Kovid-19 küresel salgını her ülkeyi farklı etkilemesi, ülkelerin sağlık, ekonomi, psikoloji ve sosyoloji gibi alanlarda gerçekçi bir fotoğrafını çekmesi ve tedirgin edici bilinmezlikleriyle, dünyanın kısa sürede bitmeyecek yeni sınavı.

Yeni tip koronavirüs pandemisi dünyayı, insanların hayatını, özgürlüğünü ve alışkanlıklarını sıra dışı bir şekilde etkilemeye devam ediyor. Alışılmadık bir düzene bizi zorlayan virüs kimi ülkeleri yangın yerine çevirirken, bazı ülkeleri aldıkları erken önlemler ve kültürel refleksleri nedeniyle daha az etkiliyor.

25 Mayıs itibariyle toplam vaka sayısı dünya genelinde 5 milyon 407 bin 414’e ulaştı. Yine dünya genelinde hayatını kaybedenlerin sayısı 344 bin 25’oldıı, virüsü yenerek sağlığına kavuşanların sayısı ise 2 milyon 248 bin 366 kişi oldu.

Şu anda pandeminin merkezi olan Amerika’nın ardından İngiltere, Fransa ve İtalya, salgından en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor. Salgının ortaya çıktığı Çin ise nispeten hafif atlatmış gözüküyor. Daha ilk dalganın etkisini atlatamadan sonbaharda ikinci dalgasının geleceği söylenen Kovid-19 pandemisi, önce Çin’de ortaya çıktı. Bir süre Avrupa pandeminin merkezi oldu. Son olarak Amerika, 98 bin 706 bini aşan ölüm sayısı ile dünyada salgında en çok kayıp veren ülke. Amerika’da 14 milyon 178 bin vaka tespit edildi. İyileşen kişi sayısı ise 371 bin oldu.

Amerika en çok kayıp veren ülke

Salgınla mücadelenin koordinasyonu için kurulan ekipte çalışan ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi Direktörü Robert Redfield ve Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci de kendilerini karantinaya aldı.

ABD’deki salgınının merkez üssü konumundaki New York’ta 27 Mart’tan bu yana en düşük ölüm seviyesi görüldü. New York eyaleti, 364 bin 249 vaka ve 28 bin 758 can kaybıyla salgından en fazla etkilenen eyalet olma konumunu sürdürüyor.

Amerika’da Mart başında 274 Kovid-19 vakası bulunuyordu. Bu sayı, Nisan başında 300 bini geçti. Seattle’da 22 Ocak’ta ilk Covid-19 vakası saptandığında, ABD Başkanı Donald Trump, “Kaygılanacak bir durum yok, her şey kontrol altında, Çin’den gelmiş 1 kişi” diyordu. Trump, Ocak ayında “Yakında havalar ısınınca mucize gibi yok olacak” diyordu. Sonrasında Çin yönetimi 23 Ocak’ta Vuhan’ı, 29 Ocak’ta Vuhan’ı da içeren Hubei eyaletini yani yaklaşık 70 milyon insanı tamamen karantinaya alınca, olayın ciddiyeti anlaşılmış oldu. 5 Nisan’da Kovid-19’dan ölenlerin sayısı 7 bini geçmişti. Şimdi ABD’de salgın bitene kadar yaklaşık 200 bin kişinin yaşamını kaybetmesi bekleniyor.

Amerika’da salgın neden büyüdü?

Dünyanın en zengin ve güçlü ülkelerinin başında gelen bir ülke… Dünyanın teknolojik olarak en donanımlı hastaneleri, araştırma laboratuvarlarına sahip. Peki, nasıl oluyor da dünyada salgından en çok etkilenen ülke ABD oluyor?

