AİMSAD Dergisi’nin bu ayki sayısında Leitz’in Türkiye’deki faaliyetlerini, 1993 yılından bu yana şirket yapılanmasında görev alan Leitz Kesici Takımlar San. ve Tic. AŞ. Genel Müdürü Nejat Çankaya ve Genel Müdür Yardımcısı Yesari Yerli ile yaptığımız röportajda konuştuk. Sohbetimizde sektörün gelişimine ve geleceğine ilişkin öngörülerini dile getiren Nejat Çankaya ve Yesari Yerli, Leitz’in misyonu olarak benimsediği eğitim ve inovasyon çalışmalarının Türkiye’deki ağaç işleme sektörüne sağladığı katkıları anlattılar.
Almanya’da 1876 yılında ağaç işleme takımları üretmek üzere kurulan Leitz, şirketler grubu haline gelerek bugün Avrupa, Amerika ve Asya’da bulunan üretim tesisleri ve sayısız satış-servis merkeziyle ahşap işleme sektöründeki üreticilere dünya çapında hizmet veriyor. Bünyesinde 4 bin 500’ün üzerinde çalışanı olan ve yıllık 450 milyon Euro’luk ciro hacmine ulaşan Leitz, Türkiye’deki faaliyetlerini ise 1993 yılından bu yana sürdürüyor. Gebze OSB’de bulunan tesisinde satış ve modern tezgahlarla servis hizmetlerini veren Leitz Kesici Takımlar, ürün gruplarını oluşturan daire testereler, parçalayıcılar, delikli ve şaftlı frezeler, matkaplar, planya bıçakları, jilet bıçaklar, adaptör ve pensler ile Türk ağaç işleme makine üreticilerinin en önemli destekçilerinden biri.
AİMSAD Dergisi’nin bu ayki sayısında Leitz’in Türkiye’deki faaliyetlerini, 1993 yılından bu yana şirket yapılanmasında görev alan Leitz Kesici Takımlar San. ve Tic. AŞ. Genel Müdürü Nejat Çankaya ve Genel Müdür Yardımcısı Yesari Yerli ile yaptığımız röportajda konuştuk. Sohbetimizde sektörün gelişimine ve geleceğine ilişkin öngörülerini de dile getiren Nejat Çankaya ve Yesari Yerli, Leitz’in misyonu olarak benimsediği eğitim ve inovasyon çalışmalarının Türkiye’deki ağaç işleme sektörüne ne gibi katkılar yaptığını anlattılar. Leitz’in geniş ürün yelpazesi ve uzun yıllar boyunca edindiği bilgi birikimiyle, takımlar konusunda danışmanlık hizmeti verdiğini dile getiren Nejat Çankaya, proje ve proses mühendisliği ile de müşterilerinin en ekonomik ve verimli operasyonları yapabilmelerine destek olduklarını kaydetti. Müşterinin çalışanlarına eğitim hizmetleri ile üretim mühendisliği alanındaki yenilikleri aktardıklarını ve kapsamlı proses yönetim sistemleri hakkında bilgilendirme yaptıklarını açıklayan Çankaya, “Leitz Kesici Takımlar’ın sektördeki en önemli misyonlarından biri eğitici çalışmalarının olması. Kataloğumuzu açtığınız zaman ahşap işleme sektörüyle ilgili ihtiyacınız olan her türlü bilgiyi onun içinde bulabilirsiniz. Bu katalogla verilen bilgilerin yanı sıra eğitim ve satış çalışmalarımız da sektöre önemli katkı yapıyor. Türkiye’de müteşebbislerin üretime ya da sektöre çok da bilinçli bir şekilde girdiğini ne yazık ki pek söyleyemeyiz. Bir yerde hareket gören, hemen o sektöre giriyor, yatırım yapıyor. Bu tür örnekleri bizim hizmet verdiğimiz sektörde de görmek mümkün. Bu yatırımların atıl olmaması için, yatırımcıların ihtiyaçlarını en doğru şekilde tespit edip, onlara gerekli takımları ve ekipmanları sağlıyoruz. Yapmış oldukları yatırımdan maksimum faydayı en kısa zamanda almaları için çalışıyoruz. Bizim bilgimizden istifade ederek doğru üretim metotları ile doğru üretim yapmayı öğretiyoruz. Leitz Kesici Takımlar’ın Türk ahşap sanayisine getirdiği en önemli katkılardan biri, bu bilgi transferini sağlamış olmasıdır” dedi.
