TIR sürücülerinin Avrupa’ya erişiminde karşılaştıkları vize sorunları, sadece lojistik sektörünü değil, genel olarak Türkiye ve Avrupa arasındaki ticari ilişkileri de zora sokuyor. Söz konusu vize sorununun temelinde neler olduğunu, bu durumun ekonomik etkilerini ve alınabilecek önlemleri konuşmak üzere Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aras ile bir araya geldik. Aras, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yıllardır süregelen Gümrük Birliği Anlaşması çerçevesinde malların serbest dolaşımı ilkesine vurgu yaparak, bu ilkenin sürücülerin serbest dolaşımı için de geçerli olması gerektiğini belirtti. Türkiye’de kayıtlı olarak yurt dışında faaliyet göstermekte olan profesyonel TIR şoförlerinin, diğer pek çok meslek grubuna kıyasla, çok daha üstün mesleki bilgi ve becerilere sahip kişiler olarak bilindiğine değinen Şerafettin Aras; “Sürücülerimiz, ülkemiz ihracatının hedef pazarlarına ulaştırılmasında sektör firmalarımızın en önemli destekçileri diyebiliriz” şeklinde konuştu.
Avrupa ülkelerinin Türk vatandaşlarına yönelik uyguladığı uzun vize başvuru süreci ve başvuruların çoğunlukla reddedilmesi, en çok ihracatçıları etkiliyor. Lojistik ve karayolu taşımacılığı sektöründe de Schengen ülkelerine yönelik vize sorunu gün geçtikçe derinleşiyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aras, TIR sürücülerinin Avrupa Birliği (AB) ülkelerine giriş yaparken yaşadıkları engellere ve bu durumun Türkiye ekonomisi üzerinde yarattığı olumsuz etkilere değinerek, Türkiye ile AB ülkeleri arasındaki ticaretin baş aktörleri olan sürücülerimizin, vize muafiyetinden faydalandırılmalarının temel hedefleri olduğunun altını çizdi.
- Son yıllarda TIR şoförlerinin vize alma süreçlerinde ciddi sorunlar yaşadığını biliyoruz. Öncelikle bu sorunun kaynağını öğrenmek isteriz. Türkiye olarak neden böyle bir sorunla karşı karşıyayız?
Sektörümüzdeki şirketlerin kilit personeli olan profesyonel TIR sürücülerinin, özellikle Avrupa Birliği ülkelerine yönelik taşımalarında muhatap oldukları vize kısıtlamaları, ülkemizin bir numaralı ticaret ortağı olan Avrupa Birliği ile yaklaşık 30 yıldır sürdürülen Gümrük Birliği’nin temel şartlarından olan “malların serbest dolaşımı” ilkesine açıkça aykırı durumda. Nitekim, Dünya Bankası tarafından yayınlanan AB-Türkiye Gümrük Birliği Değerlendirme Raporu, vize alım zorlukları ve AB’deki Schengen Kalış Süresi (180/90 gün) kısıtlamaları dahil, Gümrük Birliği işleyişine zarar verdiğini doğruluyor. UND olarak profesyonel sürücü vizeleri konusunda uzun yıllardır, gerek yurt içinde Dışişleri Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili tüm bakanlıklarımız, gerekse Avrupa Birliği kurumları ve Schengen ülkelerinin temsilcileri nezdinde çeşitli girişimlerde bulunuyor ve bu mesleğin, Türkiye-AB ticareti ve genel ekonomik ilişkilerinin gelişimi açısından ne kadar kritik önemde olduğunun altını çizerek, kalıcı vize kolaylığı talep ediyoruz. Bu girişimlerimizde karşımıza çıkarılan gerekçeler, temel olarak sürücü vizeleri konusunun Türkiye-AB arasındaki Gümrük Birliği’nin öngördüğü malların serbest dolaşımı kuralı kapsamında olmayıp, hizmetlerin serbest dolaşımı meselesi olduğu ve bunun henüz Türkiye-AB arasında