Geleneksel yapı malzemelerine alternatif olarak öne çıkan ahşap, inşaat sektöründe çevreci ve estetik çözümler sunarak giderek daha fazla tercih ediliyor. Karbon ayak izini azaltan, doğal dokusuyla mimariye sıcaklık katan ahşap, sürdürülebilir şehirleşmenin ana unsurlarından biri haline geliyor. Dr. Mimar Begüm Yazgan, ahşabın geleneksel yapı malzemelerine karşı nasıl güçlü bir alternatif haline geldiğini ve sürdürülebilir mimaride oynadığı kritik rolü değerlendirdi.
Günümüzde mimarlık ve inşaat sektörlerinde sürdürülebilirlik, çevresel etkileri azaltma ve doğayla uyumlu yapılar inşa etme anlayışıyla giderek daha fazla önem kazanıyor. Ahşap, ekolojik yapısı, estetik katkıları ve mimari esnekliğiyle bu dönüşümde kilit bir malzeme olarak öne çıkıyor. Ancak beton ve çelik gibi geleneksel yapı malzemelerine kıyasla daha geniş çapta benimsenmesi için endüstriyel ve teknolojik gelişmelere ihtiyaç duyuluyor. Bu bağlamda, ahşabın gelecekte şehirleşme ve inşaat sektöründe nasıl bir rol oynayacağı, sürdürülebilirlik açısından sunduğu avantajlar ve Longosphere gibi projelerin bu dönüşüme nasıl katkı sağladığı konularını, Dr. Mimar Begüm Yazgan ile konuştuk.
- Gelecekte şehirleşme ve inşaat projelerinde ahşabın öncelikli yapı malzemesi haline gelme potansiyelini nasıl görüyorsunuz?
Doğaya uyumlu bir malzeme olarak ahşabın, şehirleşme ve inşaat projelerinde her zaman öncelikli bir yeri oldu. Gelecekte teknolojik yenilikler ile birlikte ahşap, yangın gibi dış etkenlere dayanıklı bir hale getirilerek sektörde daha geniş bir yer edinecek. Teknolojik yeniliklerle birlikte, inşaat sektöründe ahşabın tüketiminde önemli bir artış olacak. Ahşap üretiminin ekonomik ve ekolojik sürdürülebilirlik dengesi içinde çok önemli bir pozisyonu bulunuyor. Kaynak tüketiminin dengede olabilmesi, gelecek nesillere doğal çevreyi bırakabilmek açısından önemli. Ahşap üretiminde üretim ve tüketim dengesinin gözetilmesi gerekiyor.
“Ahşap, mimari kültürün vazgeçilmez bir parçası”
- Çevre dostu bir malzeme olan ahşap, estetik açıdan projelere nasıl bir katkı sağlıyor?
Doğaya uyumlu bir malzeme olması sebebiyle ahşap mimari sektörde her zaman ön planda tutulan bir malzeme konumunda. Dış cephe ve iç tasarımda yaygın olarak mimarlar tarafından kullanılıyor. Ahşap malzeme mimari kültürün vazgeçilmez bir parçası ve ahşap kullanımı olmayan bir mekan düşünülemez. Günümüzde mimarlar ahşabı strüktürel konfigürasyonlarla da yenilikçi bir şekilde entegre ederek mimari anlayışlarına yansıtıyorlar. Örneğin; ünlü mimarlardan Shigeru Ban ve Kengo Kuma, ahşabı strüktürel açıdan da yenilikçi bir şekilde ele alarak mimari yapılarında yaygın olarak kullanılıyor.
“Ahşap, endüstriyel teknolojiyle güçlenerek inşaat sektöründe daha yaygın kullanılacak”
- Ahşap, sürdürülebilirliğiyle öne çıkan bir malzeme olmasına rağmen Türkiye’de halen beton ve çelik gibi geleneksel malzemelerle rekabet edemiyor. Ahşabın inşaat sektöründe daha etkin olabilmesi için hangi radikal değişimlere ihtiyaç var?