“Sektörde insana yatırım yapılması çok önemli”
Türkiye’deki yerli makine üreticisinin ihtiyacına göre inovasyon yapan Leitz’in aynı zamanda eğitim çalışmalarını sürdürdüğüne dikkat çeken Yesari Yerli, “Bir makine ancak içindeki takım kadar çalışır, onu çalıştıran da o makinenin başındaki elemandır. Elemanın kalitesi makineye, takıma ve ortaya çıkan ürüne yansıyacaktır. Bunun bilincinde olan yerli makine üreticilerimizle, ortak çalışmalarımızı artırarak devam ettirmek istiyoruz. Sektörün koşabilmesi için önemli unsurlar var. Bunların başında da insana yatırım geliyor. Sektörde insana yatırım yapılması çok önemli. Üniversiteler eğitimle ilgili ihtiyacı gidermeye çalışıyor. Bu konuda öncü oluyorlar. Ama yeterli mi derseniz, hayır değil derim. Zaten yeterli bulmaya başladığımız anda yerimizde sayarız. Ne kadar yetersiz bulursanız o kadar ileri gidersiniz. Pırıl pırıl gençler bu sektöre girdiği sürece umut var demektir. Biz Leitz Kesici Takımlar olarak şirketlere ve bize talepte bulunan herkese zaten bu eğitimleri veriyoruz. AİMSAD çatısı altında da böyle bir organizasyon yapabiliriz. Bizim amacımız, müşterimiz olsa da olmasa da bilgilenmesi ve bunu doğru kullanmasıdır. Bizde bu bilgi birikimi varsa, bu bilgi birikimine ihtiyaç duyan biri varsa, bu mutlaka bir yerde buluşacaktır” yorumunu yaptı. Leitz Kesici Takımlar San. ve Tic. AŞ. Genel Müdürü Nejat Çankaya ve Genel Müdür Yardımcısı Yesari Yerli, ağaç işleme sektörüne ve şirket faaliyetlerine yönelik merak ettiğimiz soruları ise şöyle yanıtladılar:
Öncelikle biraz Leitz’i tanıyalım. Leitz Almanya’da ne zaman kuruldu ve Türkiye’de ne zaman yapılanmaya başladı? Bu yapılanma içinde sizler nasıl görev aldınız?
Nejat Çankaya: Leitz, 1876 yılında Almanya’da ağaç işleme takımları üretmek amacıyla kurulmuş bir aile şirketi. Bu sene 140. yılını kutluyor. Bu süre içinde ahşap işleme sektörde sürekli büyüyerek bir teknoloji lideri olmuştur. Bugün dünyanın en büyük ve en önde teknoloji geliştiren inovatif firmalarından biri durumunda. Leitz’in Türkiye’deki yapılanması ise 1993 yılında, Leitz’in dünya yapılanmasında yeni bir satın alma sürecinde gerçekleşti. Leitz firması Böhler Sert Maden’in Avusturya’daki ana firmasını satın aldı. Böhler Sert Maden, sert metal kesici uçlar üretiminde Türkiye’de 1967 yılından beri faaliyet gösteriyordu. Ben, Yesari beyle birlikte bu firmada çalışıyorduk. Ben genel müdür ve Yesari bey de üretim müdürü idi. Ana firmamızın satın alınmasıyla biz de Leitz şirketinin bünyesine girmiş olduk. Leitz, Türkiye’de kendi firmasını kurdu. Yesari beyle 23 senedir Leitz çatısı altında birlikte çalışıyoruz.