müzakere edilmediği ifade ediliyordu. Oysaki, taşımacılıkta yük, araç ve sürücünün bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğini; dolayısıyla sürücülerin vize engeline maruz bırakılmasının, malların Türkiye-AB ortak gümrük birliği sahası içindeki serbest dolaşımını kısıtlayan bir tarife dışı engel olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca Türk TIR sürücülerinin vize konusunda yaşadıkları sorunlar hakkında AB’nin en üst düzey yargı organı olan Avrupa Birliği Adalet Divanı’na taşınan bazı önemli davalar, sürücülerimiz lehine sonuçlanmış bulunuyor. 2009 yılında AB Adalet Divanı’nın bu yöndeki kararına göre, Türk vatandaşı olup AB ülkelerine hizmet götüren profesyonel TIR sürücülerinin Almanya, Hollanda ve Danimarka’da hizmet sağlayıcı statüsü ile vizeden muaf oldukları resmen kabul edilmişti. Fakat bu ülkelere karayoluyla doğrudan ulaşılamadığından, taşıma yapmak için sürücülerimizin transit geçtikleri diğer Schengen ülkelerinden ayrıca vize almaları gerekli. Dolayısıyla Schengen Vize sorunu, Türkiye-AB ticaretine zarar veren etkileriyle devam ediyor. Covid-19 pandemi krizi sürecinde dahi, Avrupa Birliği’nin yüz yüze kaldığı kıtlık riskine karşı uygulamaya konulan ve taşınan yük cinsi, geldiği ülke, taşıma şekli veya taşıyan sürücünün milliyeti fark etmeksizin AB’ye giriş-çıkışlarının kolaylaştırılmasını öngören Yeşil Hatlar Mekanizması düzgün işletilemedi. Pandemi şartlarında dahi bazı Schengen-AB ülkeleri yurt dışında mahsur kalarak vize veya kalış süreleri biten sürücülerimize yüksek cezalar kesti, bu ülkelere hayati malzemeler taşımaya çalışan sürücülerimize kaçak muamelesi yaptı. O dönemde Dışişleri Bakanlığımızla yürüttüğümüz etkin iş birliğiyle sürücülerimizin ülkemize sorunsuz şekilde dönmelerini ve sınırlar arası geçişlerinde yaşadıkları mağduriyetlerin azaltılmasını sağlayabildik. Ancak pandemi sonrası süreçte, ticaret akışlarının yeniden artışa geçmesiyle beraber, sürücülerimizin vize temininde yaşadıkları sorunların arttığı görüldü. AB tarafıyla yürüttüğümüz temaslarda gerekçe olarak, pandemi sürecinde Schengen ülke misyonlarındaki personel istihdamının önemli oranda azaltıldığı, dolayısıyla normalleşme sürecine geçildiğinden ötürü personel sayılarının artan vize talebine yanıt vermekte yetersiz kalındığı öne sürülmeye başladı. Hatta geçtiğimiz ekim ayında UND heyeti olarak ziyaret ettiğimiz AB Komisyonu yetkililerince, bu sorunların Türk vatandaşlarına özel olmadığı, genel bir sorun olduğu, pandemi sürecinde azaltılan Schengen ülke misyonlarında vizeden sorumlu personel istihdamının artırılması için ilgili ülkelere AB Komisyonu tarafından ilave fon tahsis edilmesinin planlandığı ifade edilmişti. Ayrıca vize başvurularında yapılan bazı usulsüzlükler de önümüze konmuştu. Fakat bugün gelinen noktada; haftalarca ve aylarca vize başvurusu için randevu alınamaması, bazı ülke konsolosluklarının vize birimlerini değişen sürelerde kapatmaları, ayrıca vizeler için verilen ret oranlarındaki dikkat çekici artışlar, sorunun kısmen rekabet ve korumacılık (ülkemizin AB’ye ihracatına yönelik tarife dışı kısıtlamalar vb.) kısmen ise siyasi boyutu (yasa dışı göçle ilgili kaygılar vb. kaynaklı baskılar) olduğuna işaret ediyor.
