En basit tanımıyla bilim veya yönetim alanlarındaki işlerin insan gücü ile değil, otomatik olarak makinelerle yapılması olarak açıklanan otomasyon, iş dünyasının önemli gündem maddelerinden biri olarak sık sık karşımıza çıkıyor. Peki endüstriyel otomasyon dendiğinde aklımıza ne gelmeli? İş hayatının bundan sonraki hikayesi makineler tarafından mı yazılacak ya da otomasyon geliştikçe insanlar işlerinden mi olacak? Yapay zeka bu işin tam olarak neresinde duruyor, avantajları ve dezavantajları neler? Otomasyon ile ilgili bu ve daha birçok sorumuzu yönelttiğimiz Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) Başkanı Tunç Atıl; “Endüstriyel otomasyon uygulamalarını kurgulamak için, öncesinde aynı işin insan tarafından nasıl yapıldığını çok iyi gözlemlemek, işi bizzat yapan operatörün, nasıl daha iyi yapılabileceği konusundaki fikir, görüş ve önerilerini çok iyi dinlemek, onun anlattıklarının bir çeşit makine uygulamasına dönüşmesi için sözün özü otomasyon diline tercüme etmek gerekmektedir. Bu konuda gösterilecek en ufak bir özensizlik, uygulamanın başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabilir” diye konuştu.

Endüstriyel otomasyonun, makine sektöründeki uygulanabilirliğini konuşmak üzere bir araya geldiğimiz Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) Başkanı Tunç Atıl, konuyla ilgili açıklamada bulundu. Sektörlerin önceliğinin, küresel ölçekteki yarışta rekabette fark yaratarak varlıklarını sürdürebilmek olduğunu belirten Atıl; “Bunun için teknolojideki gelişmeleri yakından izlemekle yetinmeyip, teknoloji yaratan konuma ulaşmak şart. İşte bu zorunluluk, söz konusu sektörleri sanayide dijital dönüşümün de önderliğini yapmaya zorluyor” açıklamasında bulundu.

  • Endüstriyel otomasyon dendiğinde tam olarak ne anlamamız gerekiyor?

Otomasyon çok geniş bir kavram, sadece endüstri alanıyla sınırlı olmayıp, bilim ve yönetim alanlarında da işlerin salt insan gücü yerine, makinelerle paylaşılarak, otomatik olarak yapılmasını içeriyor. Endüstriyel otomasyon ise, sanayide imalat ve hizmet alanlarında otomasyon sistemlerinin tasarımı, kurulumu ve uygulanmasını kapsar ve odağında üretimde verimlilik artışı vardır. 12. yüzyılın sonlarında Cizre’de yaşamış, Artuklu Sarayının günümüz tanımıyla baş mühendisi olarak anılan, robotiğin kurucusu, hidroliğin ustası ve kendisinden 300 yıl sonra dünyaya gelen Leonardo da Vinci’nin ilham kaynağı olan El- Cezeri ile başlayıp, 20. yüzyılın son çeyreğinde sanayideki uygulamalarıyla hız kazanan otomasyon, günümüzde sanayide dijital dönüşüm kavramının eklenmesiyle başka bir boyuta ulaştı. Biz, ENOSAD, Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği olarak, faaliyet alanlarımızı aşağıdaki gibi sınıflandırıyoruz;

  1. Sanayide Dijital Dönüşüm
  2. Robotik
  3. Fabrika Otomasyonu
  4. Proses Otomasyonu

 “OTOMASYON, ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ OLUMLU YÖNDE DOĞRUDAN ETKİLER”

  • Bir üretim ortamında endüstriyel otomasyonu benimsemenin ana faydaları nelerdir?

Tanımında da yer aldığı gibi, otomasyonun amacı üretimde verimlilik artışıdır. Üretim doğal olarak enerji tüketimi gerektirdiğinden otomasyon, enerji verimliliğini de olumlu yönde doğrudan etkiler. Enerji verimliliği, endüstriyel işletmelerde üretim kalitesi ve miktarının düşüşüne yol açmadan, birim veya ürün miktarı başına enerji tüketiminin azaltılmasıdır. Otomasyon, aynı zamanda bir ürünün üretilmesine ayrılan süreyi de önemli ölçüde azalttığından, birim zamanda üretilen ürün sayısındaki artışla, birim maliyetleri düşürerek ölçek ekonomisine geçişin yolunu açar.