Öncelikle tedbirler için geç kalındığı söyleniyor. Washington Post Gazetesi’nin sağlık çalışanları ve Beyaz Saray’dan görevlilerle gerçekleştirdiği görüşmelere dayanarak yaptığı araştırmada “70 gün ziyan edildi” deniliyor. 27 Şubat’ta test ve aşı geliştirmeyi tekelinde tutan CDC laboratuvarlarının yetersiz, düzensiz olduğu ortaya çıktı. Bir uzman gözlemci, “Bu laboratuvarlar özel sektöre ait olsaydı, çoktan kapatılmıştı” açıklamasında bulundu. Trump’un çokça eleştirilen politikaları ve açıklamalarının yanı sıra, sağlık sisteminin sorunlu olduğu da ülkede konuşuluyor. Kovid-19’un bu derecede büyük etki yapabilmesiyle ilgili İngiliz The Guardian Gazetesi’nde eski ABD çalışma bakanlarından Robert Reich’in yazısında, “ABD’de gerçek bir halk sağlığı sisteminin olmaması” ifadesi yer alıyor. ABD’de sağlık hizmetleri esas olarak özel sektör hastanelerine ve sağlık sigortası şirketlerine dayanıyor. Ülkede sağlık masrafları, bireysel sağlık sigortalarıyla karşılanıyor. Sigortası olmayan acil servis dışında tedavi göremiyor. Bugün Amerika’da genelde yoksul kesimlerden, düşük ücretlilerden oluşan 30 milyon insanın sağlık sigortası yok. Yaklaşık 50 milyon insanın ancak kısmi ve yetersiz seviyede sigorta yaptırabildiği anlaşılıyor.

Kâr yapamayan hastaneler kapanıyor. Bu kapanan hastaneler de genelde sigortalı oranının düşük olduğu yoksul bölgelerde bulunuyor. Kimi yorumlara göre hastane sisteminde yeterli yatak ve yoğun bakım ünitesi olsa bile, bunlar çoğunlukla zengin bölgelerdeki hastanelerde yoğunlaşmış oluyorlar.

Bununla birlikte, gelişmiş ülkelerde bin kişiye düşen yatak sayısı ortalama 5,4 iken bu oran ABD’de 2,8. Gerektiğinde aynı gün ya da bir sonraki gün randevu alabilen yetişkinlerin oranı da gelişmiş ülkelerde ortalama yüzde 57. ABD’de parayla olmasına karşın yüzde 51.

Çin’in virüsün ortaya çıkmasından itibaren salgını gizlemeye çalışması, Amerika’nın yardımını reddetmesi, uzmanlara yerinde gözlemleme fırsatı vermemesi de virüsün bu denli yayılmasının bir başka nedeni olarak görülüyor. Ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) salgını pandemi olarak nitelemekte gecikmesinde de Çin’in baskısının önemli bir rol oynadığına inanılıyor.

ABD maddi olarak da kan kaybediyor

Amerika, virüs nedeniyle maddi olarak da ağır kayıplar veriyor. Spor dünyasının da zor günler geçirdiği ülkede, durdurulan organizasyonlar nedeniyle yaşanan ekonomik kayıp 6 milyar doları geçti.

ABD Hazinesi koronavirüs salgını sonrası açıklanan ekonomi paketleri nedeniyle yılın ikinci çeyreğinde 3 trilyon dolar borçlanmayı planladığını açıkladı. Ülke 2019’un tamamında 1 trilyon 290 milyar dolar borçlanmıştı. Açıklanan son rakam ise 2008’deki mali kriz döneminde yapılan rekor borçlanmanın 5 katı.  ABD’nin halen toplam kamu borcu yaklaşık 25 trilyon dolar ve bu ülkenin milli gelirinin üzerinde bir rakam. Koronavirüs paketi sonrası açıklanan ekonomi paketlerinin tutarı, ABD’nin milli gelirinin yaklaşık yüzde 14’üne eş.

2 milyon 400 bin kişi ilk kez işsizlik ödeneğine başvurdu

ABD’de daha önceki taleplere ek olarak 2 milyon 400 bin kişinin işsizlik ödeneği için ilk kez talepte bulunduğu bildirildi. Yeni talepler, koronavirüs sebepli karantina önlemleri ve sokağa çıkma yasaklarının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinden kaynaklanıyor. Son 9 haftalık dönemdeki veriler toplam işsizlik yardımı talebinin 38 milyonu aştığını gösteriyor.

Önlemler gevşetiliyor

Öte yandan Amerika, önlemleri gevşetmeye hazırlanıyor. Virüsün zirve yaptığını ve ölümlerin azalacağını söyleyen ABD Başkanı Donald Trump, “Ekonominin uzun süre durması sürdürülebilir değil” dedi.

