Yaklaşık 5 milyon yaşında olan Munzur Dağları, sahip olduğu nadir endemik bitkileri, uluslararası öneme sahip hayvanlara ev sahipliği yapması, yüksek turizm potansiyeli ile her geçen yıl Türkiye’nin cazibe merkezlerinden biri haline geliyor. Türkiye’nin en büyük milli parklarından biri olan Munzur Vadisi Milli Parkı’nı da içinde bulunduran Munzur Dağları’nda keyifli vakit geçirmek için en doğru zaman haziran ve eylül arasındaki dönemler.

Orta Toros Dağları’nın Kuzey Anadolu Dağları ile Güney Doğu Toroslar civarında Tunceli ve Erzincan illeri arasında yükselen Munzur diğer adıyla Mercan Sıradağlarına engebeli arazi nedeniyle ulaşım sınırlı olsa da bölgeye karayolları ile ulaşım sağlamak mümkün. Kireçtaşı ve volkanik kayalardan oluşan Munzur Dağları 3 bin metreyi aşan 10 ayrı zirvesiyle Doğu Anadolu Bölgesi’nin batı yarısındaki en yüksek yükseltileri içeriyor.

Tunceli ile Erzincan arasındaki platoda 130 kilometre boyunca batıdan doğuya Avcı Dağları’na uzanan Munzur Dağları’nın yüksekliği 3 bin 300 metreyi geçiyor. Yaklaşık 5 milyon yaşında olan Munzur Dağları’nın üzerinde meşe ormanları, yabani türde çeşitli hayvanlar, sayısız bitki ve çiçek türleri, akarsular, dereler, yaylalar, alabalık gölleri bulunuyor. Zengin yaşam ortamları nedeniyle Türkiye’nin önemli doğal alanlarından biri olan Munzur Dağları’nın yüksek rakımlarında ayrıca moren ve buzul gölleri bulunuyor.

TOPOGRAFİK ÇEŞİTLİLİK FARKLI ÇEŞİTLERDE BİTKİ TÜRLERİNİN YETİŞMESİNE OLANAK SAĞLIYOR

Bölgenin çeşitli topografik yapıya sahip olması, farklı çeşitlerde bitki türlerinin yetişmesine de olanak sağlıyor. Yüksek irtifadaki bölgeler, yılın büyük kısmında kar altında olduğundan veya yağış aldığından yüksek dağ çayırlarına ev sahipliği yapıyor. Bu bölgedeki sarp kayalıklar ise genelde ağaçsı bitki örtüsünden yoksun olduğundan kendine özgü kaya bitki topluluklarına sahip durumda. Daha alçak irtifalarda ise çeşitli meşe türlerinden oluşmuş orman örtüsü bulunuyor. Nemli vadi boylarında, içerisinde akçaağaç, ceviz ve huş türlerinin de yer aldığı galeri ormanları mevcut. Bunun en güzel örneği ise Munzur Suyu Vadisi olarak biliniyor. Ovacık ilçesi yakınlarında bulunan kalıntı sarıçam toplulukları da yine alanın sahip olduğu zenginliklerden. Orman dışında kalan geniş alanlarda dağ bozkırı bitki örtüsünün hakim olduğu Munzur Dağları’nın bu bölgeleri nadir endemik bitkiler açısından büyük önem taşıyor.