“TEKNOLOJİDEKİ GELİŞMELERİ YAKINDAN İZLEMEKLE YETİNMEYİP, TEKNOLOJİ YARATAN KONUMA ULAŞMAK ŞART”

  • Sanayide dijital dönüşüm neden bu kadar önemli bir başlık? Türkiye sanayisi bu dönüşümü nasıl yönetiyor? Farklı neler yapılabilir?

Tam da biraz önce bahsettiğimiz üretimde verim artışı ve ölçek ekonomisine geçiş noktasında, sanayide dijital dönüşümün önemi ortaya çıkıyor. Çünkü temelde yalın üretim, sonra onu izleyen endüstriyel otomasyonun üzerine çatı olarak kurgulanması gereken sanayide dijital dönüşüm, ölçek ekonomisine uygun üretimdeki en önemli eksikler olan esneklik ve çevikliğe çözüm getirmekle kalmıyor, günümüzün belirleyici istemlerinden olan kişiye özel üretimin gerçekleşmesine de olanak tanıyor. Türkiye sanayisini iki başlıkta ele almakta yarar var. Birincisi, ülkemizin dünya ölçeğinde öne çıkan iki ana sanayisi olan beyaz eşya ve otomotiv sektörleri… Çok geniş bir ekosistem oluşturan tedarik zincirleri ile birlikte bu sektörlerin önceliği, küresel ölçekteki yarışta rekabette fark yaratarak varlıklarını sürdürebilmek. Bunun için teknolojideki gelişmeleri yakından izlemekle yetinmeyip, teknoloji yaratan konuma ulaşmak şart. İşte bu zorunluluk, söz konusu sektörleri sanayide dijital dönüşümün de önderliğini yapmaya zorluyor. İyi haber, her iki sektör de konunun öneminin farkında ve yan sanayileri ile birlikte gerekli adımları zaman yitirmeksizin atıyor. Diğer tarafta Türkiye, MAKFED, Türkiye Makine Federasyonu çatısı altında bir araya gelen makine sektörünün önderliğinde üretim teknolojisini geliştirmek gibi, çok önemli bir misyona sahip. Ancak bu alanda, çok sayıda KOBİ’den oluşan yapının, rekabet öncesi iş birliğinin önemini kavrayıp, güç birliği yaparak kısıtlı olanaklardan optimum çözümleri üretmesi gerekiyor. ENOSAD üyesi orta-yüksek teknoloji mühendislik şirketleri, imalatçılar ve ürün sağlayıcı uluslararası firmalar; beyaz eşya ve otomotiv sektörlerindeki otomasyon ve sanayide dijital dönüşüm uygulamalarının öncüsü. Firmalarımız, aynı zamanda 32 üyesi olan MAKFED’in içinde yer almakla makine sektörünün sanayide dijital dönüşümünün de belirleyicisi konumunda. Diğer sektörler de zaman içinde, dünya pazarından aldıkları pay ve büyüklükleri oranında gerekli yatırımları yapıp, söz konusu teknolojilere uyum sağlayacaklar.

“MAKİNE İMALATINDA OTOMASYONUN KULLANIMI GÖRECE DAHA ZOR”

  • Makine imalatında endüstriyel otomasyon nasıl kullanılır?

Makine, belirli bir işi gerçekleştirmek için bir araya getirilmiş, sıralı hareketler gerçekleştiren bir düzenekler bütünüdür. Kendisinin de otomasyonun önemli bir bileşeni olması, hemen hemen tüm diğer sektörlere hizmet vermesi, makine imalatını kalkınmanın lokomotifi konumuna getirmiştir. Çok benzer işlevlere sahip makineler, kullanıldıkları sektörlere göre ve burada gerçekleştirmesi istenen işlerden kaynaklı farklı beklentilere karşılık verebilmek adına birçok değişikliğe uğrarlar. Bu nedenle makine imalatında otomasyonun kullanımı görece daha zordur. Ancak çok net tanımlanmış, belirli uzmanlık alanına karşılık gelen makinelerin seri imalatında otomasyon uygulamaları elbette mümkündür ve maliyetleri düşürmekte önemli rol oynarlar.

  • Endüstriyel otomasyonun uygulanmasıyla ilgili herhangi bir potansiyel dezavantaj veya zorluk var mı?