Beyaz Saray’ın yayımladığı gevşeme planında, virüs önlemlerini gevşetme sürecine gitmeleri için eyaletlerde bazı şartlar aranacak. Planda, 14 gün üst üste virüs vakalarının düşüş göstermesi ve hastanelerin kriz programı olmadan da hastaları tedavi edebilecek kapasiteye ulaşması gibi kriterler yer alıyor.

Bu kriterleri karşılayan eyaletler, 3 aşamalı olarak tedbirlerini gevşetebilecek. İlk aşamada mevcut tedbirlerin birçoğu devam ederken spor salonları, ibadethaneler, restoranlar, sinema salonları gibi bazı mekanların sosyal mesafenin korunması şartı ile açılmasına izin verilecek. Barlar ise bu aşamada kapalı kalacak.

İkinci aşamada, virüs vakalarında artış görülmeyen eyaletler, zaruri olmayan seyahatlere izin verebilecek ve yine sosyal mesafenin korunması şartı ile ilk aşamadaki mekanların yanı sıra okul ve barlar da açılabilecek.

İlk iki aşamada herhangi bir sorun yaşamayan eyaletler ise 3’üncü aşamaya geçebilecek. Bu aşamada yine sosyal mesafe gözetilirken, restoran ve barların müşteri kapasitesi artırılabilecek ve bakımevlerine ziyaretçi kabulü yapılabilecek. Söz konusu tüm aşamalarda, virüse karşı savunmasız grupların kimseyle temas etmemesi, çalışanların ise iş yerlerinde sosyal mesafeyi gözetmesi gerekiyor.

Avrupa’da krizin merkezi İngiltere

İngiltere’de yeni tip koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı  36 bin 793’e yükseldi. Vaka sayısı ise  259 bin 559 oldu.

Kovid-19 nedeniyle ölen sağlık ve bakımevi çalışanlarının sayısının da 150’yi geçtiği belirtiliyor. İngiltere, Kovid-19 kaynaklı can kaybı sayısı bakımından Avrupa’da birinci, dünyada da ABD’den sonra ikinci sırada bulunuyor. Cambridge Üniversitesi’nden profesör David Spiegelhalter “Açıklanan rakamların virüs yüzünden ölenlerin gerçek sayısının çok altında olduğuna kuşkumuz yok” diyor.

İngiltere neden bu hale geldi?

Ülkede farklı ülkelerdeki koronavirüs ölümü sayılarını kıyaslamakta bazı sorunlar olduğu düşünülüyor. İngiltere Kamu Sağlığı İdaresi yetkilisi profesör Yvonne Doyle da şunları söylüyor: “Her ülke virüsü farklı şekilde test ediyor ve bu da uluslararası karşılaştırmaları çok zorlaştırıyor.”

Virüsün test edilmesindeki farklılıklara ek olarak, ölümlerin farklı sayılması ve nüfuslar arasındaki sayısal ve niteliksel farklılıklar da kıyaslamaların anlamını etkileyen faktörler olarak sayılıyor.

Öncelikle her ülke ölümleri farklı yöntemlerle kayda geçiriyor. Hastanelerde yaşamlarını yitirenler bakımından sayıların aşağı yukarı güvenilir olduğu, ancak yaygın test yapılmayan ve ölüm sebebinin testle belirlenemediği yaşlı bakımevlerindeki ölümler için bunun söylenemeyeceği belirtiliyor.

Ayrıca, İngiltere’nin nüfusu 66, İtalya’nınki 60 milyon. Bu nedenle nüfusa oranlandığında, ölümlerin daha fazla olması için aslında İngiltere’de İtalya’dan yüzde 10’u aşkın daha fazla ölüm olması gerektiği ifade ediliyor.

Ülkede nüfus özelliklerinin de karşılaştırmalarda önemli olduğu kaydedilirken, İngiltere’de hükümetin gün gün açıkladığı rakamlar, virüs ölümü olduğu teyitli kişileri kapsıyor. Ama aynı zamanda Ulusal İstatistik Kurumu, ölüm raporunda test yapılmış olsun olmasın bir şekilde Covid-19’dan bahsedilen her türlü ölümü kapsayan bir sayı veriyor.

