Kararlılık ve yenilikçi düşüncenin somut bir örneği olan Defne Pelet – Defneden Kurucusu Ayşegül Taşkıran ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Defne Pelet, Daphnecatslitter ve Defneden markalarıyla sürdürülebilirlik, çevre dostu ürünler ve kadın girişimciliğini destekleyen politikaları benimseyen Ayşegül Taşkıran, iş dünyasında kadın olmanın mental olarak güçlü bir irade gerektirdiğine vurgu yaptı.

2017 yılında Defne Pelet’i kurarak iş hayatına adım atan Ayşegül Taşkıran, iş dünyasında kadınlar röportaj serimizin bu sayısındaki konuğu oldu. Yapılan röportajda deneyimleriyle genç kadın liderlere ve iş dünyasında başarılı olmak isteyenlere tavsiyelerde bulunan Ayşegül Taşkıran; “Çoğu insan başlamak için hadi ne duruyorsun, bu işte çok iyisin cümlesini bekliyor. Ben galiba insanlara farkında olmadan bu hadi cümlesini fısıldıyorum. Benim için müthiş bir duygu diyebilirim” dedi.

Öncelikle sizi biraz tanımak isteriz. Özellikle iş hayatınızda Ayşegül olmayı nasıl tanımlarsınız?

Ben, Ayşegül Taşkıran; ilköğretim ve ortaokul eğitimimi Türkiye’nin en güneyinde, Suriye sınırındaki küçük bir ilçe olan Hatay’ın Yayladağı ilçesinde tamamladım. O dönemlerde eğitime pek önem verilmeyen ve eğitim imkanlarının sınırlı olduğu bir yerdeydim. Bu nedenle eğitimim için çok mücadele veren bir kız çocuğuydum. Birçok zorluk yaşadım ve öğrenim hayatımı yarıda bırakmak zorunda kaldım. Buna rağmen, iki üniversite diplomasına sahibim; Konya Selçuk Üniversitesi Adalet Bölümü ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. İş hayatıma, kendi işletmemi kurarak başladım. Bu işletmeyi kurma cesaretini, çocukluğumda aileme ait olan defne kurutma atölyesinde yaptığım işlerden aldım. Aslında çocuk yaştan bu zamana kadar ailem ile birlikte çalışma hayatının hep içindeydim. 2017 yılında, 25 yaşındayken Defne Pelet’i resmi olarak kurdum. Kuruluş öncesinde bir yıl boyunca araştırma ve geliştirme sürecini geçirdim. Sevgili babam Abdurrahman Taşkıran’ın sağladığı değerli destek ve “Her zaman arkandayım kızım” sözleri, cesaretime hep cesaret kattı. Mücadele etmekten asla çekinmeyen ve hayal kurduğu şeyleri gerçekleştirmek için dur durak bilmeyen bir girişimciyim. Zorluklar beni güçlendirir, onlara gülümseyerek bakar ve “Bu da hayat hikayemin bir parçası, ilerde anlatırım” derim.

“25 yaşında başladığım girişimcilik yolculuğuma, üç farklı marka ile devam ediyorum”
  • Uzun yıllardır iş hayatının içinde bir isimsiniz. Bu süreç içinde birçok başarıya da imza attınız. Bize iş hayatınızın nasıl şekillendiğini anlatır mısınız? Hangi kurumlarda, hangi görevlerde bulundunuz?