11 KELEBEK TÜRÜ AÇISINDAN ULUSLARARASI ÖNEME SAHİP

Birçok hayvana yaşam alanı olması açısından da kritik öneme sahip olan Munzur Dağları 11 kelebek türü açısından uluslararası öneme sahip. Küçük yalancı apollo, büyük koru beni, çok gözlü poseydon ve bavius bölgedeki önemli kelebek türleri arasında yer alıyor. Kuş türleri bakımından da oldukça zengin olan bölge yırtıcı kuşlardan kartal, akbaba, doğan, şahin, atmaca, kerkenez, delice, çaylak nadir türlerden ise kaya kartalı bulunuyor. Gece yırtıcılarından puhu, baykuş ve yarasa yaygın türlerden. Milli parkta bulunan diğer kuş türleri arasında keklik, çil keklik, toy, mezgeldek, turna, bıldırcın, çulluk, üveyik, tahtalı ve kaya güvercinleri, bazı ördek türleri ve ender olarak da kaz bulunuyor. Ayrıca Munzur Suyu Vadisi’nde çeşitli av hayvanları için bir koruma ve üretme alanı da mevcut. Sahip olduğu doğal çevre ile hayvanlar için elverişli bir ortam sunan Munzur Dağları’nda yabani hayvan popülasyonu da oldukça yüksek. Çengel boynuzlu keçi ve bezuvar isimli iki tür dağ keçisi ile av kuşlarından ur kekliği gibi yaban hayvanları bu yöreye özgü ilginç ve nadir türlerden. Milli parkta kurt, tilki, sansar, ayı, vaşak, su samuru, porsuk, sincap, tavşan, yaban domuzu ve yaban keçisi bulunuyor. Mağaralarda ve kaya kovuklarında yaşayan boz ayı, Munzur yaban hayatının önemli büyük memelilerinden biri.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK MİLLİ PARKLARINDAN BİRİ

Tunceli-Ovacık arasında uzanan Munzur Vadisi’nde, 42 bin hektarlık bir alan 1971 yılında milli park olarak ilan edildi. Türkiye’nin en büyük milli parklarından biri olan Munzur Vadisi Milli Parkı, Tunceli kent merkezine 8 kilometre uzaklıkta başlayıp, vadi boyunca Munzur Dağları’na kadar uzanıyor. Akarsu kaynakları, zengin doğal veriler, endemik bitki türleri, yöreye özgü hayvan türleri bitki örtüsü ve yaban hayvan varlığı bölgenin milli park ilan edilmesindeki en önemli etkenler.

TURİZME YÖNELİK ÇOK ÖNEMLİ BİR POTANSİYEL TAŞIYOR

Milli parkın kuzeyinde, Munzur Dağları’nın üzerinde 2 bin – 3 bin metrelik zirvelerde yer alan krater gölleri, Ovacık düzlüğünde kaynayan gözeler ve kanyonlar ile vadi boyunca dökülen şelaleler parkın doğal değerlerini zenginleştiriyor. Milli parkın her köşesinden eşsiz doğal görünüm ve tüm yabanıl yaşam kolaylıkla izleniyor. Bu özellikleriyle Munzur Vadisi, gerek rekreasyonel etkinlikler, gerekse doğa araştırmaları için turizme yönelik çok önemli bir potansiyel taşıyor.

MUNZUR DAĞI ENDEMİĞİ 43 ÇEŞİT BİTKİ BULUNUYOR

Bitki örtüsü bakımından çok zengin olan Munzur Vadisi Milli Parkı florasında, 1.518 çeşitli bitki kayıtlı. Bu bitki türlerinin 43 çeşidi Munzur Dağları’na, 227 çeşidi Türkiye’ye endemik türlerden oluşuyor. Munzur Dağları’ndan başka hiçbir yerde bulunmayan endemik bitkiler arasında çan çiçeği, Erzincan kirazı, bindebirdelik otu, Munzur kekliği, Munzur düğün çiçeği, dağ çayı, Munzur dağı oltu otu ve Menekşe bulunuyor.

Bölgede sert karasal iklim hüküm sürdüğü için milli parktan faydalanmak için en uygun zaman haziran ve eylül arasındaki dönemler. Milli park alanındaki doğal veriler, kamp kurma, piknik yapma, sportif balıkçılık ve doğa yürüyüşleri gibi günübirlik etkinliklerin yanı sıra çeşitli su ve doğa sporları için de elverişli bir potansiyele sahip.