Salgının ilk aşamalarında çok kapsamlı test yapıp sonra hasta olduğu belirlenen herkesin temaslarını sıkı bir şekilde takip eden ülkeler, virüsün yayılmasını engellemede başarılı oldu. Bu yöntemleri baştan itibaren uygulayan Alman ve Güney Kore’de diğer ülkelere kıyasla koronavirüsten daha az insan öldü.

Test kapasitesini çok geç artırmakla eleştirilen İngiltere’nin ayrıca sağlık hizmetleri ve bakımevlerinde çalışan personele yeterli koruyucu giysi ve malzeme sağlayamadığı da belirtiliyor.

İngiltere tarihinin en derin resesyonunu yaşayabilir

Mart ayında İngiliz hükümeti koronavirüs salgını sebebiyle duraksayan ekonomiye destek vermek için 400 milyar dolarlık bir paket açıkladı. Paket kapsamında küçük işletmeler 25 bin sterline kadar hibe alabiliyor. Bunun yanında ödeme zorluğu çekenlerin konut kredisi taksitleri 3 ay ertelendi.

Buna karşın İngiltere Merkez Bankası, koronavirüs salgını yüzünden ülkenin tarihinin en derin resesyonuna gireceği uyarısında bulundu. Merkez Bankası’nın tahminine göre İngiltere’de sokağa çıkma kısıtlamaları Haziran ayında gevşetilse bile ülke ekonomisi bu yıl yüzde 14 küçülecek. Ülke, ekonomik verilerin tutulmaya başlandığı 1706’dan bu yana böylesi bir tabloyla yüzleşmemişti.

Fransa’da Müslümanlar için mezarlık kalmadı

Fransa’da, Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 28 bin 332’ye ulaştı. Yoğun bakımda bulunanların sayısı bir süredir düşüyor. İyileşen kişi sayısı da  64 bin 617’ye ulaştı, 219 bin 322’ye de virüs bulaştı. Fransa’da salgın nedeniyle Müslümanlar için mezarlık kalmadı. Fransa İslam Konseyi verilerine göre ülkedeki 300 mezarlıkta Müslümanlar için ayrılan bölümde yaklaşık 100 mezar yeri mevcut.

İlk vaka, 24 Ocak 2020’de Bordeaux şehrinde görüldü. 14 Şubat’ta Paris’te, ülkedeki ve Avrupa’daki Kovid-19 kaynaklı ilk ölüm gerçekleşti. 13 Nisan’da halka seslenen Fransa Cumhurbaşkanı Macron, kısmi sokağa çıkma yasağının 11 Mayıs’a kadar uzatıldığını açıkladı. 2 ay süren kısmi sokağa çıkma yasağı, 11 Mayıs’ta sona erdi. Sokağa çıkmak için izin kâğıdı gerekliliği ortadan kalktı.

Salgının yayılmasına neden olan kilise toplantısı

Salgının Fransa’da yayılmasına neden olan olayların başında, 17-24 Şubat tarihleri arasında Grand Est bölgesinin Mulhouse şehrinde yapılan ve yaklaşık 2 bin 500 kişinin katıldığı Evanjelist Kilisesi’nin olağan yıllık toplantısı geliyor. Katılımcıların en az yarısının virüsle temas ettiği düşünülüyor.

Sağlık profesyonelleri ocak ayında, koruyucu ekipman stokları yetersiz olduğu için yaklaşmakta olan krizle yüzleşmek için donanımlı olmadıklarını söyledi. 3 Mart’ta ekipman konusunda Fransa’nın hala açığı bulunuyordu. Başkan Macron ülkede üretilen ve stoklanan tüm maskelere, sağlık profesyonellerine ve hastanedeki pozitif vakalara dağıtılması için el koydu. Fransa’nın ihracat yasağı, İsveçli bir tedarikçi tarafından İspanya ve İtalya da dahil olmak üzere diğer ülkelere yönlendirilmek için tutulan maske stoklarına da el konulduğu için, diplomatik gerilimlere neden oldu.