Yesari Yerli: Leitz dünyanın kendi alanında önder firmalarından biri. 32 ülkede Türkiye gibi kendi firması var. Öte yandan Almanya, Brezilya, Çin, Avusturya gibi birçok ülkede üretim tesisi var. Brezilya, Çin gibi fabrikalarda sadece o ülkelerin pazar ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapılıyor. Türkiye’ye ise Almanya’daki fabrikada üretilen ürünler geliyor. 32 ülkedeki üretiminin yanı sıra 100’e yakın ülkede de temsilciliği bulunuyor. Tüm dünyada günün her saniyesinde 20 mühendisi görüşme yapan, üzerinde güneş batmayan bir şirketiz. Leitz Kesici Takımlar ürünleri pencere doğrama, masif işleme, panel levha üretimi, mobilya yapımı gibi farklı endüstriyel alanlarda kullanılıyor. Ürün gamımız masif ağaç, ağaç ürünler ve plastik işleme takımları kullanan tüm iş kollarını kapsıyor. Müşteri portföyümüz ise ağaç ve plastik işleme endüstrisindeki marangozlardan endüstriyel tesislere kadar uzanıyor.
Leitz, Türkiye’de 1993 yılından bu yana nasıl bir gelişim gösterdi? Hangi özelliğinizin sizi pazarda avantajlı kıldığını söyleyebilirsiniz?
Nejat Çankaya: Türkiye’de çok sağlam adımlarla, sürekli artan bir grafikle büyüdük. Servis hizmeti vermemiz en önemli özelliğimiz. Kullanımdan dolayı aşınmış takımları yenilemek, kullanırken tahrip olan mamulleri yenileştirmek ve o ürün ömrünü doldurana kadar müşteriye en iyi randımanla hizmet ve servis vermek bizim prensibimizi oluşturuyor. Bunun için de önemli bir teşkilatlanmamız var. Leitz’in felsefelerinden biri servis ile müşteri memnuniyetini tam olarak sağlamak. Bunu gerçekleştiren gezici ekiplerimiz var. Kendi bölgelerindeki Leitz müşterilerini dolaşarak aşınmış ya da arızalanmış ürünleri toplayıp, merkeze getiriyor. Merkezde büyük ve son teknolojik imkanlara sahip bir servis istasyonumuz var. Bu ürünleri 24 saat içinde onarıp yenileyerek tekrar müşterimize ulaştırıyoruz. Bu hem müşteri memnuniyetini sağlamak; hem de ömrünü tamamlamış takımlar yerine yenilerini temin etmek imkanı getiriyor. İşte bu şekilde Leitz’in Türk pazarındaki büyümesi hız kesmeden devam ediyor.
Türkiye’deki pazar payınız hakkında bilgi vermeniz mümkün mü?
Yesari Yerli: Bunu maalesef tam ve doğru olarak söylememiz zor. Bunu ölçmek mümkün değil. Çünkü bu alanda kayıt dışı ekonomi çok fazla. Kayıtlı olanların bile ne kadarlık üretim yaptığını kısmen bilemiyoruz. Ama Leitz olarak Türkiye pazarında bizi tatmin edecek bir noktada olduğumuzu söyleyebiliriz.
Uluslararası bir yapıya, satış ağına sahip bir şirket olarak Türk pazarının avantajlarının neler olduğunu söyleyebilirsiniz? Türkiye pazarının, firmalara ürünlerini geliştirmeleri konusunda sağladığı itici güçler neler?
Nejat Çankaya: Ekonomisi gelişmekte olan, nüfusu, özellikle de genç nüfusu yüksek bir ülkeyiz. Bu özelliklere sahip olmak, ahşap ürünlerine talebi beraberinde getiriyor. Genç nüfusun yoğunluğu, üniversite eğitiminin ve evliliklerin artması, hızlı yeni yapılaşma ağaç işleme sektörünü sürekli büyüten önemli birer itici güç durumundalar. Tüm bunlar bu alanda üretim yapan makina ve takım üreticisi yabancı firmaları da Türkiye’ye doğru çekiyor. Böylece teknoloji ülkeye geliyor ve bu da firmalar arasında rekabete neden oluyor. Ahşap sektörümüz de bu gelişimden istifade ediyor.