“Yaşanan zorluklar firma taahhütlerinin yerine getirilememesine sebep oluyor”
- Yaşanan vize sorunun ciddi ekonomik etkileri oluyor. Peki, ekonomik etkiler dışında vize sorunu başka hangi problemleri de beraberinde getiriyor?
Karayolu taşımacılığında yük, TIR ve sürücü ayrılmaz bir bütün. Ülkemiz dış ticaret yüklerinin taşınmasında, karayoluyla uluslararası eşya taşımacılığı sektörünün vize sürecinde yaşanan zorluklar, navlun fiyatlarını ve lojistik maliyetleri artırıyor, teslimatların gecikmesine ve firma taahhütlerinin yerine getirilememesine sebep oluyor. Sonuç olarak, ülkemiz ticareti vize sorunu nedeniyle zarar görüyor ve bununla birlikte Avrupalı tedarikçiler de talep ettikleri ticaret mallarını başka pazarlardan temin etme yoluna giriyor. Sürücüler, Türkiye ve Avrupa ekonomileri için çok önemli rol oynayan aktörler konumunda. Türkiye’nin AB’ye olan ihracatının yüzde 50’si, Türkiye’de yerleşik AB sermayeli şirketler tarafından yapılıyor. Bu ihracatın yüzde 30’u tek başına Alman menşeli, yüzde 10’u ise sadece İtalyan menşeli firmalara ait. Bu malların sahibi AB şirketleri olduğu için AB’nin, Schengen Vİze sistemindeki sıkıntılarla kendi firmalarını ve tüketicilerini cezalandırdığını söyleyebiliriz. Türkiye’de üretilen ihraç ürünlerini AB ülkelerine taşıyan sürücüler, AB ülkeleri ihraç ürünlerini de Türkiye’ye taşıyorlar. Avrupa İstatistik Ofisi’nin (EUROSTAT) uluslararası ticaret verilerine göre; Türkiye AB ülkelerine 95,5 milyar euro mal ihracat ederken, Türkiye AB ülkelerinden 111,3 milyar euro ithalat yaptı. Ticaret Bakanlığı verilerine göre; 2023 yılında AB’ye 104,3 milyar dolar değerinde ihracat yaptık ve 106 milyar dolar değerinde mal ithal ettik. Dolayısıyla, bu sürücülere vize verirken turist muamelesi yapmak ve Schengen Bölgesi’nde dolaşım sürelerini sınırlamak ekonominin temel kurallarına aykırı. Öte yandan, sadece ülkemizde değil, tüm Avrupa ve dünya çapında ticaretin sürdürülebilirliği için bir tehdit haline gelen profesyonel TIR sürücüsü açığı dikkate alındığında, AB tarafındaki paydaşların vize konusundaki olumsuz tutumunun, AB ülkelerine yük taşıyan sürücülerimizin Schengen Bölgesi’ne erişimlerini engelleyerek Türkiye ve AB ekonomilerine ve Türkiye-AB ticaretine verdiği zarar daha da belirginleşiyor. Sorunun bir diğer boyutu da şudur; sürücü vizeleri, özellikle 80’li yıllardan itibaren Avrupa Birliği ülkeleri ile karşılıklı ticareti engelleyen kronik sorunlardan biri haline geldi. Günümüzde ise, ülkelerin vizeleri korumacılık, rekabet ve siyasi baskı araçları olarak kullanmasıyla, mesleği gereği sürekli sınırlar arasında hareket etmesi gereken sürücülerin, en temel insan haklarından biri olan çalışma hakkının engellendiği bir ortam yaratıldı. Vize talep edilerek, aslında uluslararası ticareti gerçekleştiren TIR sürücülerimize haksız şekilde, adeta turist muamelesi yapıldığını söyleyebiliriz. Bunun yanında, Avrupa ülkelerine belki yüzlerce kez taşıma yapmış ve vizelerini uygun şekilde kullanıp ülkesine dönmüş sürücülerimizden, her yeni vize başvurusunda onlarca belge talep ediliyor; sıklıkla kısa süreli vize verilerek çalışma imkanları kısıtlanıyor.