Fransa ekonomisi yüzde 8 küçülecek

Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, Nisan ayında, ülkede serbest dolaşımın sınırlandırılmasıyla ülke ekonomisinin yüzde 8 gerileyeceğini ve bu süreçte zor durumda olan şirketlerin iflas etmemesi için 100 milyar avro kaynak ayrıldığını söylemişti. Le Maire, ülkenin, yeni tip koronavirüs nedeniyle bu yıl 1945’ten bu yana en büyük ekonomik durgunluğu yaşayabileceğini belirtmişti.

Tedbirler gevşetiliyor

Öte yandan Fransa Başbakanı Edouard Philippe, salgın nedeniyle alınan tedbirlerin kademeli olarak gevşetilmesinin ilk adımının 11 Mayıs’ta atılacağını bildirdi. Ülkenin büyük bölümünde salgının yavaşladığını, ancak başkent Paris’te durumun kritik olduğunu ifade eden Philippe, salgının durumunu ve tedbirleri 2 Haziran’da tekrar değerlendireceklerini kaydetti. Philippe, Fransa’nın deniz aşırı topraklarından Mayotte’ta Kovid-19 tedbirlerinin kaldırılmayacağını belirtti. Yaşlılara ve kronik hastalığı bulunanlara sokağa çıkma yasağı getirilmeyeceğini, ancak dikkatli olmaları gerektiğini ifade eden Philippe, salgının etkili olduğu bölgelerde ortaokulların ve parkların açılmayacağını aktardı. Başbakan Philippe, salgının etkili olmadığı bölgelerde lise, kafe ve restoranların haziran başında açılabileceğini belirtti.

Sağlık Bakanı Olivier Veran ise, 11 Mayıs’tan itibaren Kovid-19 belirtileri gösterenlere ve enfekte olan kişilerle temasta bulunanlara test yapılacağını söyledi. Veran, yaşlı bakımevlerinde görev yapan sağlık çalışanlarına bin- bin 500 Euro prim verileceğini de dile getirdi. Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer de ülkedeki ilkokulların 11 Mayıs’tan itibaren ve salgının etkili olmadığı bölgelerde ortaokulların 18 Mayıs’ta açılacağını belirtti. Ulaştırma Bakanı Elisabeth Borne, toplu taşıma araçlarında sosyal mesafenin gözetileceğini söyledi. Borne, toplu taşıma araçlarında 11 yaşından büyük olanlara maske takmanın zorunlu olacağını, bu kurala uymayanlara 135 avro para cezası kesileceğini kaydetti. Elisabeth Borne, toplu taşıma araçlarının her gün en az bir kez dezenfekte edileceği bilgisini paylaştı.

‘Ekonomik hayatın başlaması gerekiyor’

İçişleri Bakanı Christophe Castaner, 11 Mayıs’tan itibaren dolaşımın serbest olacağını ancak 100 kilometrenin üzerinde seyahatlerin zorunlu hallerde yapılabileceğini söyledi. Bu tarihten itibaren küçük müzelerin, kütüphanelerin açılacağını ifade eden Castaner, 10’dan fazla kişinin bir araya gelmesinin yasaklandığını belirtti.  Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, ülkede ekonomik hayatın tekrar başlaması gerektiğine dikkati çekerek, iş yerlerinin, mağazaların ve kuaförlerin 11 Mayıs’ta açılacağını ancak kafe ve restoranların kapalı kalmaya devam edeceğini ifade etti.

İtalya’da da tedbirler gevşetiliyor

İtalya’da yeni tip koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 32 bin 785’e yükseldi. Ülkedeki aktif koronavirüs vaka sayısı 81 bin 266’ya geriledi. Bugüne kadar Kovid-19 bulaşanların sayısı ise 229 bin 858 oldu. İyileşenlerin sayısı 140 bin 479’a çıktı. Başbakan Giuseppe Conte, Corriere della Sera gazetesine verdiği demeçte, İtalyanlar için gelecek ayların zorlu geçeceğini ancak yazın Covid-19 nedeniyle karantinada geçmeyeceğini herkesin denize ya da dağa tatile gidebileceğini belirtti.

