Çok eskiye dayanan köklü devlet geleneği sayesinde bağımsızlığını kazandıktan sonra diğer ülkelerle siyasi ve ekonomik ilişkilerini hızlı bir şekilde geliştiren Özbekistan, Orta Asya’nın dikkat çeken ülkelerinin başında geliyor.  Zengin kültürel yapısı, sahip olduğu maden kaynakları ve pamuk tarlaları ile dünya ekonomisinde kendine yer edinmeye çalışan Özbekistan tarihi dokusuyla insanları büyülüyor.

Orta Asya’da yer alan ve denize kıyısı olmayan Özbekistan, kuzeyde Kazakistan, kuzeydoğuda Kırgızistan, güneydoğuda Tacikistan, güneyde Afganistan ve güneybatıda Türkmenistan ile komşu. Yedi bağımsız Türk devletinden biri olan Özebekistan nehirlerle çevrili bir ülke. Bu nehirlerden en büyüğü ise Aral. Altın ve doğalgaz rezervleriyle ünlü Kızılkum Çölü, üçte ikisi bozkır ve kurak alanlardan meydana gelen Özbekistan sınırları içinde yer alıyor.

Seküler ve üniter bir cumhuriyet olan Özbekistan 12 il ve Karakalpakistan olarak bilinen bir özerk cumhuriyete ayrılmış durumda. Ülkenin başkenti olan Taşkent, aynı zamanda en yüksek gayri safi yurt içi hasılaya sahip şehir. Orta Asya’nın nüfus bakımından en büyük kenti olan Taşkent, eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde de Moskova, Sankt-Peterburg ve Kiev’den sonra dördüncü büyük kent. 1966 yılında yaşanan yıkıcı depremin ardından kent, büyük ölçüde yeniden inşa edildi. Geniş yolları, yeşil alanları, park-bahçeleri, düzenli yerleşimi ve sağlam altyapısı ile kent, Sovyet şehir planlamacılığının en önemli örneklerinden biri olarak gösteriliyor. Halkın çok büyük bir bölümü Özbekçe konuşsa da Rusça yönetimde ve ülkenin farklı etnik grupları arasında ortak dil olarak kullanılıyor. Ayrıca ülkede Tacik ve Kazak azınlıklar bulunuyor. İslam, Özbekistan’da en yaygın din, bunu yüzde beş ile Rus Ortodoksluğu takip ediyor.

Birçok medeniyete ev sahipliği yaptı

Günümüz Özbekistan toprakları antik dönemde İran dillerinin konuşulduğu Maveraünnehir ve Turan bölgelerinin parçasıydı. Kaydedilmiş ilk yerleşimciler olan Doğu İran kökenli İskitler; M.Ö. 8-6. yüzyıllarda Harezm, Baktriya ve Soğdya bölgelerinde, M.Ö. 3 – M.S. 6. yüzyıllarda ise Fergana ve Margiyana bölgelerinde egemenlik kurdular. Bölge yedinci yüzyıldaki, Müslümanların İran’ı fethine kadar Pers Ahameniş İmparatorluğu, Grek-Baktriya Krallığı, Part İmparatorluğu ve Sasani İmparatorluğu’nun parçası oldu. Fethin ardından İslam bölgede hızlı bir şekilde yayılmaya başladı. Aynı dönemde Semerkant, Hive ve Buhara gibi şehirler İpek Yolu sayesinde zenginleşti.

Dönemin önde gelen bilim ve ilim insanları Özbekistan topraklarında yetişti

İslam’ın Altın Çağı’nda Buhari, Tirmizi, Biruni ve İbn-i Sina gibi dönemin önde gelen bilim ve ilim insanları Özbekistan topraklarında yetişti. 13. yüzyılda, bölgeye hakim olan Harezmşahlar Orta Asya’nın tümü ile birlikte Moğol istilalarına yenik düşünce, Moğol ordularına katılmış olan Türk boyları bölgeye yerleşti ve böylece Özbekistan’ın Türkleşme dönemi başladı.

Timurlu Rönesans’ı

14. yüzyılda kurulan Timur İmparatorluğu’nun başkenti Semerkant, Uluğ Bey döneminde önemli bir bilim merkezi haline getirildi. Bu dönem tarihçiler tarafından Timur Rönesans’ı olarak tanımlandı. Timur Rönesansı, Moğol istilaları döneminin bitiminden sonra 15. yüzyılda zirveye ulaştı. İslami prensiplere dayanan Timur Rönesans’ının sembolleri arasında Semerkant’ın yeniden inşası, Timur Satrancının mucitliği, Şahruh’un ve karısı Gevher Şad Begüm’ün Herat’taki hükümdarlığı, matematikçi ve astoronom Uluğ Bey ve Hüseyin Baykara’nın açtığı okullar bulunuyor.