Endüstriyel otomasyon uygulamalarını kurgulamak için, öncesinde aynı işin insan tarafından nasıl yapıldığını çok iyi gözlemlemek, işi bizzat yapan operatörün, nasıl daha iyi yapılabileceği konusundaki fikir, görüş ve önerilerini çok iyi dinlemek, onun anlattıklarının bir çeşit makine uygulamasına dönüşmesi için sözün özü otomasyon diline tercüme etmek gerekmektedir. Bu konuda gösterilecek en ufak bir özensizlik, uygulamanın başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabilir.

“GİDEREK AZALACAK ÇALIŞMA SAATLERİYLE İNSANLAR KENDİLERİNE DAHA SAĞLIKLI ZAMAN AYIRMA OLANAĞINA KAVUŞACAKLAR”

  • Önümüzdeki yıllarda endüstriyel otomasyonda ortaya ne tür trendler çıkmasını ön görüyorsunuz?

Endüstriyel otomasyonda kullanılan yüksek teknoloji ürünler geliştikçe, uygulamaların verimliliği de artacaktır. Daha uygun maliyetlerle erişilebilir otomasyon çözümleri geliştirilecek, endüstriyel otomasyon uygulamaları giderek daha küçük işletmelerde de yaygınlaşmaya ve insan gücünün yerini almaya devam edecektir. Bu da insanın işini kaybetmemek için kendini geliştirmesine ve makinelere devrettiği işlerin yerine, onların kontrolü ve geliştirilmesi yönünde daha katma değerli görevlere aday olabilmek için daha çok çaba göstermesine ve öğrenmesine yol açacaktır. En çok korkulan konu olan insanların işlerini kaybetmesi yerine, otomasyonun etkisiyle giderek azalacak çalışma saatleri sonucunda insanlar gelişebilmek için kendilerine daha fazla ve sağlıklı zaman ayırma olanağına kavuşacakladır.

 “YAPAY ZEKANIN UYGULAMA YERİNİN DOĞRU BELİRLENMESİ ÇOK ÖNEMLİ”

  • Yapay zekadaki gelişmeler endüstriyel otomasyon alanını nasıl etkileyebilir?

Endüstriyel otomasyonda kullanılan konvansiyonel sistemlerde, karar-sonuç mekanizması matematiksel olarak programlanır, önceden belirlenmiş standart işler için 0-1 mantığında oldukça hızlı çalışan bu sistemlerin esnekliği ve karmaşık analiz yeteneği ise sınırlıdır. Buna karşılık insanlar gibi öğrenme ve akıl yürütme yeteneğine sahip programlara çok geniş bir tanımla yapay zeka adı veriliyor.  Yapay zekanın altında, programlanmadan öğrenebilme yeteneğine sahip algoritmalar makine öğrenmesi olarak tanımlanıyor. Derin öğrenme ise, yapay sinir ağlarının büyük miktarda veriden uyum sağladığı ve öğrendiği makine öğreniminin alt kümesi. Ne yazık ki, bu tanımların doğru yapılmaması, yanlış kararlara ve verimsiz, pahalı yatırımlara neden olabiliyor. Derin öğrenme tabanlı sistemler, karar mekanizmasını kendi oluşturur ve olasılık hesabıyla kararlarını verir. Örneğin görüntü işleme ile kalite kontrolünde, öğretilen hatalı-uygun parçalardan elde ettiği sonuçlara göre yüksek esneklikle karar verebilir. Buradaki ince nokta, algoritmanın eğitim verisi üzerinden en alt kırılıma kadar çalışıp, sonuçları ezberlemesi sonucunda, sadece o veriler üzerinde başarı elde edebilmesi tehlikesidir. Oysa derin öğrenmenin amacı, her şeyi tahmin etmesi değil genel bir doğru elde etmesi ve bu genel doğrunun sonraki verilere de uygulanabiliyor olmasıdır. Örnekten de anlaşılabileceği gibi, yapay zekanın uygulama yerinin doğru belirlenmesi çok önemlidir. Uygulamaların büyük çoğunluğunda konvansiyonel endüstriyel otomasyon sistemleri yeterlidir. Derin öğrenme, yeterli miktarda verinin toplanabildiği ve ön hazırlıkların tam ve doğru olarak yapıldığı uygulamalarda devreye sokulmalıdır. Günümüz şartlarında yapılacak yüksek yatırımın geri dönüşü gözetildiğinde yapay zeka, pahalı duruşların önüne geçme amacıyla, hat üzerindeki makine ve sistemlerin arıza olasılığını yüksek oranda doğrulukla önceden öngörebilen bakım uygulamaları ya da hassas kalite problemlerinin çözümü için yapay görmenin kullanıldığı yerlerde tercih edilmelidir.