Avrupa’da koronavirüs salgınından ilk ve en ağır etkilenen ülke olan İtalya’da 10 Mart’tan bu yana uygulanan kısıtlayıcı tedbirler 4 Mayıs’ta gevşetilmeye başlandı. Virüsle birlikte yaşama evresi denilen ikinci aşamada insanların dolaşım özgürlüğü kısmen artacak. İlk koronavirüs vakasının 20 Şubat’ta, ilk ölümün de 21 Şubat’ta kayıtlara geçtiği İtalya’da 8 haftadır, ekonomik faaliyetler ve vatandaşların dolaşım özgürlüğü büyük ölçüde sınırlandırılmıştı.

4 Mayıs’tan itibaren ise üretim, inşaat ve toptan satış sektörleri başta olmak üzere bazı işletmeler yeniden açıldı, 4 milyondan fazla çalışan işbaşı yaptı.

Ölümlerin yüzde 90’ından fazlası 70 yaş ve üstü

İtalya, 31 Ocak’ta Roma’da bulunan iki Çinli turiste yapılan testin pozitif çıkmasının ardından İtalya’da ilk iki koronavirüs vakası rapor edildi. 1 hafta sonra salgın merkezi olan Vuhan kentinden İtalya’ya dönen İtalyan vatandaşı bir erkeğin hastalanması ve yapılan test sonucunun pozitif çıkması ile İtalya’da doğrulanan vaka sayısı 3’e çıktı. 21 Şubat’ta İtalya’nın kuzeyindeki Lombardiya bölgesinde yeni 16 vaka tespit edildi. 22 Şubat’ta 60 yeni vaka rapor edildi ve hastalıktan dolayı iki hafta hastanede tedavi altına alınan 78 yaşındaki adamın hayatını kaybetmesi sonucunda İtalya’da salgından dolayı ilk ölüm gerçekleşti.

Yaşanan ölüm oranları nedeniyle, Çin’den sonra salgından en çok etkilenen ülke olarak kayıtlara geçmişti. Vaka sayılarına bakıldığında Çin’in gerisinde olmasına rağmen çok daha fazla can kaybının yaşandığı İtalya, Avrupa’da en yaşlı nüfusa sahip ülke. Eurostat’ın verilerine göre İtalya’da ortalama her 100 kişiden 23’ü 65 yaş ve üzerinde. İtalya’da vakaların yüzde 70’inden fazlası 50 yaş ve üzeri. Ölümlerin yüzde 90’ından fazlası ise bugüne dek 70 yaş ve üzerinde gerçekleşti.

İtalya’da son 30 yılın en büyük düşüşü

İtalya’da sanayi üretiminde 1990’lı yılların seviyesine düşüldü. Sanayi üretimi bir önceki çeyreğe göre yüzde 8 düşüş gösterdi. Ekonomide de yüzde 4,7 küçülme gözlenirken, Ulusal İstatistik Ajansı temas kısıtlamaları ve karantina nedeniyle Mart ayında, bir önceki aya oranla yüzde 28,4 daha az üretim yapıldığını açıkladı. İtalya’da koronavirüs salgınının ekonomik sonuçları ve kısıtlayıcı tedbirler nedeniyle 700 bin çocuğun gıda yardımına ihtiyaç duyduğu belirtildi. Gıda yardımı için başvuranlar arasında daha önce hiç bu durumda bulunmamış kişi ve aileler de yer alıyor. Destek hatlarına her gün, çocuklarını nasıl doyuracaklarını bilemeyen anne-babalardan onlarca telefon geliyor. İlk kez böyle bir sıkıntı yaşadıkları için utanıyorlar.”

Sağlık krizinin yarattığı yeni yoksullar arasında mevsimlik işçi olarak çalışırken işlerini kaybedenler, işyerlerini kapamak zorunda kalan küçük işletmeciler ve zanaatkarlar, devlet yardımına erişimi olmayan kayıt dışı işçiler de bulunuyor.

Çin ilk yakalanan ve en hızlı kontrol altına alan ülke

Çin, pandeminin ilk kez ortaya çıktığı ülke. Çin’in Hubei eyaletinin Vuhan kentinde, bir laboratuvarda ortaya çıkarak kasıt olmaksızın salgına sebep olan yeni tip koronavirüs, DSÖ’nün halk sağlığı tarihinde eşi görülmemiş olarak nitelediği Vuhan tecridini kayıtlara geçirdi.