Yesari Yerli: Leitz şirketinin, tüm dünyada uyguladığı bir misyonu var, bu da inovasyon üzerine kurulu. Türkiye’de de bu bilinçle hareket ediyoruz. Dünya çapında global bir firma olmanın gerekliliği ve bilinciyle, inovasyonu ön planda tutuyoruz. Yeni ürünler ve teknolojilerin yanı sıra birçok teknoloji firmasıyla ortak çalışmalarımız var. Bu çalışmalarla sektöre ivme vermek bizim misyonlarımızdan sadece biri. Standart ürünlerin dışında sektörün ihtiyacı olan ve sektörü bir adım daha ileri götürecek yeni ürünler tasarlıyoruz. Bu ürünlerin makine üreticileriyle yada üniversitelerle birlikte daha optimal hale getirilmesi için çalışıyoruz. Almanya merkez tarafından inovasyonlar sonucunda ortaya çıkan teknolojiler Türkiye’ye geliyor. Bu hem bizim Türkiye’de yapılanmamızı güçlendirmemiz hem de Türk ahşap işleme sektörü için çok büyük avantaj. Almanya’da çıkan yeni ürünün hemen Türkiye’ye gelmesi bize çok katkı sağlıyor. Bu çalışmamızın bir diğer yanı da şu; inovasyonu önemsemeyen firma ya da kişilere tepsi içinde yeni ürünler sunuyoruz. Ancak bu da Leitz gibi bir firma olmanın bedellerinden biri aslında. Kaçınılmaz bir durum ve biz bundan şikayetçi de değiliz. Bu süreci yaşatmaya devam edeceğiz. Çünkü Türkiye enerji ve potansiyeliyle bu çalışmaları fazlasıyla hak ediyor.
Bu noktada Türkiye pazarının enerjisini biraz konuşalım isterseniz. Pazarın mevcut gelişimini ve geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yesari Yerli: Türkiye’de girişimci sayısı fazla ve bu girişimciler pazarda çok şey yapmak istiyor. Ancak şunun altını hemen çizmek istiyorum, sanayicilik ile üreticilik birbirinden iki farklı olgudur. Sanayicilik sadece üretmek değildir. Sanayicilik, daha iyisini daha rantabıl üretmek için arayış içinde olmaktır. Türkiye’de bu şekilde sanayici kimliğine sahip kişi sayısı ne yazık ki fazla değil. Kişiler daha çok, gördüğü şeyi daha önceden gördüğü gibi yapmaya devam ettikleri, en kısa sürede sonuca gitmeye çalıştıkları bir sistem yürütüyorlar. Metal sektörü bu bakımdan ahşap işleme sektöründen daha iyi durumda. Ancak gelecekten umutluyuz. Yeni neslin daha farklı bir eğitim almış olmasından dolayı daha fazla sanayici kimliğine sahip olacağını umut ediyoruz. Bu şekilde dünyada Türk ahşap işleme sektörü olarak daha çok adımızı duyurabiliriz. Aslında şu anda şu şartlarda bile, türlü olumsuzluklara rağmen, dünyada iyi bir konuma sahibiz. Bir de bu olumsuzlukları aşarsak, geleceğe daha eğitimli daha ileriyi görebilen kuşaklarla araştırmacı ve sanayici mantığıyla bakabilirsek, mutlaka çıta atlarız. Bu altyapı sektörde mevcut.
Nejat Çankaya: Ahşap, marangozlukla küçük atölyelerde başlayan bir sektör. Zamanla sanayiye dönüşüp maliyetlerin düşürülmesi şeklindeki akıma Türkiye’nin de direnemeyip, münferit atölyelerden farklı büyüklüklerde fabrikalara geçme süreci yaşandı. Ancak sektör fabrika boyutuna geçerken şahıs firması olma özelliğini de bırakamadı. Şahıs firmaları, profesyonelleşme olmadan büyük ölçekli üretime geçti ve bunun sıkıntıları yaşandı. Şimdi yeni jenerasyonlarla sektör profesyonelleşmeye başladı. Bu da sektöre ilerleme, dünyadaki gelişmeleri daha iyi takip etme şansı ve imkanı verecek. Kopyacılıktan çıkıp katma değerli ürünler üretir hale gelinecek. Türk firmaları artık yavaş yavaş bunun ayrımına varmaya başlıyor. Bu kaçınılmaz bir durum. Metal sektöründe bu çok daha önceden yaşandı. Onlar daha önceden profesyonelleşip dünyayla daha önce entegre hale gelip, sanayi olma aşamasına geçtiler. Türkiye ahşap sektöründe emekleme dönemini geçti; yürüyoruz ama koşmaya ihtiyacımız var.
