Bain & Company’nin hazırladığı Küresel Makine ve Ekipman Raporu, sektörlerin gelecekteki fırsatlarına dikkat çekiyor. Rapora göre makine sektörü, geleceğin fabrikasının bel kemiğini oluşturan yapay zekayı yalın, dijital ve sürdürülebilir inovasyonları kullanarak üretkenliğini yüzde 50’ye kadar artırabilir.

Makine endüstrisindeki şirketler, tedarik zinciri zorlukları, artan müşteri beklentileri ve hızla değişen pazarlarda yoğunlaşan rekabet gibi birçok cephede yoğun baskı altında olduğundan, performanslarını artırmak için en yeni inovasyonlardan yararlanmak istiyor. Makine endüstrisindeki yöneticiler, mevcut zorluk dalgasının üstesinden gelmeye çalışırken operasyonları güçlendirmek ve geleceğe hazırlamak için geleneksel operasyonel mükemmellik yaklaşımlarının yanı sıra yapay zeka, robotik ve eklemeli üretim gibi yeni dijital araçlara ve Endüstri 4.0 teknolojilerine yöneliyor.

Bain & Company’nin Münih merkezli Küresel Makine, Kağıt ve Metal Birimi Yöneticisi Michael Staebe, makine ve ekipman üreticilerinin hala geleneksel yalın üretim yaklaşımlarına büyük ölçüde güvenmeye devam ettiklerini belirterek konu ile alakalı şunları söyledi; “Dijital araçlar ile Endüstri 4.0’ı ve sürdürülebilirlik önlemlerini işlerine nasıl dahil edeceklerini araştırıyor olsalar da bunu hala ayrı organizasyonel silolarda yapıyorlar. Geleceğin başarılı fabrikaları olmak ve verimlilik kazanımları elde etmek için, makine şirketlerinin üç kritik zorluğu ele alması gerekiyor. İlk olarak, yeni Endüstri 4.0 teknolojilerini mevcut operasyonel mükemmellik yaklaşımları ve standartları ile entegre etmeliler. İkinci olarak, operasyonel teknolojiyi ve bilgi teknolojisini, operasyonel ve sistemsel açıdan entegre etmeleri gerekiyor. Son olarak, sürdürülebilirlik ve döngüselliği daha geniş iş hedefleriyle ilişkilendirmek ve bunları üretim sistemi boyunca uygulamak hayati önem taşıyor.”

Şirketler, kalite kontrol ve depo lojistiğindeki sorunları çözmek için yapay zekayı kullanıyor

Birçok makine şirketi yöneticisi, yapay zekanın benimsenmesini giderek daha acil bir gereklilik olarak görüyor. Bain’in araştırmasına göre, geniş kapsamlı gelişmiş imalat endüstrisindeki yöneticilerin yüzde 75’i, yapay zeka gibi yeni teknolojileri benimsemenin mühendislik ve Ar-Ge’deki en önemli öncelikleri olduğunu belirtti. Başarılı şekilde erken hareket eden şirketler; tedarik, montaj, bakım, kalite kontrol ve depo lojistiğindeki temel sorunları çözmek için yapay zekayı kullanıyor. Sektördeki liderler, devam eden makroekonomik ve jeopolitik sorunlar karşısında özellikle tedarik zincirlerinin dayanıklılığını ve sürdürülebilirliğini sağlamak için yapay zeka teknolojisini yararlı buluyor. Yapay zekanın birçok sektördeki kullanım alanları hızla gelişirken, Bain’in analizi, üretken yapay zekanın imalat sektörünü, sektörün verimliliğini ve operasyonlarını dönüştürmek için geniş kapsamlı bir potansiyele sahip olduğunu vurguluyor. Üretken yapay zeka, yapılandırılmamış verileri kullanarak gizli kalmış içgörüleri ortaya çıkarabilir ve bu da üretkenlik, müşteri hizmetleri ve finansal performansta önemli gelişmeler sağlayabilir. Bain, günümüzde şirketlerin yapay zekayı başarıyla uyguladığı üç özel alan belirledi. Bunlar, montaj hatalarının en aza indirilmesi ve kalite kontrolün iyileştirilmesi, üretkenliğin artırılması ve depo yönetiminin kolaylaştırılması başlıkları altında toplanıyor.