23 Ocak 2020’de Çin Halk Cumhuriyeti’nin merkezi hükümeti, yeni keşfedilen 2019-nCoV (COVID-19) salgınını önlemek için karantinaya almak amacıyla Vuhan’da tecrit başlattı. 2019 yılında ortaya çıkan ve salgın hâline gelen koronavirüs nedeniyle şehre yapılan uluslararası uçuşlar da iptal edildi ve Almanya, Türkiye, Fransa gibi pek çok ülke, Çin’den gelen tüm yolcuları termal dedektörlerle kontrol etmeye başladı. Şehre 1 hafta içinde hastaneler yapıldı ve şehir ekonomisi durma noktasına geldi. Çin hükümeti ilaç ve maske dağıttı. Ayrıca çoğu ülke, karantina bölgesindeki vatandaşlarını bölgeden tahliye etti. ABD Başkanı Donald Trump, Çin’e seyahat yasağı getirdi. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülke, Vuhan’daki vatandaşlarını tahliye etti. ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya, Malezya, Endonezya ve Cezayir vatandaşlarını tahliye eden ülkeler arasındaydı. Salgının ülke geneline yayılmasından sonra Vuhan’dan başka pek çok şehir daha karantinaya alındı. Toplu ulaşım durduruldu.

10 Ocak 2020’de ilk ölüm vakası ve yeni koronavirüsün neden olduğu klinik olarak doğrulandı 41 enfeksiyon bildirildi. DSÖ, Çin’de ortaya çıkan koronavirüs salgınıyla ilgili 30 Ocak’ta ‘uluslararası kamu sağlığı acil durumu’ ilan edildiğini duyurdu.

Çin’de bugüne dek 82 bin 974 onaylanmış vaka, 78 bin 261 iyileşen hasta ve 4 bin 634 ölüm kayıtlara geçti. Ölümlerin 3 bin 212’si Hubei eyaletinde gerçekleşti. 

Aldığı sıkı önlemler sonucunda koronavirüs vakasının rastlanmaması sonucu Vuhan, 8 Nisan’da karantinadan çıkarıldı.

Vuhan’dan ayrılmak hiç kolay değil

Salgının ortaya çıktığı Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinden ayrılmak isteyen yüz binlerce kişinin bazı prosedürleri tamamlaması gerekiyor.

Kentten ayrılmak isteyenlerin önce bir hastaneye giderek, arındırıcı gazın bulunduğu bir bölmenin içine girmesi daha sonra ücreti 40 dolar (278,5 TL) olan tükürük testi yaptırması gerekiyor. Bu testin sonucu 48 saat sonra çıkıyor.

Vuhan’ın farklı bölgelerinde uygulanan farklı prosedürlere göre, bazı yerlerde özellikle gazetecilerden nükleik asit testi isteniyor. Kentten çıkmak için bir de bölge onayı gerekiyor. Buna göre, Vuhan’dan ayrılmak isteyenler ya 14 gün ev karantinasında ya da otellerde kalıyor. Küçük bir otelde 14 gün konaklamak ise 700 doları (4 bin 880 TL) buluyor.

Bütün bunları tamamlayan kişi Pekin kent yönetimine başvuruda bulunabiliyor. Eğer başvuru onaylanırsa, mobil telefonlara gidiş biletinin alınabileceği bir link geliyor.

Çin’in ihracatında sert düşüş

ABD, koronavirüsün yayılmasına önlem olarak Çin ve diğer Asya ülkelerinden gelen dolarlara karantina uyguluyor. Çin Gümrük Bakanlığı, yaşanan koronavirüs krizi nedeniyle Çin’in ihracatında, bir önceki yıla oranla yüzde 17,2 oranında düşüş yaşandığını ve 292,45 milyar dolara gerilediğini bildirdi. Söz konusu veri, Çin’in ABD ile yaşadığı ticaret savaşının etkisiyle, 2019 yılının Şubat ayında yaşanan krizden bu yana en sert düşüş anlamına geliyor.

