Hindistan’da ortaya çıkan ve sonra Batı için de tehdit haline gelen kolera ile tarihi antik çağlara dayanan vebanın aşısını bulan Waldemar Haffkine, asi ve isyankâr karakteri nedeniyle hak ettiği değeri göremeyen dahi bir bilim insanı.

Gezegenimiz, bilim ve teknolojide oldukça ilerleyen insan uygarlığına rağmen, 2019 sonu itibariyle ortaya çıkan bir virüs nedeniyle tehdit altında. 2019 sonunda Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve bugüne dek yaklaşık 270 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Kovid-19 pandemisi nedeniyle çok sayıda insan eve kapandı, sevdiklerine aylardır sarılamıyor, küresel anlamda ciddi ekonomik kayıplar yaşanıyor, gelişmiş ülkelerin dahi sağlık alt yapıları yetersiz kalıyor.

Oysa bundan 128 yıl önce, çalışkan ve yetenekli bir bilim insanı, 2 milyonu aşkın insanın hayatını kaybetmesine neden olan koleranın ve 50 milyonun üzerinde insanın ölümüne neden olan vebanın aşısını buldu.

Tıp tarihine veba ve kolera aşılarının mucidi olarak geçen Rus bakteriyolog Waldemar Haffkine, 15 Mart 1860’da Ukrayna’nın Odessa bölgesinde doğdu. Maddi durumu iyi olmayan Yahudi bir ailenin çocuğu olan Waldemar Haffkine’in babası, Yahudi okulunda öğretmendi. Meraklı ve çalışkan bir çocuk olan Haffkine, 1879’da liseden mezun oldu ve Odessa’daki Imperial Novorossiysk Üniversitesi’nde Matematik ve Fizik Fakültesi’nde eğitim görmeye başladı. Asi ve isyankâr bir genç olan Haffkine öğrenci hareketlerine katılıp protesto ve gösterilerde bulunduğu için okuldan atıldı. Bununla birlikte, yeteneği ve azmi, kendisinin profesörler ve akademik kadrodan destek görmesini sağladı.

Üniversite daha sona, 1884’te doktora tezini dışarıdan bir öğrenci sıfatıyla savunmasına izin verdi, ancak öğrencilik hayatında başına gelenler nedeniyle memleketi Odessa’da çalışmak onun için güvenli değildi. Kendisini seven hocalarından biri Ilya Ilyich, 1888’de onu Paris’teki Pasteur Enstitüsü’ne önerdi. Başka boş kadro olmaması nedeniyle Pasteur Enstitüsü’nde kütüphaneci olarak çalışmaya başlayan Waldemar Haffkine, boş vakitlerinde ise kendini bilime ve laboratuvarlarda çalışmaya adadı.

Aşıyı ilk kendi üzerinde denedi

Haffkine’in enstitüde çalıştığı dönemde, dünyanın birkaç bölgesinde kolera salgını vardı. Karantina önlemleri, hastalığın yayılmasına engel olamıyordu. Aşı gerekiyordu. Haffkine kolera salgınını önleyeceğini düşündüğü bir aşı bulmayı başardı. Aşı önce hayvanlar üzerinde denendi ve başarılı oldu. İnsanlar üzerindeki etkisini kısa sürede göstermek isteyen genç bilim insanı, Pasteur Enstitüsü’ne 3 arkadaşını çağırdı ve aşı yapılan ilk insan oldu. Testler olumlu sonuçlar verdiğinde takvimler 18 Haziran 1892’yi gösteriyordu.

Haffkine çeşitli bilimsel toplantılarda, bulduğu bu aşının güvenli olduğunu ve kullanılışından 6 gün sonra vücuda bir bağışıklık kazandırdığını anlattı. Ancak gençliğinde kötü bir şöhret edinmesi nedeniyle kimse ona güvenmedi.

Hindistan’da koleradan ölümleri 10 kat azalttı

Daha sonra İngiliz hükümeti, o dönem kolonisi olan Hindistan’da aşının denenmesine izin verdi. Çünkü kolera her gün hızla yayılıyor ve güçlü devletleri de tehdit ediyordu. Ayrıca Hindistan’da da kolera yaygındı. Hatta bugün bile Afrika, Latin Amerika ve Güneydoğu Asya’da kolera ölümcül bir hastalık. Her yıl 3-5 milyon hastadan 100-200 bini bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. 

