Dünyada bir örneği daha olmayan, Akdeniz’den Karadeniz’e kadar tüm Anadolu’da var olan bitki türlerinin doğal olarak bir arada görüldüğü biricik doğa müzesi olma özelliğini taşıyan Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, bu benzersiz çeşitlilik nedeniyle Avrupa Konseyi tarafından Avrupa Biogenetik Rezervleri Şeması’nda ‘Flora Biogenetik Rezerv Alanı’ olarak kabul edilmiş durumda. İçerdiği biyolojik çeşitlilikten, nesli tükenmek üzere olan canlılardan ve endemik türlerden dolayı uluslararası öneme sahip olan alan, uluslararası Ramsar, Bern ve Rio Sözleşmeleri ve Barselona Konvansiyonu ile korunuyor

Aydın il sınırları içinde Dilek Dağı’nın Ege Denizi’ne uzandığı son noktada yer alan Büyük Menderes Deltası Milli Parkı Kuşadası, Söke ve Didim ilçe sınırları içinde yer alıyor. 27 bin 675 hektarlık bir alana sahip alanın 10 bin 985 hektarlık bölümü 19.05.1966 tarihinde milli park ilan edilen Dilek Yarımadasına, 16 bin 690 hektarlık bölümü ise 1994 yılında milli park ilan edilen Büyük Menderes Deltasına ait.

İLGİ ÇEKİCİ KIYI ÖZELLİKLERİNE SAHİP

Karşısında, Yunanistan’a ait Ege adalarından Sisam Adası bulunan milli parkın Dilek Yarımadası bölümü, Samsun Dağları’nın Ege Denizi’ne doğru uzanan son noktası. Jeolojik yapısı; paleozoik şistler, mezozoik kalkerler ve mermerler ile neojen tortul kütlelerden meydana gelmiş. Yarımadanın morfolojik yapısı içinde birçok tepe, vadi, kanyon ve koy bulunuyor. Ortalama 650 metre yüksekliğe sahip yarımadanın en yüksek yeri milli parkın adını aldığı, 1.237 metre yüksekliğe sahip Dilek Tepesi (Mykale). Bölge kumlu, killi, yatık ve yüksek kıyı şekilleri içeren plajlara sahip.

TARİHLE İÇ İÇE BİR MİLLİ PARK

Tarihi açıdan da önemli bir alan olan Büyük Menderes Deltası Milli Parkı sınırları içinde; M.Ö. 9. yüzyılda İyon kentinin kutsal toplanma merkezi Panionion, Antik Thebai Kenti, Ayayorgi Manastırı, tarihi Doğanbey Köyü (Domatia) ile Karine, Hagios Antonios Manastırı ve Zeus Mağarası da bulunuyor.

NESLİ TÜKENMEK ÜZERE OLAN CANLILARI VE ENDEMİK TÜRLERİ NEDENİYLE ULUSLARARASI ÖNEME SAHİP

Doğal güzelliklerin iç içe geçtiği Dilek Yarımadası’nın güneyine bitişik olan Büyük Menderes Deltası’nın en önemli su kaynağı 584 kilometre uzunluğundaki Büyük Menderes Nehri. Delta, birkaç lagün, tuzcul bataklıklar ve çamur düzlüklerini kapsayan taşkın sahası özelliğinde önemli bir sulak alan. Bu alan zengin biyolojik çeşitlilik, nesli tükenmek üzere olan canlıları ve endemik türleri barındırması nedeniyle uluslararası öneme sahip. Uluslararası Sulakalanlar Sözleşmesi (Ramsar), Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunmasına Yönelik Sözleşme (Bern), Biyolojik Çeşitlilik Anlaşması (Rio) ve Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona) kapsamında korunan alan niteliğinde olan Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, önemli kuş alanı, önemli bitki alanı ve önemli memeli alanı olması nedeniyle de önemli doğa alanı olarak geçiyor.

KISA MESAFELER İÇİNDE FARKLI VE ÇEŞİTLİ BİTKİ ÖRTÜSÜNE SAHİP

Hem Dilek Yarımadası hem de Büyük Menderes Deltasının barındırdığı farklı ve çeşitli fiziksel özellikler bitki örtüsünün de kısa mesafeler içinde farklı ve çeşitli olmasına yol açıyor. Yapılan çalışmalar sonucu milli park içinde tespit edilen 804 bitki türünün altısı sadece burada görülüyor. Yarımadada, Akdeniz maki bitki örtüsünün hemen hemen bütün bitki türlerinin en canlı ve sağlıklı örneklerinin yer alıyor.

TÜRKİYE’NİN TEK DOĞA MÜZESİ OLMA ÖZELLİĞİNİ TAŞIYOR

Genelde yaygın olarak Kuzey ve Batı Anadolu’da yayılış gösteren Anadolu Kestanesinin en güneye indiği yer olan Dilek Yarımadası, Türkiye’de birkaç yerde bulunan Kartopu’nun, Finike Ardıcı’nın, Melez Pırnal Meşesinin ve Dallı Servinin küçük orman toplulukları meydana getirerek yetiştiği tek yer. Başka deyişle, Büyük Menderes-Deltası Milli Parkı Akdeniz’den Karadeniz’e kadar tüm Anadolu’da var olan bitki türlerinin doğal olarak bir arada görüldüğü tek doğa müzesi olma özelliğini taşıyor. Bu benzersiz biyolojik çeşitlilik nedeniyle Dilek Yarımadası, Avrupa Konseyi tarafından “Flora Biyogenetik Rezerv Alanı” yani, bitki örtüsü açısından soyu tükenmekte veya genetik çeşitliliği azalmakta olan bir canlı türü ya da topluluklarını korumaya yönelik uluslararası düzeyde koruma alanı olarak kabul edilmiş durumda. Ayrıca karaçam, kara selvi, erguvan, defne, sandal ağacı, zeytin, meşe türleri, akçaağaç, ıhlamur, çınar, zakkum, kokarçalı, hanımeli, kavak, incir, ahlat, böğürtlen, keçiboynuzu, katırtırnağı, dişbudak, yasemin, alıç, menengiç, sumak, karaağaç, funda ve eğrelti otları milli parkta bulunan bitki türleri arasında yer alıyor.

FARKLI BİRÇOK HAYVANA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR

Fauna açısından da oldukça önemli bir bölge olan Dilek Yarımadası 28 çeşit memeli, 42 çeşit sürüngen ve çok sayıda deniz canlısına ev sahipliği yapıyor. Ayrıca yarımada, nesli tükenmekte olan Anadolu Parsının batıda yaşadığı son nokta olarak kabul ediliyor. Bunun dışında kurt, tilki, çakal, sırtlan, vaşak, yaban kedisi, porsuk, sansar, kirpi, oklu kirpi, yaban domuzu, kertenkele, kaplumbağa, kaya kartalı, deniz kartalı, şahin, doğan, martı, karatavuk, keklik, kaya güvercini, tahtalı güvercin, yaban ineği, yabani at, tavşan, su samuru, Akdeniz foku, çulluk, kerkenez, yeşilbaş ördek, Hazar sumrusu, doğaya terk edilmiş ve yabanileşmiş sığırlar ve atlar yarımadada yaşayan hayvanlar arasında bulunuyor.