Nejat Çankaya; “Türkiye’deki dinamizm birçok pazarda yok”
Türkiye’deki büyüme, dünyadaki doymuş pazarlardan çok daha hızlı geliyor. Şirket olarak ülkelerarası yaptığımız toplantılarda Türkiye’nin ne kadar dinamik bir pazar olduğunu görüyoruz. Romanya, Bulgaristan, Polonya gibi AB desteğiyle büyüme pozisyonundaki ülkelerde bile Türkiye’deki dinamizm yok. Bu da Türkiye’nin nüfus yoğunluğundan kaynaklanıyor. Hızla artan nüfus üretim ve onun için gerekli olan ekipmanlara talep doğuruyor. Öte yandan Türk makine üreticilerinin hem sayısı, hem kalitesi, hem de üretilen makine sayısı artıyor. Bugün makine sektörüne baktığımızda birçok yerli markanın, yabancı markalar kadar kaliteli olduğunu görüyoruz.
Peki Türkiye bu alanda koşmak için neler yapmalı? Devletten ne gibi destekler görmeli? Yabancı menşeli uluslararası bir şirket gözüyle Türk firmalarına bu noktada neler önerirsiniz?
Yesari Yerli: Sektörün koşabilmesi için önemli unsurlar var. Bunların başında da insana yatırım geliyor. Sektörde insana yatırım yapılması çok önemli. Üniversiteler eğitimle ilgili ihtiyacı gidermeye çalışıyor. Bu konuda öncülük yapıyorlar. Pırıl pırıl gençler bu sektöre girdiği sürece umut var demektir. Sektörü ileriye götüren bir diğer etken de, yabancı firmaların satış politikaları. Onlar ürünlerini anlatmak için o kadar çaba sarf ediyorlar ki, bu şekilde bilgi birikimi akıyor pazara. İnsanlar bunları değerlendirebildikleri taktirde daha hızlı koşmamaları için hiçbir neden yok. Devletin bu noktada yapabileceği şeyler de var tabi. Sağlayacağı vergi kolaylıkları ve yatırım teşvikleri bunların başında geliyor. Ama ben kişisel olarak devlete çok bel bağlamamak gerektiğine inanıyorum. Biz kendi işimizi kendimiz görmeliyiz. Her şeyden önce kendi gücümüzü bilip onun üzerine gitmemiz lazım.
Bir yerli makine üreticisinin Leitz ürünlerini kullanması, o firmaya ihracatta avantaj sağlıyor mu? O firma için ‘Leitz’in marka değerini bir anlamda kendine transfer etmiş oluyor’ diyebilir miyiz?
Yesari Yerli: Kesinlikle dün olduğu gibi gelecekte de bunu söylemek mümkün. Yurtdışına satılan makinelerde Leitz ürünlerinin olması, kullanıcıya büyük kolaylık ve güven sağlıyor. Leitz ürünlerinin kullanıldığı Türk makinesi satın alan yabancı bir firma, kendi ülkesindeki Leitz merkezine gittiği zaman istediği her türlü ürünü bulup, servis ihtiyacını karşılayabiliyor. Uzakdoğu, Çin, Afrika neresi olursa olsun, Leitz’in takımını gidip oradan alabilirsiniz. Türkiye’den satılan makinelerde Leitz ürünleri ve o makine için özel üretilmiş Leitz ürünlerini görmek mümkün. Binlerce ürünümüz var. Bizim sadece standart ürünler kataloğumuz 800 sayfadan fazla. Yaptığımız özel üretim işlerini ise bir katalog haline getirirsek bu sayının üç katını bulabilir. Türkiye’deki yerli makine üreticimizin ihtiyacına göre Leitz olarak inovasyon yapıyoruz. Talep ettiklerinde makine üreticilerine inovasyon çalışması gerçekleştiriyoruz. Elimizdeki standart ya da özel üretim takımlarla, onların verimliliklerini ve kalitelerini artırmaya çalışıyoruz. Birçok yerli makine üreticimizle böyle çalıştık. Öte yandan eğitimlerimiz de sürüyor. Bunun bilincinde olan yerli makine üreticilerimizle, ortak çalışmalarımızı artırarak devam ettirmek istiyoruz.