“Tırların ana güzergahları üzerinde bulunan ülkelerden yapılacak vize başvurularının randevu temin süreleri 60 ile 70 güne çıktı”
- Türkiye’den yola çıkan tırların en fazla seyahat ettiği ülkeler ve rotalar nedir? En fazla vize sorununu hangi ülkelerle yaşıyoruz?
Ülkemizin karayoluyla yapılan ihracatını taşıyan, uluslararası eşya taşımacılığı sektöründe faaliyet gösteren TIR sürücülerinin Schengen Vizesi başvurularında yaşadığı sorunların başında “randevu temini” geliyor. Özellikle, ülkemizden yola çıkan tırların ana güzergahları üzerinde bulunan Hollanda, Polonya, Almanya, Fransa, İtalya ve İsviçre gibi ülkelerden yapılacak vize başvurularının randevu temin süreleri 60 ile 70 güne çıktı. Diğer taraftan, sistem üzerinden açılan randevular da bir saat gibi kısa bir süre içerisinde tükeniyor. Bunun yanı sıra, işleme alınan pasaportların sonuçlanma süreleri randevu temin süresinin üzerine eklenince neredeyse yılın dörtte biri vize temini için harcanıyor. Diğer taraftan, bazı Schengen ülke misyonları randevularını zaman zaman kapatıyor ve böyle zamanlarda randevu alma imkansız hale geliyor. Sonuç olarak, randevu krizi olarak adlandırdığımız bu süreç yönetilemez bir hal almış durumda. Sürücülerimiz, yaptıkları işin niteliği gereği, zamanlarının büyük bölümünü Schengen Bölgesi’nde geçiriyor ve bahse konu süreler sürücüler için hiçbir şekilde yeterli olmuyor. Zira, 2014 yılı başından itibaren uygulamaya alınan yeni hesaplama sistemi ile de Schengen Bölgesi’ndeki kalış sürelerine yeni kısıtlar eklendi. Schengen ülkelerinden temin edilen sürücü vizeleri genellikle altı ay ve nadir olarak yıllık temin edilebiliyor. Altı ay süreli vize ile oturum izni 90 gün ve yıllık vize ile oturum izni 180 gün ile sınırlandırıldı. Özellikle Bulgaristan ve Romanya’nın Schengen Bölgesi’ne dahil olmasıyla, mevcut durumda sınırlı olan kalış süresi daha da yetersiz hale gelecek. Bu itibarla, Schengen Vizesi kapsamında uygulanan kalış süresi kuralının sürücülerin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde artırılması gerektiği değerlendiriliyor. AB Komisyonu tarafından; TIR sürücülerinden talep edilebilecek Schengen Vize evrak listesinde sadeleştirme yapıldı ve sürücüler için davetiye talep edilmediği, sadece varış ülkesindeki bir şirketten sürücünün işverenine davet mektubu veya iş ortaklığı belgesi sunulmasının yeterli olacağı belirtildi. Ancak bazı Schengen ülke misyonları TIR sürücüleri için davetiye talep etmeye devam ediyor. Türk ihracat ve ithalat yükünü, uluslararası kurallar gereği belirlenmiş resmi evraklar çerçevesinde taşımakta olan TIR sürücülerinin davetiyeye ihtiyaç duyulacak bir göreve icabet etmedikleri aşikar. Zira aynı sürücüler, Schengen Bölgesi’nden Avrupalı üreticilerin ithalat yüklerini de Türkiye’ye veya diğer ülkelere taşıyor ve bu taşımalar için ayrıca bir davetiye şartı aranmıyor. Sonuç olarak davetiye seferlik, vize ise süreli durumda. Profesyonel TIR sürücüleri için birçok