Dijital çözümlere geçiş, makine şirketlerinin gelecekteki başarısında kritik öneme sahip

Sanayi sektörünün şu anda çipleri ve Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojisini diğer tüm sektörlerden daha fazla kullanması makine şirketlerinin dijital çözümleri hızla benimsediğinin bir göstergesi olarak görünüyor. Bunun getirisi ise çok büyük olabilir; Bain’in analizi halihazırda dijital çözüm lideri olan makine şirketlerinin hissedar getirilerini sektör ortalamasına kıyasla iki katına çıkardığını ortaya koyuyor. Dijital çözümlere yönelik artan müşteri talebini ilk karşılayanlar arasında yer alan makine şirketleri daha fazla kar, artan müşteri sadakati ve yazılım sektörü benzeri değerleme katsayıları elde edecek. Rapor, küresel bir pazar için standart ürünler üretmek yerine, birçok şirketin belirli sektörlere özel müşteri çözümleri geliştirdiğini ortaya koyuyor. Bu değişim, belirli dikey endüstri segmentlerinde daha az sayıda müşteriye odaklanmak, bu müşterilere sunulan tekliflerin kapsamını genişletmek ve tedarik zincirlerini daha az parçalı hale getirmek anlamına geliyor.  Geleceğin pazarları ürünlere göre değil, müşteri segmentlerine göre tanımlanacak. Bu yeni dönemde, hedeflenen bir müşteri grubu için dijital çözümleri ölçeklendiren makine şirketleri, karşı konulması zor bir rekabet avantajına sahip olacak.

Nesnelerin İnterneti ile desteklenen döngüsellik, verimlilik ve sürdürülebilirlikte güçlü kazanımlar sağlayabilir

Yakın zamanda yapılan bir Bain araştırması, büyük makine şirketlerinin yüzde 47’sinin döngüsellik taahhütlerinde bulunduğunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte çoğu girişimin kapsamı geri dönüşüme, girdilerin ve atıkların azaltılmasına odaklanarak sınırlı kalıyor. Birçok liderlik ekibi döngüselliği yönetmeliklerle bağlantılı olarak görse de bazıları bunu önümüzdeki 20 yıl içinde yeni gelir akışları, tedarik zinciri dayanıklılığı, gelişmiş müşteri yakınlığı ve yeni müşteri gruplarına erişim sağlayabilecek bir değer yaratma fırsatı olarak değerlendirmeye başlamış durumda. Bain, döngüsel operasyonlara ve Nesnelerin İnterneti yetkinliklerine sahip gelişmekte olan liderlerin verimlilik ve sürdürülebilirlik alanlarında güçlü kazanımlar elde ettiğini belirtiyor. Bu teknolojiyi kullanan firmalar tarafından toplanan Nesnelerin İnterneti verileri, varlıkları mümkün olan en uzun süre boyunca maksimum değerlerinde korumak, enerji verimliliğini artırmak ve kaynak yaratma ihtiyacını azaltmak için büyük fırsatlar yaratıyor.  Makinelerin ömrünü uzatmak ve onları yenilemek için döngüsel bir strateji ve tedarik zinciri olmaksızın verinin çok daha az etkili olduğunu ifade eden Michael Staebe şunları söyledi; “Döngüsel iş modelleri ise, hammadde kullanımını azaltmak için bağlantılı makinelere ve verilere bağlıdır. Değişen kar havuzlarını öngören şirketler, rekabetin önünde yeni fırsatları belirlemek ve döngüsel bir gelecek için ürün ve hizmetleri yeniden tasarlamak için iyi bir konuma sahip olacaklar.”

Bain, gelecekte makine şirketlerinin daha uzun ömürlü ürünler tasarlayacağı, daha fazla hizmet olarak ürünler satacağı ve döngüsel pazarlardan yararlanacağı sonucuna varıyor. Bu üç yaklaşım, döngüsel bir iş modelinin temelini oluşturabilir.