Nejat Çankaya: Leitz’in sektördeki en önemli misyonlarından biri de eğitici çalışmalarının olması. Kataloğumuzu açtığınız zaman ahşap işleme sektörüyle ilgili ihtiyacınız olan her türlü bilgiyi onun içinde bulabilirsiniz. Bu katalogla verilen bilgilerin yanı sıra eğitim ve satış çalışmalarımız da sektöre önemli katkı yapıyor. Kurulu kapasitelerin atıl olmaması için, yatırımcıların ihtiyaçlarını en doğru şekilde tespit edip, onlara gerekli takımları ve ekipmanları sağlıyoruz. Yapmış oldukları yatırımdan maksimum faydayı en kısa zamanda almaları için çalışıyoruz. Bizim bilgilerimizden istifade etmelerini, doğru üretim metotları kullanmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Leitz’in Türk ahşap sanayisine getirdiği en önemli katkılardan biri de bu bilgi transferini sağlamış olmasıdır.
Leitz olarak AİMSAD bünyesinde eğitimler düzenlemek gibi bir düşünceniz var mı?
Yesari Yerli: Sektörümüz için eğitim çok önemli. Biz de bunun bilinciyle Leitz olarak AİMSAD ile birlikte eğitim düzenlemeyi düşünüyoruz. AİMSAD’ın alt komitelerinden birini de eğitim komitesi oluşturuyor. Eğitim komitesi içinde bu konuları gündeme getiriyoruz. Biz Leitz olarak şirketlere ve bize talepte bulunan herkese zaten bu eğitimleri veriyoruz. Dernek çatısı altında da böyle bir organizasyon yapabiliriz. Bizim amacımız, müşterimiz olsa da olmasa da bilgilenmesi ve bunu doğru kullanmasıdır. Bizde bu bilgi birikimi varsa, bu bilgi birikimine ihtiyaç duyan biri varsa, bu mutlaka bir yerde buluşacaktır. Bunun AİMSAD çatısı altında olması da tabii ki mümkün.
Sektörle ve Leitz’le ilgili görüşlerinizin ardından, bir de sizden en son 22-26 Ekim 2016 tarihleri arasında eş zamanlı olarak gerçekleşen Ağaç İşleme Makinesi ve İntermob fuarları ile ilgili yorum almak istiyorum. Sektör geçmiş ekim ayında bir fuarı daha geride bıraktı. Nasıl buldunuz 2016 yılı fuar organizasyonunu?
Yesari Yerli: Biz Leitz olarak kurulduğumuz 1993 yılından bu yana Ağaç İşleme Makinesi fuarına katılıyoruz ve bu fuar dışında yurtiçinde başka bir fuara katılım yapmıyoruz. Yıllar itibarıyla baktığımızda, fuar kendi hinderlandını ciddi boyutta etkileyecek bir büyüklüğe geldi. Katılımcılara ve ziyaretçilere, Avrupai havayı Türkiye’de solutuyoruz. Fuar çok güzel ama bazı sıkıntılarımız da mevcut. Özellikle yer darlığı konusunda sıkıntımız her yıl artıyor. Fuar için daha büyük bir alana ihtiyaç var. Diğer bir sorun yurtdışıyla ulaşımın yeterince sağlıklı sağlanamaması. Fuarın düzen ve temizlik konusunda ciddi sıkıntılar yaşandı. ReedTÜYAP birlikteliğinin yansımalarını, sektörün lokomotifi olan bir fuarda görmek istiyoruz. Bizlere daha fazla olanak sunmasını, katılımcıyı ve ziyaretçiyi de daha fazla mutlu eden bir hizmet bekliyoruz. Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İşadamları Derneği (AİMSAD) bu sıkıntıların giderilmesi için bazı adımlar atıyor. Fuar komitemiz ReedTÜYAP’la omuz omuza çalışıyor. Yapılan işbirliğiyle önümüz- deki yıllarda daha iyi neticeler alacağımıza inanıyorum.
