiğimiz günlerde vize sorunu ile alakalı açıklamalarda bulundu. Vizeye tabi olan ülkelerin çok fazla ince eleyip sık dokuduklarını belirten Bayrak, çok sayıda kaçak ya da istenmeyen kişilerin Türkiye’den giriş yaptığını iddia ettiklerini belirtti. Başaran Bayrak; “Vize talebinin fazlalığı nedeniyle yoğunluk olduğunu söylüyorlar. Gemi adamlarının vize almasında da benzer sorunlar yaşanıyor. Biz her seferinde ilgililere bu konudaki şikayetleri iletiyoruz, maalesef değişen bir durum yok. Şoför vizesi nedeniyle araçlar çıkamıyor, kapasite kullanımı düşüyor” dedi.
“2023’te Schengen Vizesi başvurusu için yaklaşık 85 milyon euro ödendi”
2023 Schengen Vize istatistikleri üzerinden değerlendirmelerde bulunan İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu şu açıklamalarda bulundu; “İKV olarak Türkiye-AB ilişkilerinin sancılı bir alanı olan Schengen Vize sürecini yakından izliyoruz. Vatandaşlarımız tarafından yaşanan sıkıntıları AB nezdinde dile getirerek çözüm bulunması için taleplerimizi iletiyoruz. Bunun yanında Türkiye’nin vize serbestliği sürecinde kalan altı kriterin de bir an önce tamamlanması çağrısında bulunuyoruz. 2023 Schengen istatistiklerine göre, Türkiye Çin’in ardından, 1 milyon 55 bin 885 ile en fazla Schengen Vizesi başvurusu yapılan ikinci ülke oldu. Başvurular sonucunda 612 bin 841 kişiye uniform Schengen Vizesi verilirken, ret oranı ise yüzde 21,7 oldu. Ortalama ret oranı 2022’de yüzde 15,7 iken, 6 puan birden yükseldi. Türkiye’den yapılan başvurularda yüzde 36,5 artış görüldü. Sadece başvuru ücreti olarak verilen 80 euro dikkate aldığımızda, Türk vatandaşları olarak 2023 yılında Schengen Vizesi başvurusu için yaklaşık 85 milyon euro ödedik ki buna vize başvurusu ücreti dışındaki banka, tercüme, noter gibi harcamaları ve hızlandırma için alınan ek ücretleri de eklediğimizde toplam fatura 120 milyon ila 150 milyon euro arasında değişiyor. Bir aday ülke ve gümrük birliği ortağı olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yönelik bu uygulama, tarife dışı bir engel oluşturuyor.” Açıklamanın devamında ise Schengen Vizesi ile alakalı bazı önemli bilgilere yer verildi;
- 2023’te en fazla Schengen Vize başvurusu Yunanistan, Almanya, Fransa ve İtalya’ya yapıldı.
- Ret oranı 6 puan artarak yüzde 21,7 oldu.
- En fazla ret veren ülkeler Estonya, Danimarka, Finlandiya ve Belçika oldu.
- En az ret verenler ise Slovakya, İtalya, Slovenya ve Portekiz oldu.
Schengen ülkeleri arasında en fazla vize başvurusu yapılan ülkeler sırasıyla Yunanistan, Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, İspanya, İsveç, Portekiz, Macaristan ve Avusturya olarak sıralanıyor. Yunanistan’a toplam 254 bin 377 başvuru yapıldı. Bu başvuruların en fazla İstanbul, Edirne, İzmir ve Ankara’daki temsilciliklere yapıldığı görülüyor. En az ret oranı ise yüzde 2,3 ile Edirne ve yüzde 7,2 ile İzmir’den yapılan başvurularda kaydedildi. Almanya için toplam 253 bin 472 başvuru yapıldı. Ankara’dan yapılan başvurularda ret oranı yüzde 27,1 iken, İstanbul’dan yapılan başvurularda yüzde 21,5 ve İzmir’den yapılan başvurularda yüzde 13,1 oldu. Toplamda en fazla ret oranına sahip olan ülke ise yüzde 42,5 ile Estonya; ardından yüzde 39,4 Danimarka, yüzde 31,3 ile Finlandiya, yüzde 27,5 ile Belçika, yüzde 22 ile Almanya, yüzde 21 ile Hırvatistan, yüzde 20,8 ile İspanya, yüzde 20,6 ile Çekya geliyor. Ret oranı en az olan ülkeler ise yüzde 6,6 ile Slovakya, yüzde 8,7 ile İtalya, yüzde 10,92 ile Slovenya, yüzde 11,94 ile Portekiz, yüzde 14,6 ile Yunanistan ve Fransa, yüzde 14,9 ile Macaristan ve yüzde 19,22 İsveç. Hollanda, Norveç ve Polonya gibi bazı ülkeler için henüz 2023 ret oranları açıklanmadı.