Schengen ülkesi vize başvuru evrakı arasında yer alan davetiye şartının kaldırılması büyük önem taşıyor. TIR sürücüleri için yapılan vize başvurularında, sürekli olarak Schengen Bölgesi’ne taşıma yaptığı, uzun yıllar sürücülük mesleğini devam ettirdiği, daha öncesinde birçok kez Schengen Vizesi aldığı, kalış süresi başta olmak üzere Schengen Vize kurallarını ihlal etmediği sunulan evrak çerçevesinde ispat edilen sürücüler için dahi ret kararları verilebiliyor. Ret kararlarında sürücünün; misyonlara sunulan evrağın gerçekliği, güvenilirliğine ilişkin şüpheler olduğu, ülkesine geri dönmesinden şüphe edildiği veya kamu sağlığını tehdit ettiği gibi nedenler öne sürülüyor. Ancak belirtilen nedenlerin oluşmadığı birçok örnek mevcut olup, sürücülere haksız yere verilen ret kararlarının uygulamadan kaldırılması büyük önem arz ediyor. Normal şartlarda, Türk taşımacıları Avrupa’da çalıştıkları firmalardan davet mektubu veya iş ortaklığı belgesi alıyor, herhangi bir sorun yaşamıyor. Bazı taşımacılık operasyonları, taşımacının doğrudan kendisi tarafından yapılmıyor, alt nakliyecilere devredilmiyor ve alıcıya bu kanal ile iletiliyor. Bu gibi durumlarda alt nakliyecinin Avrupa’da yerleşik olan alıcı ile herhangi bir iletişim kanalı bulunmuyor ve bir davet mektubu ya da direkt bir iş ortaklığı belgesi temin edilemiyor. Bu şartlar altında vize başvurusu yapan birçok nakliyecinin başvuruları ret kararları ile sonuçlanabiliyor.
“Kapıda vize uygulamaları gibi bazı kolaylaştırıcı uygulamalar söz konusu olabiliyor”
- Günümüzde ya da geçmiş yıllarda benzer vize sorunlarıyla karşı karşıya kalan ülkeler var mı? Bu ülkeler bu sorunun çözümü için hangi adımları attılar?
Avrupa Birliği’nin; Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Belarus, hatta Rusya gibi, üyesi olmayan 13 ülke ile imzaladığı vize kolaylığı anlaşmaları mevcut. Son dönemde yaşanan siyasi sorunlardan dolayı Belarus ve Rusya ile anlaşmaları askıya alındı. Son dönemde, Yunanistan’ın uyguladığı gibi kapıda vize uygulamaları gibi bazı kolaylaştırıcı uygulamalar da söz konusu olabilir. Ancak 28 yıllık Gümrük Birliği ilişkimiz ve tam üyelik perspektifimiz çerçevesinde, Türkiye ve Türk vatandaşı olan profesyonel TIR sürücülerimiz için talebimiz; özellikle de referans alınabilecek ABAD kararlarının mevcudiyetinde, AB iç pazarına hizmet sağlayıcı statüsünde kabul edilmesi gereken sürücülerimize vize kolaylığı imkanının acil ve kalıcı olarak sağlanması. Türkiye-AB ilişkilerinin gelişimi doğrultusunda da en yakın gelecekte (en azından sürücüler gibi öncelikli meslek kategorilerinde) vizelerin tamamen kaldırılması.
“Temel hedefimiz Türkiye ile AB ülkeleri arasındaki ticaretin baş aktörleri olan sürücülerimizin, vize muafiyetinden faydalandırılmaları”
- TIR şoförlerinin ticari vize alma süreçlerinde yaşadığı sorunları hafifletmek için ne tür adımlar atılması gerektiğini düşünüyorsunuz? UND olarak bu konu özelinde yürüttüğünüz çalışmalarınız var mı?