Ahşap, beton ve çelik gibi geleneksel malzemelere kıyasla çevresel etkilere karşı daha hassas olması sebebiyle inşaat piyasasında rekabet açısından zayıf bir malzeme. Ancak gelecekte ahşabın teknolojik imkanlarla donanması sayesinde ekonomik olarak daha erişilebilir bir hale geleceğini düşünüyorum. Ahşapta fire olmaksızın malzeme her şekliyle inşaat sektöründe değerlendirilecek. Ayrıca ahşabın inşaat sektöründe daha yaygın kullanılabilmesi için endüstriyel birtakım özelliklerle donatılması gerekiyor. Bu donanım da ahşabın endüstriyel teknolojiye entegre edilmesiyle olacak.
“Yerel ve geri dönüştürülebilir malzemeler sürdürülebilir mimari için şart”
- Karbon ayak izini en aza indirmek için tasarım sürecinde mimarlar olarak hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Öncelikle lojistik açıdan en ulaşılabilir olan, özellikle yerel malzemeleri kullanmaya özen gösteriyoruz. Karbon ayak izinin en aza indirilmesi için tüketimin ve üretimin dengeye getirilmesi gerekiyor. Buna mimarlık ve inşaat sektörü de dahil. Bu anlamda geri dönüştürebilir malzemelerin kullanımı önem taşıyor. Ahşap geri dönüştürebilir olması sebebiyle çok önemli bir mimari malzeme. Ahşabın dengeli olarak kullanılmasını gözetmek mimari ve inşaat sektörüne çok önemli görevler düşüyor.
Longosphere: doğa ile bütünleşen sürdürülebilir mimari
- Hayata geçirdiğiniz Longosphere Projesi, doğaya uyumlu mimarisi ve sürdürülebilir yaklaşımıyla dikkat çekiyor. Ahşap kullanımının proje üzerindeki rolü nedir? Sürdürülebilirlik açısından nasıl bir avantaj sağladı?
Kırklareli’nin İğneada beldesinde hayata geçirilen Longosphere Projesi, doğaya minimum müdahale anlayışıyla tasarlanmış lüks bir kamp alanı olarak dikkat çekiyor. Avrupa’nın en büyük longoz ormanına komşu, 17 hektarlık bir kültür ormanı içinde yer alan proje, kıyıya 500 metre uzaklıkta konumlanıyor. Ahşap konstrüksiyonlu bungalovlardan oluşan kamp alanı, doğayla bütünleşik bir mimari anlayışla tasarlandı. Bölgedeki ağaçların envanteri çıkarılarak yapıların konumlandırılacağı alanlar belirlendi ve ekosisteme zarar vermeden uygulamalar yapıldı. Birbirine bağlı minik köyler şeklinde tasarlanan projede, macera parkı, piknik alanı, restoran-kafe ve spor alanları gibi sosyal donatılar da yer alıyor. Mimari tasarımında Karadeniz takalarından esinlenen ahşap yapılar, yerinde monte edilmek üzere parçalara ayrılarak taşındı. Farklı formlara sahip göl evleri, yoga evleri, vadi evleri, avlulu evler ve yurt evleri, doğaya zarar vermemek için ahşap kazıklar üzerine inşa edildi. Sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda geri dönüştürülmüş malzemeler kullanıldı ve yerel üreticilerden temin edilen doğal malzemelerle çevreyle uyumlu bir yapı oluşturuldu. İki etaplı olarak planlanan projenin ilk etabı tamamlanırken, yatırımın geri dönüş süresi ortalama yedi ila sekiz yıl iken bu projede bu süre yalnızca bir buçuk yıl oldu. Çeşitli etkinliklere, festivallere ve iş kamplarına ev sahipliği yapan Longosphere, doğa turizmine sürdürülebilir bir model sunarak ekosistemi koruyan öncü projeler arasında yer alıyor.