“Schengen Vizesi süreçlerinde yaşanan sorunlar Türk taşımacılık şirketlerinin uluslararası arenada rekabet gücünü düşürüyor”
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Bilgehan Engin geçtiğimiz günlerde resmi web sitelerinde, vize sorunu ile alakalı bir basın açıklamasında bulundu. Açıklamada, karayolu taşımacılığının küresel boyutta en önemli sorunlarından biri olan şoför eksikliğinin yanına, vize alımında yaşanan sorunların eklenmesinin sektöre ciddi zararlar verdiğini ifade eden Bilgehan Engin şunları söyledi; “Schengen Vizesi süreçlerinde yaşanan sorunlar, Türk taşımacılık şirketlerinin uluslararası arenadaki rekabet gücünü düşürüyor ve pazar payını azaltıyor. Bu sorunlar Türkiye’nin Avrupa’ya yapacağı taşımalar için engel teşkil ediyor ve aynı zamanda karayolu ağıyla erişebilen coğrafyalar ile yapılan ticarete de zarar veriyor. Mal ticaretinin ve lojistik sektörünün temel unsuru olan karayolu taşımacılığında yaşanan vize sorununun bertaraf edilmesi için atılacak adımlar aciliyet arz ediyor. Lojistik sektörü temsilcileri olarak sorununun ivedilikle çözülmesi konusunda girişim ve çalışmaların yapılmasını talep ediyoruz.”
Ticari vize sorunu firmaların rekabet gücünü azaltıyor, itibarını zedeliyor
Ticari vize süreçlerinde yaşanan sorunlar tüm sanayi kollarında olduğu gibi ağaç işleme makine sektörünün de önemli gündem maddelerinden biri. Bu bağlamda AİMSAD üyesi firmalarla gerçekleştirdiğimiz vize sorunu anketine göre; en büyük sıkıntılar arasında vize randevu tarihi bulunamaması, kısa süreli vize verilmesi ve uzun işlem süreleri öne çıkıyor. Ticari vize sorunları uluslararası itibar ve ilişkileri ciddi şekilde zedelerken, müşteri ilişkileri ile tedarik süreçlerini de olumsuz etkiliyor.
Anketimize katılan firmalar arasında en sık karşılaşılan sorun, vize randevu tarihi bulma güçlüğü oldu. Birçok firma, randevu alabilmek için haftalar, hatta aylarca beklemek zorunda kalıyor. Bu durum, özellikle acil iş seyahatleri söz konusu olduğunda ciddi sorunlara yol açıyor. Önemli toplantılar ve iş anlaşmaları, sadece bir randevu tarihi bulunamadığı için kaçırılabiliyor. Firmaların sıklıkla dile getirdiği bir diğer sorun, vizelerin kısa süreli olarak verilmesi. İş dünyasında uzun vadeli planlamalar yapmayı zorlaştıran bu durum, firmaları sürekli olarak yeni vize başvuruları yapmaya itiyor. Hem zaman kaybı hem de ek maliyet getiren bu süreç, firmaların uluslararası operasyonlarını kesintiye uğratıyor.
Vize başvuru süreçlerinin uzun sürmesi, firmaların karşılaştığı bir diğer önemli engel. Hızlı karar alınması gereken iş dünyasında bu tür gecikmeler, büyük fırsatların kaçırılmasına yol açabiliyor. Vize başvurularının reddedilmesi, firmalar için büyük bir darbe. Birçok katılımcı, vize başvurularının reddedilmesi nedeniyle planladıkları iş seyahatlerini gerçekleştiremediklerini belirtti. Bu durum, sadece iş fırsatlarının kaçırılmasına değil, aynı zamanda firmanın uluslararası itibarının zarar görmesine de neden oluyor. Dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde, online vize başvuruları sırasında yaşanan teknik sorunlar da dikkat çekiyor. Katılımcılar, sistem hataları ve kullanıcı deneyimindeki zorlukların başvuru sürecini karmaşıklaştırdığını ifade ediyor. Bu sorunlar, online başvuru sistemlerinin daha etkin kullanılabilmesi için çözülmesi gereken önemli noktalar arasında yer alıyor.
Uluslararası itibar en kritik konu
Yapılan ankete göre; vize alamama sorununun ticari faaliyetler üzerindeki en kritik etkisi uluslararası itibar ve ilişkilerin zarar görmesi. Bu durum firmaların en büyük endişelerinden biri olarak öne çıkıyor. Vize alamama sorunları, planlanan iş seyahatlerinin gerçekleştirilememesi ve önemli iş görüşmelerinin ertelenmesine yol açarak, iş ortakları nezdinde güven kaybına neden oluyor. Bu durum, firmaların uluslararası arenadaki itibarını zedeliyor ve iş ilişkilerinde geri adım atmalarına sebep oluyor.