Çin Halk Cumhuriyeti hükümeti koronavirüs salgınının yayılma hızını azaltmak için, bu yıl 24 Ocak’ta kutlanan Çin yeni yıl tatilini 10 Şubat’a kadar uzatma kararı almıştı. Ancak bu karar, üretimin hissedilir bir biçimde düşmesi nedeniyle ülke ekonomisine büyük zarar verdi. Fabrikalardaki işçilere yönelik karantina uygulamaları, kesintiye uğrayan tedarik zinciri ve ulaşımdaki kısıtlamalar söz konusu zararın başlıca sebeplerini oluşturuyor.

Koronavirüs salgını ihracatın yanında Çin’in ithalatını da olumsuz etkiliyor. Gümrük Bakanlığı, Çin’e Ocak ve Şubat aylarında ithal edilen mallarda da, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 4 oranında azalma olduğunu bildirdi. Ülkede sokaklarda ve iş yerlerinde her gün ateş ölçümü yapılırken, ekonomik olarak da çok sayıda destek sağlanıyor.

Brezilya ve Rusya’nın durumu

Güney Amerika ülkelerinden Brezilya’da Kovid-19 kaynaklı can kaybı 22 bin 13’e yükseldi. Ülkedeki vaka sayısı 16 bin 508 artışla 347 bin 398’e ulaştı.

Rusya’da ise 24 Mayıs itibariyle vaka sayısı 344 bin 481, ölü sayısı, 3 bin 541, iyileşen sayısı ise 113 bin 299’a çıktı. Rusya’da vaka sayısında günlük artış oranının yüzde 2,9’dan yüzde 2,6’ya düştüğü açıklanırken, yeni vakaların yüzde 43,9’unda semptom görülmediği ifade edildi.

Dünyada 7 trilyon dolarlık destek paketi

ABD, Avrupa ülkeleri, Japonya, Çin ve Hindistan yeni basılan trilyonlarca dolarla küresel ekonominin çökmesini engellemeye çalışıyor. Koronavirüs salgını karşısında görülmedik hız ve boyutta önlemlere başvuruldu. CNN’in analizine göre dünya genelinde hükümetler ve merkez bankalarının bugüne kadar taahhütte bulunduğu destek paketlerinin büyüklüğü 7 trilyon dolara ulaştı.

Bu paketler merkez bankalarının yeni para basması, tahvil ve hisse senedi fonları satın almasının yanında kamu harcamaları, kredi garantileri ve vergi indirimlerini de içeriyor. Bu tutara ABD Senatosu’ndan geçen 2 trilyon dolarlık teşvik paketi ve Japonya’da gelecek ay onaylanması beklenen 274 milyar dolarlık önlemler de dahil.

Avrupa’nın en büyük ekonomileri Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya da milyarlarca dolarlık paketler açıkladı.

İkinci dalga tedirginliği

Koronavirüs salgınında birçok ülkede sosyal mesafe ve karantina önlemleri hafifletirken, Asya’da ikinci dalga endişesi yaşanıyor. Salgının büyük ölçüde kontrol altına alındığı Güney Kore’nin başkenti Seul’de yeni vakalar ortaya çıktı, Çin’de Rusya ve Kuzey Kore’yle sınır komşusu olan Jilin eyaletindeki Şulan kenti, 11 yeni vakanın ortaya çıkması üzerine karantinaya alındı. Şulan’da, günlük ihtiyaçları karşılamaları için her aileden sadece bir kişinin dışarı çıkmasına izin veriliyor.

Dünya genelinde karantinaya alınan ilk şehir olan Vuhan’da hiçbiri ülke dışı kaynaklı olmadığı belirtilen 5 vaka görüldü. Vuhan’daki karantinanın ortadan kaldırılması nedeniyle açıklama yapan Çin Ulusal Sağlık Komisyonu Sözcüsü Mi Feng, halkı virüse karşı tedbiri elden bırakmamaları konusunda uyardı ve yeni vakaların sosyal mesafe önlemlerinin önemini ortaya koyduğunu söyledi.

Güney Kore de aldığı tedbirler ile bugüne dek göze girerken, önlemlerin erken kaldırılmasının riskli olduğunun da somut bir örneği.