1 Eylül 1991’de bağımsızlığını ilan etti

Ülke 19. yüzyılda Orta Asya Rus İmparatorluğu’nun kontrolüne geçti ve Taşkent bu dönemde Rus Türkistan’ının başkenti oldu. Sovyetler Birliği 1924’te Sovyet Orta Asya’sını parçalayarak Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni kurdu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, Özbekistan, 20 Haziran 1990’da egemenliğini, 1 Eylül 1991’de ise bağımsızlığını ilan etti. 29 Aralık 1991 tarihinde düzenlenen referandumla bağımsızlık ilanı onaylandı. Bağımsızlığını kazandıktan sonra gelişmiş ülkelerle, özellikle ekonomik anlamda ilişkiler kuran Özbekistan zengin yer altı kaynaklarını diğer ülkelere satma imkanı buldu. Özbekistan çok eskiye dayanan köklü devlet geleneği sayesinde bağımsızlığını kazandıktan kısa süre sonra Orta Asya’nın güçlü devleti haline geldi. Bağımsızlığından, 2 Eylül 2016 tarihindeki ölümüne kadar devlet başkanlığını İslam Kerimov yürüttü. Ancak bu dönemde Özbekistan’ın insan hakları ve bireysel özgürlükler konusundaki politikaları uluslararası kuruluşlar tarafından ağır biçimde eleştirildi.

Türkiye-Özbekistan ekonomik ilişkileri

Dışişleri Bakanlığı verilerine göre; Özbekistan ile ikili ticaret hacmimiz, 2017 yılında 1,5 milyar dolar, 2018 yılında ise 1,7 milyar dolar, 2019 yılında ise 2,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2018 yılında Türk sermayeli 364 şirket kurulan Özbekistan’da Türk sermayeli 1100 civarında şirket bulunuyor. Bankacılık, ilaç, inşaat, otomotiv, ayakkabıcılık, turizm ve gıda sektörlerine yapılan toplam 1 milyar dolar mertebesindeki Türkiye mahreçli yatırımların Özbekistan’ın ihracatına 300 milyon dolar katkı sağladığı, bu yolla 50 bin kişiye istihdam yaratıldığı tahmin ediliyor. Başlıca ticaret ortakları: Çin, Kazakistan, Rusya, Türkiye ve Güney Kore olan ülkenin, başlıca ihracat kalemleri ise şu şekilde; petrol gazları, otomotiv, pamuk, bakır, radyoaktif elementler, altın, yaş meyve, ve çinko. Bununla beraber Özbekistan en fazla otomotiv aksamları, ilaç, petrol yağları ve ahşap ürünleri ithal ediyor. Türkiye Özbekistan’a temizlik maddeleri, ilaç, römork, plastik ürünleri, gıda işleme makineleri gibi ürünleri ihraç ederken, Özbekistan’dan bakır, bakır alaşımları ve bakır ürünleri, levhalar, pamuk ipliği, işlenmemiş çinko, petrol yağları, gübre, konserve, altın, işlenmemiş kurşun ve ipek ithal ediyor.

Şevket Mirziyoyev pamuk köleliği ve çocuk işçiliği konularında reformlar yaptı

Kerimov’un ölümünün ardından yeni cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ülkede yaygın olan pamuk köleliği ve çocuk işçiliği konularında reformlar yaptı. Serbest ekonomiye geçiş için çalışmalar başlatan Şevket Mirziyoyev, Özbekistan’ın komşularıyla ilişkilerini de iyileştirdi. Uluslararası Af Örgütü 2017-2018 yılında önceki dönemdeki baskıcı uygulamaların ve hukuksuzlukların sadece kalıntılarının kaldığını raporladı. Aynı şekilde 2020 Birleşmiş Milletler raporu da iyileşmelerin gerçekleştiğini doğruladı.

Orta Asya’nın en önemli makine ve ağır donanım üreticisi

Günümüzde halen serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecini yürüten Özbekistan’da dış ticaret politikası ithal ürünlerin yurt içinde üretilmesine dayanıyor. Özbekistan ekonomisi sanayi ve tarıma dayalı ve dünyanın üçüncü pamuk üreticisi. İpekböcekçiliğinin yaygın olarak yapıldığı ülkenin üzümleri oldukça meşhur. Özbekistan Orta Asya’nın en önemli makine ve ağır donanım üreticisi konumunda. Çıkarılan doğal gaz boru hattı ile komşu cumhuriyetlerine de gönderiliyor. Ülkenin en önemli hafif sanayi ürünleri pamuklu ve ipekli kumaş. Aral Gölü kıyısında bulunan Muynak’ta havyar, kurutulmuş, tütsülenmiş ve tuzlanmış balık üretiliyor.