Öncelikle belirtmek isteriz ki Türkiye’de kayıtlı olarak yurt dışında faaliyet göstermekte olan profesyonel TIR şoförleri, diğer pek çok meslek grubuna kıyasla, çok daha üstün mesleki bilgi ve becerilere sahip kişiler olarak biliniyor. Sürücülerimiz, ülkemiz ihracatının hedef pazarlarına ulaştırılmasında sektör firmalarımızın en önemli destekçileri diyebiliriz.
Derneğimiz profesyonel TIR sürücülerinin,
- Halihazırda bu meslek dalında faaliyet göstermek için çok sayıda uluslararası sözleşme ve ulusal/uluslararası kuralları bilmek ve bunlara uymak zorunda olmaları,
- Bu mesleği sürdürmek için AB mevzuatına uygun mesleki yeterlilik belgelerini almış,
- Mesleklerini Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na ve Milli Eğitim Bakanlığı’na kayıtlı olarak, yurt içinde ve yurt dışında sürekli bir denetim altında icra ediyor olmaları,
gibi faktörleri vurgulayarak, profesyonel TIR sürücülerimizin Schengen Bölgesi sınırları arasında engellenmeden dolaşabilmeleri gerektiği konusunda, uzun yıllardır Avrupa Birliği / Schengen kurumları ve temsilcileriyle temaslar yürütüyor.
Derneğimizce, AB/Schengen ülkelerinin büyükelçilikleri ve konsolosluklarına sık ziyaretler gerçekleştiriliyor, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve Avrupa Birliği Komisyonu ile yakın temaslar sürdürülüyor; Dışişleri Bakanlığımız başta olmak üzere, profesyonel sürücü vizeleri konusundaki tüm güncel sorun ve gelişmeler bütün resmi makamlarımızın gündeminde tutuluyor. Türkiye ile AB arasında geçtiğimiz yıl ivme kazanan ticaretin kolaylaştırılması temelindeki pozitif diyalog çerçevesinde vize kolaylığı gündeminde yürütülen görüşmeler kapsamına profesyonel sürücü grubunun da dahil edilmesi için yoğun gayret gösteriliyor. UND olarak, profesyonel ve Türkiye ile AB ülkeleri arasındaki ticaretin baş aktörleri olan sürücülerimizin vize muafiyetinden faydalandırılmaları, temel hedefimiz. Tüm taraflara çağrımız, aşağıdaki çözümlerin ivedilikle devreye alınması konusunda sektörümüze destek vermeleri olduğunu söyleyebiliriz;
- TIR sürücülerinin, Avrupa ekonomisinin sürdürülebilirliği ve Avrupa-Avrasya bölgeleri arasında karayoluyla yapılan ticaretteki önemli rolleri ve Türkiye-AB ortak Gümrük Birliği sahası içerisinde hizmet sağlayıcısı konumları temelinde acil, öncelikli grup olarak değerlendirilmesi,
- Schengen Bölgesi’nde seyahat eden ve vizelerini usule uygun şekilde kullanan sürücüler için; vize başvurularında Schengen Vize Kodunun öngördüğü şekilde, kademeli olarak artan sürelerde ve en az 1 yıllık ve çok girişli vize temin edilebilmesi,
- Tüm Schengen ülke temsilciliklerine yapılan sürücü vize müracaatlarında talep edilen başvuru evrak sayısının azaltılması, tüm ülkelerde yeknesak hale getirilmesi ve en önemlisi bazı ülke temsilcilikleri tarafından talep edilmeye devam edilen davetiye şartının kaldırılması,
- Türkiye’de yerleşik farklı AB ülkesi temsilciliklerinin farklı Schengen Vize Prosedürlerinin ortadan kaldırılmasının sağlanması,
- Profesyonel TIR Sürücüleri için Schengen Bölgesi ülkeleri adına tek bir vize merkezinin oluşturulması, başvuruların bu merkez üzerinden yapılması.