Anlatmaya başlayınca, cümleler kesintisizce dökülüyor; bazen “Bunu ben mi yaşadım?” diye düşünüyorum. 25 yaşında başladığım girişimcilik yolculuğuma şimdi üç farklı marka ile devam ediyorum. İlk markam Defne Pelet; Defne ağacının atık dal kısımlarını toplayıp belli işlemlerden geçirerek bir çeşit katı yakıt üretimi yapıyoruz. Üretimini yaptığımız katı yakıt, kömürün alternatifi ve var olan yakıtlar içerisinde karbon salınımı en düşük katı yakıt çeşidi durumunda. Ailemin atmış olduğu ürünler ve benim hammaddem, güzel bir döngüsel ekonomi örneği diyebiliriz. Hem atık malzemelere katma değer sağlıyoruz, hem de ürettiğimiz ürünle insanların temel ihtiyacı olan ısınma sektörü için çevreci bir alternatif oluşturuyoruz. Benim ilk göz ağrım, hatta çıraklık eserim dediğim bir markam oldu. İkinci markam Daphnecatslitter ile yine defne ağacının atık dallarını sıkıştırarak doğal kedi kumu üretiyoruz. Bu üretimlerimizde güzel kokması için, özellikle esansiyel bir yağ kullanmıyoruz. Tamamen doğal bir kedi kumu diyebiliriz ve defne ağacı olduğu için antibakteriyel bir kum. Üçüncü markam bana göre en duygusal ve en büyüme odaklı olarak düşündüğüm Defneden markası. Bu marka benim için çok kıymetli ve önemli çünkü deprem sonrası ben şimdi ne yapacağımı düşünürken yurt dışındaki bir müşterimin; “Ayşegül Hanım bize defneden ne yaparsanız talibiz” cümlesi üzerine umut bulduğum ve kendime yeni bir alan oluşturduğum, düşük bir bütçe ile kurduğum dermokozmetik alanında faaliyet göstereceğim bir marka. Bu marka ile defne ağacı yaprağının uçucu yağı ve tohumunun sabit yağından geliştirdiğimiz vücut bakım ürünleri üretiyoruz. Bundan sonraki hedefim, Dahpnecatslitter ile Defneden markasını geliştirmek ve bir gün bu markalarım için ustalık eserlerim diye bahsedebilmek diyebilirim. Bu üç markamın da ürün geliştirme; müşteri ilişkileri, muhasebe, halka ilişkiler ve sosyal sorumluluk projeleri gibi her alanın da bizzat çalışarak bu konuma geldim. Deprem sebebiyle maalesef kurmuş olduğum ekip dağıldı, bahsettiğim iki markamla yeni üretim tesisimi kurup yeni ekibimi oluşturmayı hedefliyorum.

“Gelişime açık kadınlar için her zaman rehber olmak benim ilkelerim arasında”
  • Şirketinizde kadın istihdamını artırmak ve desteklemek adına uyguladığınız politikalar nelerdir?

Kadınlarla birlikte olmak, onlara değer katmak ve onlar ile yükselmek mükemmel bir duygu. Benim yanıma gelen bir kadın, kesinlikle kendini geliştirmeli ve zaten bunu gönüllü yapacağına da eminim. Gelişme açık kadınlar için her zaman rehber olmak benim ilkelerim arasında. Şu an kurmayı planladığım kedi kumu üretim tesisi ve sabun atölyesinde kadınlara ağırlık vereceğim. Pelet yakıtı üretimi, beden gücüne dayalı olduğu için orada bu isteğim biraz içimde kalmıştı. Şu an bu hedefimi gerçekleştirebileceğim bir alanı oluşturuyor olmak mutluluk veriyor. Daha az beden gücüne ihtiyaç olan ama vizyoner bakış açısına sahip olacağım yeni işyerimde; çalışkan ve üretken kadınlarla daha çok katma değer sağlayacağız.

“Mücadeleyi takdir eden kimse yok”
  • İş dünyasındaki kariyer yolculuğunuzda karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi ve bu zorlukları aşmak için nasıl bir yaklaşım benimsediniz?

Bize bence aşılmaz duvarlar ören önce kendimiz ve sonra en yakınlarımız. Çevremizdeki insanlar işe olan inancını ve sürdürülebilir olmanı maalesef ki engelliyor. Başarılı olursan o zaman takdir ediliyorsun. Mücadeleyi takdir eden kimse yok. En zor dönemler, fikrimin ilk yeşerdiği dönemlerde çevremdekilerin tutumu. Aslında yine de beni en çok güçlendiren zamanlar oldu diyebilirim. Çünkü vazgeçmediğim ve sürekli hedeflerim doğrultusunda kendimi geliştirerek güzel sonuçlar elde ettiğim için çevremdekilere kendimi kanıtlarken özgüvenim ortaya çıktı. Sürekli devam ederek içimizdeki potansiyeli ortaya çıkarabiliriz.

“Gönüllü mentorluklar veriyorum”
  • Kadınl iderlere yönelik mentorluk ve destek programları hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Çok destekliyorum ve ben de gönüllü mentorluklar veren biriyim. Sürekli üniversitelerden davet alıyorum ve orda kalabalık bir öğrenci topluluğuna hitap etmek beni çok mutlu ediyor. Çünkü içinde gerçekten ışığı olanlar harekete geçiyor. İnsanların içindeki cesareti ortaya çıkardığımı düşünüyorum. Çoğu insan başlamak için “Hadi ne duruyorsun, bu işte çok iyisin” cümlesini bekliyor. Ben galiba insanlara farkında olmadan bu hadi cümlesini fısıldıyorum. Benim için müthiş bir duygu diyebilirim.

  • Yeni teknolojilerin iş dünyasındaki rolü hakkındaki düşünceleriniz nedir? Kadınların bu teknolojilere entegrasyonu konusunda ne gibi fırsatlar ve zorluklar görüyorsunuz?