Ekonominin kilit taşı: beyaz altın

Özbekistan, önemli bir pamuk üreticisi olmasına karşın, düşük miktarda pamuk ihracatı gerçekleştiriyor. 2019 yılında yayımlanan başbakanlık kararnamesi ile pamuk pazarının serbestleştiği duyuruldu. Bu karar ile Özbekistan’daki pamuk ekim alanları azaltılırken verimliliğin artırılması ve pamuğun yerel tekstil endüstrisinde kullanılması hedefleniyor. Aynı zamanda önemli bir altın üreticisi olan ülkede Sovyet Dönemi’nden kalan dev enerji üretim tesisleri ve doğal gaz kaynakları bulunuyor. Bu kaynaklar Özbekistan’ı, Orta Asya’daki en büyük elektrik üreticisi olmasını sağlıyor. Türk Konseyi, TÜRKSOY, BDT, OSCE, BM ve Şanghay İş Birliği Örgütü üyesi olan Özbekistan’da pamuk “beyaz altın” olarak adlandırılıyor.

Dünyaca ünlü Gazgan mermeri

Yer altı zenginlikleri bakımından zengin olan Özbekistan’da Gazlı, Carkak, Mubarak’ta doğalgaz, Fergana Vadisi ve Aşağı Surhan-Derya’da petrol, Angran’da kömür, Almalık ve Kaytaş’ta bakır, çinko, kurşun, molibden ve Muruntau’da bol miktarda altın yatakları bulunuyor. Nuratav’dan çıkarılan Gazgan mermeri ise güzelliği ve dayınıklılığı ile dünya çapında bir üne sahip.

Ülkede çok kurak karasal iklim hakim

Açık denizlere kıyısı olmayan Özbekistan’da şiddetli karasal iklimin etkisi görülüyor. Ülke genelinde çok kurak denebilecek karasal iklim hakim. Ülkenin güney kısmı sıcak bir iklim etkisindeyken, kuzey kısmı daha soğuk iklim şartlarına maruz kalıyor. Yazların sıcak ve kurak, kışların ise sert ve soğuk olduğu ülkede yazın sıcaklıklar 40 derecenin üzerine çıkıyor. Kış aylarında ise tam tersi şekilde sıcaklık değerleri oldukça düşüyor. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları oldukça yüksek olan Özbekistan’da en fazla yağış aralık, en az yağış ise ağustos ayında görülüyor.

En önemli gölü: Aral

Düz ve kurak batı kesimi Özbekistan topraklarının büyük kısmını meydana getiriyor. Kuzeybatıda yer alan alüvyonlu Turan Ovası, güneyde Kızılkum Çölü ile birleşiyor. Batıda yer alan Üstyurt Yaylası hafif dalgalı düz bir yüzeye sahip. Bölgenin en büyük özelliği alçak sıradağlar ve tuzlu bataklıklar, düdenler ve mağaralarla kaplı kapalı havzaları. Doğu dağlık olan Özbekistan, Kızılkum Çölünün büyük bir bölümünü içinde barındırıyor. Tanrı Dağları’nın batı kesimlerini meydana getiren dağ silsileleri bölgeyi engebelendiriyor. Ceyhun ve Seyhun nehirleri dışında irili ufaklı 600 akarsuyun olduğu Özbekistan’daki en önemli göl ise Aral Gölü.

Orta Asya –Türk mimarlığının nadir örneği

Orta Asya’nın sevilen ülkelerinden biri olan Özbekistan özerkliğini kazandıktan sonra turizm açısında da tercih edilen bir ülke haline geldi. Ülkeye yolunuz düşerse öncelikle Orta Asya –Türk mimarlığının nadir örneklerinden birinin sergilendiği Registan Meydanını ziyaret etmelisiniz. Semerkant’ın merkezinde yer alan ve geçmiş dönemde şehrin merkezi olarak kabul edilen ve üzerinde üç medresenin yer aldığı meydan, şehrin en turistik noktası olarak gösteriliyor.