Hindistan’daki Kalküta’ya giden heyecanlı doktora, burada bir laboratuvarı olan İngiliz doktor William Simpson bilim yuvasını açtı. Bu laboratuvarda kolera aşısını üreten Haffkine ve aşıya inanan 4 Hintli doktorla beraber Kalküta yakınlarındaki bir köye gittiğinde beklenmedik bir tepkiyle karşılaştı. Köy halkı bu hastalığa müdahale edilemeyeceğini söyleyerek doktorları taşladılar. Geri dönemeyeceğini bilen Waldemar Haffkine, tam bu noktada sıra dışı bir harekete imza attı ve aşıyı kendi üzerine denedi. Bu hamlenin sonucunda şaşıran köylülerin 116’sı, kendilerine aşı yapılmasına izin verdi ve hiçbiri aşı nedeniyle hastalık ya da zayıflık belirtisi göstermedi. Haber hızla yayıldı ve Haffkine’e verilen o küçük laboratuvar, kendilerine aşı yapılmasını isteyenler tarafından defalarca davet aldı. Bu süreç, 2,5 yılda 42 bin kişiye aşı yapılmasıyla sonuçlandı. Koleradan kaynaklı ölümler de 10 kat azaldı. Haffkine’in icat ettiği bu aşı geliştirildi ve hala günümüzde mülteci kamplarında kullanılıyor.

Yetmedi, vebaya da aşı buldu

Haffkine, bu başarıyla yetinecek biri değildi. 1897’de, aynı bölgede veba aşısı üzerine çalışmalar yürüttü ve geliştirdiği aşıyı, elbette yine ilk önce kendi üzerinde denedi. Bombay’da bir veba önleme laboratuvarı kuran Haffkine, belki de neyin temelini attığını o günlerde bilmiyordu. Bu laboratuvar, 1925’ten beri Haffkine’in Mahatma Enstitüsü’ adıyla anılıyor. 20’inci yüzyıla birkaç yıl kala tüm olayları duyan Avrupa da gelişmelere kayıtsız kalamadı ve Hindistan’daki bu gelişmelerle ilgilenmeye başladı. Ayrıca Rus doktorlar da Bombay’a gelerek bu olayı yerinde inceledi.

Zamanla Haffkine dışında da aşıyı üretmeye başlayanlar ortaya çıktı. Bu dönemde yapılan 82 bin aşının önemli bir bölümü Haffkine tarafından kontrol edilemedi ve köylerden birinde, aşıdan sonra ölen birkaç kişinin duyulması işleri biraz tersine çevirdi. Bu ölümlerden Haffkine sorumlu tutuldu. İcadı olan veba aşısı, 1909’a kadar Hindistan’da 8 milyona yakın kişiye uygulandı. Hindistan’da çalışmayı sürdüren bilim insanı, burada toplam 18 yıl kaldıktan sonra, 1’inci Dünya Savaşı’nda İngiltere askerî departmanındaki ordunun aşılarını denetlemeye gitti. Hayatının son dönemlerinde kendini hayır işlerine veren Haffkine, 26 Ekim 1930’da İsviçre’nin Lozan kentinde hayatını kaybetti.

Künye

Tam adı: Waldemar Haffkine

Kimdir: Veba ve koleranın aşısını bulan ilk bilim insanı

Doğum tarihi ve yeri: 1 Mart 1860, Odessa, Ukrayna

Eğitim: ImperialNovorossiysk Üniversitesi, Matematik ve Fizik Fakültesi

Kolera gelişmekte olan ülkeler için hala sorun

Doğal afetlerden etkilenen ve savaşan toplumlar ile yoksul kalabalık gruplarda kolayca yayılarak ölümcül etkilere neden olan kolera hastalığı, vibriocholerae bakterisinin ince bağırsakta oluşturduğu bir enfeksiyon.

Kolera ilk olarak Hindistan’da ortaya çıktı ve 1827-1975 yılları arasında belli aralıklarla ortaya çıktı ve tüm dünyaya yayıldı. Bu tarihlerde yaklaşık 2 milyon insanın canını aldı. Yalnızca insanlarda görülen bu hastalık gelişmekte olan ülkelerde çok önemli bir halk sağlığı sorunu. Kolera aşısı bugün koleraya karşı yüzde 100 etkili değil ve diğer gıda veya su kaynaklı hastalıklardan korumuyor.

Vebadan 50 milyon kişi öldü

Asya’nın güney batısında başlayarak 1340’lı yılların sonlarında Avrupa’ya ulaştı. Salgına yersiniapestis adı verilen bir bakterinin yol açtığı tahmin ediliyor. Salgın sebepli can kaybının 50 milyon olduğu düşünülüyor. Antik çağlardan itibaren var olan veba, kara ölüm olarak da biliniyor. 1347-1353 yılları arasında, Avrupa nüfusunun 3’te 1’inin kaybedilmesine neden olan veba salgını, bugün modern antibiyotiklerle tedavi edilebiliyor. Gelişmiş ülkelerin tamamında ve gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda ortadan kalkan bu hastalık, Asya ve Afrika kıtalarının bazı bölgelerinde hala görülüyor.