Nejat Çankaya: Fuarın en önemli sorunu yer yetersizliği. Yeni metrekareler açarak maliyetleri biraz daha düşürmek gerekiyor. Bu sorun artık bizi rahatsız edecek noktaya geldi. Düzenlemeler var ama daha da kaliteli bir fuar için bu sorunun bir an önce çözülmesi gerek. Kalite detaylarda gizlidir. Fuarda bu detayların biraz ihmal edildiğini düşünüyorum. Çok sık fuarların yapılması nedeniyle ince noktalar unutuluyor ya da tamamlanamıyor. Bu da genel duruma yansıyor. Fuar eğer pahalıysa, onun karşılığını hizmet olarak tam anlamıyla almak da katılımcıların hakkı olmak gerekir.
Kutu
Türkiye pazardaki dinamizmin orta vadede süreceğine inanıyor musunuz? Pazarın doygunluğa ulaşması için ne kadar süreç var?
Nejat Çankaya: Türkiye’nin dönemsel ve bildiğimiz sıkıntıları var. Bu süreçler her sektörü etkiliyor ama bunun dışında Türkiye’deki dinamizm sektörü büyütmeye devam ediyor ve edecek. Ben iç ve dış sıkıntılarımızın aşılması sonrasında, orta vadede bile pazarda bir doygunluk olacağını düşünmüyorum. Sektörün önü oldukça açık.
Yesari Yerli: İhtiyaçlar sürekli olarak devam ediyor. Krizler ihtiyaçları erteler ama asla ortadan kaldırmaz. İhtiyaçlar tekrar pazara döner gelir. Bu pazarın içinde doygunluk olması söz konusu değil henüz.
Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İşadamları Derneği’nin (AİMSAD) etkinliklerini göz önüne aldığınızda nasıl bir boşluğu doldurduğunu söylersiniz?
Nejat Çankaya: Sektörlerde AİMSAD gibi derneklerin olması çok gerekli ve önemli. Dernekler, sektörlere birçok katkı sağlıyor. En basitinden fuarlarla ilgili organizasyonlarda etkin rol oynuyor. Sektörün çıkarlarına uygun olarak ortak bir güç oluşturulup, politikaların tespitinde ağırlık koyulabiliyor. Genç bir dernek olan AİMSAD’ın bu konudaki çalışmalarını takip ve taktir ediyoruz. Öte yandan AİMSAD bu noktada bu sektör için geç kalmış bir yapılanma. Sektörün problemlerini gündeme taşımak, konuşmak ve ortak bir noktada buluşturmak için derneğin varlığını kesinlikle sürdürmesi gerekiyor. AİMSAD’ın bu enerjisini hiç kaybetmeden uzun seneler yaşamını sürdürmesini diliyorum.
Yesari Yerli: AİMSAD sayesinde, tek ortak noktası birbirinin rakibi olmak olan insanlar, bir masanın etrafında oturup, sektör adına ortak fayda yaratmak için çalışıyorlar. İşbirliği yapıp emek harcıyorlar. Hepsinin ortak amacı, sektörü biraz daha ileri götürmek. Benim de içinde olduğum bu yapılanmada, sektör adına çalışmak herkese mutluluk veriyor. AİMSAD’ın bu enerjiyle birçok yeni projeye daha imza atarak, sektöre katkı sağlayacağına inanıyorum.
Yesari Yerli: “Sanayicilik ile üreticilik birbirinden farklıdır”
Türkiye’de girişimci sayısı fazla ve bu girişimciler pazarda çok şey yapmak istiyor. Ancak şunun altını hemen çizmek istiyorum, sanayicilik ile üreticilik birbirinden iki farklı olgudur. Sanayicilik sadece üretmek değildir. Sanayicilik daha iyisini daha rantabıl üretmek için arayış içinde olmaktır. Türkiye’de bu şekilde sanayici kimliğine sahip kişi sayısı ne yazık ki fazla değil. Kişiler daha çok, gördüğü şeyi daha önceden gördüğü gibi yapmaya devam ettikleri, en kısa sürede sonuca gitmeye çalıştıkları bir sistem yürütüyorlar. Metal sektörü bu bakımdan ahşap işleme sektöründen daha iyi durumunda. Yeni neslin daha farklı bir eğitim almış olmasından dolayı daha fazla sanayici kimliğine sahip olacağını umut ediyoruz.