Timur’a adanmış bir türbe

14. yüzyıldan kalma tarihi eserlerden biri olan Gur-i Emir, Timur İmparatorluğu’nun kurucusu Timur’a adanmış bir türbe ve külliyeden oluşuyor. İran mimarisinin motiflerini göreceğiniz 37 metre yüksekliğindeki türbeye, Timur hanedanının önemli üyeleri defnedilerek aile kabristanı haline getirilmiş.

Etkileyici dini yapı

Semerkant’ın en özel mimarilerinden birine sahip olan Bibi Hanım Camii, Timurlu mimarisinin örneklerini görebileceğiniz, etkileyici bir dini yapı. Timur’un eşi Bibi Hanım’a ithafen yaptırılan caminin, Hindistan seferinin anısına Timur tarafından yaptırıldığı biliniyor. Caminin kubbesi 40 metre yüksekliğinde olmakla birlikte,

avlusunda büyüleyici güzellikte bir taş Kur’an rahlesi sergileniyor.

Şehrin en huzurlu noktası: Taşkent Botanik Bahçe

Taşkent’in en huzurlu noktası olarak nitelendirebileceğimiz Taşkent Botanik Bahçe, 4 bin 500’den fazla bitki türüne sahip ülkenin cazibe merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Özbekistan’ın en tanınmış ender bitkilerinden olan lale ağacı, japon ayva ve pek çok bitkiyi bir arada görebileceğiniz bahçe, şehrin hareketli hayatından bir an olsun kaçmak isteyenler içinde dinlenme noktası olarak öne çıkıyor.

Orta Asya’nın en eski müzelerinden

136 yıllık bir tarihe sahip olan Özbekistan Devlet Tarihi Müzesi, Orta Asya’nın en eski müzelerinden biri olarak kabul ediliyor. Özbeklerin tarihini anlatan 250 bin eserin sergilendiği müzede koleksiyonlar; arkeolojik, nümismatik ve etnoğrafik konular üzerinde yoğunlaşıyor. 4 katlı müze tamamen Özbek tarihine göre kurgulanmış bir yapıya sahip.

Kushan İmparatorluğu’nun yaptırdığı kaleler

Kızıl Kum Çölü’nde yer alan Ayaz-Kala Kalesi, M.S. 2. yüzyıldan kalma olduğu iddia edilen ve Kushan İmparatorluğu’nun yaptırdığı kaleler olarak biliniyor. Günümüzde ancak kalıntılarını görebileceğiniz üç kaleden biri diğerlerine göre daha sağlam görünümde ve 10 metre uzunluğunda duvarlara sahip.

Özbek mutfağının ayrılmaz parçası et

Özbekistan’da erişte ve ekmek çeşidi bakımından oldukça zengin bir mutfak söz konusu. Genellikle koyun etinin tercih edildiği Özbek mutfağında et, çoğu yemeğin ayrılmaz bir parçası. Lag’man, oshpaz, lepyoshka, Özbek pilavı, tandır kebabı, Özbek mantısı, patyr muhakkak denemeniz gereken lezzetler arasında.

Türkiye’den Özbekistan’a 4 milyon doları aşkın makine ihracatı

Türkiye ağaç işleme makineleri sektörü 2020 yılında Özbekistan’a toplam 4 milyon 256 bin 020 dolarlık ihracat gerçekleştirdi. İhracat rakamları bir önceki yıl 2 milyon 820 bin 019 dolar, 2018 yılında ise 2 milyon 125 bin 018 dolarak olarak gerçekleşti. Rakamlar Türkiye’nin, Özbekistan’a gerçekleştirdiği ağaç işleme makine ihracatının her yıl artarak büyüdüğünü gösteriyor.

2020 yılında Türkiye, Özbekistan’a 1 milyon 887 bin dolar ile en fazla diğerleri ürün grubunda yer alan makinelerin ihracatını gerçekleştirdi. Bunu sırasıyla 813 bin dolar ile testere makineleri, 505 bin dolar ile çeşitli makine işlemlerini bu işlemler arasında alet değiştirmeden yapan makineler, 372 bin dolar ile taşlama, zımparalama veya parlatma makineleri takip etti. Türkiye geçtiğimiz yıl Özbekistan’a yarma, dilme veya soyarak yaprak halinde açma makineleri ihracatı yapmadı. Ayrıca 2020 yılında Türkiye’nin Özbekistan’ın toplam ithalatındaki payının yüzde 23 olduğu görüldü.

Özbekistan’ın AİM sektöründeki toplam ithalatı ise 2018 yılında 22 milyon 918 bin 018 dolar, 2019 yılında 26 milyon 288 bin 019 dolar, 2020 yılında ise 18 milyon 585 bin 020 dolar olarak gerçekleşti.