Teknolojinin gelişmesi öncelik olarak bana sonsuz bilgi gibi geliyor. Bu mükemmel bir duygu, artık çoğu kadının evde rutin işleri halledip eğitimler alarak ve kendini geliştirerek iş kurabilecek bir fırsatlar dünyası var. Bunu çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Ayrıca artık tüm alışverişler, e-ticarete doğru yöneldi. E-ticareti öğrenen kadın erkek herkes çağa ayak uydurabilir. Diğer önemli konu ise PR. Sosyal medyayı doğru kullanarak çok güçlü bir tanıtım yapılabilirsiniz, bu hem özgüveninizi artırır hem de sizin tanınmanızı sağlar ve para kazanmanız için de fırsatlar sunar. O yüzden eğitim eğitim eğitim.

“En büyük motivasyon kaynağım, mücadelemi somut sonuçlarla görebilmek”
  • Kariyerinizdeki başarıları elde etmek için sizi en çok motive eden faktörler nelerdir? Bu motivasyon kaynaklarınızın genç kadın liderlere ilham olmasını nasıl sağlıyorsunuz?

En büyük motivasyon kaynağım, mücadelemi somut sonuçlarla görebilmek, aldığım olumlu geri dönüşler, insanlarla kurduğum güçlü bağlar ve geniş networküm. İnsan hem kendine hem de networküne güveniyorsa her yola çıkabilir. Genellikle tüm üniversite ve kadın topluluklarının davetlerine özellikle katılırım ve onlara şunu sorarım: “Sizi durduran şey ne? Eğer duruyorsanız, bu gerçekten sizin hayaliniz değil demektir.” İnsanların kendilerini tanıması ve ne olduklarını öğrendikten sonra, bahanelerin ardına sığınmadan sadece hedef odaklı ilerlemeleri gerekiyor. Çünkü günümüz teknoloji dünyasında böyle ilerleyen birinin fark edilmeme şansı yok.

“Devlet teşvikleri kadınlar için çok avantajlı”
  • İş dünyasında kadın olmanın getirdiği avantajlar nelerdir? Bu avantajları en iyi şekilde nasıl kullanabiliriz?

Şu an toplum uyanıyor ve kadınlar çok daha güçlü, çünkü artık varlıklarını kabul ettirdiler. İş dünyasında kadın olmak; mental olarak güçlü bir irade gerektiriyor. Şu an çoğu kişi özellikle kadın markalardan alışveriş yapıyor, e-ticaret portalları kadın için düşük komisyon sağlıyor, devlet teşvikleri de kadınlar için çok avantajlı. Sadece cesaret edip yola çıkın. Yol size açılacak. Unutmayalım ki  hayat cesurlara torpil geçiyor.

“Ortak almadan ilerlemeye çalışın”
  • Genç kadın liderlere ve iş dünyasında başarılı olmak isteyenlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Mümkün olduğunuz kadar ortak almadan ilerlemeye çalışın, kendi fikriniz var ise kaynak bir şekilde bulunuyor. İlk başlarda çok zor olacak ama onları aşabilirseniz sizi kimse yıkamaz. Artık zorlukları yaşamadan bazı rahatlıklara eremiyoruz, bunları kabul etmek gerekiyor. Kendi hayallerinizin sorumluluğunu siz kendiniz alabilirsiniz. Hayatınız için kurtarıcı ararsanız hep başkanısın hayatını yaşarsınız. Kendi hayatınızın başrol oyuncusu sizsiniz bu oyunu siz istediğiniz gibi oynayın.

“Kadının işten gelip bir de evde çalışmaya başladığı bir sistemdeyiz”
  • İş dünyasında cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına neler yapılabilir?

Yaşama dair sorumlulukların eşit olarak paylaşılması, aslında çok zor bir durum. Bu sistem öyle kökleşmişki genelde kadının hizmetkar, erkeğin de işten gelip dinlenme modunda olduğu sırada, kadının işten gelip bir de evde çalışmaya başladığı bir sistemdeyiz. Bence en önemli nokta dengede olabilmek, her birey kendi hayatını kendi idame ettirmeli. Bir de en önemlisi annelik; bu biz kadınların hiç kimseye güvenmediği bir konu. Ancak çocuğumuz güvende hissederken daha üretken, faal oluyoruz. Çünkü beynimiz onunla meşgul olmuyor. Bu anlamda kreş ve bakım evlerinin ciddi anlamda artırılması, ev hanımlarına psikolojik destekler verebilmek çok önemli bir durum. Oğlum Mete benim biriciğim, ondan asla ödün vermem. Ancak dengede olabilmeyi öğrenmek gerekiyor.