Maliyetler artarken, müşteri memnuniyeti azalıyor
Ankete göre; ticari vize sorunları, kurumsal imaj ve marka değerini olumsuz yönde etkiliyor. Sürekli olarak iş seyahatlerinin ertelenmesi veya iptal edilmesi, firma için güvenilirlik ve profesyonellik imajını zedeliyor. Müşteriler ve iş ortakları arasındaki güvenin kaybolması, firmaların uzun vadeli başarı şansını etkiliyor. Bununla beraber vize problemleri, firmaların tedarik zinciri üzerinde de olumsuz etkiler yaratıyor. Uluslararası tedarikçilerle yapılan iş görüşmelerinin ertelenmesi veya iptal edilmesi, ürün tedarik süreçlerini aksatıyor ve üretim planlarını olumsuz etkiliyor. Bu durum, işletmelerin operasyonel verimliliğini düşürerek maliyetlerin artmasına ve müşteri memnuniyetinin azalmasına neden oluyor.
Almanya hem en kolay hem de en zor vize veren Avrupa ülkesi oldu
AİMSAD Dergisi tarafından yapılan ankette, Türk iş insanlarının yurt dışı seyahatlerinde en kolay vize aldıkları ülkeler; Almanya, Yunanistan, İtalya, Rusya ve Hollanda olarak belirtildi. Vize almanın en zor olduğu ülkeler ise, İngiltere, Almanya, ABD, Fransa ve İspanya olduğu görüldü. Almanya’nın hem en kolay hem de en zor vize veren ülkeler sıralamasında ilk 5’te yer alması dikkatleri çekti.
İş insanlarının vize sorununa ilişkin çözüm önerileri
Gerçekleştirilen anket; iş insanlarının, ticari vize sorununa ilişkin çözüm önerilerini de ortaya koydu. Söz konusu çözüm önerileri ise şöyle oldu;
Vize Sürecinin Kaldırılması: Ticari işlemlerde vize sürecinin tamamen kaldırılması öneriliyor. Özellikle yurt dışı ihracat ve ithalat yapan firmaların, vize zorluğu çıkaran ülkelerle iş yapma süreçlerinin kolaylaştırılması talep ediliyor. Bu çerçevede, firmaların isimlerinin ilgili ülkelerle paylaşılması ve otomatik vize işlemlerinin gerçekleştirilmesi isteniyor.
- Eşitlik İlkesi: Başvuru sürecinin hem Türkiye’de hem de yurt dışında aynı standartlarda olması ve Türkiye’ye uygulanan vize süreçlerindeki karmaşıklığın, diğer ülkelere karşı da uygulanması gerektiği vurgulanıyor.
- Yeşil Pasaport Benzeri Haklar: Firmaların belirlediği çalışanlar için yeşil pasaport benzeri bir pasaport hakkının olması talep ediliyor. Bu pasaportların, iş seyahatlerinin ve ticari faaliyetlerin daha hızlı ve kolay gerçekleştirilmesine yardımcı olabileceği düşünülüyor.
- Online Başvuru Süreci: Vize başvuru sürecinin online tabanlı ve daha sadeleştirilmiş bir şekilde düzenlenmesi gerektiği öneriliyor. Bu, işlemlerin daha hızlı ve verimli bir şekilde tamamlanmasına olanak sağlayacağı ifade ediliyor.
- Ticari ve Turist Randevularının Ayrılması: Ticari ve turist randevularının ayrılması ve ticari randevular için öncelikli bir sistem oluşturulması gerektiği öneriliyor. Bu sayede iş seyahatlerinin hızlanacağı ve gereksiz bürokrasinin azalacağı düşünülüyor.
- Resmi İletişim: Türkiye’nin ticaret bakanlığı veya ilgili makamlarının, sorun çıkaran ülkelerle resmi iletişime geçerek çözüm bulma çabalarını artırmaları gerektiğinin altı çiziliyor.
Vize sorunu firmaların büyüme stratejilerini geciktiriyor
Yeni iş fırsatlarına erişim sağlayarak iş bağlantılarını güçlendirmek için kritik öneme sahip olan yurt dışı fuar ve organizasyonları vize engellerine takılıyor. Söz konusu durum, firmaların bu tür fırsatlardan yararlanmalarını her geçen gün daha da zor bir hale sokuyor. Firmalar, potansiyel müşterilere ve iş ortaklarına ulaşma şansını kaçırarak pazarlama stratejilerinde rakiplerinin gerisinde kalabiliyorlar. Ankete katılan üye firmalar; vize sorunlarının, firmaların yeni pazarlara yapacakları yatırımları da aksattığını belirtti. Planlanan iş seyahatlerinin gerçekleşmemesi veya ertelenmesi, firmanın yeni pazarlarda varlık gösterme ve büyüme stratejilerini geciktiriyor. Bu durum, firma için potansiyel büyüme ve gelir kaynaklarının kullanılamamasına yol açarak rekabet gücünü azaltıyor.